bugün
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- görüldü bile atmayan insan tipi15
- erkeklerin iğrenç özellikleri16
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek18
- eloande14
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması19
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek36
- allah yerine hızır'dan yardım istemek13
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj18
- deniz gezmiş22
- keki kabarmayan sözlük kızı28
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- anın görüntüsü10
- galatasaray16
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay15
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- düşün ki o bunu okuyor16
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks13
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- en yaşlı özelliğiniz10
- durduk yere tribe giren erkek17
- iğrenç bir his tarif et18
- beybi leydi10
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi190510
- bir türlü ısınmayan ayaklar11
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz12
- sözlük kızlarının saç rengi12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır10
entry'ler (274)
yalan söylemesi. insan ne kadar emin olsa da yalan söylediğinden içinden hep haksız olmayı diler.
uluslararası ilişkiler.
bir kıza söylenmesi gereken en son cümle.
bursa. belki yaşamak zorunda olduğunuz ya da yaşamaya alıştığınız şehirlerden biridir. gelirsiniz, alışmaya çalışırsınız belki alışırsınızda yada öyle görünürsünüz. eski rock-city derler ama geriye kalan sadece adliye yada kaymakamlık arkasında takılan birkaç ergendir. kendinizi avutmaya çalışırsınız hala yapacak şeyler yada gidilebilecek yerler var diye. sonra bir bakarsınız hukukçuları yıkmışlar. ardından daha ağır darbeler gelmeye başlar. aldığınız biradan ramazanda sokakta içtiğiniz sigaraya kadar her çeşit tacize uğrarsınız. genede kendi kendinize dersinizki daha kötüleride var en azından bursadayım. sonlara doğru anlamaya başlarsınız her kent aynı ben değişmediğim sürece ya da insanlar değişmediği sürece. ve kendinize sorarsınız bura-sı yaşamaya değer mi değmez mi??
-ahhhaaa göt oldu !!!
-bir göt tarafından göt edilmek bana koymaz!
-bir göt tarafından göt edilmek bana koymaz!
ne kadar değerli olduğunu anladığın an bilki kaybetmişsindir.
bir kış günü hoşlanılan kişiyle taksiye binmek ve akabinde dayanamayıp sessizce osurmak. *
gündüz burun kıvırdığınız yiyeceklerin daha bir lezettli görünmeye başladığı andır.
maymun olmak için bire birdir.
18 temmuz cuma akşamı highout'ta olacak müzisyen. girişler 10 ytl + 1 biraymış.
(bkz: mp3)
fotoğrafik hafızası olan japondur.
-ya anneeee gene nereye koydun eşyalarımı? hiçbir şey bulamıyorum!
+darmadağındı toparladım bende.
-ya amma anne benim dağınıklığın içinde bi düzenim var. sen toplayınca bulamıyorum aradığımı
+o bıdı bıdı tişörtü arıyodun sen değil mi?
-evet
+sağ 3. sırada kırmızı bıdı bıdının altında!
-...*
+darmadağındı toparladım bende.
-ya amma anne benim dağınıklığın içinde bi düzenim var. sen toplayınca bulamıyorum aradığımı
+o bıdı bıdı tişörtü arıyodun sen değil mi?
-evet
+sağ 3. sırada kırmızı bıdı bıdının altında!
-...*
-anneeeeee bittiiiiii!!
mary boleyn'nin ağzından, 8. henry ve anne boleyn arasındaki ilişkiyi anlatan, philippa gregory romanı. 820 sayfa olmasına rağmen hem konunun gerçek ve kurgudan oluşması hem de akıcı ve basit bir dille anlatılması nedeniyle kısa sürede okunabilecek bir kitaptır. insanda o dönemi araştırma ve daha çok öğrenme isteği uyandırır. kitabın sonlarında anne boleyn'in kızı elizabeth'in, artık sıradan bir insan olacağı hatta aragonlu catherine'in kızı mary'den daha önemsiz olacağı ve sonsuza kadar tahtta hak iddia edemeyeceğini anlatan bir bölüm vardır ki çok ironiktir. (bkz: i elizabeth)
kapsamı genişletilmesi gereken kampanyadır. şarkı söylemesin hatta konuşmasın mümkünse.
ya o benden hoşlanmıyorsa korkusudur. o emin olamama, her harekete ayrı anlamlar yükleme dönemi sancılıdır. bu dönem boyunca kafada bir ton şey kurgulanır. ya söylersem reddederse, ya arkadaşlığımız da biterse, ya söylemezsem ve o da benden hoşlanıyorsa güzel bir şeyi kaçırmış olur muyum? hele bir de karşı ataraf sizi kendine yakın görüp eski kız arkadaşlarından bahsediyorsa ve siz ona nasihat vermek ve teselli etmek durumunda kalıyorsanız işler daha bir karmaşık hal alır. en temizi emin olmaktır. emin olunduğunda yani iki tarafta birbirinden hoşlanıyorsa çoğunlukla işler kendiliğinden gelişir. büyük ihtimal açılmaya bile gerek kalmaz. ama ya olmazsa? ya da ya olursa. *
(bkz: suzan suzi)