bugün

ingiliz fizikci. aslinda bu tanim cok sig oldu onu anlatmak icin. yasayan en buyuk bilim adamlarindan birisi belki de en buyugudur. beynin ne kadar onemli bir sey oldugunun da kanitidir. ibrahim tatlises konusuyor da noluyor. a brief history of time kitabi saheserdir.
http://www.hurriyet.com.tr/bilim/3981680.asp?gid=50
(bkz: büyük patlamanın patlaması)
Stephan Hawking 8 ocak 1942'de (Galileo'nun doğumundan tam 300 yıl sonra) Ingiltere Oxford'da doğdu.Ailesi kuzey Londra'da oturuyordu.Fakat II. dünya savaşı sırasında burası bebek dünyaya getirmek için çok emniyetli bir yer değildi. Bu yüzden Oxford'a taşındılar. Hawking sekiz yaşında iken, kuzey Londra'dan 20 mil uzaktaki St Albans gitti.Onbir yaşında St Albans okuluna kayıt oldu.

Buradan mezun olduktan sonra babasının eski okulu Oxford üniversitesikollejine devam etti.

Stephan babasının tıpla ilgilenmesini istemesine karşın, o matematiği seviyordu. Fakat okulun matemetik bölümü mevcut değildi. Bu yüzden onun yerine fizik okumaya başladı. Üç yıl sonra doğa bilimlerinde birinci sınıf onur madalyasıyla ödüllendirildi.

Stephan daha sonra Cosmology üzerine çalışmak üzere Cambridge' e gitti. O zamanlar Oxford' da Cosmology üzerine çalışma yoktu. Cambridge'de Fred Hoyle'u supervisor olarak istemesine karşın süpervisorü Denis Sciamaidi. Doktorasını aldıktan sonra ilk önce araştırma asistanı, daha sonra Gonville and Caius kolejde profesör asistanı oldu. 1973'de Astronomi Enstütüsünden ayrıldıktan sonra Stephan uygulamalı matematik ve teorik fizik bölümüne geçti. 1979'dan sonra matematik bölümünde Lucasian profesörü oldu. Bu profesörlük 1663 yılında üniversite parlemento üyesi olan Henry Lucastarafından kurulmuştu. Ilk olarak Isaac Barrowsonra 1669'da Isaac Newton'a verilmişti.

Stephan Hawking, evrenin temel prensipleri üzerine çalıştı. Roger Penroseile birlikte Einstein'in Uzay ve Zamanı kapsayan Genel görecelik teoreminin Big Bang'le başlayıp karadeliklerle sonlandığını gösterdi. Bu sonuç kuantum Teorisiile Genel Görecelik Teorisinin birleştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu. Bu yirminci yüzyılın ikici yarısının en büyük buluşlarından biriydi. Bu birleşmenin bir sonucuda karadeliklerin aslında tamamen kara olmadığını, fakat radyasyon yayıp buharlaştıklarını ve görünmez olduklarını ortaya koyuyordu. Diğer bir sonucda evrenin bir sonu ve sınırı olmadığıydı. Buda evrenin başlangıcının tamamen bilimsel kurallar çercevesinde meydana geldiği anlamına geliyordu.

Onun birçok kitabından bazıları, The Large Scale Structure of Spacetime, General Relativity: An Einstein Centenary Survey, ve 300 Years of Gravity. Stephen Hawking'in en popüler ve ençok satan iki kitabı; A Brief History of Timeve daha sonraki kitabı, Black Holes and Baby Universes and Other Essays.

Profesör Hawking 12 onur derecesi almıştır. 1982'de CBE ile ödüllendirilmiş,bundan başka birçok madalya ve ödül almıştır. Royal Society'nin ve National Academy of Sciences (Amerikan ulusal bilimler akademisi(N.A.S.) ) üyesidir.

O teorik fizik çalışmaları ve yüklü programına rağmen ailesine (üç çocuk ve bir torun) her zaman zaman ayırmayı bilmiştir.

Kaynak: http://www.hawking.org.uk/text/about/about.html
yakın zamanın belkide en çok ses getirmeyi başarmış bilimadamlarından, ünlü ingliz fizikçi. kendisi uzun yıllardır als (bkz: Amyotrophic Lateral Sclerosis) denilen ve halkımız arasında çok az tanınan illet bi hastalıkla mücadele etmektedir. kendisine acil şifalar dileyeceğim ama malesef hastalığın günümüz koşullarında tam bir tedavisi bulunmamaktadır.
kara delikler konusundaki çalışmalarıyla tanınır.
yaşar nuri'ye göre dabbetül arz dır kendisi.
çagımızın en önemli fizikcisi. evrenin kısa tarihi eserinden sonra cagdas fizigin en onemli konularına deginen zamanın daha kısa tarihi adlı yapıtı yazmıstır.
''Zamanın daha kısa tarihi'' adlı kitabının en sonunda, Allah'a karşı aşırı sevgi beslediğini belirtmiş zamanın en ünlü bilimadamı.
2009 yılında uzaya gitmeyi planlayan bilim adamı.
cambridge üniversitesi tarafından, isaac newton ve paul adrien maurice dirac'ın ardından lucasion professor of mathematics payesi ve kürsüsü verilen üçüncü zatı muhteremdir..

kendisini ilk kez gören ve tanımayan insanlarda direkt olarak acıma duygusu yaratan görünüşünün yanında dünya tarhihine gelmiş geçmiş en sağlam beyinlerden birisine sahiptir..özellikle karadelikler, kaos teoremi ve başlangıç tekilliği konularında yaptığı çalışmaları ile bilimadamlarını bile dumurdan dumura sokan kişiliktir..daha sonralardan karadelikler üzerine yaptığı başka çalışmalar sonunda, eski teorilerinin yanlış olduğunu belirtmiş ve bir dumur daha yapmıştı yanlış hatılamıyorsam..

yeni kitabı 2008 de çıkacak diyorlar, bende diyenin yalancısıyım..merakla bekliyoruz tabi...bakalım neler yumurtlaycak yine.

şaka bir yana kariyeri ve inanılmaz zekası ile saygı üzerine saygıdeğer kişiliktir.
Amerika'nın sandalyeli delisi beyniyle yaşayan biradam.
bir çok bilimciye göre einstein'dan sonra gelmiş en büyük fizikçi. big bang söz edildiğinde akla gelen ilk isimlerdendir ve yaşayan en büyük otoritedir. kuantum mekaniğinin ileri derecedeki denklemlerini relativite teoremi ile bağdaştırmıştır. 1988 yılında yazdığı zamanın kısa tarihi adlı enfes kitabıyla ününü halka duyurmuştur. şimdilerde mahkum olduğu tekerlekli sandalyesinde evrenin tek bir yasayla idare edildiğini ispatlamakla meşgul olup olayı iyice aşmaya çalışmaktadır.
kısaca dehadır bir de geçenler de üçüncü karısından boşanmıştır..
einstein'ın chuck norris tarafından döner tekme atılarak getirildiği durum. *

ayrıca, "üstün ırk" kavramına inanan birisi, lakin ırkçılığı tasvip etmez:

--spoiler--

bir magazincinin "peki üstün ırklar-magazinci bey uzaylılardan bahsetmektedir- dünyamıza gelirse ne olacak?" şeklindeki sorusuna

-bu gezegende üstün ırkların -muhtemelen beyazlar veya medeni toplumlardan bahsetmekte- alt ırklarla karşılaşması hiç de güzel sonuçlar doğurmadı, göz yaşı ve katliamdan başka bir şey getirmedi, bunları yapan bizzat insan türünün ırklarıydı. lakin başka akıllı türlerle, insanların karşılaşmasıysa bahsettiğiniz, bunu olası görmüyorum.

--spoiler--

şimdi ben bunu neden yazdım?
şu yüzden efenim. hani o hep gösterilen "aynştaynın milliyetçilik hakkındaki görüşleri" var ya, hani hastalık olarak tanımladığı, hep referans olarak gösterilir milliyetçilik karşıtı tezlerde(madem süper zeka biz de referans verek güdüsüyle)bak işte, sıtefın hovking de resmen ırkçı çıktı. ne yapacağız şimdi?

demek ki neymiş? subjektiflik, yapan en kallavi bilim adamı da olsa subjektiflikmiş. yani, neymiş, genel geçer miymiş? varın siz düşünün. (kabul ediyorum ki bu adamın "ırk"lar hakkındaki görüşleri einstein'ın milliyetçilik hakkındaki görüşlerinden daha bilimsel. en azından cins-tür-ırk kavramlarını ayırabiliyor.)
Hastalığı sebebiyle bilgisayar aracılığı ile konuşabilen kara delik uzmanıdr.
yaşar nuri öztürk tarafından dabbetül arz olduğu iddia edilen bilimadamı.

cevap veriyorum adlı kitabının kıyamet ve alametleri kısmında bununla ilgili bir açıklaması vardır.

(bkz: elçiye zeval olmaz)diyerekten;

--spoiler--

"stephen hawking bizim kur'an'dan hareketle sık sık altını çizdiğimiz uyarıların hemen hemen tümünü, bir fizikçi bilim adamı sıfatıyla tek tek dikkatlere sunarak insanlığın önümüzdeki bin yıl içinde yok olma tehlikesiyle yüz yüze bulunduğunu ilan etmiştir.

bize göre, hawking'in bu uyarısının bizzat kendisi bir kıyamet alametidir. elbette ki ibret, irfan, iman ve basiretle dinleyenler için..."

"dabbetül arz yerküreden çıkacaktır. Kur'an, Neml 82 bu noktanın altını çizerek, dabbetül arzın gökten, öte alemlerden beklenmemesi gerektiğine vurgu yapmıştır. çünkü insanlar bu tip uyarıcı-aydınlatıcıları hep göklerden, ötelerden bekleyen bir anlayışa bağımlı bulumaktadır. Dabbetül arzın yerküreden çıkacağı söylenmemiş olsaydı, onu mutlaka ve mutlaka öte alemlerden gelecek "ruhani"-madde üstü bir varlık olarak düşünür ve ona akıl almaz nitelikler yakıştırılırdı.

Kur'an bu yolu tıkamış ve dabbetül arzın yeryüzünden çıkacağını, yani bir dünyalı olduğunu belirtmiştir.

dabbetül arz bir insandır. konuşmakta, uyarmaktadır. neden böyle bir varlık insan değil de dabbe olarak anılmaktadır. bunun böyle olması dabbenin alametlerinden biridir. o, tüm hikmetli konuşmalarına, uyarılarına rağmen fizik özellikleri bakımından tam fonksiyonel bir insan değildir. insanın hareketlerini sergilemektedir. Yani o, beyni ve özü bakımından mükemmel bir insan olmasına rağmen, bedensel açıdan tam fonksiyonel bir insan değildir. işte onun belirtilerinden biri de budur.

insandan çok, debelenen bir varlığı andıran fizik görünüm içinde en ileri fikir ve bilim verilerini üreten ve insanlığa ulaştıran varlık olmak, insanlığın sonunu haber veren dabbetül arzın belirgin niteliğidir.

dabbetül arz, meramını "teklim" yoluyla anlatır. kur'an, sözle anlatım için daha çok "kavl" (söz), "beyan" (açıklamak), "hadis" (söz) kelimelerini kullandığı halde dabbatül arzın meram anlatışını ifade için teklim sözcüğünü seçmiştir. Allah'ın insanla konuşması da bir teklim olayıdır. bu teklimin değişik uygulamaları olduğunu Kur'an'dan öğreniyoruz. Vahiy bunlardan biridir. Unutulmaması gereken şudur: Allah'ın insanla tekliminde doğrudan ve kelimelerle konuşmak söz konusu değildir; daima işaretler ve aracılar kullanılır. başka bşr deyişle, teklim de kelimeleri ancak konuşanla muhatap arasındaki vasıtalar kullanabilir. nitekim, Allah'ın insanla "konuşması"ndan söz eden Şura Suresi 51. Ayette de teklim sözcüğü kullanılmıştır. Allah'ın beşerle konuşması ancak "teklim" yoluyla mümkündür.

Dabbetül arzın konuşması da, en azından dünyanın sonuna ilişkin uyarısı, işaretlerle, aracılarla konuşma olacaktır. Onun kendisi de zaten normal bir insanın bedensel fonkisyonlarını segilemekten uzaktır. O; beyni, bilgisi ve ruhuyla öne çıkan bir varlıktır.

biz bu kur'ansal verileri dikkate aldığımızda, dabbetül arzın kimliğini belirleyebilmekteyiz.

dabbetül arz çıkmıştır, şu anda yaşamaktadır ve Kur'an'ın sözünü ettiği uyarıları, yine Kur'an'ın gösterdiği tarz ve üslupla insanlığa ulaştırmaktadır. Kur'an'ın verileriyle bilim dünyasından yükselen uyarıları birlikte düşünenler, dabbetül arzın kimliğini, yaşadığı ülkeyi, meslek ve kariyerini bulmakta gecikmezler.

bana göre, Dabbetül Arz, insanlığı, kıyametin yaklaştığı yolunda sürekli uyaran ve nitelikleri Kur'an'daki tanıtıma tıpa tıp uyan Stephen Hawking'dir." (cevap veriyorum adlı kitaptan alıntıdır, sayfa; 131, 135, 136, 137)

--spoiler--
'Tanrı'yı bilimsel olarak ispat ettiğini savunan bilim adamlarındandır.
kendisine dabbetül arz yakıştırması yapan bazı höbelekler de yaşıyor bu yeryüzü denen yerde.
neden dabbetül arz?
çünkü dabbetül arz yuvarlanıp giden bir şeymiş, bu amca da sakat ya yuvarlanıyormuş, ondan.
hey allahım akıl ver azcık nolur...
Asıl adı Stephen William Hawking olan bilim insanı.
gectigimiz aylarda e2 kanalında yayinlanan masters of science fiction adli asmıs programda hikayeler yayınlanmadan önce cıkıp konusurdu. ayrica kendisi kanimca dünyanin en zeki insanidir. her kelimesi dikkatle irdelenmelidir.
gördüğümde 'evrenin sırlarını çözeceğine, Amyotrofik lateral skleroz hastalığının sırrını çözsen de, bulunduğun durumdan kurtulsan daha iyi olmazmı?' diyeceğim ünlü bilim adamı.
(bkz: #355976)
"belli ki tanrı yalnızca zar atmakla kalmıyor, ayrıca gözleri kapalı oynuyor ve ara sıra da zarları görülemeyecek yerlere atıyor" stephen hawking
yasar nuri öztürk kişisi tarafından kıyameti haber veren yaratık olarak nitelendirilen büyük bilim adamı.
cern labaratuvarlarında yapılan deneyle higgs parçacığının bulunamayacağına dair ortaya 100 dolar koymuş fizikçi. iddiacılar, 100 dolar diyorum, kaçacak para değil.**
http://www.hurriyet.com.t...;srid=0&oid=0&l=1
tekerlekli sandalyeye bağlı ünlü fizikçi ve kara delik uzmanıdır.
(bkz: adamım ya)
unlu fizik profesoru.8 ocak 1942 de dogmustur,oxford ce cambridge'de egitim gormustur.en cok calısma yaptıgı konu kara delikler ve yaygıdıgı manyetik guclerdir.buyuk bir dehadır kendileri,bu ünlü astrofizikçi, kendi kafasında tasarladığı "kara delikler" teorisi ile nobel ödülü almıştır. fakat daha sonra da " bilim kurgu meraklıları bu söylediklerime çok üzülecek ancak kara delik diye bir şey yok" sözüyle kendi teorisini kendisi çürütmüştür...