bugün

trabzon deplasmanı

ilginç bir deplasmanmış avni aker. bende hiç avni aker'de maç izlememişim havasını uyandırdı şimdi okuduklarım. hayır izlemesem inanıcam. tey allahım. ben ki trabzonspor taraftarının beşiktaş'a, galatasayar'a yenildiği maçlar sonunda takımının oynadığı futboldan memnun olan taraftarlar görmüşüm, hem kendi takımını hem de diğer takımı alkışlayan seyirci profili ile tanışmışım...! - nerde var lan böyle seyirci? haluk ulusoy zamanında durmadan federasyona küfür eden şükrü saracoğlu'nda mı, yoksa adam bıçaklanan inönü de mi yoksa durmadan fenere küfredilen ali sami yen de mi?-

trabzonspor deplasmanı kaka, vahşi trabzonlulular, lazlar, kötü insanlar...!!!!(daha da gider bu!)

yenileceğini anladığı bir maçın sonlarına doğru kendi taraftarları tarafından kafasına taş yiyen -ki taş tam kafasına gelmeden yerlerde yuvarlanmıştır- otto bariç'i mi görmedi bu gözler, trabzona kedi gibi girip ellerinde döner bıçakları ile kahvehane basmaya çalışan şehir eşkiyaları mı görmedi bu gözler -ki görüntüler o kadar komik ki, adamlar döner bıçakları ile kahveye giriyor, fakat bir grup trabzon sakini bunları kollarından tutmak vasıtası ile etkisiz hale getirip polise teslim ediyor- daha neler neler...hangisi anlayatım ki? efendim sonra ne oluyor? medeniyatsiz şehir, maganda, bla bla bla...!

yahu kaç sezondur tel örgüsüz bir saha burası. kaç tane olay olmuş söyler misiniz?
sizin medeniyet anlayışınızın içine tüküreyim ben. sizin medeniyet anlayışınız "kin" gütmek mi? sizin medeniyet anlayışınız "kahve basmak" mı? sizin medeniyet anlayışınız stadınızda insan "bıçaklamak" mı? yahu adamlar kahve bastık diyor...ve bununla övünüyorlar. tey istanbul medeniyeti. gözünü seveyim. gerekirse dağıtırmış. avrupalı seni. kültürlü şehir magandası.

kusura bakmayın sizin medeniyet ve taraftarlık anlayışınız buysa ben ne medeniyim ne de taraftarım.