bugün

mahmud esad coşan

farz namazlarını son bir yıldır hep kılıyorum. önceden bir boşluk vardı içimde...ne yapsam geçmiyordu. şimdi ise biliyorum; secdeye vardığımda Allah'a öyle yakınım ki...

o sıralarda bir yıl önce rüyamda bir yer görüyorum; "burası neresi?" diyorum, "Eyüp sultan" diyor bir ses. bilmediğim-duymadığım yer değil, ama daha önce bir iki sefer gözüm kapalı gitmiştim. sonra mezarlıklara doğru ilerliyorum rüyamda.

bu rüyadan sonra o hafta içinde Eyüp'e gittim, Eyüp sultan hazretlerini ziyaret ettim, daha sonra mezarlıklara doğru ilerledim ve çok önceden bir iki sefer ismini duyduğum ama hakkında hiçbir şey bilmediğim bu güzel insanın kabrini gördüm, kime ait olduğunu bilmediğim bu kabirde dua ederken buldum kendimi bir anda...sonra tanıdım bu güzel insanı. sonrasında o zamandan beri bazı geceler mahmud esad hocamın sesi eşlik etti uyumama, bazı geceler yazdığı yazılar anlamaya çalışmam.

ve ben çok huzursuz olduğum bir haftayı geride bıraktım. Allah'a sığındım. en güzel olana...ancak bu bana huzur veriyor...

ama...ben gene -sair zamanlardaki gibi- senin kabrinin başında buldum kendimi dün -iftara yarım saat kala Eyüp kalabalığında iftar açacak yer bulma endişesi bile yaşamadan hem de-

allah ( c.c ) kendisine dua edilmesini seviyor, bunu istiyor, dua eden kulunu seviyor. küçük büyük ne istersek isteyelim rabb'im kendisinin hatırlanmasını, adının zikredilmesini seviyor, ayakkabımızın bağcığı kopsa o'ndan dilememiz gerekiyor değil mi? Allah'ı unutanlardan olmayıp senin gibi bir kul olabiliriz inşallah. dua etmek daha ötesi allah'ın adını anarak bir şey istemek bile ibadetmiş. ben bunu mahmud esad hocadan öğrendim...