bugün

Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin babası Hâfız Halil Necati Efendi 1942 yılında çocuklarının tahsili için istanbula göç etti. Esad Coşan Hocaefendi ilk öğrenimini Eminönü Vezneciler ilkokulunda, 1950 yılında tamamladı. Bu arada babası vasıtasıyla dönemin âlim ve âriflerinden Serezli Hasib ve Abdülaziz Bekkine Efendilerle tanıştı. Sohbet meclislerine devam etti.

Vefa Lisesi orta kısmından 1953, aynı okulun lise kısmı Fen Kolundan ise 1956 yılında mezun oldu. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960 yılında bitirdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ve Türk-islâm Sanatı sertifikaları aldı. Fakülte son sınıfta iken Mehmed Zâhid KotkuEfendinin küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi.
Fakülteden mezuniyetini müteakip girdiği imtihanı başarı ile vererek Ankara Üniversitesi ilâhiyat Fakültesi Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü asistanlığını kazandı ve bu suretle de üniversiteye intisap etti.

Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlik yapan Esad Coşan Hocaefendi, 1965 yılında XV. Yüzyıl Şairlerinden Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri adlı çalışmasıyla ilâhiyat Doktoru ünvanını aldı. ilâhiyat Fakültesi öğretim üyeliği yanısıra 1967-68 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulunda Türkçe ve Hümaniter Bilgiler dersi verdi.

Esad Coşan hocaefendi 1972 yılında Hacı Bektaş Velî ve Makâlât adlı tezi ile doçent ünvanını aldı. 1971-1972 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetini yaptı. 1973 yılında aynı fakültesin Türk-islâm Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine, bir yıl sonra da aynı kürsünün başkanlığına atandı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar adı geçen kürsünün Anabilim dalı başkanlığını yürüttü.
1977-1980 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisinde Türk Dili ve Hümaniter Bilgiler dersleri verdi.

Matbaacı ibrâhim-i Müteferrika ve Risâle-i islâmiyye adlı takdim teziyle 1982 yılında Profesör unvanını aldı.
Üniversiteye intisap etmesinden emekliliğine kadar geçen süre içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde kurulan çeşitli komisyonlarda üye olarak çalıştı. Aynı zamanda Almanya, Avusturya, Irak, iran, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan ve iran gibi ülkelerde uluslararası toplantı ve konferanslara katıldı, araştırma ve incelemelerde bulundu.

Mensubu bulunduğu fakültede Türk-islâm Edebiyatı, Osmanlıca, Türkçe-Kompozisyon, Farsça ve Arapça derslerini okuttu. Yedi adet doktora ve çok sayıda lisans tezi yönetti.

Mahmud Esad Coşan hocaefendi başarılı ve verimli bir öğretim üyeliği hayatı sürdürmekte iken irşad faaliyetleri ile sosyal ve kültürel çalışmalara daha fazla zaman ayırabilmek amacıyla 1987 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Bundan sonra Hocası ve kayınpederi Mehmed Zahid Efendiden aldığı tebliğ ve irşad görevini daha aktif yerine getirebilmek için faaliyetlere başladı. Seleflerinin başlattığı hadis derslerini Türkiyenin bir çok ilinde yapmak suretiyle yaygınlaştırdı. Yaygın ve örgün eğitim, kültür, yardımlaşma, sanat ve yayın alanlarında hizmet üretmeleri için dostlarını teşvik etti. Bu alanlarda bir çok çalışmanın başlamasına önayak oldu. Çok sayıda kitap ve makale kaleme aldı.

Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu gaye ile dünyanın bir çok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD, Orta Asya ve Avustralyaya defalarca giderek eğitim proğramlarına katıldı.

Doğup büyüdüğü vatanından yirmi bin kilometre uzakta bulunan Avustralyada, bir cami açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında elim bir trafik kazası neticesinde Hakka yürüdü (4 Şubat 2001). Nâşı Türkiyeye getirildi. 9 Şubat 2001 tarihinde Fatih Camiinde Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına, yüzbinlerce talebe ve seveni katıldı. Eyüpsultan Mezarlığının Nakşi Tarlası denilen kısmında Hakkın rahmetine tevdi edildi. ~http://www.iskenderpasa.com/MEC/hayati.asp~
(bkz: çostum yine dalgalanıyorum ben)
bizi ve hatta çağımızı, ilme saygılı, ahlaka bağlı, ahirete inançlı, sorumluluk duygusuna sahip, adil, merhametli, ebediyete gönül vermiş, vefakar, fedakar, cesur ve zarif insanlar yetiştirdiğiini ispat etmiş olan ince ve eşsiz kültürümüz kurtaracaktır.
(türk dili ve kültürü-prof.dr.mahmud esad coşan)
kadınların topluma katılmasına ne kadar önem verdiğine dikkat edilmeden, kurulmasını teşvik ettiği yüzlerce kadın derneğine bakılmadan, kendi dünya görüşünden başka hiç bir doğru olmadığını zannedenlerce, bağnaz bir tutumla kötülenen din ve tasavvuf adamı.

millet bilinci yüksek bir vatanperverdir. türk kamuoyunun, ermenilerin sözde soykırımı kabul ettirme çabalarından bi-haber olduğu bir dönemde, bu faaliyetlere ve arkasındaki toprak talebine dikkat çekmiştir.

avustralya'da belli birkaç şehirde toplanmış olan türk nüfusunu, her tarafa dağılmaya, türk kültürünü ve islam dinini tanıtmaya teşvik etmiştir.
vefatı da, kıtanın iyice iç kesimlerinde bir kasabada yapılan bir caminin açılışını yapmaya giderken olmuştur.

uçsuz bucaksız çöl içlerinde, trafiğin esamesinin okunmadığı geniş yollarda, sürücüsü uyuyan bir tır bula bula merhumun aracını bulmuştur. (!)
1998 yılında fethullah gülen ile birlikte ülkeden kaçmış, avustralya'ya gitmiştir. gülen ve coşar'ın birbirlerini sevmedikleri söylenir. coşan kanada'da damadıyla birlikte bir tırın altında kalmıştır. konu ile ilgili doğrulanmayan pek çok söylenti çıkmıştır.
(bkz: defterini dürmek)
aydın bir kişiliktir. aydınlık müessesesinin sadece allahsız ve de kitapsızların tekelinde olmadığını hatırlatmak isterim.
2002 yılında avustralya'da bir camiinin açılışına giderken şüpheli bir trafik kazasında hakk'a yürümüş mutasavvıf.

http://www.iskenderpasa.c...MEC/Resim/images/19_b.jpg

--- alıntı ---

Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi 14.4.1938 tarihinde, Çanakkale'ye bağlı Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde dünyaya geldi. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şadiye Hanım'dır. Babası ile annesi üçüncü kuşakta aynı kökte birleşmektedir. Hz. Hüseyin Efendimiz'in soyundan olan dedeleri Buhara'dan gelip Çanakkale'ye yerleşmişlerdir. Büyük dedesi Molla Abdullah Efendi, istanbul'da ilim tahsilinde bulunmuş ve dönemin ünlü meşâyihinden Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddin Efendi'nin yakın bağlıları arasına girmiştir. Dedesi Molla Mehmed Efendi ise Fatih medreselerinde okuyup icazet aldıktan sonra, Birinci Cihan Harbi'ne iştirak etmiş ve bu savaşta şehit düşmüştür.

Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi'nin babası Hâfız Halil Necati Efendi 1942 yılında çocuklarının tahsili için istanbul'a göç etti. Es'ad Coşan Hocaefendi ilk öğrenimini Eminönü Vezneciler ilkokulu'nda, 1950 yılında tamamladı. Bu arada babası vasıtasıyla dönemin âlim ve âriflerinden Serezli Hasib ve Abdülaziz Bekkine Efendilerle tanıştı. Sohbet meclislerine devam etti.

Vefa Lisesi orta kısmından 1953, aynı okulun lise kısmı Fen Kolu'ndan ise 1956 yılında mezun oldu. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960 yılında bitirdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ve Türk-islâm Sanatı sertifikaları aldı. Fakülte son sınıfta iken Mehmed Zâhid (Kotku) Efendi'nin küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi.
Fakülte'den mezuniyetini müteakip girdiği imtihanı başarı ile vererek Ankara Üniversitesi ilâhiyat Fakültesi Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü asistanlığını kazandı ve bu suretle de üniversiteye intisap etti.

Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlik yapan Es'ad Coşan Hocaefendi, 1965 yılında XV. Yüzyıl Şairlerinden Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri adlı çalışmasıyla "ilâhiyat Doktoru" ünvanını aldı. ilâhiyat Fakültesi öğretim üyeliği yanısıra 1967-68 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersi verdi.

Es'ad Coşan hocaefendi 1972 yılında Hacı Bektaş Velî ve Makâlât adlı tezi ile doçent ünvanını aldı. 1971-1972 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetini yaptı. 1973 yılında aynı fakültesin Türk-islâm Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine, bir yıl sonra da aynı kürsünün başkanlığına atandı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar adı geçen kürsünün Anabilim dalı başkanlığını yürüttü.

1977-1980 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademis'nde Türk Dili ve Hümaniter Bilgiler dersleri verdi.

Matbaacı ibrâhim-i Müteferrika ve Risâle-i islâmiyye adlı takdim teziyle 1982 yılında Profesör unvanını aldı.

Üniversiteye intisap etmesinden emekliliğine kadar geçen süre içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde kurulan çeşitli komisyonlarda üye olarak çalıştı. Aynı zamanda Almanya, Avusturya, Irak, iran, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan ve iran gibi ülkelerde uluslararası toplantı ve konferanslara katıldı, araştırma ve incelemelerde bulundu.

Mensubu bulunduğu fakültede Türk-islâm Edebiyatı, Osmanlıca, Türkçe-Kompozisyon, Farsça ve Arapça derslerini okuttu. Yedi adet doktora ve çok sayıda lisans tezi yönetti.

Mahmud Es'ad Coşan hocaefendi başarılı ve verimli bir öğretim üyeliği hayatı sürdürmekte iken irşad faaliyetleri ile sosyal ve kültürel çalışmalara daha fazla zaman ayırabilmek amacıyla 1987 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Bundan sonra Hocası ve kayınpederi Mehmed Zahid Efendi'den aldığı tebliğ ve irşad görevini daha aktif yerine getirebilmek için faaliyetlere başladı. Seleflerinin başlattığı hadis derslerini Türkiye'nin bir çok ilinde yapmak suretiyle yaygınlaştırdı. Yaygın ve örgün eğitim, kültür, yardımlaşma, sanat ve yayın alanlarında hizmet üretmeleri için dostlarını teşvik etti. Bu alanlarda bir çok çalışmanın başlamasına önayak oldu. Çok sayıda kitap ve makale kaleme aldı.

Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu gaye ile dünyanın bir çok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD, Orta Asya ve Avustralya'ya defalarca giderek eğitim proğramlarına katıldı.

Doğup büyüdüğü vatanından yirmi bin kilometre uzakta bulunan Avustralya'da, bir cami açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında elim bir trafik kazası neticesinde Hakk'a yürüdü (4 Şubat 2001). Nâşı Türkiye'ye getirildi. 9 Şubat 2001 tarihinde Fatih Camii'nde Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına, yüzbinlerce talebe ve seveni katıldı. Eyüpsultan Mezarlığı'nın Nakşi Tarlası denilen kısmında Hakk'ın rahmetine tevdi edildi.

Hazırlayan: Dr. Necdet Yılmaz

--- alıntı ---
http://www.iskenderpasa.com/MEC/hayati.asp
birkaç -o'nun olduğu için güzel olan- tavsiyesini aktarmak boynumuza borçtur;

"Cehalet felakettir, amelsiz ilim ise vebal! Silkinelim, atalet ve cehaleti yenelim. "

"Hakkı istemeli, gerçeği aramalı, onu sevmeli ve saymalı."

"Gülün dikenine değil, kokusuna ve rengine bakın."

"Az uyuyup çok çalışın, ilmi çalışmalara önem, bilgin ve uzmanlara kulak verin."

"Gevşemeyiniz, ahireti, hesabı unutmayınız, hiç olmazsa düşmanların çalışmalarına bakıp gayrete geliniz."

"Kur'ân'ı Kerîm'i ve hadis-i şerifleri sağlam kaynaklardan öğrenin ve sahih hadisleri ezberleyin."
server iletişim tarafından halen yeni kitapları basılan büyük mutasavvıf.

şu ana kadar basılanlar ise şunlar;

+ başmakaleler 1 : merhum prof dr. m. esad coşan'ın islam dergisi'nde yayınlanan başmakaleleri.
+ başmakaleler 2 : merhum prof dr. m. esad coşan'ın kadın ve aile dergisi'nde yayınlanan başmakaleleri.
+ başmakaleler 3 : merhum prof dr. m. esad coşan'ın ilim sanat ve panzehir dergilerinde yayınlanan başmakaleleri.
+ başmakaleler 4 - ideal yol : merhum prof dr. m. esad coşan'ın 1960-70-80 li yıllarda yazmış olduğu çeşitli makaleler, yazılar, konuşma metinleri.
+ akademik makaleler : merhum prof dr. m. esad coşan'ın kaleme aldığı akademik makalelerinin toplu olarak bir araya getirilmesinden oluşmaktadır.
+ dilimiz ve kültürümüz : merhum prof dr. m. esad coşan'ın kaleminden dilimiz ve kültürümüz.
+ tarihi tasavvufi şahsiyetler : merhum prof dr. m. esad coşan'ın kaleminden kültür, ilim, fikir ve siyaset hazinelerimiz.
+ mehmed zahid kotku : merhum prof dr. m. esad coşan'ın dilinden m. zahid kotku rahmetullâhi aleyh'i daha yakından tanıyıp onun feyizli âleminde gezintiye çıkaran bir eser.
+ istanbul'un fethi ve fatih : nice nice orduları yenen, beylikleri, devletleri, imparatorlukları yıkan, çağ kapayıp çağ açan, ülkeler fetheden, tarihe nice şerefli sayfalar ekleyen zât-ı muhterem fatih sultan mehmed'i bu eserle daha yakından tanıyacak, icraatlarını daha iyi kavrayacaksınız.
+ hatiboğlu muhammed ve eserleri : merhum prof dr. m. esad coşan'ın, xv. yüzyıl şairlerinden hatiboğlu muhammed'in hayatı ve eserlerini konu alan doktora çalışması.

http://www.internetpazar....-cosan-eserleri-seti.html
muhterem, kendini bilen insan, neyse o, haddini bilen.
allah dostu mübarek insan. allah ebeden zatı muhtereme rahmet etsin. herkes on yıl önceden ölümünü tarif edemez.
tasavvuf yolunu seçseydim hiç düşünmeden biat edeceğim çok muhterem merhum zat. alimliğinin dışında allahu alem muazzam bir şehid. çok çok büyük bir insandı. hacı bektaş veli nin gerçeğinide, müslümanlar arasındaki uhuvvvetin ehemmiyetini de o öğretti.
gerek kendisi gerek selefi zahit kotku efendi bu ülkede mukaddes değerlere bağlı insanların eğitimli bireyler olup sınıf atlamalarına vesile olan başlıca kimselerdendir.
özlenen güzel insan, akra fm de makaleleri, konusmalari vs halen devam etmektedir. Ayrı zamanda gerçek bir vatansever dir..
bir allah dostu. (rahmetullahi aleyh)

sohbetlerini parayla bile bulmanın imkanı yoktur. akra fm yetkilileri her kim ise, attığım maillere, telefonlarıma hep olumsuz cevap verdiler.

kardeşim, bu sohbetlerin arşivinin turşusunu mu kuracaksın ? neden indirilmemesi için olağanüstü önlemler alıyorsun. ya tamam, iskenderpasa.com ya da akra fm in web adresinde, download a müsade etmiyorsun. o zaman hocaefendinin sohbetlerinden feyz almak, ilim öğrenmek isteyen, ısrarla arayan, bir çare isteyen, hatta huzur u mahşer de davacı olmakla tehdit eden, birine verseniz ne olur ? bu zat, siz sohbetlerini saklayın, kimseye vermeyin diye mi ömrünü allah yoluna verdi, hayatını allah yolunda harcadı, ömrünü gurbetlerde garip geçirdi, dünyanın öbür ucunda vefat etti ? ne yapacaksınız başkaları sohbetini dinlese bu zatın ?

başka bir hocaefendi olsa, misal, m f gülen hoca nın sohbetlerini indirmek istese biri, istemesiyle indirmesi bir olur, bir aksilik çıkarsa derhal birileri evine postayla falan gönderir, yeterki birileri allah yolunda bir iş yapsın, hocaefendilerden ilim alsın, feyz alsın diye. ama malesf, mahmud esad hocamın, üstadımın, talebeleri neyse daha fazla bişey söylemek istemiyorum. yazık, gerçekten çok yazık...
Son gunlerde dahada bi özlemini çektigim çok muhterem hocam.
allah(c.c)'ı sevmeyi, kulu sevmeyi, vatanı sevmeyi birde kendisinden dinleyin. bu dünyada kıymetini geç anladım hocam, inşallah ebediyette yanında olurum. amin.
28 şubatçı inönistler tarafından ülkesini terketmek durumunda bırakılmış büyük islam alimi, gerçek bir allah dostu. ülkemiz adına büyük bir kayıp. allah'ın rahmeti üzerine olsun.
yerine mahdumu muharrem nureddin coşan'ı bırakmıştır.

nureddin hocamızın da ilk icraatleri hocalarımızın eserlerini tekrar kaliteli bir içerikle bastırmak oldu, halen yeni kitapların çıkmasına devam ediliyor. şuradan ulaşılabilir: http://www.internetpazar.com

ayrıca çamlıca'da büyük bir mahmud esad coşan eğitim ve araştırma vakfı'nı hayata geçirdiler. kütüphanesiyle, mescidiyle, konferans salonuyla, dinlenme ve yemek mekanlarıyla enfes bir kompleks oldu. geçtiğimiz sene 18 haftalık, 16 haftalık seminerler verildi. bu seminerleri mustafa özel, bedri gencer, mustafa demirci, necdet yılmaz, ihsan kabil, ibrahim hatipoğlu, reşat öngören gibi pek çok uzman ve akademisyenler sunmuştur. kontenjanlar yetişmediği için üç haneli sayılarda kayıt sırası bekleyen insan vardır.

pek yakın bir sürede bu merkezden süreli şifreler alınarak esad coşan'ın da tüm sohbetlerine ulaşmak mümkün olacaktır. hem de konu konu tasnif edilmiş şekilde.
1991 yılında yaptığı bir sohbette ;
"bir insanın rızkı, eceli, nerede öleceği, bu allah'ın hep bildiği, yazdığı kader, mukadderat, alnının yazısı yani.. hindistan’da ölmeyi murat etmişse, hindistan'dan bir davet çıkar oraya gider. şimdi ben, coğrafya kitaplarında görüyordum avustralya'yı.. ne param yeter, ne aklımın köşesinden geçer avustralya'ya gitmek.. bizi oradaki arkadaşlarımız çağırdılar, aman hocam konferans var üniversitede, eğitim var, seminer var, bilmem ne.. gelemem edemem, kalkıyor gidiyor insan oraya.. eceli oradaysa, diyecekler ki, - es’ad hoca avustralya'ya gitti, işte vefatı oradaymış.."- mesela diyecekler, öyle olacak."

Allah rahmet eylesin...

bir nakşibendi alem seyyid ömür sürerken,
eyvah ecel erişti ayrıldı ruh bedenden,

alim idi kerîm hem râm oldu ırcıîye,
ağlaştı cümle ihvan matem giyindi her şen,

almıştı şeyhi zahid kotku efendi'den feyz,
ol mürşid-i kemal hem ol ruh-i pak-ı rûşen,

cevamiu’l-kelim-u sahib kıran-ı devran,
evrad idi sinânı ezkarı idi cevşen,

tarihde bir gider firdevs içre böyle bülbül,
olur makam-ı mahmud es’ad coşan’a gülşen...
sözlüklerde olmadık konularda yüzlerce entry varken...
neden mahmud esad hocamın hakkında bu kadar az entry yazılmış?

Eyüp Sultan'a komşudur mahmud esad coşan...kabrinin başına gidip dua edip Kur'an-ı kerim okuyup huzur bulduğum...benim her canım sıkıldığında, her bunaldığımda bir yıldır sığındığım yer mahmud esad hocanın kabri. daha önce bildiğim, duyduğum ama bir yıldır tanıdığım güzel insan. mekanı cennet olsun, varsa güzel rabb'im günahlarını affeylesin, olamayız ama senin gibi peygamber efendimizin ahlakını örnek alan kullar olmayı allah bizlere nasip eylesin

bu da paylaşmak istediğim kısa bir video...bir insan ölümünün nasıl olacağını 10 yıl önceden bilebilir mi? mahmus esad coşan ( rh.a ) biliyordu. rabbim bizlere onunki gibi hayırlı ölüm nasip eylesin.

http://www.youtube.com/watch?v=PVu1L2u9J6M
laik kesimin dahi münevverliğini inkar edemediği zü-l cenaheyn bir zat idi. Allah cc şefaatlerine nail eylesin.
farz namazlarını son bir yıldır hep kılıyorum. önceden bir boşluk vardı içimde...ne yapsam geçmiyordu. şimdi ise biliyorum; secdeye vardığımda Allah'a öyle yakınım ki...

o sıralarda bir yıl önce rüyamda bir yer görüyorum; "burası neresi?" diyorum, "Eyüp sultan" diyor bir ses. bilmediğim-duymadığım yer değil, ama daha önce bir iki sefer gözüm kapalı gitmiştim. sonra mezarlıklara doğru ilerliyorum rüyamda.

bu rüyadan sonra o hafta içinde Eyüp'e gittim, Eyüp sultan hazretlerini ziyaret ettim, daha sonra mezarlıklara doğru ilerledim ve çok önceden bir iki sefer ismini duyduğum ama hakkında hiçbir şey bilmediğim bu güzel insanın kabrini gördüm, kime ait olduğunu bilmediğim bu kabirde dua ederken buldum kendimi bir anda...sonra tanıdım bu güzel insanı. sonrasında o zamandan beri bazı geceler mahmud esad hocamın sesi eşlik etti uyumama, bazı geceler yazdığı yazılar anlamaya çalışmam.

ve ben çok huzursuz olduğum bir haftayı geride bıraktım. Allah'a sığındım. en güzel olana...ancak bu bana huzur veriyor...

ama...ben gene -sair zamanlardaki gibi- senin kabrinin başında buldum kendimi dün -iftara yarım saat kala Eyüp kalabalığında iftar açacak yer bulma endişesi bile yaşamadan hem de-

allah ( c.c ) kendisine dua edilmesini seviyor, bunu istiyor, dua eden kulunu seviyor. küçük büyük ne istersek isteyelim rabb'im kendisinin hatırlanmasını, adının zikredilmesini seviyor, ayakkabımızın bağcığı kopsa o'ndan dilememiz gerekiyor değil mi? Allah'ı unutanlardan olmayıp senin gibi bir kul olabiliriz inşallah. dua etmek daha ötesi allah'ın adını anarak bir şey istemek bile ibadetmiş. ben bunu mahmud esad hocadan öğrendim...
avustralya da cami açılışına giderken trafik kazasında vefat etmişti. sesi çok yumuşaktır, sohbetini ilk defa çanakkaleye giderken yolda dinleyecek bir şeyler baktığım sırada akra fm de duymuştum. mekanı cennet olsun.
ne zaman aklıma gelseniz "keşke yaşasaydın hocam" diyorum.
sonrasında..."hakikat ile batılın ayırt edilemediği şu zamanları iyi ki görmedin" diyorum.

bugünlerde dini insanlara anlatan "sözde" hocalar sizin gibi onurlu değiller, olamazlar da...
ya iktidardaki siyasetçileri savunurlar -hatta cumhurbaşkanının doğum günü "kutlu doğum" adı altında dualar eşliğinde kutlandı bu ülkede- ya da kendi çarkının dişlisine göre önce iktidarı savunup sonra da çeşitli medya araçlarını kullanarak kötüler.

hayır üzerindeyken rabb'im seni yanına aldı; inşallah bizlere de ölümün hayırlısı nasip olur. hayır işlerken ya da o yol üzerindeyken ölüm nasip olsun isterim.
Allah kendilerinden sadece sohbetleri icin dahi binlerce kez razi olsun. evimden uzakta yurtlarda bir dala tutunabildiysem hatiri sayilir sebeplerden biri de bu degerli sohbetlerdir.