bugün

''futbol borsada değil arsada güzel..''

''Defalarca daha büyük takımlar tarafından istenmesine rağmen gitmeyen ve futbolu Roma’da bırakan büyük kaptan Totti ya da Juventus küme düşürüldüğünde “bir takım küme düşerse futbolcular gider adamlar kalır diyen” Nedved veya kariyerimde hiç 2. lig şampiyonluğu yok diyerek ayrılmayan Buffon gibi futbolcuları belki bir daha artık hiç göremeyeceğiz. Milyon Euro’ların, egoların ve kupaların, aidiyet duygusuna ve romantizme karşı mutlak zaferinin olduğu yıllardayız..''
futbolun kapitalizme tamamen entegre olduğunun kanıtı haline gelmiş durumdur.
paraların bu kadar uçuk kaçık olmasının sebebi.
boşuna dememişti ünlü bir futbolcu.

"zenginler izleyip fakirler oynarken futbol vardı. şimdi fakirler izliyor zenginler oynuyor tadı yok!"
(#29626248)
şenol güneşi bile " Eskiden futbolu fakirler oynar zenginler izlerdi, şimdi ise zenginler oynuyor fakirler izliyor" dedirtebilen ticaret kapısıdır.
insanların sevincini, hislerini ticari kaygılar haline getirerek, futbolun bir pazar haline gelmesi. endüstriyel futbol pazarında futbol, para karşılığı bir aktivitedir. bu pazarda, gerçekler pazarda yeri olanlar doğrultusunda oluşur.
Eski yunanda sporda kazanana zeytin dallarıyla örülü bir taç verilirdi. oysa günümüzde futbolda kazanan milyon dolarlar alıyor, kaybeden ise çok şey yitiriyor. futbol artık sadece sportif heyecan olsun diye yapılan bir spor dalı, aktivite olmaktan çıkmış, oluk oluk para getiren bir sektöre dönüşmüş. bugün yeryüzünün en bilindik markası olan coca cola’yı bile geride bırakan, milyarların izlediği bu show artık günümüzde bir show business
Günümüzde futbolun kanayan yarasıdır, vebasıdır Endüstriyel futbol.Bu denli kalitesiz olmasının en büyük sebebidir. artık günümüzde futbolcular aldıkları milyonlarca doların yanına birde sponsor gelirlerini ekleyip servetine servet katarken, futbolseverler standart bir maç izlemek şifreli kanallar sayesinde kahvelerin yolunu tutuyor. belki çok basit bir örnek ama globalleşmenin bir etkisi daha burda ortaya çıkıyor. yılların kahve kültürü gidiyor, yerine cine5 kahvesi, digiturk kahvesi gibi kavramlar geliyor. işin kötü yanı futbolcuların aldığı astronomik paralar beklentiyi arttırıyor, çok basit bir paslaşmada spikerlerin ronaldinho show tarzı insanı enayi yerine koyan tepkilerine neden oluyor. bu da yetmiyormuş gibi cartelin başındaki kurum yani fifa servetine servet katıyor. endüstriyel futbolun bu kadar yol almasında kestiği cezalarla ve yaptığı 2-3 tane sponsor kaynaklı organizasyonla kasasını dolduran fifanın katkısı çok büyük yer tutuyor. hal böyle olup yeni yetneklerin önü açılmayınca biraz standardın üzerinde olan futbolculara tanrı gözüyle bakılıyor. ve o gözünüzde büyüttüğünüz futbolcular sponsorlarının, sermayedarlarının direktifinde oynuyor. "acaba topa vursam saçım bozulurmu?", " tey tey nasıl çıktım kimbilir" derken olan bize oluyor ve tek tutkumuz futboldan oluyoruz...alın anasını satim daha nerenize reklam alıcaksanız.Şortun, formanın her yanını sarmış reklamlar hatta bi maçta gördüm futbolcunun tam götünün üzerinde de reklam.. yazık.
http://unibilgi.net/blogl...me-ucgeninde-turk-futbolu
insanı futbol maçlarından soğutur, maçları izleyesiniz gelmez bunun yüzünden. cldeki dev maçlar hariç.
GDO'lu futboldur.
Galatasaray Kulübünün, taraftarların bilinçaltına aidiyet duygusunu işleyerek onlara 13 farklı renkte forma almaya zorlamasıdır.

Yeri gelmişken GS'nin forma renkleri: Sarı, kırmızı, siyah, beyaz, gri, turuncu, pembe, mor, somon rengi, turkuaz, mercan rengi, yeşil(kaleci forması)
Galatasaray Kulübünün, taraftarların bilinçaltına aidiyet duygusunu işleyerek onlara 13 farklı renkte forma almaya zorlamasıdır.

Yeri gelmişken GS'nin forma renkleri: Sarı, kırmızı, siyah, beyaz, gri, turuncu, pembe, mor, somon rengi, turkuaz, mercan rengi, yeşil(kaleci forması)
samimiyetsizliğin ve ruhsuzluğun diğer adıdır. futbolun içine sıçandır. tribündeki oğluna akşam eve geç gelcem diyen teknik direktörü, taşra ayazında elindeki sigarasıyla kendisine direktif veren hiç tanımadıği gür sesli amcaya eliyle tamam diyen oyuncuyu, maçtan sonra aşağı atlayıp polis amirinin copunu çarpan sonra da bacağına bacağına vuran ertesi sabah karakokdan gözü şiş ama güler yüzle çıkan amigoyu, elinde çekirdeğiyle sıcacık ambulansında maçı izlerken sakatlanıp da keyfini bozan oyuncuya doğru bol sunturlu küfürler savura savura koşan şişman ve kel ilk yardım görevlisini, top yan caddeye çıkınca takımın toplarından vermeyen antrenörü, maçtan sonra ferrariyle değil babasından çaldığı torosla gezerken büyük takıma kapağı atma hayalleri kurduğu sırada öndekine toslayan oyuncuları, tribündeki oyuncu sevgililerini veya varsa kadın hakemi kesmeye gelen abazaları,pazardan ucuza alınmış domatesler haricinde hormon yüzü görememiş altyapı oyuncularının " ah ulan şurda oynamak vardı! " diye bakan suratlarını, üç yüz kişilik tribünden Kadıköyde yiyebileceğinden fazla küfür yiyen hakemleri, köpek ölüsü gibi kokan eldivenlerinin kokusunu ne yapsa elinden çıkaramayan kalecileri yeşil sahaların şanlı kanlı mazisine biir biir gömendir...
Iddia ve bahis firmalarının son icadı.
cristiano ronaldo nun real madrid'e 94 milyon euroya transferi bu dönemin miladı olmuştur.

ha zamanında zidane da 70 milyon'a geldi real madrid'e ama o zamanlar sadece real madrid vardı parayı basıp alan.

şimdi sonradan görme araplar aldıkları takımlara yıldız dedikleri balonları doldurarak sağa sola para saçıyor.

önüne gelen her topçu 40 milyon euro gibi rakamlarla anılıyor.

haliyle bu durum da en çok porto gibi fabrika takımlara yarıyor.

insanları futboldan soğutacak akdar fahiş bir döneme henüz girmesek de rahatsız ediciliği artmıştır.
çarşı ve tek yumruk gibi taraftar gruplarının karşısında durduğudur. futbolu savaşa kavgaya kargaşaya çevirmiştir.
livorno gibi takımları destekleme nedenidir. lucarelli yi gördüğünüzde komünizmi desteklemeseniz bile ona sol yumruğunuzla selam çakma nedenidir.
taraftarı ve bir takımdan taraf olan herkesi sömüren günümüzün en etkili sömürge düzenidir.

babadan , aileden , arkadaşdan dostdan taraftar olan takımına gönlünü vermiş insanlar bu düzen içersinde sürekli aldatılıyor.

özellikle bu sene yaşanan süper final olayı bunun son büyük örneğidir.

fikstürden tutun da son maç eşleşmesine kadar sanki herşey bir kurgunun parçası gibi.

olan oldu şampiyon belli oldu ve 2 gün sonra transfer haberleri başladı.

ne oldu beşiktaşın ve trabzonun 22 puan fark yemesine ?

ne oldu 58. maddenin kaldırılmasına ?

ne oldu ortada bişey yokken pfdk ya sevk edilen galatasaray a ?

ne oldu fenerbahçe ye ? neden bu kadar klasör dosyadan sonra küme düşürülmedi ?

ne oldu küme düşürülmeyen takımın aziz başkanına ?
herhalde en boktan, en çiğ, en pis hali türkiye'de yaşanmakta olan futbol terimi.

bu öyle pis bir oluşum ki (şike-teşvik-örgüt ne dersen de) türkiye'de yaşanan "adli" bir durumu sonuna kadar kendi lehine sömürdü. şike oldu ya da olmadı, örgüt var ya da yok, mevzubahis bu değil. önemli olan adli bir vak'anın bu derece çiğ, kokuşmuş bir düzenin içinde sömürülmesi ve renklere gönül vermiş milyonlarca insanı bir birine düşman ederek sisteme daha fazla para akışının sağlanması.

bu öyle mide bulandırıcı, öyle iğrenç bir oluşum ki 100 seneden fazla süredir rekabet eden kulüpler, deplasman tribününde maç izleyemiyor artık. yani cumhuriyetten bile eski bir kültür, bir gelenek, rakip stada gidip maç izleme adeti sessizce tarihin tozlu yaprakları arasında kaybolup gitti. orijini para olan her oluşum gibi bu da en eski geleneklerimizi, hakkında kitaplar yazılan, öyküler anlatılan bir kültürümüzü "digiturk" denen leş kurum için çiğ çiğ yedi. bunu yaparken de aynı sokakta oturan, aynı ofiste çalışan, aynı siyasi görüşe sahip, aynı kültürden gelen milyonlarca insanı bir birine düşman etti, kırdırdı.

düşün bak, (biz yaşadık, gördük anlatırız ama) bugünün gençleri yıllar sonra "şu deplasmana gittik şöyle oldu" diye bir hikaye bile anlatamayacak. insanların anıları bile çalındı.

şimdi bu leş olgunun içinde oturmuş 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı'nı bekliyoruz. tadı tuzu kaçırılmış, içine edilmiş bir ligin sonucunu merak ediyoruz. birileri, bir takım medya patronları ve yardakçıları ligin son ana kadar "uzatılmasından" elde edecekleri nemanın huzuruyla ellerini ovuştururken biz de futbol oynanacak sanarak bekliyoruz.

bekleyin, daha çok beklersiniz...
tribün kültürünü bitiren, sponsorların, forma reklamlarının, milyon dolarların önemli olduğu düzendir.
futboldan soğutan bir etkendir. fatih hocanın da dediği gibi "futbol artık bir hobi değil. futbol tehlikeli bir oyuncak haline geldi."
Günümüzdeki en güzel uygulayıcısı ne manchester united , ne real madriddir ; porto'dur. Lakin biz hep endüstriyel olmayan futbolu sevdik. onun arabası var güzel mi güzel ama ruhu yok , bu da o minvalde bir şey. Muhabbetin amına koyma isteğimi de futbol asla sadece futbol değildir diyerek somut hale getiriyorum. selametle efendim.
Lanet olsun ki içimizdeki futbol aşkını söndürmüştür, bundan önceki nesil futbola zevk olarak bakarken şu anki nesil futbola para olarak bakmaktadır.
günümüz futboludur. pahalı oyunculara ve paraya dayanır. daha mücadelecidir seyir zevki fazladır.
günden güne futbolda taraftar kültürünü dolayısıyla taraftarlığı eritip, maçların tv'lerden izlenmesini amaç edinmiş futbol canavarı. bu uğurda çok şehit verilmiştir.

gün itibariyle endüstriyel futbola karşı olan gruplar ortak açıklama yaptılar.

--spoiler--
endüstriyel futbola karşı bir araya gelen taraftar grupları, “sporda şiddeti ve düzensizliği önleme yasası” ile baskı altına alındıklarına ve “makul” hale getirilmeye çalışıldıklarına dikkat çekti.

endüstriyel futbola karşı olan taraftar grupları tarafından yapılan ortak açıklamada, “endüstriyel futbolun makul taraftarı olmaktansa makul taraftar olmayacağımızı yineliyoruz” denildi.

altay yska, beleştepe, boranlar, buca i̇stasyon, dersimspor, dev nurtepeliler, forza livorno, halkın takımı, sol açık fenerbahche, şimşekler, tekyumruk, ya basta, ve viva göztepe’nin imzasıyla yayınlanan açıklama şöyle:

"önce şehirlerimizi, sonra mahallelerimizi, sonra da ruhlarımızı ve oyunlarımızı işgal ettiler.

onlar için her yer bir cezaeviydi. kendine benzemeyenleri kapamak için yaptıkları dört duvar ve o duvarlar kimi zaman tuğladan kimi zaman baskılardan kimi zamanda yasalardan oluşurdu.

i̇ktidarlar makulu sever, normali ister... ve iktidarın istediği birey olmadığın sürece sen anormalsindir; yani suçlu. her şeyi kendilerine göre tasarlarlar, kendileri ve çıkarları için kanunlar yaparlar. çocukluğumuzun geçtiği mahalleleri kötü bulup kentsel dönüşüm projelerine, top oynadığımız yaylaları elektrik santrallerine heba ederler. i̇ktidarlar için her yer, her ağaç ve her ağacın gölgesi satılabildiği kadar değerlidir. i̇şte bu nedenle her şeyi endüstriyelleştirirler, her şeyi alınıp satılabilecek hale getirirler. yaşamlarımızı , zevklerimizi, zamanlarımızı ve oyunlarımızı paraya çevirmek isterler. i̇şte bu projelerine direnenler onlar için bastırılması gereken bir unsur, cezalandırılması gereken bir suçludur.

ve şimdi de futbola göz diktiler. önce medya patronlarını ve kulüp başkanlarını ikna ettiler profesyonel olmaya ve sonra da futbolcuları... şimdi sıra oyunun gerçek sahiplerinde yani bizlerde. onlar için bizler de profesyonel olmak zorundayız. takımımızı desteklerken söylediğimiz besteye karışırlar, açtığımız pankarta ve golden sonra yaktığımız meşaleye... ne kadar güzel gözükürse gözüksün o güzellik onlar için tehlikeliyse yasaklanmalıdır, engellenmelidir... yani sevdamız da makulleştirilmelidir.

stadyumlar ilk defa cezaevine dönüştürülmemiştir aslında; roma´da gladyatörlerin tutsak alındığı alandı, şili´de cunta tarafından victor jara ve arkadaşlarının katledildiği bir alandı stadyum... topraklarımızda, 12 eylül döneminde büyük gözaltı merkezleriydi stadyumlar... yani iktidarlar bazen açıktan, bazen de fiili uygulamalarla cezaevine dönüştürmüştür oyun alanlarımızı. günümüzde de kendilerine göre suç teşkil eden herkesi yok saydığı ve cezalandırdığı bir baskılama merkezidir stadyumlar.

evet bir yasa çıkarttılar, “sporda şiddeti ve düzensizliği önleme yasası” dediler adına da. makul taraftar yaratmak üzerine kurdular ve oluşturdular bu yasayı; ama kendilerinin de zarar gördüğünü anlamaları çok zor olmadı. bir kere daha iktidarların, muktedirlerin kolay çözümlerle hatalarını düzeltebileceklerini gösterdiler bize... yasanın kendilerine vuran yerlerini mecliste alelacele çıkarttıkları bir kararla kırptılar ve kendileri temize çıktı; çünkü futbolun sahipleri onlardı. futbol endüstrisinin patronlarıydılar onlar, tüccarlarıydılar... bizler ise onlar için sadece satın alanlarız; maç bileti satın alan, forma satın alan ve onlara sonsuz destek olan. bunları yaptığımız sürece onlar için bir tehlike değil, hatta kar tablolarındaki iştah kabartan verileriz. ama sesimiz biraz çıktığında, kendimiz olmak isteğimizde düzeltmek için meclise sundukları yasa bize tüm şiddetiyle uygulanmaktadır.

hal böyleyken; yani futbolun patronlarının kendi çıkarları için birleşip birşeyleri değiştirdikleri gibi biz tribün emekçileri, yani taraftarlar da kendi çıkarlarımız için birşeyleri değiştirmek için güçlerimizi birleştirmeliyiz.

bizi oyunun dışında bırakmaya çalışırlarken, bizi normalleştirmeye çalışırlarken ve bizi endüstriyel futbolun makul taraftarları yani müşterisi yapmaya çalışırlarken hangi takımın taraftarı olduğumuzun ve sevgimizin renklerinin bir önemi yok. çünkü onlar renk, arma ve sevda ayrımı yapmıyorlar. bizim için kutsal olan, onlar için rantsal olmaktadır.

futbola ve tribünlerimize sahip çıkma kararlılığında olan biz emekten yana taraftar gruplarının tüm baskılara, engellere ve yasaklara karşın son sözü direniş, isyan ve mücadele olacaktır. hangi tarafta olursak olalım, hangi armaya aşık olursak olalım bizi ve tribünlerimizi tehdit eden her türlü baskı ve yasaklara karşı dayanışma içinde tek vücut olacağımız bilinmelidir.

bu oyunun ve taraftarı olduğumuz takımların gerçek sahipleri olarak haykırıyoruz; egemenlerin normaline karşı anormal olmayı tercih ediyoruz ve endüstriyel futbolun makul taraftarı olmaktansa makul taraftar olmayacağımızı yineliyor
--spoiler--

http://www.muhalifgazete....ruplarindan-ultimatom.htm
Panel: Birgün gazetesi yazarı ve Eurosport Türkiye spikeri Dağhan ırak'la "futbol"u konuşuyoruz.
18 Aralık Pazar Saat 14.30
http://iscimucadelederneg...arak-futbol.html?spref=tw
http://www.daghanirak.com/pazar-gunu-soylesim-var/