bugün

sessiz kalmayı, konuşmaya tercih edendir.
bir ahmed arif şiiridir. ahmet kaya ağlama bebeğim albümünde yorumlamıştır. *
Rüya, bütün çektiğimiz
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram.

Sus, kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aymışım yarı gece de
Seni bulmuşam sonra
Yağar bir yağmur sonra...

Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik birbirimizi,
iki yitik hasret,
iki parça can.
Sus, kimseler duymasın
Duymasın ölürem ha
Aymışam yarı gecede
Seni bulmuşam sonra
Yağar bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil yeşil.
en iyi cevap susmaktır prensibini benimseyen, suskunlukeylemi içerisindeki kişi.
her zaman yeterli cevap olan eylemdir.
ahmed arif şiiri. ahmet kaya bir kısmına şarkısında yer vermiştir.

Sus,
kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aydım yarı gecede
Yeşil bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil.

En uzak, o adsız ve kimselersiz,
O yitik yıldızda duyuyor musun?
Bir stradivarius inler kendi kendine,
Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
Önce bendim diyor ve sonra benim...
Ölümsüz, güzel ve çetin.
Ezgisidir dolaşan bütün evreni,
Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.
Canımı, tüylerimi sarmada şimdi
Kendi rüzgarıyla vurgun...
Sarıyor yeşil.

Rüya, bütün çektigimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
iki yitik hasret,
iki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil.

Yivlerinde yeşil güller fışkırmış,
Susmuş bütün namlular...
Susmuş dağ,
Susmuş deniz.
Dünya mışıl-mışıl,
Uykular derin,
Yılan su getirir yavru serçeye,
Kısır kadin, maviş bir kız doğurmuş,
Memeleri bereketli ve serin...
Sağıyor yeşil.

Aydım yarı gecede,
Neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,
Ve Sezarsa, bir ad, yıkıntılarda.
Ama hançer taşı sanki
Koca Kartaca!
Hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne
Bak nasıl alıyor, yigit,
Binlerce yıl da sonra
Alıyor yesil.

Vurur dağın doruğundan
Atmacamın çalkara,
Yalın gölgesi.
Kuş vurmaz, tavşan almaz,
Ama aç, azgın
Köpek balıklarıydı parçaladığı
Bak, Tiber saygılı, suskun.
Bak nilüfer dizisi zinciri.
Bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
Cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
Ve ilk gerillası Spartakus'un.
Susuyor yeşil.

Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?

Ruhum...
Mısra çekiyorum, haberin olsun.
Çarşılarin en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o olüm namussuzu...
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
ilktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.
bir hicri izgören şiiri.

Susardın ve kar yağardı

Gözlerinde başlardı gece
Yarım kalmış kitaplarda biterdi.
Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman
Kırılmış aynalardı

Susardın, durmadan susardın
Ve kar yağardı

Ocak ağaran saçlarımdı
Şubat hayırsız bir evlattı, kaçaktı
Ve uzaktı yaz bir anaydı
Mart'ın izlerini taşırım bedenimde
Aynı masalın ikizleri gibiydi günler
Nisan saçlarımda ıslanırdı hep

Susardın, durmadan susardın
Ve yağmurlar başlardı

Çok bekletti bizi,
Hiç vaktinde gelmedi mayıs
Haziran Aram'dı ya da öyle biriydi
Temmuz bir düştü belki

Yaraları sarar gibiydi
Ağustos yıldızlarla basardı gecemizi
Bir gül suçüstü yakalanırdı
Eylül bir çocuğun çığlıklarıydı

Susardın, durmadan susardın
Ve rüzgârlar başlardı

Yolunu yitirmiş bir gezgin gibiydi ekim
Sürgünlere uğurlardık kendimizi
Kalan mı bizdik, giden mi
Bilinmezdi
Kasım rüzgârda bir yapraktı
Ve biraz ıtri
Kendi sesiyle irkilirdi
Aralık günlerin son neferi

Soluk bir düş geçse de
Hiçbir mevsim gözlerin kadar
Acımasız kullanmadı neşteri

Susardın ve kar yağardı
susku içinde olan.
konuşmayan kimse.
susmak için nedenleri olandır.
susarız;

konuşulan konuyu boş, basit ve anlamsız buluyoruzdur, konuşmayı da gereksiz ve anlamsız buluruz;
susarız;

konuşulanlar öyle abes ve mantık dışıdır ki sadece hayretle dinler ve sessiz bir tepkiyle belli ederiz duruşumuzu;

susarız;

sessiz bir onaydır susuşumuz;biraz utangaçlık belki ama içten bir katılıştır söylenenlere;

susarız;

sessiz bir bekleyiş olur susmak;ya kendimizin yada karşımızdakinin ortak değerleri yeniden gözden geçirmesine tanınmış bir fırsattır sessizliğimiz;yada birinin bizi fark etmesi, doğru algılayabilmesi için tanınmış bir süre; susan için endişe ve olasılık hesapları arasındaki gel git lerle biraz da huzursuz bir bekleyiştir susmak;

susarız;

dile getirilmeyen bir öfkedir bazen suskunluğumuz; öylesine yaralanmışızdır ki yaralamak isteriz, yüreğini acıtmak ve kanatmak;ve biliriz ki hiçbir söz acıtamaz, yaralayamaz ve kanatamaz kimseyi bir suskunluk kadar…ve susmak en acımasız, öldürücü silahtır bazen;

susarız;

hassas ve kırılgan bir tepkidirküçücük bir hatırlatmadır belki;fark edilmesi ve onarılması incelik ister;ya yeniden bir kazanıştır yada aleyhte bir delil olarak kalır karşımızdaki için;

susarız;

bir ilişkide negatiflerin gözümüze batmaya başladığı, karşımızdakine ait aleyhte deliller dosyasının kabarmaya başladığı ve hatta dosyayı masanızdan kaldırmaya gerek duymaz olduğunuz bir noktadasınızdır;bir duruş, bir soluklanmadır susmak;ortak geçmişin değerlendirilmesi ve geleceğin muhasebesidir;durup yeniden, şimdi bulunduğunuz noktadan bir daha bakmak istersiniz yaşananlara ve eldekilerle geleceğe gitmenin ne kadar mümkün olduğuna;bir içe kaçış ve söylenemeyenlerin biriktirilmeye başladığı yerdir susmak;

susarız;

ayağımız yerden kesilmiş, bulutların üstündeyizdir ve çiçek çiçek bahardır yüreğimiz;sevdiğimizle yan yana ve can cana yızdır;öyle bir ruhsal bütünleşmedir ki hiçbir söz tanımlamaya yeterli gelmez hissedilenleri ve susarız;sadece yüreklerin ve gözlerin konuştuğu yerdir suskunluğumuz;

susarız;

iletişimin tıkandığı yerdeyizdir , hiçbir iletinin bize yeterli gelmediği ve hiçbir iletimizin doğru algılanmadığı;yanlışlıklar, yanılgılar ve kim bilir belki de gerçeklerdir bir fırtınaya tutulmuşçasına savrulup duran;sözler yerini sessizliğe bırakmaya başlar ve siyah, tek nokta konur cümlelerin sonuna;zamanla cümlelerimizin sonuna konan o tek ve siyah nokta büyüyerek bir kara deliğe dönüşmeye başlar;güven ve sevginin içten içe çürümeye başladığı yerdir ve gitmek zamanının ertelenmiş halidir susmak;

susarız;

kabul edilmiş bir hata yada suçtur susuşumuz ve söylenecek her söz kaybetme riskidir;korku eşlik eder suskunluğumuza;

susarız;

bir gidişi kabullenmektir susmak, yerinde ve zamanında olduğunun ayırdımında olduğumuz bir gidişin;

susarız;

hayata karşı bir susuştur bu kez yaşanan;bizi can evimizden vuran bir kayıp, yaşanan büyük bir acı, ölesiye bir çaresizliktir yaşadığımız;söylenecek hiçbir sözümüzün adrese teslim olmayacağından emin olduğumuz, bütün sözcüklerin anlamını yitirdiği bir yerdeyizdir;hayatın bize bir şey katamadığı ve bizim de hayata bir şey katmak için anlamımızı kaybettiğimiz bir yer;belki de boş gözlerle, algılamadan bir seyirdir hayat o noktada ve belki de amacı ve beklentisi olmayan, bir mesaj kaygısı taşımayan ve hedefi olmayan tek susuştur yaşadığımız;

susmak; eylemsiz ve durağan bir edim gibi görünse de her susku bir şey anlatır yine de ve her suskunun bir nedeni vardır ve her susku içinde pek çok sesi hapseden sessiz bir eylemdir...

alıntı
ahmed arif 'in pek çok şeyi tek mısra ile çözdüğü şiirdir.

Bir daha hangi ana doğurur bizi?
suskunum arkadaşım bazı gecelerde... kendimle konuşmaktan bile kaçar oldum...
konuşmayı sevmeyen insan değil, öz konuşan insandır. ayrıca sürekli neden konuşmuyorsun sorusuna cevap vermekten bıkan insandır. içinden bu sorunun cevabı olarak daima "adam olsaydın da tanısaydın, boş konuşmayı sevmediğimi anlardın" olarak cevap verir. bunu içinden söyler evet, çünkü karşısındakinin bu cevabın sonunda başka sorular üreteceğini de bilir, kendini yormaz. özellikle günümüzde boş konuşup head fucker diye tabir edilen kişilere nazaran tercih edilen insanlardır.
rumi şiirlerinde ''hamuş'' mahlasını kullanmıştır.hamuş'un türkçe karşılığı SUSKUN' dur.bugün hangimiz böylesine susabiliyor?
ahmet kaya bestelemese belki de hiç haberim olmayacağı ahmed arif şiiri. bu şiire bu kadar güzel müzik oturtmak herkesin harcı değildir.
ahmed arif'in kendi sesinden dinlenmesi gereken şiir.

http://www.youtube.com/watch?v=JEQK2IkPIhs

ayrıca sonuna -lar eki getirilirse bir ihsan oktay anar kitabı olur. (bkz: suskunlar)
(bkz: hamuş)
aydın hatipoğlu şiiridir.

Kayık yüzdürüyor çocuklar
Çamur gölünde
Kâğıttan kayıklar
Mutluluk rüzgârlarını doldurup
Yelken açıyorlar özgürlüğe
Islanıncaya dek

Kısacık bir suskunluk
Islaklığın peşi sıra
Sonra yeni bir kayık
Bir kayık daha
Çamur gölü yutuyor durmadan
Umudun küçük teknelerini
Ardından upuzun bir suskunluk
Ağlamayı unutmuş çocuklar
Alışık...
(bkz: suskun stayla)
söz gümüş ise sukut altındır sözünden kedisi için sukut u seçmiş kişidir. lal dır.
Güçsüz vatandaşın hakkını arayıpta bir türlü bulamayışı sonucu herşeyden ümidi kesmesiyle geldiği durum...
kahraman tazeoğlu'nun bir şiiridir.

yağmurlar adını çizseydi yüreğime
gözyaşı tufanlarıyla
yağmalanmazdı bu sevda
oysa
amansızlığın burçlarında
bencilliği unutup
sencil yaşamak vardı bir zaman
hasret kokulu günlerin tortuları
böyle çökmezdi gözlerime
hani sevdalar sevda gibi yaşanırdı
hani yenilgi sandığın yengiler vardı suskun

yüreğimi kanırtmışlığınla
çekip gitmişliğinleyim
uçurumlarca uzağım sana
kan revanım
bu kadar mı kadük
bu kadar mı derme çatma bu sevda
suskun

çorak toprakların
köhne çatlaklarına ağlarım
öyle ölgün öyle perişan
bulutlar kırılır başımın üstünde
ve
bağışlamalar serpiştiririm sulara
yılları unuturum yolları beklerken
gelmezsin suskun
dillenmeden yıllanırsın suskun

tamiri olmaz bitenlerin
yarınların gardiyanlığı düşer bize
özü sevdasında saklı suskun

seni anlatmaktan yorgun mektuplar var
iflah olmaz ve
yaralı şiirlerle dolu
dipsiz kuyulardan
şahikalara doğru

al beni götür kendine suskun
üşütmez bizi tenhalıklar
yakışmaz bu öfkeler bize
sevilmişlik kokuyor dudaklarımız
sözlerce serpin bana
ört ateşimi suskun.
unutulmaz bir ahmet arif klasiği... veya ahmet kaya klasiği...

http://sarki.dinle.us/ahm...kaya-suskun-sarkisi-dinle
--spoiler--
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
--spoiler--

* * *
avam garde trio'nun harika, eşsiz eseridir aynı zamanda.
tam bu saatlerin şarkısıdır ayrıca.
http://www.youtube.com/watch?v=9wb2y7q2rny
aslında söylemek istedikleri o kadar çoktur ki, konuşamaz hale gelmiştir. En çok konuşmak istediği kişinin yanında en suskun halini alır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar