allahım allahım. sonunda bunu da gördük. ergenin birinin yazdığı bir kitap sanırsam. çok fazla tanıma girmeden sizi kitaptan alıntılarla başbaşa bırakıyorum.

http://www.bedensizask.com/

--spoiler--
BEDENSiZ AŞK'ı bulunduğunuz yerdeki kitabevlerinde bulamıyorsanız aşağıdaki sipariş formunu doldurup sipariş verbilirsiniz. Kitap PTT kargo ile ve kapıda ödeme seçeneğiyle, kargo ücreti dahil sadece 15 TL'ye size ulaştırılacaktır. 2 adet sipariş verirseniz tanesi 12,5 TL'ye, 3 adet sipariş verirseniz tanesi 10 TL'ye kitaba sahip olabilirsiniz. Birkaç arkadaş birleşerek sipariş verirseniz sizin için daha ekonomik olacaktır.

Ödemeyi banka üzerinden havale veya EFT ile gönderirseniz ödemeniz gereken tutar kargo ücreti dahil sadece 12 TL'dir.

Havale veya EFT için Banka Hesap Bilgilerimiz:
HSBC BANK ibrahimli Şubesi
Hesap Sahibi: Ferhat AYNURAL
Hesap No: 273 1007664 270 00
IBAN No:TR08 0012 3002 7310 0766 4270 00

ÖNEMLi: LÜTFEN TESLiM ALMAYACAĞINIZ SiPARiŞi VERMEYiNiZ VE SiPARiŞ VERMEDEN ÖNCE AiLENiZi BiLGiLENDiRiNiZ. TESLiM ALMADIĞINIZ HER BiR KiTAP iÇiN KARGO FiRMASINA AYRICA ÖDEME YAPMAK ZORUNDA KALIYORUZ.
--spoiler--

--spoiler--
Elinizdeki kitabın yazarını tanıtacak en doğru kişinin BiZ olabileceğimiz inancıyla, yazarın tanıtım yazısını BiZ kaleme almak istedik. BiZ kim miyiz?

Biz, kitabın yazarı sevgili Ferahnaz’ın anne ve babasıyız.

Kızımız 6 Ocak 1998 yılının bir Ramazan akşamında istanbul’da dünyaya geldi.

Ferahnaz 8 yaşına kadar istanbul'da devlet okulunda okudu. 8 yaşında işimiz gereği Gaziantep'e taşınmak zorunda kaldık. Böylece kalan orta öğretimini Gaziantep'te tamamladı. Şu an kendisi istanbul'da kısa adı SEDAV olan Sürekli Eğitim Vakfı'nda ingilizce ve Arapça ağırlıklı alternatif bir eğitim alıyor. Bir yandan da açık liseyi okuyor.

iki seneden beri yazarlık sahasında kendisini yetiştirmeye çalışan kızımız üç yıldan beri de psikolojiyle ilgileniyor. Gelecekle ilgili olarak iyi bir yazar ve psikolog olmak istiyor. Ayrıca dini ilimlere de ilgi duyuyor ve bu alanda da kendisini yetiştiriyor. Kişisel gelişim ile de çok yakından ilgileniyor.

Ferahnaz okumayı seven birisidir. Ve bu sevgisi kendisine 3 yılda 500'e yakın, 100.000 sayfaya karşılık gelen kitap okutmuştur. Şu anda elinizde tutmuş olduğunuz bu kitap, Ferahnaz'ın okumaya olan sevgisinin bir meyvasıdır. Çok okumayan bir yazar adayının iyi bir yazar olamayacağı malumunuzdur.

Kitabı okurken yazarımızın 15'ini yeni bitirmiş genç bir kız olduğunu düşünmenizi ve kitaptaki bazı eksiklikleri mazur görmenizi önemle rica ediyoruz.

Kızımıza ve emeğine saygı duyup bu kitabı okuma arzusunda bulunduğunuz için hepinize özellikle siz sevgili Belieber'lara teşekkürü bir borç biliriz.

En içten sevgilerimizle
Ferhat-Şehnaz AYNURAL
--spoiler--

--spoiler--
Ben Beste, 16 yaşında klasik bir lise öğrencisiyim, klasik dediysem Beethoven veya Shakespeare gibi birisi olduğumu zannetmeyin. Normal, alelade bir öğrenciyim. Ama gurur duyduğum en önemli özelliğim delicesine Justin Bieber hayranı, hatta fanatiği olmamdır. Bu sebeple arkadaşlarım bana Beste Bieber veya Bayan Bieber derler. Kısacası ben bir Belieber’ım.
--spoiler--
--spoiler--
Sabah saatimin alarm sesiyle uyandım. Fakat görmüş olduğum rüyanın etkisiyle yataktan hiç çıkmak istemiyordum. Rüyamda yine gecelerimin prensi, gündüzlerimin kahramanı Justin’imi görmüştüm. Gerçi onu görmediğim bir gece, düşünmediğim bir gündüz yoktu. Her gece onunla yatıyor ve onunla sabahlıyordum. Gündüzlerimi de onu düşünmekle geçiriyordum. Böyle güzel bir gecenin sabahında okula gitmek zorunda olmak ne kadar kötüydü. Kendi kendime “Yine mi okul var” diye mırıldanarak kalktım ve üzerimi değiştirip kahvaltı bile yapmadan okulun yolunu tuttum. Hava çok güzeldi. Adeta aşk kokuyordu. Hatta Justin kokuyordu desem daha doğru olur. O güzel, Justin kokan havayı içime çeke çeke okula kadar geldim. Sınıfa girer girmez arkadaşlarım “Günaydın Bayan Bieber!” diyerek beni karşıladılar. Kendilerince benimle kafa buluyorlardı. Ben ve benim temiz aşkım, onlar için eğlence vesilesiydi. Onların bu takılmalarına alışık olduğum için hiçbir şey demeden yürümeye devam ettim. Aslında hoşuma da gitmiyor değildi onların bu şekilde hitap etmeleri.
--spoiler--
--spoiler--
Okul bitiş zili çalar çalmaz koşarak okuldan dışarı attım kendimi. Bir an önce eve gidip Justin’im ile buluşmak istiyordum. Eve girer gitmez annemin korkusundan ilk önce derslerimi yaptım. Ödevlerim bittikten sonra direk bilgisayarın başına geçtim. Fecebook’a girip Justin ile ilgili sayfalarda dolaşmaya başladım. Yine Justin’in yanında Selena vardı. Bu kız her fotoğrafta olmak zorunda mıydı?! Sinirle başka bir sayfaya girdim. Orada şöyle bir soru vardı:

“Nasıl bir Belieber’siniz?” Ben de: Odasında sayısız Justin posteri olan ve bunları sadece Justin evlenene veya evde boya badana olana ya da evden taşınmak zorunda kalana kadar çıkarmayacağına dair yemin eden ama Justin ve Selena’nın fotoğraflarını görünce bir anda hepsini söküp çıkaran, iki gün sonra vazgeçip bütün posterleri bir gün boyunca tekrar özenle yapıştıran ve duvarın pekmezini çıkartan bir Belieber’im, diye yazdım. Daha sonra da bilgisayarı kapatıp Justin resimli çarşafla kaplı güzel yatağıma uzandım. Müzik çalarımı alıp Justin’in şarkılarını dinlemeye başladım. Dinlerken de bir yandan hayaller kuruyordum:
--spoiler--
--spoiler--
Belieber Olmak:
1: Hikâye, roman ve ders kitapları, okumak yerine Justin sayfalarında sabahlayana kadar hikâye okumaktır.
2: Justin’le bir gün mutlaka tanışacağına inanmaktır.
3: Bütün arkadaşları tarafından Justin manyağı olarak tanınmaktır.
4: Hiç anlamadığı halde Justin için twitter açmaktır.Ve Belieber olmak tüm bunları hiç sıkılmadan yüzünde bir tebessümle okuyabilmektir.
--spoiler--
--spoiler--
Eslem elimden telefonu alırken, “Justin artık bize fanlarım diyor. Belieber’lerim demiyor. Fark ettin mi Beste?”

“Evet, fark ettim.” Başımı öne eğip “Belki de bizi önemsemiyor artık. Bilmiyorum. O çok değişti. O benim tanıdığım Justin değil artık. Ben onu ilk tanıdığımda saf-masum bir çocuktu. Çok tatlıydı. Hele o gülüşü... Beni en çok etkileyen gülüşüydü ve gözlerindeki ışıktı. Ama şimdi gözlerindeki o ışığı göremiyorum. Gülüşü sahte gibi. Eski ve yeni videolarını izliyorum. Onları karşılaştırıyorum ve onun ne kadar değiştiğini görüyorum. Biliyorum, o büyüyor. Ve büyüdükçe birtakım şeyler değişiyor. Fakat o sıcak, içten gülümsemesi yok olmuş. Ama yine de onu seviyorum işte.”
Melisa bana sarıldı. “Beste, onu buraya getiren Be-lieber’ler. Eğer Belieber’ler olmasaydı o hiçbir şey yapamazdı değil mi?”

“Evet.” dedim kısık bir sesle.

“O zaman…” sözünü tamamlayamamıştı. Eslem’e bakıp kaş göz işareti yaptı. Eslem derin bir nefes alıp bir kolunu bana doladı.

“Yani Beste. Eğer biz istersek onu o tahttan indirebiliriz. Bir tahterevalli gibi düşünsün. Bir ucun da o oturuyor diğer ucunda da biz oturuyoruz. Eğer sinirlerimizi bozarsa oradan kalkarız ve o bir anda yere düşer. Her şeyi elinden gider. Bunu yapamayacağımızı düşünüyor belki ama yaparız. O her hata yaptığında affetmemiz bunu yapmayacağımızı göstermez. Sonuçta biz de insanız ve bir yere kadar dayanabiliriz.”

Melisa: “Belieber’ler için dünyanın en sadık hayranları diyorlar. Ama Belieber’lerin de dayanabileceği bir sınır var. Galiba Justin biraz sınırlarını zorluyor.’

Gözlerimden yaşlar akıyordu. Melisa gözyaşlarımı sildi.

“Hadi ama ağlama!” dedi Eslem.
--spoiler--
--spoiler--
Ertesi gün derse girdiğimizde hoca listeden bir öğrenci kaldırmak için listeyi açtı. Hepimiz heyecanla beklemeye başladık. Hoca, “Beste sen okuyorsun.” deyince havalara uçtum. Ayağa kalkıp tahtaya çıktım. Boğazımı temizleyip mektubumu açtım ve okumaya başladım:

“Hayatıma girdiğin ilk anı hatırlıyorum. O zamanlar benim için sadece tatlı bir çocuktun. Hatta senin o bebeksi yüzünle dalga geçmiştim. Ama bilemezdim ki sana bu kadar bağlanacağımı, gece-gündüz seni düşüneceğimi, geceleri sırf senin için ağlayacağımı, bilemezdim…

Beni bir daha bırakmamak üzere kendine bağladın. Sana olan aşkım her geçen gün artıyor. Bazen seni ya-nımda hissediyorum. Ama bunun sadece bir hayal olduğunu fark edince odamda sessizce ağlıyorum. Aşkımı anlatmaya korkuyorum. Çünkü biliyorum beni deli sanacaklarını, biliyorum benimle dalga geçeceklerini. Ama onlar bilmiyorlar sana ne kadar bağlandığımı, senin için her şeyi yapabileceğimi, hatta senin için ölümü bile göze alabileceğimi.

Ben senin için her şeyi göze alırken sana ulaşamamak, sana dokunamamak bana sadece acı veriyor. Biliyorum Justin, Ben senin için sıradan birisiyim. Etrafında pervane olan kızlardan birisiyim. Senin için hiçbir anlam ifade etmiyorum. Ben senin için hiçbir şeyim. Ama sen o hiçbir şeyin BiRTANESiSiN.

Büyüyorum ve aşkı tanımaya başlıyorum. Aşkı tanıdıkça aşkımı yani seni yanımda istiyorum. Gün geçtikçe sevdiğinden uzak kalmanın ve kıtalararası birisini sevmenin bedelini ödüyorum. Çok denedim senden vazgeçmeyi. Çünkü acı veriyordun bana. Ama yapamadım. Nedense senden bir türlü vazgeçemedim. Yine başladığım yerde, olmaktan korktuğum yerde… SENDEYiM…

Sana ulaşıp ulaşamayacağımı bilmiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum. Ben seni çok ama çok seviyorum Justin. “

En derin ve içten sevgilerimle Beste.
--spoiler--
--spoiler--
“Hey şuna bakın!” diye bağırdı Doğukan.

Hepimiz ona bakarken Doğukan bilgisayarı bize çevirip güldü. Ekranda bütün yakışıklılığı ve karizmasıyla Justin vardı. Onu masaüstü resmi yapmış.

“Aşkım!” diye ekrana sarılıp öpmeye başladığım anda Doğukan hızlıca beni itip bilgisayarı kapattı.

“Bilgisayar yenilecek bir şey değil Bayan Bieber.” Herkes gülüyordu.

“Ha ha! Çok komik! Eğer bilgisayarda Justin varsa yenilecek bir şeydir!”

Annem büyük bir tabağın içinde kendilerini yememizi bekleyen cipslerle odaya girdi. Tabağı masaya bırakırken odaya göz gezdirdi. “Ne kaynatıyorsunuz çocuklar?!”

Melisa tabaktan cips alırken, “Beste’nin bilgisayarı yemeye çalışmasını konuşuyorduk.” dedi.

“Ne?!” Annem kaşlarını çatarak bana baktı. Sonra da alaylı bir yüz ifadesiyle; “Durun tahmin edeyim. %99 hatta %100 ekranda Justin denen çocuk vardı.”

Hepimiz güldük. “Evet. Justin vardı.” dedi Doğukan.

“Beste, şu çocuğu yemeye çalışacağına derslerini yemeye çalışsan, daha güzel olmaz mı?”

“Ama anne, dersler Justin kadar tatlı değil ki!”

Annem öksürdü. Bu öksürmeyi biliyordum. Annemle aramızdaki bu özel lisana çok alışık olduğum için tercüme etmem de uzun sürmedi. Bunun anlamı, “Terbiyen bozulmaya başlıyor Beste.” demekti.

“Tamam. Sustum anne.”

Annem gülümseyip odadan çıktı. O çıkar çıkmaz hepimiz tabağa saldırdık. Aç ayılar gibi cips yerken (Gerçi ayılar cips yer mi?! Pek zannetmiyorum ama…) aklıma Justin geldi. Tabaktan bir tane cips alıp Justin posterinin önüne geçtim. “Aç ağzını aşkım.” Cipsi onun ağzına doğru uzattım. “Çok lezzetli değil mi?”

Doğukan elinde cipsle yanıma geldi. Taklidimi yaparak, “Aç ağzını aşkım. Çok lezzetli değil mi?” dedi. Sonra da cipsi ağzına atıp bana baktı. “Affedersin ama amacın neydi bunu yaparken?!”

“Justin’e cips yedirmek.”

“Zaten o da yiyecekti.”

“Off Doğukan ya! Bir Belieber ile dalga geçilmez. Allah taş eder!”

Posteri öpüp yere oturdum.
--spoiler--
" kalk bakkala git desen gitmeyecek olanların, aşk yolculuğudur. güldürmüştür."
(bkz: vakit kaybı)
--spoiler--
Teneffüste Alp yanıma geldi. Gayet ciddi görünüyordu.

“Sana bir şey soracağım. Eğer sana aşkı kelimelerle anlat deselerdi ne derdin?”

“Aşk, âşık olduğun kişiye dokunabildiğin zaman ete-kemiğe ve bir bedene bürünür. O zaman o aşk hayat bulur. Ama sevdiğine dokunamıyorsan o zaman o aşk bedensiz aşk’tır. işte benim aşkım da böyle bir aşk, yani BEDENSiZ AŞK.”

“Peki sana aşk kimdir diye sorsaydım ne derdin?”

“Justin Bieber derdim.”

“Neden ki?”

“Çünkü her tavrı, her hareketi bütün günümü etkiliyor. Yeni bir videosunu izlediğimde bütün haftam onu düşünerek geçiyor. Biliyorum, bu çok aptalca! Milyonlarca hayranı olan bir yıldıza körü körüne bağlanmaktan bahsediyorum. Sanki dünya ondan ibaretmiş gibi hissetmekten, rüyalarda bile onu görmekten, dünyanın herhangi bir yerinde nefes aldığını bilmenin bile kalp atışlarımı hızlandırmasından, onun bastığı kaldırım taşlarını bile kıskanmaktan, sadece onunla aynı ülkede yaşadığı için başka insanlara imrenmekten bahsediyorum. Bu aynı zamanda çok utanç verici biliyorum. Bir hayale âşık olduğumu da biliyorum. Ama kendime engel olamıyorsun işte.”
--spoiler--
görsel
bir kitap ismi.

tamam aga yeter anladık hıncını neden bizden alıyorsun. git o ergeni bul valla yeter.
ergenlerin ne kadar mal olduklarını gösteren kitap.

(bkz: bi bitmediniz amk)
--spoiler--
Sonra derin bir nefes aldım. “Aşk mı bu sence Alp? Aşk insana bu kadar mı acı verir, bu kadar mı çaresiz bırakır, bu kadar mı aptallaştırır?”

“Aşk mı?! Kork o duygudan bence! Justin’e olan aşkın gerçek değil! Yani gerçek olamaz Beste. O bir ünlü, o bir yıldız. Ve yıldızlar çoğu zaman dokunabileceğiniz kadar yakın görünür ama asla öyle değillerdir. Bu bir kandırmacadan başka bir şey değildir aslında. Yıldızlar bizden çok uzaktadırlar. Onlar erişilmezlerdir.”

“Ama sen Taylor Swift’i çok istiyorsun. O da sana uzak değil mi? Sonuçta o da bir yıldız.”

“Evet, doğru. Ama ben senin kadar değilim Beste. Ben Taylor’a ulaşamayacağımı biliyorum ama sen Justin’e ulaşamayacağını bilmiyorsun. Seninle benim aramdaki en önemli fark bu.”

“Yine de bir nebze umut, onunla ilgili küçücük bir umut var içimde Alp. Ve bu umudun, ona beslediğim hayranlık duygusuyla birlikte her gün biraz daha büyüdüğünü fark ediyorum. Her sabah uyandığımda posterlerindeki güzel ela gözlerini görüyorum.

Evet… Bieber Fever, Bieber Ateşi, kalbinizin en güzel köşesinde giderek daha da alevlenerek yanmaya devam ediyor… Ve o günden sonra benimsediğiniz bir diğer şey o hastalıkla yaşamak oluyor. Kanserli bir hücre gibi, inanılmaz bir hızla çoğalıyor ve yayılıyor. Bieber Fever… Üstelik hiçbir tedavisi de yok! Bazen ondan uzak durabilmeyi her şeyden çok istiyorum. Bugün Bieber’sız, temiz bir gün olacak, bugün onu aklımdan uzak tutacağım diyorum. Fakat nafile. Çünkü bu hiç düşünmeyeceğim demek, hiçbir şeyi düşünmeyeceğim demek oluyor. Çünkü içimdeki her şey onunla ilgili olmuş. Onu düşünmediğim zaman hiçbir şey düşünmemiş olacağım. Şimdi neden Bieber Fever gibi bir hastalık adı konduğunu anlıyorsun. Ona hayran olmak, ona hasta olmakla aynı anlamda. Sözlükte karizmanın kelime anlamı olan çocuktan bahsediyorum. JUSTIN BIEBER’DAN … Dünyanın aynı anda hem sevimli hem de seksi olabilen tek erkeğinden. JUSTIN BIEBER’dan. Seni senden alan, tuhaf bir hayranlıkla gününü aydınlatan sarı/beyaz güneşten bahsediyorum. JUSTIN BIEBER’dan …

Ve o anda hiçbir gününün onsuz geçmesini istemediğini ve aslında ona çok şey borçlu olduğunu anlıyorsun. Çünkü sana umudu öğretiyor. Her şeye rağmen gülümsemeyi öğretiyor, karşılıksız sevebilmeyi öğretiyor. Sana, seni öğretiyor ve her günün sonunda bir uyku ilacı etkisi yaratan hayallerle uyuyorsun. Onun seni bir konserinde sahneye çıkarması, onun senin elini tutması, onun senin yanında olması… Bu gibi düşünceler aklını kötü şeylerden uzak tutuyor ve yine ona borçlanıyorsun. Böylece o seni kötü düşüncelerden de uzaklaştırmış oluyor.”
--spoiler--
--spoiler--
Arda hızlıca yanıma geldi. “O Justin’i var ya! Neresini beğeniyorsunuz onun?! Manyağın teki! Adam mı o?! Kendini adam mı sanıyor lan o?! Kız gibi saçlarıyla hava atıyor!”

“Sizden daha adam bir kere o tamam mı?! ‎Siz mahalle maçı yapınca terliyorsunuz, hasta oluyorsunuz. Ama Justin hasta haliyle hayranlarını üzmemek için konsere çıkıp terliyor!

Siz, ailenizin onca para verip yolladığı dershaneyi kırıp, arkadaşlarınızla geziyorsunuz, Justin 12 yaşındayken, sokakta şarkı söyleyip kazandığı parayla annesini tatile götürüyordu.

Siz bırakın ingilizceyi Türkçeyi bile sökememiş adamlarsınız. Ama Justin öyle mi?! O küçük yaşta bir Fransız okuluna gitti ve Fransızca öğrendi! Siz, sokakta kilolu bir kız görünce 'Şu tipsize bak’ dersiniz. Justin ise hiçbir hayranını ayırt etmez ve hepsine ‘Prenses’ der.

Siz, Müslüman’ız diye gezer ama namaz bile kılmazsınız! Justin ise israil'e gider ve dua ederken paparazzilerin onu rahat bırakmasını ister!

Siz, apaçi gibi giyinip çektiğiniz fotoğrafların Facebook da 500 beğeneni olmasını istersiniz. Justin ise doğal yakışıklılığı ile bizi iki dakikada eritir!

Siz, özgün olamazsınız. Justin ise her zaman kendine özgü davranır ve kendi tarzını oluşturur! istersen daha sayayım Arda!”
“Siz onu korumaya devam edin! Çocukta para olmasaydı hiçbiriniz onun yüzüne bile bakmazdınız!”

“Yalan söyleme! Biz onun parasını değil, kendisini seviyoruz!” Artık sinirlenmeye başlamıştım. Arda ateşi yakmıştı. Eğer ben de içimdeki petrolü dökecek olursam her yer alev alacaktı.

--spoiler--
--spoiler--
Sabah okula deprem çantamla birlikte gittim. Herkes deprem çantasını getirmişti. ilk ders hoca herkesinkine sırayla bak-maya başladı. Alp ve Doğukan’a da baktıktan sonra sıra bana gelmişti. Ayağa kalkıp çantamı gösterdim. Hoca yavaş hareketlerle çantamı açıp karıştırmaya başladı. Gördükleri karşısında ağzı açık kalmıştı.

“Kızım bunlar ne?”

“Hocam çantama yedek Justin posterimi de koydum. Sonra maazallah enkaz altında Justin’e bakamam falan… Allah göstermesin!”

“Kızım tamam posteri anladım, bu Justin Bieber tişörtü ne geziyor?”

“Hocam o da benim çok ama çok sevdiğim bir tişört. Enkaz altında kaybolursa ben ne yaparım?!”

“Peki kızım bu MP3’ün ne işi var?”

“Hocam onun içinde Justin’in şarkıları var. Ben onun sesini bir gün duymasam kötü olurum. Kendimi iyi hissetmem. Yani o da benim ilacım gibi bir şey.”

“Neyse en azından ilaçları, suyunu ve yiyeceğini koymayı unutmamışsın.”

Hocaya bakıp gülümsedim. Çantamı kapatıp bana uzattı. Ben de çantamı alıp sırama oturdum.
--spoiler--
--spoiler--
“Hocam! Ben de şiirimi okumak istiyorum! Lütfen!”

“Hayır. Vaktimiz yok. Bugün yeni konuya geçeceğim.”

“Hocam çok sürmez! Sadece birkaç dakika!”

“Hayır Beste!”

“Lütfen hocam!”

“iyi, çık tahtaya.”

Kâğıdımı alıp koşarak tahtaya çıktım.

“Kıskandım seni… Sevdiğim için
istemedim biriyle çıkmanı
istemedim onun ellerini tutmanı.
Dokunmanı istemedim onun tenine…
Benden uzakta olsan da,
Sadece benim ol istedim.
içimde o kadar çok şey var ki anlatamadığım…
Aslında damla damla yaşlar akan gözlerime baksan anlarsın hepsini.
Evet, hep kötüledim onu.
Ama sen bilmiyordun ki nedenini…
Görmüyordun ki her gece ağladığımı…
Sen onunla gülüyorsun diye ağlıyordum ben.
Niye ben değil de o diye ağlıyordum.
Ne zaman vazgeçsem senden
Aslında daha çok bağlanıyordum.
Tek gerçeğim ve kalbimin sahibi oldun…
Tutsaksın artık kalbimde, sonsuza dek…”

Bora dalga geçer gibi, “Justin’e yazmış bu şiiri belli.”

--spoiler--
--spoiler--
“Selam!”

Başını kaldırıp bana baktı. “Beni de o koridorda sıkıştırdığın çocuk gibi sıkıştırmayacaksın değil mi?”

“Hayır tabii ki de.” Gülümseyip kafamı eğdim.

“Justin yüzünden yakında disipline gideceksin Beste. Umarım farkındasındır.”

“Farkındayım Jaden. Ama olsun. Ben Justin için her yere giderim. Her türlü cezayı da alırım. Sorun değil.”

“Justin, Justin diye gebereceksin bir gün! Bunun farkında mısın?”

“Evet…” deyip gözlerimi kapattım. Sonra da derin bir iç çektim.

“Tek kişilik aşk yaşıyorsun. Bu sana acı vermiyor mu Beste?”

“Evet tek kişilik ve BEDENSiZ bir AŞK yaşıyorum.” diye mırıldandım.

Dudaklarımı büküp başımı önce eğdim.

“Tabii ki de acı veriyor. Ama elimden de bir şey gelmiyor.”
--spoiler--
--spoiler--
“Uzaktan seviyorum seni Justin. Boynuna sarılmadan, yüzüne dokunmadan seviyorum seni.”

Sonra yeni ve eski Justin’in resmini yan yana astığım duvara yöneldim. Kendimi kaybettim. Hafif başım döndü. Dudakla-rım uyuştu. Sağ elimi eski Justin’e, sol elimi yeni Justin’in üzerine koydum. Mırıldanarak, sanki bir bebeğe ninni okur gibi aklımdan ne geçiyorsa bir şiir okur gibi Justin’e okudum.

“Biliyor musun? Devran döndü artık.
Bir zamanlar kendimizi en değerli sanırdık.
Şimdi ise değersiz olduk.
Belki de hep değersizdik senin gözünde!
Sen bize yalan söylüyordun…
Safmışız biz ya! Seni en masum kişi sandık…
Ardından Belieberiz, vazgeçmeyiz diye ayağa kalktık.
Ne değişti ki?! Seni ellere bırakmak zorunda kaldık…
Kalplerimizin en ücra köşelerinde
Bıçak batarcasına bir acı hissettik.
Bu acı her geçen gün arttı.
Yıkıldık, öldük ve tekrar dirildik.
Peki, biz kimin için tekrar dirildik?
Senin için…
Sense gözlerimizden akan yaşları izledin sadece.
Bir kız için Belieberlarına sırt çevirdin.
Kıydın hepimize!
Her bir Belieber’ın kalbine…
Ama şunu bil ki!
Biz sadece sevdik ve gönül verdik.
ille de ‘Justin, Justin’ dedik.
Kuralları yıktık ve her gün laf işittik.
Sırf senin için, her gün okulda ezilecek duruma geldik!
Ama biz gerçek Belieberiz diye,
Kendimize ezik dedirtmedik! Sana ‘biber’ dedirtmedik!
Biz sadece seni en masum şekilde sevdik.
Senin için, ‘Bizim her şeyimizdir o’ dedik.
Gözümüz kapalı hayaller havuzuna girdik.
Sana ne laf ettirdik, ne de zarar verdik.
Biz sana güvendik.
Sense yalan söyledin bize!
Ama sana yalan söylemiyoruz…
Biz sana gerçeği söylüyoruz!
Sonucunda ne olursa olsun…
Şimdi sana tek bir gerçeği söylüyoruz.
Duy sesimizi bir tanem…
Biz eski Justin’i çok özledik!
Biz eski Justin’i geri istiyoruz!”

Ağlayarak yere kapandım. Ne yapacağımı bilemiyordum. Kendimi ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordum. Artık Jus-tin’i bırakmak istiyordum ama yapamıyordum. Bir insan su içmeden nasıl yaşayamazsa ben de Justin olmadan yaşayamayacak durumdaydım. O benim can suyum idi… Ama bu aşk bana çok acı veriyordu. insanlar hep benimle alay ediyorlardı. Çoluk çocuğun dilinde eğlence konusu olmuştum. Ama yine de ondan vazgeçmeyecektim.
--spoiler--
--spoiler--
“Kızım, uzun zamandan beri Justin meselesinin sana zarar verdiğinin farkındayım. Bu meselenin senin tarafından hallolacağını bekleyip durdum. Fakat bir türlü bu meselenin üstesinden gelemedin. Biz bitmesini beklerken sen ona olan ilgini daha da arttırdın. Doğrusu mesele sende hastalık halini aldı. Her şeyden haberim var. Annen bana durumunu anlatıyor. Şimdiye kadar seninle yüz göz olmamak için bu konuyu konuşmadım. Ama artık bu meseleyi çözme zamanı geldi. Bu şekilde devam edersen etrafındaki bütün sevenlerini kaybedecek ve yalnız kalacaksın. Biz her zaman senin yanındayız ama bu durumundan doğrusu biz de memnun değiliz. Bu sebeple kızım, artık bu meseleye birlikte bir neşter vuralım. Ne dersin?”

“Babacım ben de halimden memnun değilim ama Justin ben de bağımlılık oldu. Onu düşünmeden duramıyorum. Eskisi gibi normal hayatıma dönmek istiyorum ama buna gücüm yetmiyor.”

“Senin de bu konuda istekli olman önemli. Bir insanı sevmek kötü bir şey değil. Sevgi veya siz gençlerin tabiriyle aşk çok kutsal bir şeydir. Fakat her şeyin bir vakti saati var. Sizin şu anda bu tür konularla ilgilenmeden geleceğinize yönelik adımlar atmanız gerekiyor. Çünkü gelecekteki başarınız bu-günkü çalışmalarınıza bağlı. Siz gençlerin en verimli olduğunuz zamanlar bu dönemler. Eğer bu dönemleri boş işlerle geçirirseniz geleceğinizi karartmış olursunuz. Vakti geldiğinde elbette ki birilerini seveceksiniz ve evleneceksiniz. Bunlar tabii şeyler. Ama dediğim gibi her şeyi vaktinde yapmak gerekir.”

“Doğru söylüyorsun baba. Ama ben tek başıma bu yükü kaldıramıyorum. irademe söz geçiremiyorum.”
--spoiler--
Deprem cantasina justin posteri koymak ne lan? Ne olur ne olmaz bi daha goremezsem ne demek. Ulan, usenmeden butun entarileri okudum. Yerde yuvarlanarak gulerken yakaladim kendimi. Kitabin sonu muhtemelen, beste denen ergenimizin justin'i gunun birinde gormesi ve hatta ustu kapali yiyismesiyle son bulacak.

kiz nasil agir bi ergenlik geciriyosa artik..
kitabın okuyucu yorumları

--spoiler--
50 GÜNDE 14.500 HAYRAN SAYISINA ULAŞAN KiTAP
(facebook.com/bedensizask sayfası 50 günde 14.500 hayran sayısına ulaştı.)

OKUYUCUNUN RÜYASINA GiREN KiTAP
(Kitabın etkisinde kaldım rüyalarıma girdi - Şenay Sueda Özkan)

OKUYUCUYU AĞLATAN KiTAP
(Çok ağladım Beste’nin anne ve babası ölünce - Şenay Sueda Özkan)
(Bu yazıları size yazarken ağlıyorum – Ebrunur Kaymak)
(2.Bölümde gözümden yaş eksik olmadı – Nesibe Sarıca)
(Kitap beni fazlasıyla ağlattı. Şu an ağlayarak yazıyorum – Sema Köse)
(Kitaptan alıntıları okuyunca ağlamaktan harap oldum – Esmanur Yatıcı)
(Canım iyi ki yazmışsın çok ağladım okurken – Tuğba Toprak)
(Kitap cidden çok güzel, Alp ile geçen diyalogda resmen ağladım - Dilara Kapucu)
(Kitabın gerçekten iyi okuduğumda ve bitirdiğimde ağladım saatlerce - Halley Carter)
(Beni bu kadar çok ağlatan ilk kitapdı bu - Dilara Kapucu)

OKUYUCUYA KENDiSiNi 1 GÜNDE OKUTTURAN KiTAP
(Kitabını 1 günde bitirdim – Zeynep Çakır)
(Sabaha kadar bitirdim bir gecede – Su Biebs)
(Kitap çok güzel 2 günde bitirdim – Hanife Çelik)
(Kitap geldi ve hemen bitirdim – Fatma Yılman)
(Kitaba bayıldım! Başladığım gün bitti – Melisa Balcı)
(Beğenmek ne kelime birkaç saatte bitirdim – Alanur Şahin)
(Şu an kitabın yarısını okudum. Bırakamıyorum sürükleyici bir kitap – Kübra Aydın)
(Kitap çok güzel olmuş ya bi oturdum okumak için 247. sayfaya gelmişim – Teletapi)
(Kitabını konser alanında senden imzalı aldım. Ertesi gün akşam yemeğinden hemen önce yaklaşık 40. sayfaya kadar geldim. Yemekten sonra yatağıma gittim. Çekmecemin üstündeydi kitap. Gözüm takıldı ve uyumadan önce biraz okumak istedim. Kitabı elime aldım ve ALIŞ O ALIŞ ! Nasıl okudum bilmiyorum ya da nasıl bitirdim o kadar sürede +300 sayfayı – Dilara Küçük)
(Bu kitap çok güzel. Geldiği gün bitirdim – Büşra Ünlü)
(Kitap gelir gelmez 1 günde okuyup bitirdim - Sümeyye Kaya)
(Bedensiz Aşk kitabından yeni haberim oldu ve hemen aldım. Şu an yarısını okudum bitmek üzere ama bayıldım - Tuba Yalçın)
(Kitap gerçekten çok çok güzel ilk geldiği gün bitirdim, sanırım 3 saatte felan - Rümeysa Hatice Ayhan)
(Bu kitabı Justin ile ilgili olsa bile 2 günde bitireceğime inanmazdım - Buket Açıkalın)
(Ben okudum bu kitabı hem de bir günde - Ahmet Kılıç)

YAZARINA ÖVGÜLER YAĞDIRTAN KiTAP
(Kitabı çok beğendim. Seni tebrik ederim Ferahnaz. Çok iyi iş çıkarmışsın. Gerçekten okumaya değer bir kitap. Böyle güzel bir kitap yazdığın için tebrik ederim – Dilay Uysal)
(Kitabınız gerçekten çok güzel hala etkisindeyim. Tebrik ederim – E’zel Kark’ucak)
(Kitap gerçekten çok güzel – Buse Karaağaçlı)
(Sakın kitap yazmayı bırakma, senin yaşında birisinin bu kadar güzel kitap yazması şaşırtıcı. Artık dayanamıyorum yeni kitabını yazmaya başla – Zeynep Çakır)
(Belieberların düşüncelerine tercüman olduğun için teşekkür ederim – Özlem Palaz)
(Kitabın gerçekten çok hoşuma gitti. Seni tebrik ederim. iyi bir iş çıkarmışsın – Özlem Palaz)
(Kitap yazmaya devam edersen elimden geldiği kadar okuyacağım kitaplarını – Zeynep Kayra Erarslan)
(Anne babalarımıza az da olsa sesimizi duyurduğun için sana minnettarım – Zeynep Kayra Erarslan)
(Bu kitabı herkes okumalı. Okumayan kardeşlerime yazık olur. Helal süper devam kitap yazmaya, arkandayız – Zeynep Çakır)
(Kitabına bayıldım. Bu işe devam et mükemmel yazıyorsun – Su Biebs)
(Kitap çok güzel 2 günde bitirdim. O kadar bağladı ki beni kendine derslerde, yolda gelirken, evde hep okudum. Yeni kitabını bekliyoruz – Hanife Çelik)
(Geleceğin çok parlak gibi görünüyor. Bir gün seni ödül törenlerinde görürsem hiç şaşırmam – Rabia Kabal)
(Bana cesaret verdiniz. Teşekkür ederim – Buse Karaağaç)
(Sizi tebrik ediyorum. Benim yapamadığımı siz yaptınız. Erken davrandınız ve ilk oldunuz – Ebrunur Kaymak)
(Popüler kültür ve ebeveyn çalışması/çözümü adına fevkalade güzel bir örnek bu kitap. Yazara ve ailesine teşekkür ederim – Bedrettin Sümer)
(Bu aşk yolculuğu süper – Burcu Yiğit)
(Bu kitap 46 milyon Belieber’ı temsil etmek için yazılmış bir şaheser – Gizem Atar)
(Bu kitabı yazmakla gerçekten harika bir şey yapmışsın kardeşim – Gaye Doğan)
(Sen harika birisin. Çok ünlü bir yazar olacağına eminim. 2.kitabını sabırsızlıkla bekliyorum – Gizem Atar)
(Ferahnaz sen harika bir şeysin. Sesimizi inşallah bu kitapla duyuracağız. Sana çok teşekkür ederiz – Belieberlar’ın Meleği)
(Çok ama çok güzel, harika bir kitap. Favorilerim arasında. Bitmesin diye fazla okuyamıyorum – Aleyna Biebs)
(Çok sürükleyici. Artık kesinlikle favori yazarlarımdansın Ferahnaz – Dilara Küçük)
(Bence bu kitap harika bir şey yani. içini açıp okuduğunda sanki günlüğünü okuyormuşsun gibi – Meryem Reyhan Aslan)
(15 yaşındaki bir genç kızın fikirlerini kitaba dökmesi gerçekten çok güzel. Tebrik ediyorum – Ayşenur Avcı)
(Sana çok teşekkür ederim. Hem kitap için hem de benim, bizim duygularımızı böyle bir kitap içine yazdığın için. Sana çok minnettarım. Çok teşekkür ederim. Gerçekten iyi ki varsın. Belki sen bana Allah’ın gönderdiği bir kulsun – Sema Köse)
(Dün aldım ve yeni okumaya başladım. Çok harika yazmışsın, okumaktan kendimi alamıyorum.
Ben bunu gece uyumam bitene kadar okurum ya süper , bayıldım , harika... Şimdiden ellerine sağlık.
Yorum olarak çok ustaca yazmışsın brawo. Bütün uğraşlarına değmiş. Bırakamıyorum sürükleyici bir kitap - Kübra Aydın)
(Ferahnaz, okuya okuya gözlerim şişti. Ama kitap çok anlamlı geldi. Tüm arkadaşlarım kitaba hayrele baktılar. Aile dostumuz bir dahaki sefere sen yazarsan onu bana alacağını söyledi. Annem kitabı bitirdikten sonra beni tebrik etti ve seni çok övdü. Biliyor musun Ferahnaz, Belsin’de (ilçe) gündemdesin şu an – Fatma Yılman)
(Justin Bieber bu kitap sayesinde biz Belieberların duygularını daha iyi anlayacak. Seni tebrik ediyorum Ferahnaz – Beril Saral)
(Bu kitap bir harika. Gerçekten çok güzel bir kitap yazmışsın gelecek zamanlarda iyi bir yazar olacağına inanıyorum. Başarılarının devamını diliyorum – Kübra Aydın)
(Benim başarmak istediğim bir şeyi başarmışsın. Gerçekten bazen hiçbir şeyin imkansız olmadığına inanıyorum. Tebrik ederim, başarılarının devamını dilerim – Buse Çilem Çakır)
(Gerçekten harika yazmışsın, tam benim duygularımı anlatan bir kitap bayıldım. Dualarımı eksik etmeyeceğim, umarım ünlü bir yazar olursun. Diğer kitaplarını çıkarmanı sabırsızlıkla bekliyorum – Asena Akdoğan)
(Kitabı çok beğendim. Kitabı yazan Belieber kardeşim Ferahnaz'a sonsuz teşekkürler. iyi ki böyle bir yapıtı bizlere kavuşturdun. Duygularımıza tercüman olduğun için sana minnettarım - Selma Kılıç)
(Bu kitabı çıkarmandaki cesaretinden dolayı seni tebrik ederim – irem Belieber)
(Seni gerçekten tebrik ederim – Sena Kardeş)
(inanamıyorum, bu kitap çok güzel. Geldiği gün bitirdim kitabı. Böyle bir şey olamaz benim hissettiklerimin aynısı. 2.yi bekliyorum. Çok yeteneklisin – Büşra Ünlü)
(Çok güzel bir kitapmış. iyi ki okumuşum - Şimal Tebessüm Perçem)
(Ferahnaz çok teşekkür ederim, umarım çok başarılı olursun her zaman - Sümeyye Kaya)
(Kitabın gerçekten iyi. Belieber değilim ama yaşadıklarını hissettim - Halley Carter)
(Kitabı çok beğendim 2. kez okuyorum. Tüm TÜRK BELiEBER'lere tavsiye ediyorum. Ve kitap muhteşem! - Melisa Nanacak)

OKUYUCUYU ETKiLEYEN VE KENDiSiNE ÂŞIK EDEN KiTAP
(Bu nasıl bir kitaptır… resmen âşık olduk kitaba arkadaşlarla – Şevval Sena Kocaoğlu)
(Kitaba bayıldım! Başladığım gün bitti. Kitap bitince: “Heeey daha 10 sayfa okumuştum dedim - Melisa Balcı)
(Kitabı bu sabah bitirdim ve çok etkilendim – Nesibe Sarıca)
(Harika bir kitap zevkle okudum – Dilay Uysal)
(Bence bu kitabı anlatmaya kelimeler yetersiz kalır – Selma Kılıç)
(Kitap gerçekten harika. Bayıldım – Ebru Doğan)
(Arkadaşlar kesinlikle Bedensiz Aşk’ı okumalısınız harika – Melis Yaren Bulut)
(Kitabında, dile getiremediğim her şeyi sözcüklere dökmüşsün bayıldım –Alanur Şahin)
(Bu kitap hayatımı büyük ölçüde değiştirecek. Canım iyi ki yazmışsın – Tuğba Toprak)
(Kitabı okudum ve çok etkilendim çok güzel bir kitapmış. iyi ki okumuşum - Şimal Tebessüm Perçem)
(Gerçekten bu kitaptan çok etkilendim kitabı iyi ki yazmışsın - Dilara Kapucu)
(Bu gerçekten hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan birisi - Rümeysa Hatice Ayhan)
(BEDENSiZ AŞK kitabını mutlaka okuyun. Çok iyi bir kitap. Ben çok etkilendim - Kidrauhl's Wife)

OKUYUCUYU KENDiSiNE BAĞLAYAN KiTAP
(O kadar bağladı ki beni kendine derslerde, yolda gelirken, evde hep okudum – Hanife Çelik)
(ilk defa okumayı bu kadar arzuladığım bir kitap – Büşra Kenanoğlu)
(1. bölüm' ü çok merak uyandırıyordu. Bir türlü kitabı bırakamadım – Kübra Aydın)
(Aman tanrım yaa çok güzel bu kitap bayıldım 2 mayıs günü aldım ilk sayfasını okudum ve direk aldım çok bağlıyor – Aleynazcan19)
(Kitap çok sürükleyici. Okudukça okuyası geliyor insanın - Buket Açıkalın)
(Muhteşem sürükleyici. Helal olsun yazara - Ahmet Kılıç)

OKUYUCUYU GECE UYUTMAYAN KiTAP
(Geceleri uyumamak için zor duruyordum. 2 günde bitti - )
(Ben bunu gece uyumam bitene kadar okurum ya süper – Kübra Aydın)
(Kitabı dün bitirdim sabaha kadar uyumadım ama değdi - Dilara Kapucu)

EBEVEYNLERiN OKUDUĞU KiTAP
(Ben okur okumaz anneme okutacağım – Gizem Atar)
(Kitap o kadar güzel ki annem bile okuyor şu anda – Alanur Şahin

GENÇ YAZARLARA CESARET VE HEYECAN VEREN KiTAP
(Bana cesaret verdiniz. Ben de kitabımı bastıracağım – Buse Karaağaç)
(Ben kitaptan çok etkilendim. Hatta eğer yapabilirsem ben de kitap yazmaya karar verdim – Nesibe Sarıca)
(Selam! Ben 12 yasindayim Ve Sizin Kitabinizi Okuduktan Sonra Bende Birseyler Yazmaya Basladim Daha Sonra Cevremden Olumlu Tepkiler Gelmeye Basladi Bende Sizin Gibi Kitap Cikarmak Istiyorum – Fatma Yılman)
(Ben de yazıcam, hep yazdıklarım okunmaz diye kendime saklıyordum ama artık ben de bunları paylaşıcam bunun için mutluyum çünkü sen büyük bir örneksin - Erva Güröz)

OKUYUCU TARAFINDAN iKiNCi SERiSi BEKLENEN KiTAP
(2.Kitabını sabırsızlıkla bekliyorum – Nesibe Sarıca)
(2.Kitabını sabırsızlıkla bekliyorum fiyatı ne kadar olursa olsun – Gizem Atar)
(Yeni kitaplarını bekliyoruz – Hanife Çelik)
(Dayanamıyorum artık yeni kitabını yazmaya başla – Zeynep Çakır)
(2.Kitabını sabırsızlıkla bekliyorum – Dilara Küçük)
(Diğer kitaplarını çıkarmanı sabırsızlıkla bekliyorum – Asena Akdoğan)
(2.yi bekliyorum. Çok yeteneklisin – Büşra Ünlü)
(Devamını bekliyorum, devamı da olmasa buna benzer bir kaç kitap daha çıksın gerçekten çok güzel * - Rümeysa Hatice Ayhan)
(2. kitabın hemen çıksın - Buket Açıkalın)

OKUYUCUYU KENDiSiYLE YÜZLEŞTiREN KiTAP
(Kitabı okurken sanki kendimi gördüm - Buse Karaağaçlı)
(Kitaptaki Beste sadece beni değil tüm BELIEBERları anlatıyor – Zeynep Çakır)
(Kitaptaki Beste karakteri gibi sevgi sınırlarını zorlamış bir Belieber’ım – Özlem Palaz)
(Kitap çok güzel tam Belieberlara göre. Tam bizleri anlatıyor – Zeynep Çakır)
(Kitap beni anlatıyor, benim yaşadıklarımı – Buse Karaağaç)
(Kitabın özetini okudum ve gerçekten çok ilgimi çekti. Çünkü ben de o olayların hepsini yaşadım – Seda Özgen)
(Kitaptan alıntıları okudum da, sanki benim hayatım yazılmış gibi hissettim – Gaye Doğan)
(Kitap gerçekten ayna gibi tam benim hayatımı yansıtmış – Büşra Kenanoğlu)
(Tam benim duygularımı anlatan bir kitap bayıldım – Asena Akdoğan)
(Böyle bir şey olamaz benim hissettiklerimin aynısı – Büşra Ünlü)
(Kitapta her şeyiyle beni anlatmışsın resmen. Bu duyguları yaşayan tek insan ben değilmişim demek ki. Kitapta kendimi buldum sana teşekkür ederim. - Dilara Kapucu)
(Şu Beste sanki benim hiç olmayan ikiz kardeşim, hatta o benim diyebilirim - Erva Güröz)
--spoiler--
ailesi zekiymiş, kızı gibi binlerce kızı olduğunu bildikleri için, böyle bir kitabı bastırmaları güzel bir düşünce. he o kız 30 yaşına geldiğinde bu kitabı görünce ne düşünür? bilmiyorum.