bugün

gitmeden önce birçok şeyi göze alabileciğniz fakat ne olursa olsun bu kadar insanlık dışı olayların yaşanmasını beklemediğimiz kendinizi savaş içinde hissedebileceğiniz deplasman

(bkz: tas atan yasli kadinlar)
(bkz: otobuse silah sikan trabzonlular)
insanların sizden ne kadar nefret ettiğini normal bir takım antipatisinden fazla oldugunu teyzelerin bile size taş atabilmesinden orda yaşayan polisin size onları şikayet edip cansiperhane korumasından anlıyorsunuz. normalde başka deplasmanlarda polis deplasman taraftarına olay çıkaracak gözüyle bakar ve kötü davranır. trabzonda bilakis size karşı korumacı oluyor ve trabzon insanından en az sizin kadar şikayet ediyor...
bu da taş atılan otobüslerin içinden çekilen bir görüntünün linki. ilginç orda yaşananları daha iyi anlatabilir...

http://rapidshare.de/file...obuesuen_i_inden.avi.html

antu da belgesel tadında birşeyler hazırlamış

http://www.antu.com/nakle...on_fener/ts_deplasman.wmv
http://www.superspor.com/video/test.php?frm_id=1050

bu linktede 20 kusur saat yol gıdılıp nasıl bır zıhnıyetle orada bekletıldıgı trabzona alınmadıgının goruntulerı...

Fenerlıye deplasmanın ıskence oldugunu gosteren lınkler...
fenerin stadyumunda aileler cocukları ile rahatca maç izliyebiliyor.* *
son yillarda diger buyuklerin seyirci gondermeyip bu zaman zarfinda aralikli da olsa en cok fenerbahcelilerin gittigi deplasman
rakip takimin teknik direktörüne tribünlerden kaya atilan deplasman.
(bkz: otto baric)

yıllar sonra gelen edit : kaya diyen sizsiniz, biz değil.
büyük bir takımımızın meşhur taraftarlarının boş bir kahveye dalıp, daha sonra "trabzonda kahve bastık" şeklinde yansıttıkları deplasman.
paşa paşa gelenler için hiçbir sorun teşkil edilmeyecek deplasmandır. stada girerken kedi, girdikten sonra külhanbeyi kesilen taraftar maç bittikte sonra stat dışında kaçıcak yer arar. diğer deplasmanlara benzemez. maçlarındaki gibi stat maç bittikten sonra boşaltılır fakat diğer takım taraftarları gibi dağılmayıp stat dışında bekleyen nadir * taraftar kitlesidir. maçlara şehir olarak kitlendikleri için 7'den 70'e her daim kişinin maç için fikri vardır. buda beraberinde stres'i getirir. stres'in dışa vurumuda kaşınan taraftarlardan hınç almaktır. aynı şekilde şehir olarak stratejileride vardır ki gelen taraftarları polis nezlinde durdurup şöförlerini gözaltına alarak taraftarların maçın sonuna doğru stada girmesini sağlamışlardır * *
deplasmanın ciddiyet boyutunun nasıl olduğunu kazım kanat atv'deki spor programında gayet net bir şekilde özetlemiştir.

medya gözüyle bakılacak olursa; zamanında hiç bir takım taraftarının kendi formalarıyla girmeye cesaret edemediği halde, çarşı grubunun üstünde çarşı formalarıyla gittiği deplasmandır.

tribün gözüyle bakılacak olursa; kendi çöplüğünde öten trabzonluların "tötünüz yiyorsa bizim mekan bu kahve gelinde hesaplaşalım" diyerek gider yapmasından sonra çarşı grubunun bu alemde çarşı herkese karşı sloganıyla 500 kişi gittiği trabzon'da üstünde kendi takımının formasıyla o kahveyi bastığı deplasman.

hatta bestesi de vardır;

avni aker'i 500 kişiyle dağıtmadık mı
sami yen'i tıka basa doldurmadık mı
laylay kanarya sana kadıköy'de koymadık mı
söyle galatasaray böyle taraftarın varmı

(erol evgin - birtanem söyle canım ne dilersen dile benden melodisiyle)
fenerbahçelilerin 2003-2004 sezonunda çıkan olaylar sebebiyle yazdıgı tezahüratta şu şekildedir

kimse yıldıramaz bizi
gittik yine trabzona
kafamıza taşlar yağdı
polisler bizi copladı
(bkz: ölmeye ölmeye ölmeye geldik)
maç seyretmek için değilde olay çıkarmak için gelen taraftara dar edilen ve edilecek mekan.
rıdvan dilmen bir tv programında ; ' trabzonspor un şampiyon olduğu dönemlerde bu trabzon deplasmanında üç korner bir gol sayılırdı,ayrıca orta sahayı geçtiğimizde kendimizi başarılı hissediyorduk. hiç unutmuyorum bir maçta ayağıma sadece üç kez top değmiş ve maçta doksan dakika ter! dökmüştüm' demişliği vardır.
çarşı için problem olmaz çünkü trabzonda bastıkları kahve mersinliler kahvesiydi ve saat 2 de sıkıyosa bu sezon bekleriz
(bkz: 1-2) *
rıdvan dilmen in 'bir zamanlar trabzon deplasmanında orta sahayı geçtik mi gol atmış gibi sevinirdik... ' şeklindeki sözleriyle anlattığı deplasman.
evlerin camlarından aşağı,rakip takım taraftarlarının üzerine piknik tüpü atılan kent.
bütün spor dallarında zor olan deplasman. zira hentbol liginde grubumuza trabzon takımı düşmediği için hocanın şampiyon olmuş kadar sevindiğini görmüştüm. *.
yine rıdvan dilmen'in ntvspor'daki bir programında, türkiyedeki tek deplasman olarak isimlendirdiği deplasmandır.

rıdvan dilmen yine doğru olanı söylemiştir. zaten görmüyor musunuz; fenerbahçe, beşiktaş ve galatasaray taraftarı da trabzon deplasmanına gidebilmeyi, mersinlilerin de olsa trabzondaki bir kahveyi basabilmeyi, ve özellikle de kendi takımlarının formalarıyla bu deplasmana gelebilmeyi maharet biliyor ve şampiyon olmuşçasına seviniyorlar.

oysaki trabzonspor taraftarı gittiği her deplasmana elini kolunu sallaya sallaya gider, formasındaki armayı öperek stada girer, tezahüratlarla stadı terkeder. kimse de sesini çıkarmaz. işte bu bağlamda rıdvan dilmen'in söylemiş olduğu laf ön plana çıkıyor. tek gerçek deplasman hüseyin avni aker'dir.
rakip takimin teknik direktörüne, rakip takımın taraftarlarının bulunduğu bölgeden taş atılmış staddır ayrıca. tüm trabzonspor taraftarı şaşkın gözlerle olayı izlemiş, fenerbahçe taraftarı takımına ana avrat sövmeye başlamış attığı taş yetmezmiş gibi, fenerbahçe takımı sahayı terketmiş, trabzonspor zaten son dakikalarında 2-1 önde olduğu maçtan 3-0 hükmen galip ayrılmıştır...

sonra anlaşılmıştır ki, cin olmadan seytan dürtmeye calisan fenerbahce yönetimi, kaybedildiğini anladıkları türkiye kupası maçında takımı sahadan çekerek maçın tekrar edilmesini sağlayabileceklerini sanmışlardır, ama federasyon taş atan taraftarların fenerbahçe taraftarı oldugunu belirtip, trabzonspor'un bu olaydan dolayı cezalandırılamayacağını, fenerbahçeli futbolcuların maça devam etmelerinin gerektiğini belirtmiştir... yani fenerbahçe'nin şark kurnazlığı ellerinde patlamıştır.

sonra istanbul'dan marşlar yazarak, yok trabzonu düzücez anasını bellicez haydarinnarinna eşliklerinde trabzon'a gidip, kafalarına taş yedikleri için ağlamamaları gereken insanların olduğunu anlatmaya çalışan deplasmandır. zira trabzon taraftarı istanbul'daki maçlara çok rahat gelmektedir çünkü sadece futbol maçı izlemeye gelirler, eğer maçta problem olursa, maçın heyecanı ile takımlarına hakemlere olan sinirlerinden taşkınlık yaparlar, ertesi gün düzelirler yine nefret beslemezler. oysa bazıları bunu erkeklik gösterisi haline getirmiş, komedi... hadi onlar eğitimsiz diyoruz, cahil diyoruz, fanatizme kurban gitmiş diyoruz da buradaki uzantılarına neler oluyor anlayamadık.
ilginç bir deplasmanmış avni aker. bende hiç avni aker'de maç izlememişim havasını uyandırdı şimdi okuduklarım. hayır izlemesem inanıcam. tey allahım. ben ki trabzonspor taraftarının beşiktaş'a, galatasayar'a yenildiği maçlar sonunda takımının oynadığı futboldan memnun olan taraftarlar görmüşüm, hem kendi takımını hem de diğer takımı alkışlayan seyirci profili ile tanışmışım...! - nerde var lan böyle seyirci? haluk ulusoy zamanında durmadan federasyona küfür eden şükrü saracoğlu'nda mı, yoksa adam bıçaklanan inönü de mi yoksa durmadan fenere küfredilen ali sami yen de mi?-

trabzonspor deplasmanı kaka, vahşi trabzonlulular, lazlar, kötü insanlar...!!!!(daha da gider bu!)

yenileceğini anladığı bir maçın sonlarına doğru kendi taraftarları tarafından kafasına taş yiyen -ki taş tam kafasına gelmeden yerlerde yuvarlanmıştır- otto bariç'i mi görmedi bu gözler, trabzona kedi gibi girip ellerinde döner bıçakları ile kahvehane basmaya çalışan şehir eşkiyaları mı görmedi bu gözler -ki görüntüler o kadar komik ki, adamlar döner bıçakları ile kahveye giriyor, fakat bir grup trabzon sakini bunları kollarından tutmak vasıtası ile etkisiz hale getirip polise teslim ediyor- daha neler neler...hangisi anlayatım ki? efendim sonra ne oluyor? medeniyatsiz şehir, maganda, bla bla bla...!

yahu kaç sezondur tel örgüsüz bir saha burası. kaç tane olay olmuş söyler misiniz?
sizin medeniyet anlayışınızın içine tüküreyim ben. sizin medeniyet anlayışınız "kin" gütmek mi? sizin medeniyet anlayışınız "kahve basmak" mı? sizin medeniyet anlayışınız stadınızda insan "bıçaklamak" mı? yahu adamlar kahve bastık diyor...ve bununla övünüyorlar. tey istanbul medeniyeti. gözünü seveyim. gerekirse dağıtırmış. avrupalı seni. kültürlü şehir magandası.

kusura bakmayın sizin medeniyet ve taraftarlık anlayışınız buysa ben ne medeniyim ne de taraftarım.
rakip takımın soğuk terler döktüğü yerdir. trabzona gelen takım ilk önce yenilgiyi kabullenerek gelir. çünkü istanbul takımları olsun anadolu takımları olsun herkese cehennem olmuş bir yerdir. trabzon istanbula bir baş kaldırıdır.