bugün

1968 yılında çıkan hasretinden prangalar eskittim isimli kitabıyla o dönemde edebiyat dünyasinda büyük ses getiren ve halen yankıları işitilen buyuk türkce şairi.
21 Nisan 1927 tarihinde Diyarbakır'da doğmuş, 2 Haziran 1991 tarihinde Ankara'da ölmüş olan büyük şair. Asıl adı Ahmed Önal' dır.Toplumcu gerçekçi şiirimizin ustalarındandır. Yaşadığı coğrafyanın duyarlılığı ve halk kaynağındaki sesini hiç yitirmeden, lirik, epik ve koçaklama tarzını kusursuz bir kurguyla kullanarak, özgün, tutkulu, müthiş ezgili çağdaş şiirler yazmıştır.
SEVDAN BENI

terketmedi sevdan beni,
ac kaldim, susuz kaldim,
hayin, karanlikti gece,
can garip, can suskun,
can paramparca...
ve ellerim, kelepcede,
tutunsuz uykusuz kaldim,
terketmedi sevdan beni...


yukarıdaki dizeleri yazmış şair. ve ayrıca;

-akşam erken iner mapushaneye
-anadolu
-aykaranlık
-diyarbekir kalesinden notlar ve adiloş bebenin ninnisi
-haberin var mı?
-hani kurşun sıksan geçmez geceden
-hasretinden prangalar eskittim
-içerde
-kara
-karanfil sok
-leylim leylim
-merhaba
-onurda ağlar
-otuzüç kurşun
-rustemo
-suskun
-unutamadığım
-yalnız değiliz
şiirlerinden bazılarıdır.
oy havar sevmişem ben seni şiirini ahmet kaya şarkılarım dağlara kasetinde seslendirmiştir.
cesareti söylüyor ahmet arif,yiğitliği
bir pınar gibi,bir yer altı suyu gibi,bir tipi gibi

"dostuna yarasını gösterir gibi"
Ahmed Arif 21 nisan 1927'de Diyarbakırda doğdu,Hasretinden Prangalar Eskittim adlı tek şiir kitabıyla çok geniş bir okur kitlesine ulaşan Ahmed Arif 2 Haziran 1991'de Ankara'da ölmüştür.
Diyarbakır'da doğdu (1927). Orta öğrenimini Diyarbakır Lisesinde tamamladı. Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünde öğrenciyken TCK'nin 141. maddesine muhalefette bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı (1950). iki yıl sonra aynı savla yargılanarak hüküm giydi, hapiste yattı. Mahkumiyet hayatı iki yıl sürdü. Ankara'ya yerleşerek gazetecilik mesleğini seçti.

Toplumcu gerçek şiirimizin ustalarındandır. Yaşadığı coğrafyanın duyarlılığı ve halk kaynağındaki sesini hiç yitirmeden, lirik, epik ve koçaklama tarzını kusursuz bir kurguyla kullanarak, özgün, tutkulu, müthiş ezgili çağdaş şiirler yazdı. 2 Haziran 1991 tarihinde Ankara'da öldü.

Tek şiir kitabı:

Hasretinden Prangalar Eskittim (1968)
bu toprağın şairidir, bu toprağı en iyi tasfir eden şairdir. şiirleri mükemmel betimlemelerle süslüdür, sade, ufak ayrıntılarla tasvir eder. tek şiir kitabı vardır* ben aldığımda 44. baskısını yapmıştı. çukurovayasar kemal ile birlikte bu memlekete anlatmıştır. bazı şiirleri için;

(bkz: akşam erken iner mapushaneye)*
(bkz: anadolu)
(bkz: ay karanlık)
(bkz: bu zindan bu kırgın bu can pazarı)
(bkz: diyarbekir kalesinden notlar)*
(bkz: hani kurşun sıksan geçmez geceden)
(bkz: hasretinden prangalar eskittim)
(bkz: içerde)
(bkz: kara)
(bkz: karanfil sokak)*
(bkz: leylim leylim)
(bkz: Merhaba)
(bkz: 33 Kurşun)
(bkz: Sevdan Beni)
(bkz: Suskun)
(bkz: Unutamadığım)
(bkz: Uy Havar)
(bkz: Vay Kurban)
(bkz: Yalnız Değiliz)
civan haco nun kürtceye cevirip enfes bir müzik eşliğinde okudugu 33 kursun un * söz yazarıdır..durmadan okunulası bir şairdir
Hasretinden Prangalar Eskittim adlı tek şiir kitabıyla çok geniş bir okur kitlesine ulaşan Ahmed Arif 21 Nisan 1927;de Diyarbakırda doğdu, aynı kentte yaptığı ortaöğreniminden sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümüne girdi.

1950;den sonra siyasi görüşleri nedeniyle sık sık tutuklanıp uzun süreler cezaevinde yattığı için öğrenimi yarım kaldı. Ankara gazetelerinde teknik sekreterlik, düzeltmenlik gibi işlerde çalıştı. 1948-1954 arasında Yeryüzü, Beraber, Seçilmiş Hikayeler, Yeni Ufuklar, Kaynak dergilerinde yayımlandığı şiirlerden sonra uzun bir suskunluk dönemine girdi. içinde 19 şiir bulunan Hasretinden Prangalar Eskittim 1968de yayımlandı ve şiir kitaplarından görülmedik bir baskı sayısına ulaştı.

Ahmed Arif ilk şiirini Garip şiirinin baskın olduğu dönemde yayımladığı halde bu akımdan etkilenmedi. Nazım Hikmetin açtığı yolda kendine özgü bir şiir oluşturdu.

Ahmet Arif 2 Haziran 1991'de Ankarada öldü
Seni anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini
keşke ölmeseydi diye iç geçirten yerli(diyarbekirli) yazar. bir dizesinde "bir daha hangi ana doğurur bizi" demişti, hakikaten onun gibisini doğuran ana çıkmadı.
bir mavi gül bahçesi yorganım
uyku saçlarımın meçhul şarkısı
sonra yastığımda ilk gölgen kızlık
ve ilk unutuluş hürriyet raksı

yumuşaklığında köpükten öpüşlerin
mukaddes günehlar cenneti oda
dikişsiz beyazlığında tüllerin
bir ay süzülecek buluta

ve bir mavi şarap gözlerindeki
musiki gölgelerinde yorgun
sen hep öylesine güzel sevdalım
ben sana Alahsızcasına vurgun

isimsiz şiirlerindendir..
rahmi saltuk bir çok şiirine ses vermiş, cok da iyi etmiştir.
düzeni, sömürüyü anlatmış, anlatmakla kalmamış, başkaldırmak gerektiğini,isyan etmek gerektiğini söylemiş ve en önemlisi kendiside o kavganın bir askeri olmuş olan,bütün baskılara rağmen halkın bilincinden koparalımayan büyük şair.

'Biz ki yarınıyız halkın Umudu, yüzakıyız Hıncı, namusu... Şafakları, Ta şafakları Hey canım, Kalbim, dinamit kuyusu..''
2 haziran 1991 de biyolojik yaşamı sona ermiş olsa da 'hasretinden prangalar eskittim' , 'terketmedi sevdan beni' ve daha birçok şiiriyle gönüllerde yaşayan diyarbakırlı şair...
anadoluyu en iyi anlatan şairdir. basit kelime ve cümleleriyle derin anlamlara ulaşmayı başarmış çok zor bir işe imza atmıştır.bu basit anlatım ve şiirlerindeki duygu insanı içine çekiverir.hele kendi sesinden dinlenirse ahmed arif şiirleri kesinlikle bir yerleden yakalar insanı.
bikaç güzel örnek için:
.
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?
(bkz: anadolu)

(bkz: diyarbekir kalesinden notlar)
(bkz: 33 kursun)
(bkz: uy havar)
(bkz: hasretinden prangalar eskittim)
şairlik hayatı boyunca tek eserle, günümüze kadar yaşayabilen ender ve keskin bir kalem.
tehlikelidir ahmed arif okumak, ondan sonra, aynı ruhu aramaktan mütevellit başka şairleri beğenmek zordur, onunla tanışmak sigaraya başlamak gibidir..
kendisine "tek kitapla şair olunur mu"
diye soranlara
"tek kitapla peygamber olunabiliyor da neden şair olunmasın"
diyen eli öpülesi karizmatik insan.
cemal süreya nın kadim dostu.
ahmed arif şiirlerinde "dağları söylüyor, Uyrukluk tanımayan, Yaşsız dağları, asi dağları... Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri.
Daha deniz görmemiş çocuklara adanmıştır."

"...Cemal Süreya..."
(bkz: iki parça can)
Anadolu

Beşikler vermişim Nuh'a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun ?

Utanırım,
Utanırım fıkaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak...
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun ?

Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne iskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım...
Görüyor musun ?

Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu'yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri...
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda...
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun ?

Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?

ayrıca
(bkz: hasretinden prangalar eskittim)
etnik kökeni, siyasi görüşü ile ilgili "bayağı" tartışmaların hepsini alaşağı edecek denli güçlü bir şairdir.
eğer ki onu okuyup, kürt olmasından, devrimci olmasından dolayı beğenmekte tereddüt ediyorsanız, şiirden fersah fersah uzaksınız demektir. bir şair şiiriyle konuşulur ki ahmed arif'in şiirleri kadar içe işleyen, canımızın taa içinden ses veren kaç tane daha şair vardır...

şiirlerini okuduğu bir de kaseti vardır ki mutlaka dinlenmelidir!
kusura bakmasınlar ama ne müşfik kenter ne de genco erkal, ahmed arif'in verdiği gibi bir ses, can katamamışlardır hiçbir şiire...
ahmed arif bir tanedir!
`
rıfat ılgaz` ile de mektuplaşmışlığı vardır.
en güzel memleket siirlerinin sahibi..suana kadar bir tek siir kitabi çikarmasina ragmen *, çok fazla taninan, çogu siiri ahmet kaya tarafindan sarki olmus, güzel sair.