bugün

kanal 7 tarafından, almanya'da "deniz feneri e.v" adı ile ayrı bir kuruluş olarak faaliyet gösterdiği söylenen; buna rağmen iki ülkede de kanal 7'de ve kanal 7'nin özel mülklerinde çalışmakta olan dernek.

derneğin iki internet sitesinde de "Tüm hakları Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine aittir." yazmaktadır.

http://img220.imageshack....0/6226/denizfeneriyt2.gif < alamanya sitesi (olaylardan sonra bu ibare değiştirilmiş)

http://img220.imageshack....056/20070521151350do5.gif < türkiya sitesi

kanal 7'nin ve derneğin sütten çıkmış ak kaşık olmadığına dair, dünyanın en dürüst, post moderen gazetesi zaman'ın, internet sitesinde yayınlanmış bir de haber mevcut. (yayınladıktan hemen sonra silmişler bu haberi nedense)

http://img220.imageshack.us/img220/7586/hdruj2.gif
yüzyılın götürme hareketini yapmış dernektir.

gevur olarak gördüğümüz almanya bile bizden daha hassas bu konularda bu da ayrı bir utanç.
(bkz: nefsin temizliğindeki en zor adım)
insanların temiz duyguları üzerinden kirli amaçlarına ulaşmak için para toplayan dernek.
yaptıkları çirkinliklerle burası türkiye dedirtmiş hesapta yardım derneği.
(bkz: deniz feneri derneği davası)
yüzyılın iyilik hareketi. tabii almanya'daki nurcular için. allah var yukarıda. bunlar bu ülkedeyi soyup paralarını o tayfaya göndermeselerdi ne olurdu?
deniz keleği derneği olduğu ortaya çıkmıştır üzülerek söylüyorum. oysa ne acıklı reklamları vardı değil mi ?
hala icraatlarına nasıl devam ettiklerini, televizyona nasıl reklam verdiklerini merak ettiğim kurum/kuruluş.

bir nevi saadet zinciri.

(bkz: titan saadet zinciri)
unicef'e götümümü veririm, bunlara ve türevlerine spermimi vermem dediğim dernek.

hiç mi kimseye yardımı olmamıştır? olmuştur da kimin sayesinde olmuştur.
http://www.kizilay.org.tr/
http://www.unicef.org/turkey/hm/_hm1.html
http://www.greenpeace.org/turkey/
http://www.mucuks.com.tr/yersen/videos/aldinmi.avi
içinde fener kelimesini görünce bir ibnelik olduğu sezilen dernek. bağış yapanlarda da suç var.
kafamda yarattığım ikinci bi kişiliğin hakkında şöyle bi şeyler söylediği dernek (bu ikinci kişilik dine inanan ve deniz feneri derneği'ne yardım amaçlı para kaptırmış bi adam).

"öncelikle bu derneğe parasını kaptıran herkes adına allah'tan bulmalarını dileyerek sözlerime başlayayım.

bu derneğin yolsuzluk etmiş olması, yardım paralarını zimmetine geçirmiş olması üstüne dönen tartışmalarda (daha çok ekşi sözlükte şahit olduğum tartışmalarda) genellikle iki başat taraf göze çarpıyor. birincisi bu derneğin yolsuzluğunu zemin olarak alıp dernekten öteye suçlama getiren kesim (genellikle ulusalcı, akp karşıtı ve biraz da din karşıtı olan kesimler olduğunu görmemek için kör olmak gerekiyor) ve karşıda bu kesim olduğundan, bi de suçlamalar sadece derneğin kendisine değil, dernek aracılığıyla inanan insanların inandıkları değerlere yöneltildiğinden bu suçlamalara karşı savunma getiren (ama bunu yaptıkları için derneğin yaptığını savunuyormuş konumuna düşen) inanan kesim.

tartışmanın safları bu kadar kesinleşince kimse bu tartışmaya başka bi açıdan eklemlenemiyor, oysa hem derneği savunmadan, hem inanan kesime (ve inançlarına) yöneltilen suçlamalara karşı gelerek savunma yapmak mümkün.

birincisi inanan kesimden şu derneğe parasını kaptırmış olan ve bu kaptırmışlık yüzünden derneğe bedduasını eksik etmeyen insanlar az değil onu öncelikle belirtelim. yani derneğe kaptırdıkları paralar için "olsun en azından inançlı insanlara kaptırdık" diyen bi kesim varsa bile onların çoğunluk olduğunu sanmıyorum, ya da inanmak istemiyorum böyle olduğuna. ama zaten kendi adıma konuşmak istediğim için bu insanlardan olmayan kesim adına laflarımı söylüyorum.

ikincisi, bu derneği eleştirenlerin genellikle vurgu yaptıkları "inançları kullanarak para sömüren kurum" tamlamasıyla inanan kesimin sürekli bu inançları yüzünden sömürülecekleri fikri, ve bu sayede inançlara getirilen muhalefet.

bu noktada inançlı ama mantığını da bi kenara atmamış biri şöyle diyor. benim doğru olduğuna hükmettiğim inançlarım eğer birileri tarafından sömürü aracı olarak kullanılmışsa, bu benim inancımı terketmemi mi gerektirir. ne yapalım yani, "bak adamlar islam'ı kullanarak yolsuzluk yaptılar, demek ki islam inancı yanlış" mı demeliyim. adamların günahları neden beni inancımdan uzaklaştırsın, neden benden bu bekleniyor.

dünya üstünde başka inançları kullanarak da (özellikle hıristiyanlığa bakınız) insanların paraları iç ediliyor, ama bunun suçu neden o inancın üstüne yıkılıyor..

denebilir ki o insanları sömürülecek kıvama o inanç getiriyor, o yüzden inançlara karşıyız. ben de diyebilirim ki hayır inanç değil, cehalettir o insanı sömürülmeye hazır hale getiren. nedir yani, inanan insanın asla aydın olamayacağını ve mutlaka başkaları tarafından idare edilecek, sömürülecek biri olmaktan başka çaresi olmadığını mı iddia ediyorsunuz.

bu iddiaya cevap vermek kolay. eğer inançları yüzünden sömürülen kim ortaya koyarsanız ben o noktada size cehalet de gösterebilirim. sömürülmelerinin sebebinin inanç değil cehalet olduğunu iddia edebilirim.

deniz feneri derneği'nin yaptığı ise sömürüye girmiyor ki.. evet girmiyor. çünkü eğer bu dernek açıkça, gelin paranızı bize verin, biz de islami hareketi daha güçlendirelim deseydi (yani aslında yolsuzluk yapmasaydı), açık açık niyetlerini belli edip insanlardan o şekilde para toplasaydı o zaman bi sömürüden bahsedilebilirdi. oysa bu dernek bunu yapmadı. bize paranızı verin, biz de ihtiyacı olanlara götürelim bunları dedi. yani bizi sömürmedi, bizi kandırdı. biz o paraları bu derneğe verirken amacımız ihtiyacı olanlara yardım etmekti, bi dini hareketi güçlendirmek değil.

hatta bu derneğe para kaptırmak için bi cehalete bile ihtiyaç yoktu. aydın olunca birden "haa evet bu dernek aslında gerçek amaçlarını kamufle ediyor, paraları iç edecekler" diye telepati mi geliştirmemizi bekliyordunuz. rahatlıkla aydın inananlardan da para topladılar, çünkü yaptıkları bi dolandırıcılıktı (ve kabul edin bu konuda çok başarılıydılar).

işte bu noktada bu derneğin dolandırıcılığının faturasının bizim inancımıza çıkarılması haksızlık değil de nedir. yarın kendisine başka bi ideolojiyi bayrak yapmış başka bi dernek çıkıp (ne bileyim mesela her bildirisinde atatürk'ün resmini basan, kendisini atatürkçü olarak afişe eden bi dernek diyelim) benzer bi dolandırıcılık yaparsa o zaman da suçu atatürkçülüğe yükleyebilecek misiniz.. yok başka ideolojiyi bayrak yapanlar asla dolandırıcılık yapmaz mı diyorsunuz yoksa.

peki insan haklarını kendilerine bayrak yaptıklarını söyleyen yasadışı terör örgütlerine ne diyeceğiz o zaman. bu örgütlere kızarken bu değerlerin kendilerine kızınca hedefi şaşırmış olmuyor mu insanlar.

ben bu derneğe paramı kaptırdım. kaptırmış olduğumu öğrendiğimde de hakkımı helal etmedim. helal etmeyen de çok fazla bi kesim var, suçlamalarınıza karşı savunma getirdiğimizde bu dolandırıcıları savunduğumuzu iddia etmeyin."

vuuuşşşşşşşşşş... ve asıl kişiliğim geri döndü. şimdi bu şekilde bi yazı görsem, bazı yerlerine muhalefetimi koysam da "canımı ye" derim. baktım kimse yazmamış, bari biz uyduralım bi tane dedik.. iyi mi ettik bilmiyorum.
son günlerde medyada sıklıkla yer alan deniz feneri derneği davası ile ilgili olarak aşağıdaki basın açıklamasını yapmış olan dernektir:

"Son günlerde, özellikle belirli bazı basın yayın organlarında, Derneğimizin ismi etrafında bir tartışma oluşturularak, halkımızın Deniz Fenerine olan sarsılmaz güven ve umut duyguları yıpratılmaya çalışılmaktadır.

Almanyada faaliyet gösteren Avrupa Deniz Feneri e.V. isimli kuruluşa yönelik Alman makamlarının yürütmekte olduğu bir soruşturma bahane edilerek ve söz konusu kuruluşla isim benzerliğimizden yola çıkılarak, Deniz Feneri Derneğimiz haksız ithamlarla suçlanmakta, mesnetsiz bir kampanyanın hedefi kılınmak istenmektedir.

Bu gelişmeler karşısında, şu hususları Türk Milletinin dikkatine sunmak isteriz:

Deniz Feneri Derneği, 1998 yılında insani yardım yapmak ve yoksullukla mücadele etmek üzere kurulmuştur.

Derneğimiz, ısrarla ve inatla yardım çalışmalarında sadece yoksulluk unsuruna öncelik vermekte, başta ülkemiz olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun, açlık, kıtlık, doğal afetlerin yaşandığı her coğrafyaya bağışçıları ile gönüllülerinden aldığı cesaret ve teşvikle yardıma koşmakta, dünyanın dört bir yanında, başta BM gibi uluslararası kuruluşlar olmak üzere pek çok Sivil Toplum Örgütü ile işbirliği yapmakta, ülkesini ve bayrağını en güzel şekilde temsil etmektedir.

Çalışmalarıyla pek çok sivil toplum kuruluşuna örnek olan Deniz Feneri Derneği yurtdışındaki sivil toplum kuruluşlarından içişleri Bakanlığının izinleri çerçevesinde bağış kabul etmekte olup; bu çerçevede Almanyada kurulu bulunan Almanya Deniz Feneri e.V.den de aynı prosedürler çerçevesinde destek almıştır.

Bu yardımlar dışında söz konusu bu oluşum ile hiç bir organik ilişki söz konusu olmamıştır. Deniz Feneri Derneğinin yurtdışında şube ve temsilciliği yoktur.

Bazı medya kuruluşlarının Almanya Deniz Feneri e.v. isimli kuruluşla ilgili hukuki sürece dair verdikleri haberlerde Derneğimizin adı, logosu, sloganı, telefonları, lojistik binaları, giydirme araçları, fotoğraf ve filmlerini kullandıkları görülerek, bu medya kuruluşları ihtarlar ile uyarılmışlardır. Uyarılarımızı dikkate almayarak binlerce bağışçımızın derneğimize olan güven duygularını zedeleyici nitelikte yayın yapmaya devam eden bir televizyon aleyhine Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/645 Müt. Sayılı dosyası ile tekzip davası açılmış ve 22.05.2007 tarihli karar ile bahsi geçen televizyon aleyhine tekzip kararı verilmiştir. Uyarılarımıza rağmen aynı şekilde haksız yere gerçeğe aykırı yayın yapan kuruluşlara yönelik hukuk mücadelemiz devam edecektir.

Deniz Feneri Derneği; ülkemizin içinden geçmekte olduğu siyasi süreç ve ısınan politik ortamda, günlük ideolojik kavgalar ve siyasi amaç ve çıkarlar çerçevesinde planlı hareket eden ve bu çerçevede Deniz Feneri Derneğini amaçlarına alet etmek isteyen çevrelerin kuru gürültü ve iftira kampanyalarına, tehdit ve yıldırma çabalarına asla aldırmayacaktır.

Yoksullukla mücadelemizde on yıldır bizi destekleyen, azdan az, çoktan çok vererek merhametini emanet etmiş cömert bağışçılarımıza ve fedakâr gönüllülerimize şu mesajı ulaştırmak isteriz:

Deniz Feneri başta içişleri Bakanlığı olmak üzere resmi makamların yapmakta olduğu sürekli denetimlere ilave olarak uluslararası bağımsız denetim kuruluşunca da denetlenmektedir.

Müsterih olunuz. Bağışlarınızla coşan bu nehrin yoksula ulaşmayan tek damlası, heba edilen tek bir yudumu yoktur. Biz elimize geçen ve harcadığımız her kuruşun hesabını yapıyor ve sizin başınızı öne eğdirmeyip, gönlünüze en ufak bir şüphe düşürmeyecek bilinçle çalışmalarımızı daha yüksek azimle sürdürüyoruz.

Yeryüzünde son yoksula ulaşıncaya kadar çalışacağız.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

DENiZ FENERi DERNEĞi"
"deniz feneri'ne ne demeli? insanların dini duygularını her türlü araçla sömüren şu medyatik yardım (!) örgütüne... başkasının belgelemesine de gerek kalmadı; almanya'daki mahkemede fenerin yöneticileri itiraf ettiler. yardım diye topladıkları milyonlarca avroyu arsa, gemi, gayrimenkul alımında kullanmış, şirketler kurmuşlar. kimi yöneticiler milyonlarca avruyu çekip götürmüşler. paraları bizzat alıp kuryelik yapmakla suçlananlardan biri de rtük başkanı..."

(bkz: doğan tılıç)
altından ergenekon çıkabilecek olan yüzyılın üç kağıtçılık hareketi. ilgileri yokmuşmuş deniz feneri e.v ile kanal 7 ile de mi ilginiz yok deyyuslar?
şeriat adına soygun yaptığı iddia edilen şebeke, örgüt.
müzelerden emniyet müdürlüklerine kadar, yardım kutularının her cins kamu kuruluşunda bulunduğuna tanık olduğum.
endüstri holding , kombassan ve daha niceleri gibi olan oluşum. bu halk tv izleyerek büyüdükçe bu olayların sonu gelmeyecek gibi.
(bkz: keriz feneri dernegi)
tayyip erdoğan'ın kanatları altına aldığı dernek. vardır bir bildiği hesabı. ağzından tükürükler saçarak ekranlarda savunduğuna göre hesap cüzdanına ait sıfırlar da bir hayli dolgun olmalı.
aklı yerinde mi o bile belli olmayan bir haham'ın şimdi savcılıta kaybolan iddialarıyla koskoca yazarları, generalleri mahkum ettiren medya doğrudan almanya yargısının araştırdığı bir davada neden susar? aa medya bu adamınmış ve zaten o davaya konu olan da o medyaymış baksen.

iyilik hareketi altında indiragandi yapan çakallar ordusu. yaptıkları iyilikleri de görüyoruz. önce aç bırakıp sonra iyilik yapıyorlar.

huzur-u mahşerde de iyilik yaptık dersiniz inşallah.

ayrıca orda burda kemalist-laik sözcükleri geçen başlıkları tıka basa doldurmaya çalışan arkadaşları bu başlık altına yazı yazmaya da bekleriz. olmuyor öyle hep o tarafa hep o tarafa.

inançlı insanları kandırdıkları konusuna gelince evet insanları inançları ile kandırıyorlar ama o sadece inancı kafalara yerleştirenler de onlar. yoksa islamiyet akla en yatkın dindir. akıl ve mantığın kabul etmediği hiçbirşeyi içermez. ama akılsız ve gönülsüz sadece göstermelik ibadet günümüzde moda olunca bu insanlar ektiklerini biçmeye böyle devam ediyorlar.
tekrar tekrar söylüyorum eğer o kişilerin allah inancı varsa bu yapılanları neyle açıklaycaklar. tövbe ettik demesinler 40. tövbeden sonrası kabul olmazmış.
(bkz: alman savciliginin ergenekoncu olmasi)
bir yerde bağış toplanıyorsa orada muhakkak hırsızlık vardır. mesleğinde ilerlemiş bütün dilencilerin zengin olduğu dünyada, dilenmek mesleğini kurumsallaştırmış bir harekettir deniz feneri. bu dilencileri de baş duyunç sömürgeci(vicdan sömürücüsü) olan tayyip efendi korumaktadır.
(bkz: bal tutan parmağını yalar)
Her islami derneğin, cemaatin yaptığını yaparak para toplamış dernektir. Unutmayalım, parayı toplama şekilleri, parayı toplarken kullandıkları argümanlar filan tartışılmıyor. Bu seferki para toplayıcılar libarelizme fazla gönül kaptırmış, mesele bu.

Efendim, başta kanal 7 olmak üzere islami kuruluşların çoğu "islam adına hareket etmek için" para toplamışlardır. Kombassan'ın patronunun Almanya'da yaptığı konuşmayı hatırlayalım lütfen. Benim hatırladığım, "istediğimiz düzeni kurmak için güçlü olmalıyız" gibi bir şeyler söyleyerek para topladığıydı. Aynı şekilde, Sakarya'nın küçük bir ilçesinden Kanal 7'ye, kanalın kuruluşuna destek olmak için para gittiğini ve şimdi çook başka taraklarda olan bir arkadaşa elden teslim edildiğini biliyorum. Parayı götüren kişi de imamdı mesela. "Abi niye para verdiniz, manyak mısınız?" soruma, kendisi "bir tane de Allah için yayın yapan kanal olsun dedik" şeklinde cevap verdi. Kanal 7'ye başka nerelerden "destek" paraları gitti merak ediyorum. Ha ayrıca Kanal 7 o paraları alırken belki "Allah için yayın yapacağız" demiyordu ona laf yok. Fakat Türkiye'nin en batısındaki illerde yaşayan insanların kafasındaki algı bile buydu. Allah için yayın yapsın diye bu ülkede televizyonlara para verildi güzel kardeşim.

Şimdi biraz daha spekülasyon yapalım. Madem şahsi fikirlerimizi yazıyoruz ve ben de yazayım. Dünya'nın pek çok yerinde yardım örgütleri var. Elbet Almanya'da da vardır. Hatta Türkiye menşeili kurumların karakteristik özelliklerini düşünürsek herhangi bir yardım organizasyonunu bizden çok daha iyi yapacak Alman kuruluşları vardır. Deniz Feneri Derneği'ne milyonlarca avro kaptıran arkadaşlar neden illa ki bu kurumu tercih etti? Tabii ki pek çok kültürel neden sayılabilir, yardımların öncelikle Müslümanlara gitmesi gibi nedenler olabilir. Hepsine eyvallah. Ama kim bu insanların çok büyük bir kısmının aklının en dibinde "yardımı bizim partinin derneği* yapsın, hem onlar da güçlensin hem de partimizin çalışmalarına katkım olsun" şeklinde bir düşünce olmadığını iddia edebilir? Öncelikli amaçlarının yardım olmadığı zaten belli de, diyelim ki öncelikli amaçları yardım, bu derneğin ikinci amacının reklam ve propaganda olmadığını kim iddia edebilir? Makarna dağıtarak oy aldılar sığlığına düşmeyeceğim ama dağıtılan sadakaların Akp'nin bu başarısında büyük bir etkisi olmadığını söyleyebilir miyiz?

Belki çok çok küçük bir kısım bu derneğe samimiyetle "yardım etsinler, bu işi iyi yaparlar" diye para verdi ama çok büyük bir kısım da "hem ziyaret hem ticaret" mantığıyla o paraları akp ve islami harekete destek için verdi. Sakarya'da uzun zaman geçirmiş biri olarak (bilirsiniz eskiden Refah geleneğinin kalesiydi, şimdi akp'nin) cemaatlerin nasıl işlediğini az çok bilirim. Kimse bana samimiyetten, masum halkın kandırılmasından bahsetmesin. insanların büyük bir kısmı bir harekete destek olmak için yeterli beslenme ihtiyacından artırdığını bu adamlara verdi. Yetersiz beslenmenin sonucu olarak vermeye de devam edecekler. Ortada "kandırıldığı" için mağdur olan insanlar yok, ortada "kurnazlık yapmaya çalışırken avlandığı" için enayiler var. Ha birileri iyi beslenir o paralarla bak, ona laf yok.
bu kadar skandala rağmen hala atv 'de reklamları yayınlanan dernek.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar