bugün

kuran-ı kerim'in 36. suresi. 83 ayetten oluşur.
kuran-ı kerimin kalbi...
bir erkek ismi.
hem dini ağırlığı olan hem de kendisi güzel bir erkek ismi.Çok sevdiğim fikirdaşım uludağ üniversitesi uluslararası ilşkiler bölümünden Hemşo'mun adıdır.*
mevlütlerde,kabir ziyaretlerinde ve mübarek gecelerde en çok okunan suredir.
ey insanoğlu demek olduğu rivayet edilir. Ancak kesin anlamı bilinmemektedir.
kuran-ı kerim'in 36. suresi. türkçesi:

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1- Yasîn.

2- Andolsun hikmetli Kur'an'a,

3- Gerçekten sen, gönderilen (elçi)lerdensin.

4- Dosdoğru bir yol üzerinde(sin).

5- (Kur'an) Güçlü ve üstün olan, esirgeyen (Allah')ın indirmesidir.

6- Babaları uyarılmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin).

7- Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur; artık inanmazlar.

8- Gerçekten Biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır.

9- Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.

10- Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar.

11- Sen ancak, zikre (Kur'an'a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah')a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. işte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele.

12- Şüphesiz Biz, ölüleri Biz diriltiriz; onların önden takdim ettiklerini ve eserlerini Biz yazarız. Biz herşeyi, apaçık bir kitapta tespit edip korumuşuz.

13- Sen onlara, o şehir halkının örneğini ver; hani oraya elçiler gelmişti.

14- Hani onlara iki (elçi) göndermiştik, fakat ikisini yalanlamışlardı. Biz de (iki elçiyi) bir üçüncüyle güçlendirdik; böylece dediler ki: "Şüphesiz biz, size, gönderilmiş elçileriz."

15- Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsiniz, Rahman (olan Allah) da herhangi bir şey indirmiş değildir. Siz, yalnızca yalan söylüyorsunuz."

16- Dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu bilir."

17- "Bizim üzerimizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaçık bir tebliğden başkası yoktur."

18- Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azap dokunacaktır."

19- Dediler ki: "Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz."

20- Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elçilere uyun" dedi.

21- "Sizden ücret istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir."

22- "Bana ne oluyor ki, beni yaratana kulluk etmeyecekmişim? Siz O'na döndürüleceksiniz."

23- "Ben, O'ndan başka ilahlar edinir miyim ki, Rahman (olan Allah), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir şeyle yarar sağlar, ne de onlar beni kurtarabilirler."

24- "O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum."

25- "Şüphesiz ben, sizin Rabbinize iman ettim; işte beni işitin."

26- Ona: "Cennete gir" denildi. O da: "Keşke benim kavmim de bir bilseydi" dedi.

27- "Rabbimin beni bağışladığını ve ağırlananlardan kıldığını."

28- Kendisinden sonra ise, kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik; indirecek de değildik.

29- (Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.

30- Yazıklar olsun kullara; ki onlara bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.

31- Görmüyorlar mı, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik? Onlar, bir daha kendilerine dönmemektedirler.

32- Ancak onların hepsi, toplanmış olarak Huzurumuz'a getirilmişlerdir.

33- Ölü toprak kendileri için bir ayettir; Biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan yemektedirler.

34- Biz, orada hurmalıklardan ve üzüm-bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık:

35- Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin yaptıklarından yemeleri için. Yine de şükretmiyorlar mı?

36- Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) Yücedir.

37- Gece de kendileri için bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırıp yüzeriz, hemen artık karanlıkta kalıvermişlerdir.

38- Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir müstakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın takdiridir.

39- Ay'a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).

40- Ne Güneş'in Ay'a erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler.

41- Onların soylarını dolu gemilerde taşımamız da kendileri için bir ayettir.

42- Ve onlar için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.

43- Eğer dilersek onları batırır-boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler.

44- Ancak Bizden bir rahmet olması ve (onları) belirli bir zamana kadar yararlandırmamız başka.

45- Onlara: "Önünüzde ve arkanızda olandan sakının, belki esirgenirsiniz" denildiğinde, (dinlemeyip inkara devam edenler).

46- Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyi görsün, mutlaka ondan yüz çevirirler.

47- Ve onlara: "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o inkar edenler iman edenlere dediler ki: "Allah'ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz."

48- Ve derler ki: "Eğer doğru söylüyorsanız bu tehdit (etmekte olduğunuz yıkım ve azap) ne zamanmış?"

49- Onlar, yalnızca tek bir çığlıktan başkasını gözetmezler, onlar birbirleriyle çekişip-dururken o kendilerini yakalayıverir.

50- Artık ne bir tavsiyede bulunmağa güç yetirebilirler, ne ailelerine dönebilirler.

51- Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp-giderler.

52- Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş".

53- O, yalnızca bir tek çığlıktan başkası değildir; artık onların hepsi toplanmış olarak Huzurumuz'a getirilmişlerdir.

54- işte bugün hiç kimseye (hiç)bir şeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz.

55- Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, 'sevinç ve mutluluk dolu' bir meşguliyet içindedirler.

56- Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.

57- Orada taptaze-meyveler onların ve istek duydukları herşey onlarındır.

58- Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır).

59- "Ey suçlu-günahkarlar, bugün siz bir yana çekilin."

60- "Ey Ademoğulları, ben size and vermedim mi ki: Şeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır;"

61- "Bana kulluk edin, doğru yol budur."

62- Andolsun o, sizden birçok insan-neslini saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz?

63- işte bu, size vadedilmiş cehennemdir.

64- inkar etmenize karşılık olmak üzere bugün oraya girin.

65- Bugün Biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri Bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir.

66- Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır-kör ederdik, böylece yola dökülüp-koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?

67- Eğer dilemiş olsaydık, oldukları yerde (en görkemli çağlarında) onları bir başka kalıba sokardık; böylece ne ileri gitmeye, ne geri dönmeye güç yetirebilirlerdi.

68- Kime uzun ömür verirsek, yaratılışta onu tersine çeviririz. Yine de akıllarını kullanmayacaklar mı?

69- Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

70- (Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir).

71- Ellerimizin yaptıklarından kendileri için nice hayvanları yarattığımızı görmüyorlar mı? Böylece bunlara malik oluyorlar.

72- Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik; işte bir kısmı binekleridir, bir kısmını(n da etini) yiyorlar.

73- Onlarda kendileri için daha nice yararlar ve içecekler vardır. Yine de şükretmeyecekler mi?

74- Yardım görürler umuduyla, Allah'tan başka ilahlar edindiler.

75- Onların (o ilahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez; oysa kendileri onlar için hazır bulundurulmuş askerlerdir.

76- Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten Biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.

77- insan, Bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir.

78- Kendi yaratılışını unutarak Bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?"

79- De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir."

80- Ki O, size yeşil ağaçtan bir ateş kılandır; siz de ondan yakıyorsunuz.

81- Gökleri ve yeri yaratan, onların bir benzerini yaratmağa kadir değil mi? Elbette (öyledir); O, yaratandır, bilendir.

82- Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.

83- Herşeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. Siz O'na döndürüleceksiniz.
ankaralıdır.
mode xl grubundaki başarılı mc dir.
(bkz: yasinciğim)
(bkz: yasin sülün)
ruslarin gelmis gecmis en büyük kalecisinin ismi.
aslında 2 harften oluşan isimdir. bu da söz konusu surenin en başında bulunan y* ve s* harfleridir. anlamı yoktur ya da bilinmemektedir...
YASiN Türkiye'de en çok kullanılan 175. isim (... 173. yeşim, 174. semra, 175. yasin, 176. okan, 177. çetin, ...). Ülkemizde yaklaşık her 796 kişiden birinin adı YASiN ve ismin yaygınlık oranı binde 1.26.

YASiN adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 13-02-2009 21:41 itibariyle yaklaşık 90,624 kişinin isminin YASiN olduğu ve YASiN isimli kişi sayısının her yıl ortalama 1498 kişi arttığı tahmini yapılabilir.

YASiN adının Amerika Birleşik Devletindeki yaygınlık oranı ise bir milyonda 8.54 civarında ve bu hesaba göre ABD'de yaklaşık 2,615 YASiN yaşadığı tahmin edilebilir. ABD'nin nüfus istatistikleri dikkate alındığında Amerikada YASiN sayısı her yıl 22 kişi artıyor.

YASiN Türkiye'nin en yaygın 175. ismiyken, Amerika Birleşik Devletinde en yaygın 175. ad ise Renee ismi. YASiN adının yakın kullanım oranına sahip diğer Amerikalı isim kardeşleri arasında 173. Terry 174. Judith 175. Renee 176. Ross 177. Lloyd isimleri de sayılabilir.

http://www.ismiDidikle.com'dan alınmıştır.
(bkz: yasin-i şerif)
yasin mode xl in yıldızı da diyebiliriz..
türkçeye çevrilemez çünki arabçada da yasinin bi anlamı yoktur.. yasin der geçeriz

(bkz: huruf i mukattaa)

edit : neyi kötü oyluyosun birader..reddettiğin anlamsızlığı mı? bak orda kol gibi bakınız var..azcık oku dinini öğren..ilk emri yerine getir. ama okumak nerdeee.. varsa yoksa tevekkül...yazık yaaa...herşeyi allaha havale etmişsiniz de maşallah elleriniz eksi butonunda pek bi güzel çalışıyor.
yasin isminin kuran'ın kalbi olarak ta nitelendirildiği aşikardır ancak kalple olan anlamsal ilintisinin başka dillerde de bulunması ilginçtir.. yasin, rusça'da; yaprakları kalp şeklinde olan bir ağaç, çince ve japonca'da da, vahşi yürek anlamındadır.
8 numaralı ayetinde bir ksım sözlük yazarlarını betimlediğini düşündüğüm sure.
13-30. ayetlerinde geçen hikaye üzerinde herkesin dikkatle düşünmesi gerektiğine inandığım dinledikçe huzur bulduğum huzur buldukça dinlediğim sure.
bir erkek ismi olmaktadır. ülkemizde de sıkça kullanılır bu isim.
Gelecek ile alakadardır.
(ilber ortaylı ile geçen bir diyalogdan)
+ilber hocam afedersiniz. kitabınızı imzalar mısınız?
-kimin adına?
+adım yasin, hocam.
-evladım adının manasını biliyorsun değil mi?
+evet hocam; yani hem evet hem hayır.
-yasin: "muhammed" demek. sana sövdüklerinde ne diyorsun?
+hocam arapça "ey insan" manasına geliyor diye biliyordum.
-doğru. ancak bedevi muhammed diyemezdi. "sin" diye bağırırdı terbiyesiz adam. artık öğrendiğine göre sen çocuğuna koymazsın bu ismi. oldu mu yavrum!?
+manasını açıklayacak seviyeye gelemedik diyenler de var.
-kuran'da bazı kelimelerin açıklaması zaman ister. o yüzden böyle derin kelimlere dikkat etmek gerek.
(bkz: ben)
kur'an'ı kerim'in kalbidir...
(bkz: sin)
kur'an'ın kalbi. 9 fazileti olduğu söylenir. aç okursan doyarsın, susuz okursan suya kanarsın vs. ramazanda dinlediğim bir adamın dediğine göre perşembe ve pazar geceleri okumak daha bir iyidir.*
sondan bir önceki ayetinin meali insanın omzundan bütün yüklerini alır...

bir şeyi dilediği zaman, o'nun emri yalnızca: "ol" demesidir; o da hemen oluverir...