bugün

kadrosunda gary oldman, colin firth, tom hardy, mark strong gibi çok değerli isimlerin bulunduğu yönetmenliğini kuzey'in yetenekli yönetmenlerinden tomas alfredson'ın yaptığı ve bir bölümü istanbul'da geçen film. aynı zamanda bir uyarlama film olacak. istanbulda geçiyor olması ve kadrosunun bu kadar kaliteli olması insanı heyecanlandırıyor.

fragmanını şuradan izleyebilirsiniz : http://www.imdb.com/video/imdb/vi495819801/

sinema öğrencisi bir yazar olarak şahsi kanaatim; istanbulda geçen filmler yani yabancıların istanbul'da yaptığı filmler çok başarılı yapıtlar olmuyor bunun bir sürü sebebi var en büyük sebebi istanbulu fazla doğulu görmeleri ve şehrin kimyasını anlayamamalarıdır. ancak bu bir uyarlama filmi olacak böyle bir sorun yaşanacağını düşünmüyorum. merakla çıkışını bekliyoruz.
büyük ihtimalle önümüzdeki oscar ödül töreninde en iyi oyuncu ve en iyi müzik ödüllerinde yarışacak olan uyarlama filmdir. gary oldman gibi bir üstadında artık bir heykelciği olmalıdır bu filmden sonra.
çok iyi bir kadroya sahip olmakla beraber harika da bir fragmana sahip. heyecanla bekliyoruz efendim *
Casus romanlarının "babası" ingiliz yazar John LeCarre'nin 1974'te yayınlanan romanıdır. George Smiley adlı ingilizlerin en "cool" casuslardan birini dünyaya tanıtan Karla Üçlemesinin ilk kitabıdır.

Casus romanları edebiyatında bir dönüm noktaksı olarak kabul edilmektedir.
--spoiler--
+*hasaaaan?
-efendim?
+telefonu kullabilir miiiğ?
--spoiler--
beklentileri boşa çıkaran filmdir kanımca. şahsen ben izlerken çok sıkıldım. ayrıca Tom Hardy bir cümlelik türkçe repliği ile gözümdeki tüm karizmasını yitirmiştir. o nasıl ''telefonu kullabilir miiiğim'' demek len!
oscar alması kuvvetle muhtemel bir filmdir. casus filmlerini sevenler için kaçırılmaması gerekir. j. edgar filminden sonra izleyen kişi, bu casus dünyasında eşcinsellik çok mu yaygın nedir, diye sormadan geçemiyor. filmin en komik sahnesi; sonradan ikisinin de gay olduğunu öğrendiğimiz ajanlar peter ve jim'in "belinda" muhabbeti. ikisi de, güya yeni gelen sarışının muhabbetini yaparak, homo olduklarını birbirlerinden gizliyor.
adamı filmin ortasında uyutabilen filmlerden. beklentileri karşılayamıyor.
film çok kopuk kopuk oldugu için sıkıyor. ileri alırsanız da mevzu dağalıyor. en iyisi mi izlemeyin. aslında güzel film ama allah sabır verecek önce...
1979 tarihli dizisinin altında ezim ezim eziler yapım. ciaran hinds ve bir alec guiness olmasa da gary oldman iyiydi, tom hardy yetecek kadar oynamış, mark strong da rolünün hakkını vermiş ama geri kalanı oldukça gereksizdi. john hurt bile eski control ün yanına yaklaşamamış, dizideki ruhu yakalayamamış.

toby, percy ve peter hiç olmamış, bill hayden aynı şekilde. colin firth kral olmaya devam etsin bence.

irina güzeldi bak ama!
kadrosu iyi olabilir ancak film çok sıkıcı. 3 günde parça parça anca bitirebildim. 6.7/10
vizyon tarihi yaklaştıkça daha büyük bir sabırsızlık sardı beni.setini almıştım londradan, alec guinnes'in oynadığını.

filmi daha güzel gibi görünüyor
en iyi yardımcı erkek oyuncu ve özellikle en iyi müzik kategorilerinde 84. akademi oscar'larında aday olan yapım. adaylıklarını sonuna kadar hakeden bir yapım.

filme gelince; evet bu bir casusluk filmi. ancak filme bir hollywood filmi gözüyle bakanlar, filmle ilgili ciddi hayalkırıklığı yaşayacaklardır. zira bu bir aksiyon filmi değil, bir casusluk filmidir. yani, sessizliklerin, durağanlıkların ve dialogların anlam kazandırdığı bir hikayedir. diğer türlü bir beklenti içerisinde olanlar mission impossible ghost protocol için koltuklarına yerleşebilirler.
(bkz: the taylor of panama)*
(bkz: the spy who came in from the cold)*
şahsen kitabı okunan filmlerin çok fazla hayal edildiği gibi olmamasından ötürü çok iyi yorumların yapılmayacağı filmdir. hele john le carre gibi farklı bir kurgu yükleyen adamın yazdıklarıysa bu beklentinizin çok çok altında kalacağını gösterir.
o sebeple böyle kitaplar filme dönüştürülmemelidir, sadece okunmalı ve insanın şahsi muhayyilesinde bir yer edinmelidirler. bu bakirliği bozduğunuz anda işin ucu kaçmış demektir. şahsi fikrimdir tabi.
istanbul sahneleri fena olmayan filmdir. ajanlı majanlıdır. konusu basit olmasına rağmen nasıl karmaşık bir dille ele alırızın peşine düşmüş gavatlar. iyi görüntüde izledim de sıkılmadım.
Gary Oldman en iyi erkek oyuncu dalında bu yıl yapılacak Oscar'a adaydır.
ali arıkan tarafından dipnot.tv'de gayet güzel yorumlanmış son zamanlarda izlediğim en iyi ajan, casus filmidir hatta en iyisidir. filmin bir kısmının istanbul'da geçmeside türk izleyiciler için ilgi çekicidir.

gary oldman oscar'da bir şeyler süpürmeli bu filmle diye düşünüyorum.

ali arıkan'ın yazısı: http://dipnot.tv/23462/Di...STEBEK-FiLMiNi-YAZDi.aspx
harika bir film olan 'let the right one in'in yönetmeni tomas alfredson'un yeni eseri.
oyunculuklar ve dönem ortamlarını yansıtma (istanbul için bile) yönleriyle döktürmüş film. özellikle gary oldman abi donuk ifadeleri müthiş başarılı kullanıyor. hikaye de merak uyandırıcı ve entrikalı, lakin anlaşıldığı kadarıyla o derece çetrefil bir romandan sinemaya uyarlaması biraz zor olmuş. özellikle sonları detaylara çok dikkat ederek takip etmekte yarar var.
hiçbirşey anlamadığım bir filmdi. çok fazla isim, kodisim geçiyor. konunun ağır ilerleyişi ve hiçbir aksiyon olmaması biraz yorucu. bir ghost writer gibi giriş-gelişme-sonuç bariz değildi. the ides of march kadar bende bir iz bırakmadı maalesef.
gary oldman ım müthiş performansı ile taçlanan harika bir dönem filmi.
kitabını yada vakt-i zamanında yayınlanan dizisini görmediyseniz (benim gibi) takip etmesi oldukça zor bir film olmuş. iki saatlik süresinin, kitabın pek çok şeyini atmak zorunda kaldığını rahat rahat anlayabiliyorsunuz yani. yine de daha önce herhangi bir john le carre uyarlaması izlediyseniz ya da kitabı okuduysanız ortaya çıkacak filmin aşağı yukarı böyle bir şey olmasını bekleyebilirsiniz.
oyunculuklar, mekanlar, görüntüler çok iyi. hele ki 70 lerin istanbulunu yabancı bir filmde görmek ayrı bir heyecan verici.
efsane bir casusluk filmi olmuş. Das Leben der Anderen'le beraber izlediğim en iyi 'casusluk' konulu film.
1979 yapımı dizidir. şahanedir. yalnız anlamak için sabırla izlemek iyi takip etmek gerekir. çünkü bir sahnesi 20 dakika falan sürebilir.

yıllar önce trt'de yayınlandığında kimse bir şey anlamamış. hatta günaydın gazetesi, 'hiç bir şey anlamadık' diye başlık atmış.
yaklaşık olarak %60'ını anlamadığım, durağan, vurdusuz kırdısız bir film. fakat ilgimi çekmedi değil. sanırım birçok kişinin yaptığı gibi 2 hatta belki de 3. kez izleyeceğim. kitabını okumayanlar için daha zormuş bu film.

gary oldman da olmasa napardım bilmem.

ek: istanbul sahnelerinde ise insan mutlu oluyor. filmi izleme şevkim tam kaçmıştı ki, imdadıma türk'ler yetişti.