bugün

bir ahmet ümit kitabı.
arkeolojik çalışma yapan bir ekibin başından geçenleri ve onların bulduğu patasana adlı bir yazmanın yazdığı hititlerden kalma tabletleri iki ayrı bölüm olarak anlatan, her iki bölümü okumaktan da büyük keyif aldığım, okumaya başladıktan sonra bitirmeden bırakamadığım güzel bir kitap.
ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım.Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak.Alçakların en acınacak olanı, en tiksinti vereni. Yüksek dalkavukluk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı.
ben kral pisiris'in danışmanı , büyük meclis panku'nun değerli üyesi, ben soylularn en soysuzu patasana.
http://www.ideefixe.com/k...?sid=UL7AKPBMS0H2RBXJYJAH
işte bu patasana'nın hikayesi. bunu okuduğumuzda ilk başta neden diye anlam veremediğimiz sonra etkisinden kurtulamadığımız romanın kahramınıdır patasana. patasana, ahmet ümit'in oldukça yalın ama entrikalarla dolu, aşk, nefret , acı, ihanet vs. bütün duyguları barındıran en önemli kitaplarından biridir kanımca.
iki bölüm birlikte işlenmiştir. bir bölüm patasana'nın yaşadıklarını bir bölüm arkeolojik çalışma yapan kişilerin yaşadıkları entrika dolu hayatı anlatmakta. geçişler son derece mükemmel ve akılcıdır. kesinlikle okunması tavsiye edilir.
ahmet ümit'in başladığınızda elden bırakamadığınız, bir şimdiki zamanda geçip bir hititler zamanına dönen, inanılmaz sürükleyici ve klasik ahmet ümit romanları gibi sonunda ters köşeye yatıran kaliteli bir roman. her karakterin detaylarına inmekten kaçınmamıştır ahmet ümit aynı zamanda. bu detaylarda romanın saf bir polisiye olmadığını görürsünüz. fazlasıyla da sürükleyicidir. 500 sayfaya yakın olmasına rağmen bir günde bitirmişimdir. *
ahmet ümit kitabıdır. güneydoğu da yapılan kazı çalışmalarının zamanla kabusa dönüşmesini konu alan kitap, mutlaka okunması gereken muhteşem bir eserdir.
edebi polisiyenin en iyi örneği olan kitap. mistik yapısı, oya gibi işlenmiş karakterleri, türk işi gerilimi ve akılalmaz sürprizi ile bütün övgüleri hakediyor. filmi konusunda derin tereddütler içindeyim. diyalogların değil metinlerin ağırlıklı olduğu bütün güzel kitaplarda olduğu gibi birebir aktarma yapmak ve büyüyü korumak bu kez de çok zor olacak.
en sevdiğim kitaplar arasında yerini aldığından iyi bir nick seçimi yaptığını düşündüğüm yazar.*
dosttur, tüm üzüntülere tesellidir, bir tanedir.
hayatımın manası, yaşama sebebimdir, ellerimdir, gözlerimdir, dostumdur, eşimdir, aşkımdır, herşeyimdir, bütün duyguların bir araya toplanmış tek ifadesidir.
ahmet ümit'in polisiye ve tarihi roman estetiğini bir arada başarıyla kaynaştırdığı diğerleri gibi kalbürüstü bir romanıdır.
Ahmet Ümit'in en iyi kitabıdır. Hiç bitmese dersiniz okurken. iki dönem arasındaki geçişleri müthiştir.
ahmet ümit'in en güzel kitabıdır. çünkü hititlerde ve türkiye'de polisiyeyi aynı anda görebilmekteyiz. kitabın sonunda farkederiz ki biz anadolu insanları üzerimizden medeniyetler de geçse, yüzyıllarda geçse, savaşlarda olsa aynıyız. ihtiraslarımız, hatalarımız, doğrularımız, yalnışlarımız hala özünü muhafaze etmekte.
iki dönem arasındaki benzerliklerin büyük bir ustalıkla işlenmiş olduğu ahmet ümit klasiği.
"Yüreğimin yap dediğini, aklım yapma der. aklımın soylu bulduğu, yüreğimce dalkavukluktur; yüreğimin doğru bulduğuysa aklımca suç. bir yanım bahar rüzgarı gibi uçarı, tez canlıdır, öteki yanım kış soğuğu gibi katı, ağır kanlıdır. bir yanım içimden gelen seslere kulak verir, öteki yanım öğrendiklerime, bildiklerime.

Bunun ne kadar korkunç bir şey olduğunu bilir misiniz?"

cümleleriyle akıllara kazınan ahmet ümit romanı.

insanoğlunun zaaflarının, içindeki kötülüğün, öldürme, yok etme isteğinin yüzyıllar geçmesine rağmen değişmeyen tek şey olduğunu güzel bir kurguyla anlatmış yazar. tarihte yapılan onca kanlı savaştan, katliamdan, kıyımdan zerre ders almamış ve almayacak olan insanoğlunun acizliğini gözler önüne serer patasana'nın hikayesiyle.
'ben ölüler içinde yüzen, ben tanrılar tarafından alnına sonsuza kadar acılar içinde kıvrancak, yazılan saray başyazmanı Patasana'
Ahmet Ümit'in en iyi kitabı. elinizden bırakamazsınız.
kitabın bitmesine yakın, bitiyor diye üzüldüğünüz kitaplardandır.
bu entry spoiler içerir..

valla, acaip bi spoiler bak..

ciddiyim,

kitabın bütün olayı biter okursan..

------

uyarımı yaptım, benden günah gitti..
*
patasanın tabletlerini okurken cinayetleri düşündüren, cinayetleri okurken katili bir türlü tahmin edemememin verdiği umutsuzlukla patasananın aşkı uğruna neler yapabileceğini merak ettiren okuduğum en süreklici polisiye-tarihi roman.
ahmet ümit'ten beklenen, sürükleyici ve çok güzel bir romandır.
fırat'ın kenarında hitit kalıntıları üzerinde kazı çalışmaları yapan ekip ile sarayın başyazmanı patasana'nın başından geçen olayları anlatan kitap.
kitap 28 bölüm ve tabletin anlatıldığı kısımlardan olu$makta. yani sanki iki ayrı hikaye bir kitap içine toplanmış.
bölümlerde, kazı sürerken , 78 sekiz önce işlenmiş üç cinayetin tıpatıp aynısı olan,cinayetlerin katilinin bulunmaya çalışılması anlatılmakta. minareden, siyahlar giyinmiş bir keşiş tarafından atılarak öldürülen hacı settar, kafası kesilerek kucağına konan re$at ağa ve dükkanının içinde kirişe asılarak öldürülen bakırcı ustası garo.
tabletlerde ise patasana'nın küçüklükten sarayın başyazmanı olasıya kadarki ve aynı zamanda devletin yaşadıkları anlatılmakta. ayrıca her tablet kendinden önceki bölümün son cümlesine benzer bir cümleyle başlamakta. " asıl yanıtlanması gereken soru, cinayetten kimin sorumlu olduğuydu " ikinci bölüm sayfa 31. " ben bütün cinayetlerin sorumlusu, ben bütün suçların zanlısı, ben hem katil, hem kurban olan " ikinci tablet sayfa 32.
on numara bir kurgusu olan, karakterleri iyi oluşturulmuş, zaman sıksa bile bırakılmaması gereken güzel bir kitaptır.
dümdüz, kütük gibi bir dili olan kitap. ahmet ümit'in okuduğum ilk ve son kitabı.
kurguyu murguyu bilemem, ama bu kadar sıradan, düz bir anlatım ben hayatımda görmedim.
edebi değeri "sıfır" bir kitaptır. kaliteli kitap okumak istiyorsanız, uzak durun.
yok böyle bir kitap dedirten ahmet ümit eseri. ilkokul yedinci sınıfta dönem ödevim için okudum bu kitabı. sonra ahmet ümit ile olan tanışıklığım başladı. bu kitabı bitirince üzülüyor insan.
insanı kitap okumaktan soğutan sayfalar dizini.
konusu iyi anlatımı kötü kitaptır...
öyle günlerde okunmuş kitap ki kitabı tekrar okusam yine o mutlu günlere dönebilir miyim diye düşündürür...
türkiyenin belki de tek polisiye yazarı olan ahmet ümitin farklı ve güzel kitabı. geçmiş ve şimdiyi harmanlayarak yazmıştır. kurgusu çok sağlamdır.
bir alıntı: insanlar cehennem azabından korkmadan, iyi olabildiklerinde daha üst düzeyde bir uygarlığın ilk adımı atılmış olacaktır.
alıntı: her konuda söyleyecek sözü var ama ukala değil.