bugün

istiklal caddesinde mc'in sokağından girdiğinizde..
ilk soldaki sokakta bulunan,5 ya da 6 katlı bar, eskiden sıcak ve daha kaliteli bir ortamı vardı şimdiyse oldukça sıkıcı .
Daracık bir alana sığdırılmış bir merkezi(ki bu aynı zamanda ispanyanın da merkezi kabul edilir),dar karmaşık sokakları ve sıcak insanları olan başkent.Ünlü meydanları (bkz: puerta del sol) (bkz: plaza mayor),şehrin ortasındaki büyük parkı (bkz: parque del retiro),ihtişamlı kraliyet sarayı (bkz: palacio real),Picasso,Dali,Miro ya da Goya gibi muhteşem ressamların eserlerine sahip olan Reina Sofia ve Prado müzeleri ilk önce görülmesi gereken yerleridir...
(bkz: real madrid)
yeryuzunun baskenti,
bavulunuza hatiralarinizi koymadan gitmeniz gereken yer
(bkz: atletico madrid)
Madrid

Madrid, ispanya'nın başkenti ve Madrid ilinin yönetim merkezidir. iber Yarımadası'nın orta kesiminde yer alır.
Zengin tarihi mirasının yanısıra canlı bir kültür ve sanat merkezi olarak da önem taşır. Gelişmesi ve ülke ekonomisinde ağırlıklı bir rol kazanması yakın tarihe rastlar. Metropolitan alanın yüzölçümü 1020 km² olup nüfusu 3 milyonu aşkındır.
Avrupa'nın en yüksek başkentlerinden biri olan Madrid, Orta Plato'nun dalgalı bir platosunda 635 m yükseklikte yer alır. Yüksek konumu ve hava kütlelerinin etkisine açık olması sebebiyle ani sıcaklık değişiklikleri sık görülür. Yaz ayları boğucu olup sıcaklık bazan 38°C'ye kadar ulaşır. Yıllık ortalama sıcaklık 5-24°C arasında değişir.

Madrid'in idari hizmetleri, bankacılık ve sigortacılığa dayanan ekonomisine, ulaşım ağının merkezi olması ve turizmden kaynaklanan gelirler de önemli katkıda bulunur. ikinci Dünya Savaşından sonra sanayi gelişmiş, imalat sektörünün de ağırlığı artmıştır. Başlıca sanayi mamulleri arasında, demiryolu gereçleri ve traktör yapımı, dönüştürme metalurjisi, elektrikli gereçler yapımı, besin sanayii, tekstil, kimya, plastik maddeleri işleme, optik eşya, otomobil ve kamyon motoru yer alır.

Manzanares Irmağına bakan kayalık bir çıkıntı üzerinde kurulu Alhazar'ın çevresinde gelişen şehirden 932 tarihli kayıtlarda Majerit adıyla bahsedilir. Alhazar'ın 1466'daki depremde yıkılmasından sonra inşa edilen ortaçağ kraliyet sarayı, şehrin gelişmesine yeni bir hız kazandırdı. 1561'de Kral II. Felipe ispanya'nın merkezinde olduğu için şehri başkent yapmayı uygun buldu. 1759-1788 arasındaki III. Carlos döneminde geniş cadde ve meydanların açılmasıyla planlı bir gelişme başladı.

Napoleon Savaşları (1800-1815) sırasında Fransız işgali altına giren Madrid, Joseph Bonaparte'in tahta geçmesinden sonra başlayan milli ayaklanmada öncü bir rol oynadı. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında şehre modern bir görünüm kazandıran planlı bir yapılaşma başladı. ispanya iç savaşı (1936-1939) sırasında ağır bombardımanlara maruz kalan Madrid büyük bir yıkıma uğradı. Ancak bundan sonra geniş çaplı bir onarım dönemi başladı. Şehrin gelişmesi zamanla çevredeki banliyöleri de içine aldı. 1960'lardaki değişimlerde tarihi mirasa ağır darbeler indirilmekle beraber, sonraki yıllarda tarihi yapıları koruma tedbirleri alındı.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Madrid
hakkinda ne soylense eksik kalacak, olaganustu etkileyici, hatta yazarin inanisina gore buyulu sehir, bir tek denizi eksik, ki bana gore masal caginda denizi de vardi, franco kuruttu ic savas sirasinda. *
real madrid
atletico madrid
olarak ikiye ayrılır. *
ispanya'nın ortasında güzel mimarîye sahib bir şehir. ispanya'nın başkentidir aynı zamanda. şekli kareye yakın iber yarımadasının denize neredeyse en uzak noktasındadır.

ayrıca "madrid" başlığın ilk entrysinin ispanya'nın başkentinden değil de, ismini bu başkentden esinlenerek almış türkiye'deki bir kafeden bahsetmesini teessüfle karşılıyor, gelişine vurup geri gönderiyorum.
brad mehldaunun muhteşem bestesi.
bir ruya gibidir madrid... o şehri görmemek eksikliktir...
Eski ve yeninin harmanlandığı yerdir... 70 ayrı milleti ve dili görebileceğiniz ve duyabileceğiniz yerdir... Velasıl Plaza Mayor ile kendini bana aşık eden yerdir.
atletico madrih gibi bir takıma ev sahipliği yapan muhteşem şehir.
2016 olimpiyatlarına resmen aday olduğunu açıklayan ispanya başkenti.
asaletin şehre yansıdığı kent.
(bkz: istanbulun gölgesi yeter)
Taksim'in bundan 8-9 yıl önceki tutulan mekanlarındandı. Çok katlı bir yapıydı içerde rahat ediliyordu. Şimdi tamamen değişmiş. Kimsenin takılmadığı bir bar olmuş. Sinek avlıyor.
havalimanında şaşırtıcı derecede güvenlik açığı olan şehir. birkaç ay önce patlatılmıştır nitekim.**
Ortasından geçen bir nehir şehri Mad ve Rid bölgeleri olarak ikiye böler. *
Bir zamanlar taksimin güzel barlarından biriydi. Çok katlı olması, her katında takılabilme olanağı, çalan müzikler iyiydi. Şimdi hiç tavsiye edilesi değil. Anılarımızı gömmüşler kısacası.
ispanya nın başkenti 4 milyon nüfuslu şehir. bana sorarsanız görmezseniz hiçbir şey kaybetmeyeceğiniz hiçbir özelliği olmayan sıcak bir bağ kurulamayan soğuk bir şehir. (prado ve reina sofia müzesi dışında)

bizim turumuz uçak yolculuğundan sonra şehir turuyla başladı. bu tur esnasında, puerto del sol meydani, alcala ve toledo kapilari, atocha tarihi tren istasyonu, las ventas arenasi, gran via caddesi, kraliyet saray meydani ve castellana bulvari görülecek yerler arasındadır. kendi başınıza gezerken. kibele ve neptun cesmesi, plaza mayor, parque del retiro görülebilir.

madrid de gezilebilecek yer olarak merkez olarak (ispanya nın merkezi kabul edilir) puerto del sol meydanı ve çevresi vardır. buralarda şirin kafeler ve alışveriş mağazaları vardır. ayrıca büyük mağazaların olduğu gran via caddesi görülebilir. gelelim madrid de görmeye değer iki müzeye (eğer zamanınız kalırsa bu iki müzeye ilaveten museo thysen de görülebilir.)

museo del parado:

ispanyol resim sanatının 12. ve 19. yy arası resimleri, flaman ve hollanda tabloları, alman, fransız tabloları görülebilir. madrid e giderseniz yapılabilecek en akıllıca şey bu müzeyi gezmektir. (minimum 2-3 saat ayırın) velazquez ve goya koleksiyonlarına özellikle dikkat edin. el greco adıyla tanınan ispanyol ressamın burada eserleri bulunmaktadır.

toledo (extra tur)

madrid e 1,5 saat uzaklıkta daracık sokakları, kapıları ve katedrali ile ünlü unesco tarafından korunmaya alınmış dünyanın en güzel tarihi ortaçağ kentlerinden biri. atın kendinizi daracık sokaklara ve kaybolmanın zevkini çıkarın. burası çelik işçiliği ile meşhurdur. buralara kadar gelmişken mutlaka tanıdıklara toledo işi çakı, bıçak hatta abartıp kılıç alın. toledo işi çelik üstü altın kaplama küpe kolye vb. alabilirsiniz.

(ben şansımı deneyip anneme küpe aldım ve hayret bir şekilde annem çok beğendi.)

ayrıca toledo ünlü ispanyol ressam el greconun yaşadığı ve öldüğü şehir olduğu için her yerde onun eserleri ve hatta müzesi vardır.
(bkz: real madrid)
bana yer yer nişantaşı'nı ve taksim'i hatırlatan güzel mi güzel bi avrupa şehri. sıcak havası, sokakta atla gezen polisleri, eski ve yüksek binaları, görülmeye değer.
kolombiya'nın, cundinamarca departmanında bir yerleşim birimi.

departmanın diğer birimleri için:

(bkz: cundinamarca/#8456914)
Sol meydanına yakın Nemrud Kebab diye bir yer var. Orda kebab dışında, ince belli bardakta çay içebilir, baklava yiyebilirsiniz. işim olmaz da diyebilirsiniz.
23 ekim 2010 real madrid santander maçı sayesinde plaka kodunun 57 olduğunu anladığım ispanya şehri.
ispanya'nın başkent şehridir.

ispanyol insan modelinin en iyi anlaşılabileceği şehirlerdendir.

rahat, neşeli, gezmeyi, gülmeyi eğlenmeyi seven bir insan grubunu anlamak mümkündür şehirde 1 hafta geçirildiğinde.

almanlar gibi değildirler, kırmızı ışığı takmadıkları olur, akşam 7'de heryer kapanmaz, hatta 8'de de kapanmaz. hatta 24:00'da bile sol meydanında bir insan kalabalığı mevcuttur. geç saatlerde iç mekanlarda kokteyl masası tarzı masaların başında sürekli birşeyler yiyen insanlar olur. ayaküstü yiyeceklerini tıkıştırırlar. domuz pastırması severler, birçok dükkanda asılı hayvan bacakları domuz bacağıdır, üstelik pastırmasıdır.

siestaları meşhurdur. öğleden sonra uykusu... fakat öğlen yemeğinden sonra masada muhabbet etmeye de bayılırlar.

arap kültürünün etkisi vardır şehirde. kelimelerin başına gelen al-, el- gibi ekler bu etkinin sonucudur. en meşhur olan "alcala (şehre girerken bir kapıdır)" buna bir örnektir. al-cala yani kale kapısı demektir.

şehrin içinde ışıklandırılmış binalar ayrı bir güzellik katmaktadır.

dünya edebiyatında önemli bir yeri olan Don kişot heykeli buradadır. kimisi don kişot'un dünya'da en iyi roman olduğunu iddia eder. cervantes'in bu romanının birçok akımı başlattığı birçok edebiyatçıya önayak olduğu söylenir.