bugün

üniversitelerin fen-edebiyat fakültelerinde bulunan, eski türk edebiyatı, yeni türk edebiyatı gibi edebiyat derslerinin yanısıra, türkiye türkçesi, osmanlı türkçesi, uygurca gibi dil derslerinin de okutulduğu güzide bölümlerimizden biridir.
ögrencilerine ecel terleri döktüren;osmanlı,metin şerhi,eski türk edebiyatı gibi kasıntı dersleri bünyesinde barındıran bölümdür.bölümdeki hocalarının bir kısmının sürekli türkçenin zenginliğinden bahsetmesi muhtemeldir.Kültürel altyapı edinmek için en ideal bölümlerden biridir.Üniversiteye iyi para getirecek meslek edinmek için giren öğrencilerin uzak durması gereken bölümdür.Ayrıca bu bölümde okuyan bayan öğrencilerden kopya sanatının incelikleri öğrenilmelidir.
yaklaşık 8 yıl süren bir aşktan sonra aynı aşkla daldığım bölüm.. zordur, osmanlıca bile yeter de artar zorluğuna kanıt olarak. bunun dışında ezberlenmesi gereken sayısız şiir, hikaye, roman, yazar, şair vs.'den geçtim, yeni öğrenilecek 5 ayrı alfabe* çok fena korkutur gözü.. ve fakat şu da vardır ki bu bölüme gelen birisi, laf olsun, üniversite okumuş olalım diye gelmeyeceği için çok da sorun oluşturmaz. ve de kanımca gsf, resim gibi bölümler ne kadar ilgi çekiyorsa dışardan, bu bölüm de o kadar ilgi çeker. güzeldir edebiyat okumak..

edit: üniversite okumuş olmak için gelen olmaz demiştim ya hani, baş parmağımı işaret parmağım ile orta parmağım arasına koyup elimi yumruk yapmak suretiyle aynı elimin bileğini diğer elimle kavradıktan sonra suratıma doğru çevirip yukarı-aşağı sallıyorum şimdi.. bir de tabi genizden gelen "naaahh!" gibi bir ses var..

sözümü geri alıyorum, bu bölüme diyecek bir şey bulamıyorum.. hocalarını ise düşünmek bile istemiyorum..
Oransal olarak bayan öğrencilerin oluşturduğu bölümdür.Ders çıkışında libodolarının etkisinde kalmış mühendislik öğrencilerinin edebiyat öğrencisi çıtır bayan avlamak için pusuya yattığı görülebilir.
Osmanlı Türkçesi çoğu öğrencinin son sınıfa kadar başbelasıdır.*
Bir kaç alfabe öğrenerek mezun olursunuz.Arap,Göktürk,Kril,Fars.
Kitap makale dergi roman şiir gazel okumaktan başınızı alamazsınız
Ancak mezun olduğunuzda pek kültürlü çıkarsınız o başka.
başlarsınız göktürk yazıtları'nda günümüze kadar gelen türk edebiyatını dönemleriyle, eserleriyle, yazarlarıyla, akımlarıyla incelemeye. Ama incelediğiniz sadece bu değildir. dünya ve çocuk edebiyatı da buna dahildir. Türk edebiyatında eserlerin çoğu arap alfabesiyle yazıldığı için osmanlı türkçesinden kurtulamazsınız. bilmeyen biri eline ders kitabınızı aldığında şaşırır. içindekileri arapça zannedenler olur. hatta ve hatta "aman evladım. abdest almadan okunmaz onlar." diye uyaran teyzelerimiz çıkar. halbuki yazılan türkçedir. mevlit okumamanın hiçbir dini yükümlülüğünün olmadığını anlarsınız. çünkü o da türk edebiyatına yazılan bir eserdir sonuçta.
BUGÜN türkoloji kürsülerinde dil ve edebiyat eğitimi çok yanlış bir temayülde ilerlemektedir. zira edebiyat öğretiminin bilimsel metodları yerine, edebiyat fakültelerimizin öğretimi alfabe belletme ve biyografi kültüründen müteşekkil kısır bir döngüyü tekrar eder hale gelmiştir.

türkoloji öğrencisi, ilerde dil veya edebiyat akademisyeni olduğunda ve yahut orta öğretimde hoca olduğunda öğrencilerine verebileceği şeyler maalesef çok kısıtlıdır. bunun için edebiyat öğretiminin yeni metodlara ihtiyacı vardır.
(bkz: türk dili ve edebiyatı bölümü)
(bkz: türk dili ve edebiyatı)
(bkz: farklı şeyler)
liseyi bitirene kadar sayısal derslere küfür etmiş olan kişinin bile bu bölümde matematik dersi niye yok diye sitem ettiği tek bölümdür. okulu bitirme derdi bi yandan, formasyon alma derdi bir yandan, kpss de iyi puan çıkarıp atanma derdi öbür yandan olmak üzere bu bölümü okuyanların can sıkıntılarını arttıran çok sayıda unsur bulunmaktadır.öss' yi kazanan arkadaşlar tercih yaparken iki kere düşünün.
ömür törpüsü..sadece...
mezun olduğunuzda ciğerinizin bir kısmını sökmüş olacak olan bölümdür. daha yarısında ciğerinizde ağrınız hissedilir.
hayatımdan 6 yılı çalan bölüm, daha (4. sınıf olmama rağmen) 6 yıl ömer seyfettin estetiği fuzuli fuzuli beyitleri ezberleyip osmanlıca yazamaya kasacağıma 2 sene ingilizce 2 sene çince 2 sene ispanyolca dil kurslarına gitseydim şimdiye istanbul'un yarısı benimdi lan!
efendim bu bölümde liseden çıkmış mini mini gençleri ilk derste osmanlıca denen illetle, orhun abideleriyle falan tanıştırırlar, size en yakın gelen şey liseden kalan sagular falandır. üç sene boyunca günümüz edebiyatıyla ilgili, dünya edebiyatıyla, akımlarla, kuramlarla ilgili bi s.kim öğrenemezsiniz. okuduğunuz en günümüz türkçesi şeyler yunus emre ve tanzimat edebiyatı şairlerinin çekişmeleridir. tekke edebiyatını anlayacağım diye mutasavvıf haline gelirsiniz. dördüncü yılınıza geçtiğinizde artık kitap okuma zevkiniz tırpanlanmış, bir sürü bibliyografya ezberlemiş, vize ve finallerde şiir hakkında bazı mülahazalar gibi metinleri ezbere yazmadan geçemeyeceğiniz için yorum gücünüz tüketilmiştir. SOnra size modern eleştiri kuramları adı altında markisizmi kötüleyebilecekleri, sınavlarda "komünüzim çökmüştür, marksist eleştiri kuramı çökmüştür" cümlesini yazmazsanız geçemeyeceğiniz bir ders verirler. bir kuramla ilgili ödev hazırlarsınız, marksist eleştiri kuramını seçer ve hakkında iyi şeyler yazarsanız kalırsınız. nihayet 1950 sonrası türk edebiyatı dersini seçmeli olarak alırsanız edebiyata yeniden döndüğünüzü hissedersiniz, ama törpülene törpülene kısacık kalacak biçimde. Ve mezun olduğunda gerçekten edebiyatı severek bu bölüme gelen bir öğrencinin ortalaması çok çok düşük olacağı için akademisyenlik yapamayacaktır. mezunlarının Bir çoğu dersanelerde sömürülmekte, bir kısmı formasyon alarak atanmaya çaba göstermektedir. Türkiye'de okunmaması gereken bir bölümdür. evet efendim türk edebiyatını bile yabancılar daha iyi bilmekte ve öğretmektedir. bu açık bir şekilde değişim programı öğrencilerinden görülmektedir. bir sürü bilgi birikimi falanmış, türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden mezun olmuş öğrencilerinin derlendiği 35 kişilik bir gruptan osmanlıca olarak osmanlıca sözcüğünü yazabilen yalnızca bir(1) öğrenci çıkmıştır. bu da ezberciliğin öğrenmede bir halta yaramadığını ortaya koymaktadır. bu alanda iyi bir çok insan** türkiye'de çalışmayı tercih etmemiştir. öğretim yöntem ve tekniklerinin süratle değiştirilmesi gerekmekte olan bölümdür yani.
ufak bir çocuğa, yüksek öğreniminde hangi bölümü tercih etmesini tavsiye edersiniz diye sorsalar ( beni bilir kişi kabul edip:), vereceğim cevaptır.
hakkında yazılanları okuyunca Türkçenin neden bu halde olduğunu anlamama yardım etmiş olan disiplin*.
Çok küçük parçaları saymazsak ilk mütekamil yazılı eserlerini m.s. 8. yüzyılda vermiş olan türk dilini ve yine aynı tarihten bugüne değin bu dille ortaya konan edebi metinleri incelemeye yönelik ilim irfan dalı. yüksek lisansını bitirdiğim, doktorasına başlamama ramak kalmış güzel ve tartışması bol uğraş.
çok zorlu bir eğitimin ardından sizin onda birinize sahip bilgi birikimine sahip adamların öğretmen olabildikleri halde sizin öğretmen olamayacağınız bölüm. pedagojik formasyon almak zorundasınız. bunun içinde iyi bir ortalama, iyi bir ales puanı ve dolgun bir cüzdana sahip olmak zorundasınızdır.
mezun olabilenlere turkolog denir.
çoğu dönemi anlamsız ve gereksiz insanlar tarafından işgal edilmiş bir edebiyat.
fen edebiyat fakülteleri bünyesindeki malum bölümde, hiçbir dönem edebiyatına tamamen hakim olamadan fakat yine de her biri hakkında kimsenin (bölümü seçenler dışında) uğraşıp öğrenmeyi göze alamayacağı kadar çok şey öğrendiğinizi mezun olmaya yakın farkettiğiniz, son derece zevkli fakat aynı zamanda yorucu ve özveri isteyen bilim dalı.
2010 yılı itibariyle anadolu üniversitesi açıköğretim fakültesi çatısı altında da eğitim verecek olan bölüm. sınavı kazanamayanlara müjde, örgün edebiyat bölümü öğrencileri için ise üzücü bir haber olmuştur bu durum.
(bkz: #1868738)

belki bunun hakaret olduğu böylece anlaşılır.
bir de 4 yılın üstüne birbuçuk ila iki yıl formasyon alıp öğretmen almak vardır ki akıl karı değildir.
- Hocam sümercenin Türkçe olduğu söyleniyor doğru mu?
Hoca: Şüphen mi var tabii ki doğru.
-ama hocam birçok filolog sümercenin Hint-avrupa dil ailesinde oldğunu söyler, Türkçe ural-altay dil grubunda değil mi?
Hoca: halt etmişler. batılı bilim adamları türklerden nefret eder bilmiyor musun?
- ama hocam fars filologlar da öyle düşünüyor. onlar doğulu...
Hoca: onlar bizim kadim düşmanlarımız.
- ama hocam...( öğrencinin sözü kesilir)
Hoca: uzatma hem güneş dil teorisine göre bütün diller türkçeden gelmedir.
- o teori çürütülmemiş miydi hocam?
Hoca: Sen vizeden kaç aldın evladım, adın neydi?
- yooo.. hocam şaka yapmıştım ben, şey türk'ün türkten başka dostu olmadığını bilmeyecek kadar aptal değilim. ne mutlu türküm diyene.kahrolsun diğer milletler

dedirtecek bir bölümdür. tercih etmeden önce bir düşünün, hatta düşünmeyin bence direkt üstünü çizin. başka bölümmü yok yahu?...
asla tercih edilmemesi gereken bölümdür.*swh~ ~*