bugün
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması24
- sözlükten hatun kaldırmak9
- maca sekiz12
- acun ılıcalı8
- ankarayı sel aldı27
- osmanlı torunu9
- iskilipli atıf hoca9
- akp nin iktidardan düştüğü gün10
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi9
- irem derici'nin erkek sevdası11
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu30
- gideon reid morgan jj10
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak13
- meral akşener21
- giden gider9
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi26
- kemalist rejimin astığı hocalar8
- vallahi de kemal'in düşmanıyım10
- gerdek gecesi ilişkiye girmek istemeyen kadın8
- anın görüntüsü14
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak10
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi15
- kıza iğne batıran türbanlı14
- kendini bir görsel ile anlat22
- uludağ sözlük köpek avlama timi18
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği8
- saraca silsüpüroğlu12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar13
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali11
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- xdearm10
- jose mourinho25
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- icardi190540
- sekse doymuş erkek12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel13
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- albay kemal14
Aslen Van kökenli olup
Osmaniye doğmuş yazar
1922 yılında doğmuştur
Eserlerinde Çukurova ve çevresini
işlemiştir en bilinen eserleri ise:
ince memed
Ağrı dağı efsanesi
Yer Demir Gök Bakır.
Osmaniye doğmuş yazar
1922 yılında doğmuştur
Eserlerinde Çukurova ve çevresini
işlemiştir en bilinen eserleri ise:
ince memed
Ağrı dağı efsanesi
Yer Demir Gök Bakır.
bizim lisedeki hocalardan biri (sayısal hocası) uluslararası çapta sürekli türkiyeyi ve tarihini kötüleyip karalayıp sövdüğü için nobele aday gösterildiğini fakat ileri yaşından ötürü orhan pamuk ile ikisi arasında seçim yapılmak durumunda kalınarak orhan pamukun tercih edildiğini söylemişti.
fakat ben kendisinin asla nifak ve düşmanlık eken bir kimse olduğunu düşünmüyorum. aksine birleştirici.
fakat ben kendisinin asla nifak ve düşmanlık eken bir kimse olduğunu düşünmüyorum. aksine birleştirici.
sırf kürt diye yılmaz güney magandası ile ve musa anter provakatörüyle bir tutulmanası gereken edebiyat piri.
şu bile saygı duyma nedenidir kendisine.
(bkz: ince memed)
mekanı cennet olsun.
şu bile saygı duyma nedenidir kendisine.
(bkz: ince memed)
mekanı cennet olsun.
hayatı alman konsolosluğunda geçmiş kürt yazar . sürekli sübvanse edilir .
pompalanır . destek bittiği anda unutulur .
kürt meselesi konusunda batılıların bayağı işine yaradı .
pompalanır . destek bittiği anda unutulur .
kürt meselesi konusunda batılıların bayağı işine yaradı .
Türk edebiyatında Doğayı bu kadar iyi anlayan bir yazar daha gelmeyecektir. Doğayı anlatmaz resmen ona aşkını ilan eder.
bir ortadirek yazmış, dağlara aşık eder.
görsel
ırgatım, asil ruhlu şafak seherim.. kimler yeryüzünde en büyük acıları yarattı ki sen düşlerimde sabah ezanı oldun. kapasın gözlerini cellad ve nam salsın dörtbir tarafa ölmez ve nicedir ölünmez bu sevdaların en yücelerinde. ellerimde mürekkep kokusu kalmış ve başucumda ince memed'im. toroslardan kaçtık ve çukurovanın bataklığında seyre durduk. susma memed'im. susma..
ırgatım, asil ruhlu şafak seherim.. kimler yeryüzünde en büyük acıları yarattı ki sen düşlerimde sabah ezanı oldun. kapasın gözlerini cellad ve nam salsın dörtbir tarafa ölmez ve nicedir ölünmez bu sevdaların en yücelerinde. ellerimde mürekkep kokusu kalmış ve başucumda ince memed'im. toroslardan kaçtık ve çukurovanın bataklığında seyre durduk. susma memed'im. susma..
ROZA
Yoldular, soydular, kırıştılar
insanı insanla yıktılar
Aşna fişne iskandiller ağında
Bıçkınları puluçlarla oydular
Adındır, dudağımda asırlık
Esrarına amade yalım
Adındır, terk etmez, sıddık
Vurur yumruğunu
Sadrıma sadrıma
Hücremin başkenti suskunluğun
Gözlerin, yalın kılınç
Gözlerin ıssız, kallavi
Bir benim şimdi
Firari sensizliğin belasında
Bir benim tütsülü
Voltalı ahrazlığa
Şimdi yürek yorgun
Virane, ıssız
Ansızın yaşlanmış bir gecede
Yaşlanmış canına kadar
Orostopolluk
Sırtlanca, sefil
Yığınların tenhasında savrulmuş
Yırtılmış bir hecede
Kursağıma avazın gelmiş
Sevmişem, şahidim dağlar
Sevmişem Allah’ına kadar
Ölünceye dek değil
Ölümden sonra da
Yeşerinceye değin
Tutuşan ellerimiz
Seni yangın bağrımın
Avlusuna gömmüşem
BEJNA
Gözlerin savruk bozkırlar
Gözlerin hoyrat
Ceylansı, afacan
Sevimli taraçalar koylarda
Kalyonlar kanyonlarda
Herkesten sakladığım
Künyeni sayıklar
Gözlerin, gözlerin jiyan
Perçemin pençeler canı
Perçemin perva
Vahim, amansız
Çitlembikler taç olmuş saçlarına
Cimcime sekseklerin
Otağıma volkandır
Fezan; behişt, benefşe
Fezan saflık, insaniyet
Sen bana gürül gürül memleket
Ben sana hep gurbet kalmışım
Biz bizde Diyarbekir
Biz bizken masumiyet
Biz bizsizsek esaret
Bir gün sen de anlarsın
O gün sen de ağlarsın
Rengin nasıl da ateş Bejna
Teninde nehirler ve başaklar
Gülüşün nasıl da mermi
Nasıl da hançer bakışın
Vefakâr boranlara
Harfsiz vasiyetimdir
Kurutunca yokluğun
Beni simana gömsünler
SEVDE
Çifte dikiş gider sabanlar
Fersiz toprağın koynu
Fersiz, yetim, analar
Kuş uçan, kervan geçen
Bostanlar ölgün şimdi
Ölgün Dicle denizi
Ve çakırkeyif buğdaylar
Kahyalar körkandil çeper
Mösyölerde bir kültür
Nankör çıyanlık
Kepenekler mahzun
Bağlamalar öksüz
Kalleşlik mazinin töresine
Şimdi âdet diye bellenen
Hicapsız ikirciklik
Heybesiz bulvarlarda
Cartalı haybeciler salınır
Dümenci dubaralar
Ertekeden nümayiş
imam kayığındayız sürgit
Façalar çiğnedik muttasıl
Erce, âdil, hilesiz
Bundandır kavlimizden kaçışı
Geçmişi tam kınalı
Piyazcı sendikalar
Kaparoz puştlarının
Çifte dikiş gider sabanlar
Cana bir çınar gerek
Yüreğin, yüreğin gibi serin
Derin kuyular içim
Mars olmuş, dumanaltı
Kaybolmuşam, gel artık
Karışsın közlerimiz
Karışsın yeşil…
HiVDA
Kül yutmaz kevaşeler hanında
Hancıyı vurmuş gibi yürek
Şimdi unutulmuş bir marştadır
Mavzerlerde mermiler hazan
Bir umuttur alnımızın çatında
Sevdalanmış sedanda salıncaklar
Ay ışığı kokar derin kuyuların
Gül Hivda… Gülşen Hivda…
Sen bende hür, ben sende parya
Ve keşmekeş; yaralar yaralarda
Babaçkolar rıhtımında bir mavi rüzgar
Aparıyor gönlünü çılgın enginlere
Bozuk çalsa da bozum havamız leyley
Çarkına tükürmüşüz bir kere
Kayarto kopillerin, dalkavuk hırboların
Ne çiçektir biliriz
Kokoz kokorozlar da
Vardakostalar zamazingo
Voliyi vurmuş godoş hırtapozlar kanişi
Hey gidi erlik hey şimdi şinanay
Zartayı çekmiş yiğitler
Mıshıtçı gebeşlerin melun insicamında
Sigortası atmış janti yürekler
Bilenmiş zırzoplara
Puskun, kıvam bekler
Ranzam, zulam, soluk resmin
Saplanır soluğuma
Can Hivda… Canan Hivda…
işte böyle yazıyorum canına
Hatıran mermidir damarımda
Dışarda çılgın bir bahar
içerde hep kış mevsimi
LEYLAN
Ilgım ılgım açar yediverenler
Ambarlarda yeşerir hamal fidan
Görsen her biri bir filinta
Pahabiçilemezdir burada alınteri
Helal ekmeğin verdiği memnuniyet
Emeğin kitabı, işhanlarında yazılır
Komşuluk destandır antik katlarda
Seni namusluca sevmeyi
ilkin buralarda öğrendim
Şırfıntılar sokağında tütün emekçisi
Avuçlar bilirim, ihtiyar, nasırlı
Memleketim gibi ak alınları vardır
Sen hep o küçeden gelirdin canıma
Eserdi terütaze hivbanu nefesin
Arzuhalcim, kadife karanfilim
Daya endamını santimantal bağrıma
Daya da dinle, çaylardan su içer gibi
Can feryad, can figan, can yangın yeri
Bayramlar, matemlere sapmış
Namlu yürek, aşka, sevdaya kıvrılmış
Nasıl, nasıl sevmişem bir sevebilsen
Anlarsın zehir zıkkım geceleri
Anlarsın, netameli oyundur, heba
Vurulur denizin, ırmaklarınca
Kaç dağdır aşılmaz olumuş içim
için için tüter kuyumda bir yara
Birden hüzünlenir bütün avlular
Cümle vadilerde zılgıtın kopar
Derin mutsuzluğun türküsüdür
Eser, eser korkunç albenin
Çekilir sürgüler demir koyaklara
Çekilir hayalimden asi bakışın
Gömülürüm kendime bir başına
Tek başına hırgür sensizliğim
Leylanım, nupelda pervinim
Bilal YAVUZ Şiirleri
Yoldular, soydular, kırıştılar
insanı insanla yıktılar
Aşna fişne iskandiller ağında
Bıçkınları puluçlarla oydular
Adındır, dudağımda asırlık
Esrarına amade yalım
Adındır, terk etmez, sıddık
Vurur yumruğunu
Sadrıma sadrıma
Hücremin başkenti suskunluğun
Gözlerin, yalın kılınç
Gözlerin ıssız, kallavi
Bir benim şimdi
Firari sensizliğin belasında
Bir benim tütsülü
Voltalı ahrazlığa
Şimdi yürek yorgun
Virane, ıssız
Ansızın yaşlanmış bir gecede
Yaşlanmış canına kadar
Orostopolluk
Sırtlanca, sefil
Yığınların tenhasında savrulmuş
Yırtılmış bir hecede
Kursağıma avazın gelmiş
Sevmişem, şahidim dağlar
Sevmişem Allah’ına kadar
Ölünceye dek değil
Ölümden sonra da
Yeşerinceye değin
Tutuşan ellerimiz
Seni yangın bağrımın
Avlusuna gömmüşem
BEJNA
Gözlerin savruk bozkırlar
Gözlerin hoyrat
Ceylansı, afacan
Sevimli taraçalar koylarda
Kalyonlar kanyonlarda
Herkesten sakladığım
Künyeni sayıklar
Gözlerin, gözlerin jiyan
Perçemin pençeler canı
Perçemin perva
Vahim, amansız
Çitlembikler taç olmuş saçlarına
Cimcime sekseklerin
Otağıma volkandır
Fezan; behişt, benefşe
Fezan saflık, insaniyet
Sen bana gürül gürül memleket
Ben sana hep gurbet kalmışım
Biz bizde Diyarbekir
Biz bizken masumiyet
Biz bizsizsek esaret
Bir gün sen de anlarsın
O gün sen de ağlarsın
Rengin nasıl da ateş Bejna
Teninde nehirler ve başaklar
Gülüşün nasıl da mermi
Nasıl da hançer bakışın
Vefakâr boranlara
Harfsiz vasiyetimdir
Kurutunca yokluğun
Beni simana gömsünler
SEVDE
Çifte dikiş gider sabanlar
Fersiz toprağın koynu
Fersiz, yetim, analar
Kuş uçan, kervan geçen
Bostanlar ölgün şimdi
Ölgün Dicle denizi
Ve çakırkeyif buğdaylar
Kahyalar körkandil çeper
Mösyölerde bir kültür
Nankör çıyanlık
Kepenekler mahzun
Bağlamalar öksüz
Kalleşlik mazinin töresine
Şimdi âdet diye bellenen
Hicapsız ikirciklik
Heybesiz bulvarlarda
Cartalı haybeciler salınır
Dümenci dubaralar
Ertekeden nümayiş
imam kayığındayız sürgit
Façalar çiğnedik muttasıl
Erce, âdil, hilesiz
Bundandır kavlimizden kaçışı
Geçmişi tam kınalı
Piyazcı sendikalar
Kaparoz puştlarının
Çifte dikiş gider sabanlar
Cana bir çınar gerek
Yüreğin, yüreğin gibi serin
Derin kuyular içim
Mars olmuş, dumanaltı
Kaybolmuşam, gel artık
Karışsın közlerimiz
Karışsın yeşil…
HiVDA
Kül yutmaz kevaşeler hanında
Hancıyı vurmuş gibi yürek
Şimdi unutulmuş bir marştadır
Mavzerlerde mermiler hazan
Bir umuttur alnımızın çatında
Sevdalanmış sedanda salıncaklar
Ay ışığı kokar derin kuyuların
Gül Hivda… Gülşen Hivda…
Sen bende hür, ben sende parya
Ve keşmekeş; yaralar yaralarda
Babaçkolar rıhtımında bir mavi rüzgar
Aparıyor gönlünü çılgın enginlere
Bozuk çalsa da bozum havamız leyley
Çarkına tükürmüşüz bir kere
Kayarto kopillerin, dalkavuk hırboların
Ne çiçektir biliriz
Kokoz kokorozlar da
Vardakostalar zamazingo
Voliyi vurmuş godoş hırtapozlar kanişi
Hey gidi erlik hey şimdi şinanay
Zartayı çekmiş yiğitler
Mıshıtçı gebeşlerin melun insicamında
Sigortası atmış janti yürekler
Bilenmiş zırzoplara
Puskun, kıvam bekler
Ranzam, zulam, soluk resmin
Saplanır soluğuma
Can Hivda… Canan Hivda…
işte böyle yazıyorum canına
Hatıran mermidir damarımda
Dışarda çılgın bir bahar
içerde hep kış mevsimi
LEYLAN
Ilgım ılgım açar yediverenler
Ambarlarda yeşerir hamal fidan
Görsen her biri bir filinta
Pahabiçilemezdir burada alınteri
Helal ekmeğin verdiği memnuniyet
Emeğin kitabı, işhanlarında yazılır
Komşuluk destandır antik katlarda
Seni namusluca sevmeyi
ilkin buralarda öğrendim
Şırfıntılar sokağında tütün emekçisi
Avuçlar bilirim, ihtiyar, nasırlı
Memleketim gibi ak alınları vardır
Sen hep o küçeden gelirdin canıma
Eserdi terütaze hivbanu nefesin
Arzuhalcim, kadife karanfilim
Daya endamını santimantal bağrıma
Daya da dinle, çaylardan su içer gibi
Can feryad, can figan, can yangın yeri
Bayramlar, matemlere sapmış
Namlu yürek, aşka, sevdaya kıvrılmış
Nasıl, nasıl sevmişem bir sevebilsen
Anlarsın zehir zıkkım geceleri
Anlarsın, netameli oyundur, heba
Vurulur denizin, ırmaklarınca
Kaç dağdır aşılmaz olumuş içim
için için tüter kuyumda bir yara
Birden hüzünlenir bütün avlular
Cümle vadilerde zılgıtın kopar
Derin mutsuzluğun türküsüdür
Eser, eser korkunç albenin
Çekilir sürgüler demir koyaklara
Çekilir hayalimden asi bakışın
Gömülürüm kendime bir başına
Tek başına hırgür sensizliğim
Leylanım, nupelda pervinim
Bilal YAVUZ Şiirleri
"...işte bunu yapmamalı. insanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli..."
(ince Memed - Yaşar Kemal)
(ince Memed - Yaşar Kemal)
“insan, düşleri öldüğü gün ölür..”
bir tarafından renkler uydurmakta usta olan şahıs.
deniz arı mavisi arı kırmızısında morun en yeşilinde karınca yeşilinde menevişlenerek birden aklaşarak balkıyordu
gibi saçma sapan anlamsız gerçekten uzak doğadan alakasız betimlemelerin sahıbı.
deniz arı mavisi arı kırmızısında morun en yeşilinde karınca yeşilinde menevişlenerek birden aklaşarak balkıyordu
gibi saçma sapan anlamsız gerçekten uzak doğadan alakasız betimlemelerin sahıbı.
ortalık yavaş yavaş aydınlanıyordu. daha güneş görünmemişti. ama, karşı dağın doruğuna gün vurmuştu. doruk ışık içinde, dağın geriye kalan yerleriyse karanlıktı. doruktan, gün yavaş yavaş aşağılara indi. biraz sonra da karşıki sırtın arkasından güneş çıktı.
ince memed 1, sayfa: 131, yaşar kemal.
ince memed 1, sayfa: 131, yaşar kemal.
Türk edebiyatının en güzel şiirlerinden birine sahip olan yazar.
akşam olur mahpushane kitlenir
kimi kağıt oynar, kimi bitlenir
kiminin temyizden evrakı gelir
düştüm bir ormana yol belli değil
yatarım yatarım gün belli değil
mahpushane içinde üç ağaç incir
kolumda kelepçe boynumda zincir
zincir sallandıkça her yanım sancır
düştüm bir ormana yol belli değil
yatarım yatarım gün belli değil.
akşam olur mahpushane kitlenir
kimi kağıt oynar, kimi bitlenir
kiminin temyizden evrakı gelir
düştüm bir ormana yol belli değil
yatarım yatarım gün belli değil
mahpushane içinde üç ağaç incir
kolumda kelepçe boynumda zincir
zincir sallandıkça her yanım sancır
düştüm bir ormana yol belli değil
yatarım yatarım gün belli değil.
yaşar kemalin yazarlık yönünü değil de sosyal yaşantısından bahsetmek istiyorum biraz.
yaşar, doğan bir bebeğin uzun ömürlü olmasını dilemek için koydukları bir isimmiş.
kemal ise kemâle ermek en yüksek değer, olgunlaşmak gibi anlamlar çıkıyor. şimdi yaşar kemale bakıyorum her ikisini de başarmış lakin yaralar alarak başarmış. 4 yaşında tek gözünü kaybetmesi hayatın sillesi ile tanıştığı ilk an. bir çocuk için çok zor dönem. aradan çok zaman geçmiyor babasının evlatlık aldığı bir tarafından öldürülmesine şahit oluyor. 12 yaşına kadar kekeme bir hayat. hayali bile korkunç olan bir durumu yaşamak çok zor. şahsen benim götüm yemezdi böyle bir yükü kaldırmayı. dirayetli adammış vesselam.
17 yaşında siyasetle ilgilenmeye başlamış. sosyalist kişiliğini ölene kadar korumuş. 1950'de komünizm propagandası yaptığı iddiası ile adana kozan cezaevine hapis etmişler. 1961 yıl sonrası (bkz: tip) partisine katılmış. 8 yıl kadar yöneticilik yapmış.
ince memed kitabından dolayı yaşar kemal'e best seller(çok satanlar)ödülünü verdiler. yaşar kemal best seller ne demek diye sormadığı kişi kalmamış *
(bkz: ara güler) çok yakın dostu imiş. siyasi görüşleri farklı olsa da 10 numara 5 yıldız sohbetleri var. hatta birbirilerine ''ulan'' diye hitap etmeleri nedendir bilmem ama çok hoşuma gitti. ara güler, yaşar kemalin masasının üstünde tolstoy'un kitabını görünce ''komünistler piçtir'' dediğinde yaşar kemalin yüzü düşse de bu duruma yanıt vermemesi olgunluğun vücut bulmuş hali idi.
yıl olmuş 2020. eski fotoğraflarına bakıyorum arnavut kaldırımının üstünde çekilmiş filinta gibi yakışıklı adam. sohbetlerini dinliyorum. içi boş olmayan yığınla kelime. dönemine göre kullandığın dil, kurduğun cümleler çağ ötesi. çok büyük adamdın. saygı ve özlemle cumhuriyetten 26 gün büyük olan adam.
cumhuriyet dedim de. yaşar kemal cumhuriyette 12 yıl yazarlık yapmıştır. hapishaneye girdikten sonra hakkında '' vatan haini'' diye başlık atmışlar. yaşar kemalin bu olay kanına dokunur ve onlara şöyle der; ben sanatımla daima var olacağım, sizler eli kanlı kalemler köşeleriniz gittikçe yok olacaksınız.
dediği de olmuştur. yaşar kemal daima var olacak..
yaşar, doğan bir bebeğin uzun ömürlü olmasını dilemek için koydukları bir isimmiş.
kemal ise kemâle ermek en yüksek değer, olgunlaşmak gibi anlamlar çıkıyor. şimdi yaşar kemale bakıyorum her ikisini de başarmış lakin yaralar alarak başarmış. 4 yaşında tek gözünü kaybetmesi hayatın sillesi ile tanıştığı ilk an. bir çocuk için çok zor dönem. aradan çok zaman geçmiyor babasının evlatlık aldığı bir tarafından öldürülmesine şahit oluyor. 12 yaşına kadar kekeme bir hayat. hayali bile korkunç olan bir durumu yaşamak çok zor. şahsen benim götüm yemezdi böyle bir yükü kaldırmayı. dirayetli adammış vesselam.
17 yaşında siyasetle ilgilenmeye başlamış. sosyalist kişiliğini ölene kadar korumuş. 1950'de komünizm propagandası yaptığı iddiası ile adana kozan cezaevine hapis etmişler. 1961 yıl sonrası (bkz: tip) partisine katılmış. 8 yıl kadar yöneticilik yapmış.
ince memed kitabından dolayı yaşar kemal'e best seller(çok satanlar)ödülünü verdiler. yaşar kemal best seller ne demek diye sormadığı kişi kalmamış *
(bkz: ara güler) çok yakın dostu imiş. siyasi görüşleri farklı olsa da 10 numara 5 yıldız sohbetleri var. hatta birbirilerine ''ulan'' diye hitap etmeleri nedendir bilmem ama çok hoşuma gitti. ara güler, yaşar kemalin masasının üstünde tolstoy'un kitabını görünce ''komünistler piçtir'' dediğinde yaşar kemalin yüzü düşse de bu duruma yanıt vermemesi olgunluğun vücut bulmuş hali idi.
yıl olmuş 2020. eski fotoğraflarına bakıyorum arnavut kaldırımının üstünde çekilmiş filinta gibi yakışıklı adam. sohbetlerini dinliyorum. içi boş olmayan yığınla kelime. dönemine göre kullandığın dil, kurduğun cümleler çağ ötesi. çok büyük adamdın. saygı ve özlemle cumhuriyetten 26 gün büyük olan adam.
cumhuriyet dedim de. yaşar kemal cumhuriyette 12 yıl yazarlık yapmıştır. hapishaneye girdikten sonra hakkında '' vatan haini'' diye başlık atmışlar. yaşar kemalin bu olay kanına dokunur ve onlara şöyle der; ben sanatımla daima var olacağım, sizler eli kanlı kalemler köşeleriniz gittikçe yok olacaksınız.
dediği de olmuştur. yaşar kemal daima var olacak..
Ezilenlerin sözcüsü.
Kitaplarına başladığım yazar, ince memedle başladım ağrıdağı efsanesi ile devam ediyorum. Çok ayıp olacak ama sıkılıyorum okurken, kullandığı dilden ötürü sanırım bir sıkıcılık geliyor. Kitapları hep Türk filmi izliyor havası veriyor ve ben Türk filmi izlemem. Yine de okumaya devam edeceğim.
dünya üzerinde bir elin parmağıyla sayılacak edebiyatçıların başında gelen büyük usta. kitap okumaya onun kitaplarıyla başlamıştım, şimdi fark ediyorum başlangıcı nasıl doğru bir yerden yaptığımı. yaptığı betimlemelerle insana çukurovayı bile sevdiriyor yeminlen.
ailesi Van'dan gelmiştir. ilk eşi ve çevirmeni, Sefared Yahudisi Jak Mandil Paşa'nın torunu Matilda (Tilda) Sorero'dur.Yahudiler Yahudi olmayanlarla evlenmeyi hoş görmezler. Yaşar kemal ve Matilda Serero herkesin onayıyla evlenmişlerdir.Yaşar Kemal her israil'e gidişinde Kürt Yahudilerini ziyaret etmesi dikkat çekicidir. Sık sık Nobel'e aday gösterilmiştir.2002'de evlendiği ikinci eşi, Babanzadelerden Ayşe Baban da Sabataycıdır.
üstad hakkında aylardır, yıla yakın zamandır şahsiyeti, edebi şahsiyeti, eserleri hakkında upuzun bir tahlil yapacağım diyorum ama bir türlü gerçekleştiremedim. şimdi de yad etmek adına, önceleri birincil ağızdan dinlediğim bir anısını aktarayım.
Fransa cumhurbaşkanı Mitrand'ın davetlisi olarak sarayda onu ziyarete gitmişti. Aynı davete gelen MARquEZ ile bahçede karşılaşmışlar, tanışmışlar. Nobel edebiyat ödülü sahibi Marquez güney amerika'da ispanyolca yazan yazarlardan söz etmiş, onları övmüş.
Yaşar Kemal ise, ispanyolca'nın ana kökünden kopuk, bodur ve eksik ispanyolca ile şaheserler yaratılamayacağını ileri sürerek Türkçemizi övmüş. ve demiş ki bizim dilimiz geçmişten günümüze her gün gelişmekte olan bir dildir. Dede korkut'tan, yunus emre'den, pir sultan'dan, Karacaoğlan'dan, aşık veysel'den, Nazım Hikmet'ten beslene beslene günümüze gelişmiş bir dil ile yazdığımız halde bizler yazmakta zorlanıyoruz. Ana kök dildeki gelişmelerin dışında kalmış noksan ispanyolca ile işiniz zordur diye eleştirdiğini dönüşte bize açıklamıştı.
Dağlarca'ya, Yaşar Kemal'in bu eleştirisini anlattığım zaman o şiir dili için daha da yeni bir iddiasını ortaya atmıştı. ana kökten kopmuş ve dildeki gelişmelerin dışında kalmış azınlık dillerle şiir yazılamayacağını, olsa olsa manzumeler yazılabileceğini açıklamıştı.
şuraya türk edebiyatı hakkındaki tartışmaya yönelik yazdığım yazıyı da ekliyorum, destekleyici olur.
(#44231311)
Fransa cumhurbaşkanı Mitrand'ın davetlisi olarak sarayda onu ziyarete gitmişti. Aynı davete gelen MARquEZ ile bahçede karşılaşmışlar, tanışmışlar. Nobel edebiyat ödülü sahibi Marquez güney amerika'da ispanyolca yazan yazarlardan söz etmiş, onları övmüş.
Yaşar Kemal ise, ispanyolca'nın ana kökünden kopuk, bodur ve eksik ispanyolca ile şaheserler yaratılamayacağını ileri sürerek Türkçemizi övmüş. ve demiş ki bizim dilimiz geçmişten günümüze her gün gelişmekte olan bir dildir. Dede korkut'tan, yunus emre'den, pir sultan'dan, Karacaoğlan'dan, aşık veysel'den, Nazım Hikmet'ten beslene beslene günümüze gelişmiş bir dil ile yazdığımız halde bizler yazmakta zorlanıyoruz. Ana kök dildeki gelişmelerin dışında kalmış noksan ispanyolca ile işiniz zordur diye eleştirdiğini dönüşte bize açıklamıştı.
Dağlarca'ya, Yaşar Kemal'in bu eleştirisini anlattığım zaman o şiir dili için daha da yeni bir iddiasını ortaya atmıştı. ana kökten kopmuş ve dildeki gelişmelerin dışında kalmış azınlık dillerle şiir yazılamayacağını, olsa olsa manzumeler yazılabileceğini açıklamıştı.
şuraya türk edebiyatı hakkındaki tartışmaya yönelik yazdığım yazıyı da ekliyorum, destekleyici olur.
(#44231311)
Saygıyla rahmetle.
görsel
görsel
28 Şubat 2015
Büyük yazar Yaşar Kemal hayatını kaybetti.
"Kürtler cesur ve konuksever olurlardı. Bir de Ağrıdağı insanına bir başka türlü bakarlardı."
Ağrıdağı Efsanesi, Yaşar Kemal
Yaşar Kemal mekanın cennet olsun.
görsel
Büyük yazar Yaşar Kemal hayatını kaybetti.
"Kürtler cesur ve konuksever olurlardı. Bir de Ağrıdağı insanına bir başka türlü bakarlardı."
Ağrıdağı Efsanesi, Yaşar Kemal
Yaşar Kemal mekanın cennet olsun.
görsel
Vasiyetinde şöyle bir cümle vardır ki aslında bütün bu rezilliğin dermanıdır:
“Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır.”
“Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır.”
güncel Önemli Başlıklar