bugün
- uzağı göremeyen insan19
- anın görüntüsü20
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- erkeğe ne hediye alınır16
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması10
- evlilik15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- sözlüğün en ruh hastası yazarı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş9
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
bulunduğu şehre, renge, yaşayışa, gökyüzüne, yüzüne, ellerine,mesleğine, ve kimseye ait olamama durumu. (bkz: sahiplenmeden yaşamak)
dışlanmak, entegre olamamak, dışarıda bırakılmak-kalmak, bulunulan çevre ile kaynaşamamak.
yabanci hissetmektir.yurtdisindaysaniz boyle hissetmekten daha dogal bir sey yok dersiniz ama evinize dondugunuzde de hala ayni seyi hissediyorsaniz iste ozaman korkun.
seks kontrol.
Gezgin ruha saip olmaktır.
yabancılık çekmektir.
yalnızlığın en kötüsüdür, hiçbir şeye ait olmadığını hissetmektir.
ne kimseyi hayatına dahil edebilmek, ne de kimsenin hayatına dahil olabilmektir...
yaşadığın zamana yabancı olmaktır. kaldıramamaktır zamanın yükünü ya da zamanın dünyayı değiştirmedeki gücünü. geç kaldığını hissetmektir, hep 70'ler ya da 80'lerde yaşamayı hayal etmektir mesela. uyuşamamaktır yaşanılan çevreyle, hep eksik olmak ve hep beklemektir ait olabileceğin bir yeri ya da bir şeyleri.
hiçbir şeyi benimseyememek, hiçbir yerde rahat edememek, hep gidiciymiş gibi hissetmek, yabancı olmak her şeye ve herkese.
insanoğlunun tabiatına aykırı bi durum.
arafta yaşamak.
aidiyet duygum az gelişmiş. bir üçüncü dünya benim kendimi bırakıp teslim olma halim. sorgusuz sualsiz bir şeylere kapılıp gitme ihtimalim sıfırın altında. ne yerdeyim ne gökte hesabı hayatın gidişatı. o kadar zor ki. bir kimlik edinme ihtiyaçsızlığı...
iki şehir, iki kadın, iki yemek hatta iki şarkı. iki gün tatil, iki koyu renk.
seçmece hesabı...
kararsızlık hesabı...
ikiden de fazla şehirler, ikiden de çok açık renkler.
bitmez bu arafın derdi azizim.
aidiyet duygum az gelişmiş. bir üçüncü dünya benim kendimi bırakıp teslim olma halim. sorgusuz sualsiz bir şeylere kapılıp gitme ihtimalim sıfırın altında. ne yerdeyim ne gökte hesabı hayatın gidişatı. o kadar zor ki. bir kimlik edinme ihtiyaçsızlığı...
iki şehir, iki kadın, iki yemek hatta iki şarkı. iki gün tatil, iki koyu renk.
seçmece hesabı...
kararsızlık hesabı...
ikiden de fazla şehirler, ikiden de çok açık renkler.
bitmez bu arafın derdi azizim.
zavallı memur çocuklarının çektiği çiledir efendim... hep soyut açıdan bakılmış yabancıyım yalmızın kalbim başka aklım başka... ama dostlar hayatın gerçekleri bambaşka* 19 yaşına kadar 17 ev 6 şehir değiştiren üniversiteyi kazanmakla dört yılını nerde geçireceğinin (tatiller muamma tabi) kesinleşmesine sevinenler var. onlarca arkadaşı olana ama bir tane dostu olmayan, yaşadığı şehirlerin sadece merkez mahalini öğrenmeye vakti olan, her yerde hep yabancı 'yeni biri' olan ev sahibi değil hep misafir olan kader kurbanları var... *
her an her şeyden vazgeçebilme lüksüne sahip olmaktır.
kendini hiçbir inanışa ve ideolojiye ait hissetmeme olayı.
ne içindesindir zamanın
ne de büsbütün dışında
yekpare geniş bir anın
parçalanmaz akışında
tanpınar'ın vaktiyle anlattığı gibi..
aidiyet, insanın temel ihtiyacı olmasıyla beraber; doğadan, önce kendi doğasından başka, ait olabileceği, olduğu, bir varlık yada kavram olmadığını kabullenememesidir.
yalnızlık, ölüm korkusu insanı bu dünyaya daha fazla tutunmaya, daha fazla anlamlar yüklemeye iter.
insanın ait olma isteği de bu çırpınışlarından biridir.
ne de büsbütün dışında
yekpare geniş bir anın
parçalanmaz akışında
tanpınar'ın vaktiyle anlattığı gibi..
aidiyet, insanın temel ihtiyacı olmasıyla beraber; doğadan, önce kendi doğasından başka, ait olabileceği, olduğu, bir varlık yada kavram olmadığını kabullenememesidir.
yalnızlık, ölüm korkusu insanı bu dünyaya daha fazla tutunmaya, daha fazla anlamlar yüklemeye iter.
insanın ait olma isteği de bu çırpınışlarından biridir.
sahiplenememektir.
çoğu zaman kaybettirse de kişinin bilinç dışı düşünce ve dolayısıyla davranışlarıdır. ımm, ne kaybettirir? hiçbir şey.
yeterki bundan dolayı başka insanları etkileyip, zarar verilmesin. ait olunan tek yerin toprak olduğu gerçeğini hatırlatayım bir de.
yeterki bundan dolayı başka insanları etkileyip, zarar verilmesin. ait olunan tek yerin toprak olduğu gerçeğini hatırlatayım bir de.
uzun bir konu. bir takım alt başlıkları mevcut.
-birine ait olamamak
-bir şehire ait olamamak
-bir eve ait olamamak
-bir zamana ait olamamak
vs vs
uzar da gider. yalnız bu entryimde bahsedeceğim sadece bir şehire ait olamama durumu.
bu son derece s.kik ve bir o kadar da boynu bükük bir duygu durumudur. önce fakülte yıllarında başlar aslında. hep yaşadığın şehirden çıkıp başka bir şehire yerleştiğinde oraya ait hissetmezsin kendini. o yeni eve ait hissetmezsin. hep öyle bir poponun ucunda oturuyormuş da bir an önce kalkıverecekmiş gibi bir his.
sonra memlekete geri dönersin. lan bıraktığın sokaklar bu sokaklar mıydı? biraz daha mı farklı görünüyordu ne? ama diğer şehirdeyken -hani o ait olmadığın yeni şehir var ya- oradayken işte; sanki geri dönünce her şey tam yerine oturacakmış gibi geliyordu ya. noldu? yalan oldu. yani eski şehire de ait hissedemiyorsun kendini artık. eski eve. ailenle oturduğun ev önceden olduğu gibi senin evin ya da senin ait olduğun yer değil. gavurların 'hause' ve 'home' dedikleri zıkkım. yani bina aynı bina ama her yer 'ev' olmuyor ya aslında.
ne eski şehir ve eski eve aitsin artık
ne de yeni şehir ve yeni eve aitsin.
öyle aitsiz, ortada bir durum. buruk bir şey biraz. hüzünlü bir şey. her şey emanet duruyor gibi sanki.
bu ne zamana kadar devam ediyor bilemiyorum. ama sanırım 30 lu yaşlardan sonra yeni geçtiğiniz yeri bir şekilde içselleştiriyoruz.
-birine ait olamamak
-bir şehire ait olamamak
-bir eve ait olamamak
-bir zamana ait olamamak
vs vs
uzar da gider. yalnız bu entryimde bahsedeceğim sadece bir şehire ait olamama durumu.
bu son derece s.kik ve bir o kadar da boynu bükük bir duygu durumudur. önce fakülte yıllarında başlar aslında. hep yaşadığın şehirden çıkıp başka bir şehire yerleştiğinde oraya ait hissetmezsin kendini. o yeni eve ait hissetmezsin. hep öyle bir poponun ucunda oturuyormuş da bir an önce kalkıverecekmiş gibi bir his.
sonra memlekete geri dönersin. lan bıraktığın sokaklar bu sokaklar mıydı? biraz daha mı farklı görünüyordu ne? ama diğer şehirdeyken -hani o ait olmadığın yeni şehir var ya- oradayken işte; sanki geri dönünce her şey tam yerine oturacakmış gibi geliyordu ya. noldu? yalan oldu. yani eski şehire de ait hissedemiyorsun kendini artık. eski eve. ailenle oturduğun ev önceden olduğu gibi senin evin ya da senin ait olduğun yer değil. gavurların 'hause' ve 'home' dedikleri zıkkım. yani bina aynı bina ama her yer 'ev' olmuyor ya aslında.
ne eski şehir ve eski eve aitsin artık
ne de yeni şehir ve yeni eve aitsin.
öyle aitsiz, ortada bir durum. buruk bir şey biraz. hüzünlü bir şey. her şey emanet duruyor gibi sanki.
bu ne zamana kadar devam ediyor bilemiyorum. ama sanırım 30 lu yaşlardan sonra yeni geçtiğiniz yeri bir şekilde içselleştiriyoruz.
yarrak gibi bir durumdur. anan baban hayattayken yetim kalmak, evliyken bekar olmak, beyaz boya kovasına düşen siyah damla olmak gibidir. azcık mutluysanız henüz tatmadığınız duygudur. ruh emici gibidir. farkettiğiniz de bir daha asla mutlu olamayacakmış gibi hissedersiniz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar