bugün

haydar ergülen in 1992 - 2007 yılları arasında yazdığı ve ilk defa bir araya getirdiği şiirlerinin kitabı.

"gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak

sen bir şehir olmalısın ya da nar
belki granada, belki eylül, belki kırmızı

gövden ruhunun yaz gecesi mi ne
çok idil, çok deniz, çok rüzgar

çocukluğun tutmuş da yine aşık olmuşsun
sanki bana, sanki ah, sanki olur a

aşk bile dolduramaz bazı aşıkların yerini
diye övgü, diye sana, diye haziran

heves uykudaysa ruh çıplak gezer
gazel bundan, keder bundan, sır bundan

gözlerin şehirden yeni ayrılmış
gibi dolu, gibi ürkek, gibi konuşkan

hadi git yeni şehirler yık kalbimize bu aşktan"

merkez kitaplar,
125 sayfa...
hüznün tüyleri dökülür, lirik bakar kedilerin camdan gözleri
çocukluğumun kelimeleriyle şımartsam da gurbet gibi bakarlar

kedilerde gördüğüm keder üşümüş sokaklar ve akşam kokuyor
peşime takılır tenha bir şiirden atılmış masum yazlar ikindisi

güz yüzlü bir kediniz olsun boşluğunuza tutunan,kalbinize taşınan
odalar birbirinin rüyasına karışsın, gülümsesin saflığın elleri

kediler kasabasında çözülür yalnızlığın masaldan ipleri
kardeşliğin cömert bahçesinden pınar olur dostun gönlüne akarız

bir zarf gibi yırtılmasın kalbimiz, çıkarın beni mektubun içinden
kedilerin düşleriyle yıkansın şu yaralı ruhumdaki sessiz mavi

kayıp hatıralar gölgesinden dile sığmayan bir hakikat geçiyor
başkalarının kedileri de komşum olur, gözlerimizle mırıldanırız

kedim kendisini evin uysal şiiri sanıyor, şiirin aklı kısa tırnakları uzun
kedim kendisini bilge sanıyor sokakların vr aşkın ısrarla özlediği

mevsimlerin kumunu karıştırma, içinden sabah sesli bir kedi çıkar
kediler kadar yalnızım mor düşlerimden kuşlu parklar havalanır

hayallerimin toprağını eşele, ahşap kalbimi tırmala, kımıldasın herşey
çünkü bir kedi kadar gövdesi var kırılmış ve yorgun heveslerin

kedi mağrur, şehir zalim, nar küskün, kağıt paslı, hayat maskara olmuş
bu yüzden mi şiirin üzerine kül yağdırıyorlar, hızla eskiyor kelimeler

evler kedisiz yetim, sokaklar kedisiz üvey sayılır, ben budalasıyım aşkın
beni de boynu ıssız kedilerden sayın, nasılsa ağzım var dilim yok

kedilerimin kardeşiyim, inceliği ve mahcubiyeti onlardan öğrendim
beni turnasız türkülerin beni solgun bir kedinin kalbinde unuttular"

Engin Turgut
(bkz: gocmus kediler bahcesi)
(bkz: bilge karasu)
"küsecek kadar sevmeli insan birini
o gelince küsmeli: nerdeydin bunca zaman
niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu
demeli o varken de kimseye küsmemeli"
--spoiler--

çocukluğun tutmuş da yine aşık olmuşsun
sanki bana, sanki ah, sanki olur a

--spoiler--
gecenin 2sinde bahçemizde acıklı acıklı miyavlayan kedilerin gazelidir. uyutmaz birde o bebek ağlaması sesi gibi sesleriyle gıcık ederler.
idiller gazeli olarak bilinir.
Haydar ergülen şiiridir.
...
çocuğu içine atarsan anne olursun
yağmuru parka atarsan üzgün
şiiri içinden atarsan şair olursun
şiiri içine atarsan
içine atmış olursun yalnızca
aşk olursun diyemem yine de
içine attıkları bu karanlıkta.