bugün

şimdi şöyle klişe bir laf vardır ya, ''zevkler ve renkler tartışılmaz'' diye.. hah işte o kural burada yok.. yok kardeşim.. bu filme gidecek biri olup, yani böyle bir filmden zevk almayı bekleyip de giden hiç kimse beğenmemezlik edemez bu filmi.. o kadar.. beğenmeyen çıkıntılık yapıyordur.. aksine inanmam..
ha imdb listesinde bir numaraya oturacak film mi, joker'ini kaybetmeseydi, o tartışılır bak.. ama hararetli bir tartışma olur ve ben bu tartışmada 'bir numara olmasa bile ilk 4'e, 5'e girer abi' noktasında olurum, bunu savunurum..
çünkü son derece popüler zevkleri olan bendenizin izlediği en iyi filmler sıralamasında ilk 10'a girmiş bir popüler yedinci sanat filmidir, the dark knight..
özellikle spider-man serisi ve x-men 2 ile bu çizgiroman filmleri daha bir saygı uyandırdı ortamda.. daha takip edilir, hatta moda oldu.. ancak dc comics'in belirgin bir ezilmesi söz konusu marvel karşısında (superman diyorum sadece).. işte o ezilmeyi mutlak bir zafere dönüştürdü 'yeni' batman serisi.. hakkaten bu batman'in yeri daha değişik bir konumda..
christian bale, batman olarak val kilmer'ları, hatta george clooney'leri gören bu zavallı gözlerin seçtiği tartışmasız en iyi batman, kıyas bile istemez.. adam dark knight olmak için doğmuş..
jokeri anlatmam, yazı yazma becerimin ve hayalgücümün ötesine geçer.. gidin izleyin, yeminle adam öldü diye demogoji yapmıyorum, inanılmaz bir karakter çizmiş ledger.. bu tipin oturmasında ledger kadar christopher nolan'ın da payı var tabi ama aslan payı aktörün bence.. onlar nasıl mimiklerdir, nasıl ses tonudur, ne sempatik ama antipatik hareketlerdir.. adamdan ürksem mi, gülsem mi karar veremedim bütün film..
filmde açık nokta bulmak oldukça güç, en ufak ayrıntı bile kendi içinde bir mantığa bağlanmış.. neredeyse batman'in gerçek olabileceğine inanıyorsunuz.. etkisini arttıran da bu filmin..

--spoiler--
yukarıda bir yerlerde neden joker'in konvoydaki polis arabalarına ateş açtığı, direk swat minibüsüne ateş açmadığı sorusu gündeme getirilmiş de, cevaplayalım kendimizce, joker harvey dent'in ölmesini değil, kendisi gibi bir villain'e dönüşmesini istiyordu, her şey planın bir parçasıydı.. yalnız dent de ne iradesiz adammış be birader ya.. iki konuştu joker bunla anında tırlattı herif, ota boka para atmaya başladı.. yarım takım elbiseyi falan geçirdi üstüne hemen falan..
filmde en aklımda kalan sahneler, dent'in, nam-ı değer two face'in, kendisinin de dahil olmak üzere herkesin kaderi için yazı-tura atması, gordon'un çocuğuna atarken de batman'in araya girmesiyle çocuğun kurtulması, bu olurken de paranın 'temiz' tarafı gelmesiydi..
ayrıca ''senin 10 dakika önce yapmış olman gerekeni yapacağım..'' diyerek detonatoru kapıp denize atıp ölümü bekleyen dev mahkumun sahnesi baya vurucuydu..
tabi ki bir de gordon'un terfisini alkışlayan joker.. ki kendisine deatly'nin avatarından ulaşabilirsiniz..
--spoiler--

olm nefis film lan, gidin valla.. şimdiden üç sene sonrasını bekletiyor adama.. joker olur mu olmaz mı, olursa bu performanstan sonra heath ledger'siz çekilir mi bilinmez ama bunun daha penguin'i, mr. riddle'ı var nolan'ın elinde kült karakterle dönüşebilecek potansiyelde.. şimdiden sabırsızlanıyoruz..
sinema tarihinin en iyi filmi bu kesinlikle. hiç araştırmaya falan gerek yok. bu film sinema denilen sanatın son noktası. en iyi bilim kurgu filmi değil. en iyi korku filmi değil. en iyi gerilim, fantastik, tarih, şu bu filmi değil. ama sinema tarihinin en iyi filmi bu film kesinlikle.

batman'le de alakası yok filmin en iyi olmasının. film o kadar güçlü ki. sinema adlı sanatın bütün fetişist noktalarına dokunarak yapıyor işini.

yönetmenin detaycılığı ve titizliği ile alakalı bu filmin başarısı.
en sevdiğim filmlerden bir tanesi. defalarca seyredilebilir.
Hastalık gibi haftada bir defa mutlaka iZliyorum.
Harvy dent rachel a yemek masasında hava atıyor ; yer ayırtmak için bir hafta öncesinden rezervasyon yaptırdım hatta devlet için çalıştığımı söylemem gerekti.
bruce wayne geliyor yanında dansçı kız
Rachel a ; masaları birleştirelim diyor
Harvy dent; iZin vereceklerini sanmıyorum
Bruce wayne; verirler çünkü burası benim.
Ben her izleyişimde filnim tam burasında odada kahkaha atıyorum.
Çok fena film joker repliklerinin her biri zaten efsane.
yıl olmuş 2017 hala duvar kağıdım joker (heath ledger)
Bruce Wayne:Neden çalıyordu peki?
Alfred: Çünkü bunu keyif verici olarak görüyordu. Bazı insanlar para gibi mantıklı şeylerin peşinde değildir. Satın almak, korkutmak, anlaşmak ya da pazarlık etmek mümkün değildir. Bazı insanlar sadece dünyanın yandığını seyretmek ister.
batman serilerindeki en iyi makyaj ve kostümün olduğu film. bu arada 3 ana karakterin de yüzleri tam bir insan yüzü değil.
(bkz: the dark eternal night)
hala bu film için "gelmiş geçmiş en abartı filmlerden" diyen öküzler var ya, ne diyeyim.
filmdeki diyalogları ve felsefi arka planı bırakıp sadece aksiyon filmi olarak izlenecek olsa vasat bir film olurdu. ancak joker ve batman'in sadece güce değil akla da dayanan mücadelesi filmi izlenir etmiş hatta tadından yenmez olmuş. kuralsız bir "kötü" adamla kuralı olan bir kahramanın mücadelesi ilgi çekici. joker rolünde heath ledger çok başarılı bir iş çıkarmış gerçekten.
sağlam repliklere sahip film. müziklerinide hans zimmer dayımız hazırlamış ve filme ayrı bir tat katmıştır.

--spoiler--
Benim ne olduğumu biliyor musun? Ben arabaları kovalayan köpek gibiyim. Eğer yakalasam bile ne yapacağımı bilemem. Anlarsın ya, ben sadece yapıyorum. Çetenin planları var, polislerin planları var. Gordon''un planları var. Hepsi üçkağıtçı. Bu üçkağıtçılar, kendi küçük dünyalarını kontrol etmeye çalışıyorlar. Ben öyle değilim. Ben o entrikacılara
kontrol etme çabalarının, ne kadar zavallıca olduğunu göstermeye çalışıyorum.
--spoiler--

--spoiler--
Biliyor musun. Biliyor musun ne fark ettim? Kimse, işler plana göre yürüdüğünde paniklemiyor. Plan ne kadar korkunç olsa bile. Eğer yarın, basına bir katil öldürülecek desem, ya da kamyon dolusu asker havaya uçacak desem,
kimse paniklemez. çünkü hepsi planın bir parçası. ama, küçük yaşlı bir vali ölecek dediğimde. O zaman herkes aklını kaçırıyor! Seni anarşi ile tanıştırayım. birazcık üst mertebeleri kızdır.
sonra ortalığı kaos sarsın. ben bir kaos ajanıyım. kaos hakkındaki şeyi biliyor musun?
--spoiler--

--spoiler--
why so serious?
--spoiler--
Öldükten sonra oscar kazanan dünyadaki tek aktör olan kişinin oscar kazandığı film. Ulan buna bile sallayan sığırlar var. Bir kere herşeyden önce cristopher nolan filminden bahsediyoruz. Bi durup destur çekmek lazım.
The Dark Knight...
Tam adı Christopher Johnathan James Nolan olan ingiliz yönetmeni Christopher Nolan'a bir yakından bakalım... Yıl itibariyle 39 yaşında... Peki çektiği kalite ve güzel filmler? Following (1998), Memento (2000), Insomnia (2002), Batman Begins (2005), The Prestige (2006), The Dark Knight (2008). Bu şu demek: adam boş film, laf olsun diye film çekmiyor! Ve eğer burda sıraladığım filmlerinin en az ikisini izlediyseniz şu anda "ooooooo" çekiyor olmanız lazım...

Filmin görüntü kalitesine, olaylar silsilesine, bunların ifade ediliş şekli ve montajına yani kısacası görsel kısmına tam not vermemek ayıptır. evet gerçekten ayıptır, çünkü laf edilemeyecek kadar uğraş verilmiş ve kaliteli...

Asıl önemlisi, filmde karakterlere mükemmel bir gerçek kimlik verilmiş. bu çizgi romanlarda okuduğunuz karakterleri gerçek hayatta kimse ile bir tutamazdınız. onlar başka dünyanın adamlarıydı; superman, batman, spiderman, the joker, two-face vs... işte bu usta, bu süper kafalar bu adamlara gerçek kimliklerini vermiş ve bunu iyi oyuncularla sahneletmişlerdir! Batman karakteri her zaman iyi gelmiştir gözümüze, ama her zaman... hani büyüyünce artık tom ve jerry'de artık tom'u tutmaya, coyote ve road runner'da da coyote'yi tutmaya başlarsınız ya. batman'de bu olmadı. batman her zaman doğru adamdı. işte bu tabuyu yıkmış ve batman'in aslında kötü taraflarının da olabileceğini, the joker ve two-face'in ise haklı taraflarının olduğunu ve beğenilmesi gereken karakterler olduğunu bizlere göstermişlerdir.

Film görsel bir şölenin yanı sıra bu kadar kaliteli ve dolu da olunca; hatta bu kadar üzerinde çalışılmış olduğunu görünce insan çok etkileniyor.

ayrıca oscar ödüllerinde en iyi filme aday gösterilmemiş. şimdi gel de akademi ödüllerine itimat et...*
en iyi kurgu, en iyi yönetmen ve en iyi film ödülünü de almalıydı!
insan en çok kaderinden kaçar. elhak doğrudur. ama kaçış da beyhudedir sevgili kardeşim.

en iyiler de düşebilir.

kahramanların handikapı, aynada sıradan bir insan görmeleridir.

bir kahraman, kötüye evrilmeden ölmesini bilmelidir.
süperkahraman filmlerinin üç büyük klişesini çiğneyip atmış filmdir.

bu klişelerden ilki kahramanla kötü adam arasında illa ki bi bağ olması gerekliliğidir. nerden çıktı, kim icat etti bunu bilmiyorum. kitaplarda yok mesela bu, ama ne zaman film çekseler mutlaka bu klişeden medet umdular. kahramanla kötü adam ya eski arkadaş oldular, ya kötü adam bi şekilde kahramanın yakınlarından birine eskiden kötü bi şey yapmış oldu vs. hatta bu klişe o kadar oturdu ki, unbreakable'da çizgi romanlar üstüne laf eden samuel jackson abi, kahraman ve kötü adamın arasındaki bu bağın kaçınılmaz olduğundan bile dem vurmuştu.

sebep belliydi aslında. eğer aralarında eskiye dayanan bi bağ koyarlarsa, mücadelelerine daha dramatik bi altyapı ekleyebileceklerini düşünmüşlerdi. senaryo yazmakla uğraşmak yerine derinliği bu saçmasapan bağda aradılar. misal örümcek adam 1'de yeşil cin peter'ın evine şükran gününe bile gelen bi baba figürü oldu, ikincisinde ahtapot'la oturup sohbet edip kız konusunda tüyolar aldı, üçüncüsünde aha dedik artık mümkün değil bağ kurmaları, ama ne çare, oturdular kum adam'ın aslında peter'ın amcasını öldüren herif olduğunu uyduruverdiler. haydaaa..

ya da süpermen'le lex luthor'un çocukluk arkadaşı olmaları, ilk batman'de joker'in bruce'un anne babasını öldürmüş olması, fantastic four'da reed ile dr doom'un eski okul arkadaşı olmaları, profesör xavier ile magneto'nun eski yoldaş olmaları ve daha bilumum benzer örnek.

çünkü senaryoya özenip kötü adama ve kahramana gerçek bi karakter yazma zahmetine katlanmıyorlardı. kitaptaki en eski hileyi dön dolaş kullanıp sahte bi altyapı hazırlamaya çalışıyorlardı. seyirci de güya bu iki kişi arasındaki eski ilişki yüzünden mücadelelerini daha yoğun bi şekilde hissedeceklerdi. valla kendi adıma söylemem gerekirse benim için zerre etki yaratmamıştı kahramanla kötü adamın eski bi husumetleri olması.

ve dark knight. aslında batman begins'de de vardı bu klişeden. o filmin kötü adamı ras al ghul, batman'i yetiştiren adamdı mesela. ama bu filmdeki joker ile batman arasında en ufak bi alakadan söz etmek imkansız. ikisi de sadece bu filmde tanışıyorlar ama şu işe bak, dramatizasyonda en ufak bi eksiklik yok. hatta eksikliği bırak, diğer bütün süperkahraman filmlerine fark atar şekilde hem joker'in hem batman'in karakterlerinde inkar edilemez bi derinlik var. aralarındaki mücadelenin verdiği yoğunluk hissiyatı da keza.

nolan ne yapıyor. ilk sahneden başlıyor joker'in karakterini oluşturmaya. bi soygun seyrediyoruz ama soygunu gerçekleştirenler paso birbirlerini vuruyorlar. bu da joker'in emri. ilk beş dakika içinde joker'in insan hayatına önem vermeyen delimtrak bi herif olduğunu anlayıveriyoruz.

ikinci görünüşü -ki kalem numarası bence klasik olmaya aday bi sahnedir- üstüne bombalar bağlayan, kendi hayatını da rahatlıkla riske atacak kadar, paralarını çaldığı mafya babalarının yanına gidecek kadar pervasız bi herif olduğunu, sonrakinde ıstakayı ikiye bölüp millete birbirini öldürtecek kadar psikopat bi oyunbaz olduğunu, paralardan oluşturduğu bi dağı ateşe vererek zaten derdinin maddiyat olmadığını gösteriyor, her görünüşünde joker'in karakteri daha katmanlanıyor, daha bi gerçek karakter oluyordu (diğer görünüşlerinden de bahsedilebilir ama gerek yok, anlaşıldı herhalde kastım).

yani karakter kağıt üstünde yaratılır, numaradan bi alaka ile değil. burada bi ek olarak alfred'in burma'daki haydut üstüne hikayesi ile ekranda joker yokken bile joker'in karakterinin oluşturulduğunu görüyorduk ki, e buna kalem üstünlüğü denmez de ne denir.

bunun için batman ve joker arasında eski bi husumete gerek görmedi nolan. joker zaten yeteri kadar güçlü bi karakter olmuştu, aralarındaki mücadele için eski bi alakaya niye ihtiyaç olsun ki. onun yerine ikisi arasındaki alaka film boyunca oluşturuldu ve yine önceki süperkahraman filmlerinde görmediğimiz bi yol seçildi bunun için.

her süper kötünün amacı süper kahramanı öldürmektir illa ki. fakat bu filmde o klişe de alaşağı edildi. joker ilk başlarda batman'i öldürmeye çalıştı ama sonra bu fikrinden yüz seksen derece döndü. batman'in kimliğini açıklamaya çalışan ceo herifin öldürülmesini istedi. batman'e "sen beni tamamlıyorsun, ben seni niye öldüreyim" dedi, "seni öldürdükten sonra ne yapayım, gidip tekrar mafyaya mı sataşayım, hepsi çok sıkıcı, sen çok eğlencelisin" diyen de oydu.

harbiden, biz burada batman'in film versiyonu için paralar verip sinemalara gidiyoruz, arkasından böyle tefrikalar döküyoruz, adam karşısında kanlı canlı bulmuş, niye öldürsün. ayrıca karakter olarak da amacı kaos ve oyun olan bu herif neden batman'le karşılıklı oynama şansını yok etsin. batman ölmezse onunla oynamaya devam edecek sürekli, joker'i ondan daha iyi tamamlayan bi adam çıkabilir mi karşısına.

neyse diğer klişeden sonra bahsedeyim, çok uzadı bu entry.
christopher nolan'ın son şaheseri. film müthiş bir kurgu ve hikayeye sahip ayrıca aksiyon tam tadında, ama bir de herkesin birbirine çat çut laf sokması var ki bittim. aşağıdaki iki diyalog, sadece tarzı aktarabilmek için kısaltılıp akılda kaldığınca yazılmıştır.

--spoiler--
eleman:(bruce'in eski sevgiliye) burada rezervasyon yaptırmak için 3 hafta uğraştım, burası şöyle süper böyle süper
(arada bruce ve natasha gelir, masaları birleştirelim lafı döner)
eleman: bu restoranda böyle birşeye izin vereceklerini sanmam.
bruce: birşey olmaz ya bu restoran benim.
goool

cingöz eleman sağı solu kurcalayarak batman'ın kimliğini çözer.
morgan freeman, batman'ın kimliğini çözen elemana: dünyanın en zengin ve en güçlü adamlarından birinin, geceleri çıplak elle suçlu avladığına inanıyorsun ve bu bilgiyi kullanarak ona şantaj mı yapmak istiyorsun......iyi şanslar.
--spoiler--