bugün
- sözlük tipsizlerinin fotoğrafları19
- evli kadınla ilişki yaşar mısınız13
- kadınlar neden seks sevmiyor sorunsalı21
- araba'nın komple masraf olması9
- yüksek enflasyon14
- küçük prens20
- ramazan günü sokakta sigara içen insan22
- çok zengin olsanız ne yapardınız15
- mhp liler artık ahmet kaya'yı da sevecek mi19
- chatgpt14
- şinasi yurtsever16
- ramazan hoca10
- ciddi ciddi imamoğlunun kazanacağını sanan insan15
- 13 mart 2025 glasgow rangers fenerbahçe maçı15
- şu anda dinlediğiniz şarkı8
- alparslan kuytul13
- akp döneminin çuvallamasının asıl nedeni15
- kuresel ikinma vs bik bik23
- rodonit8
- erdoğanın 92 yaşındaki dedeye elini öptürmesi13
- sözlük at hırsızlarının fotoğrafları12
- ekrem imamoğlunun ingilizce mezunu olması11
- en sevdiğiniz aktörler17
- klarnet calan sarapci koala 626
- galatasaray19
- nervio ile sabahlamak9
- küresel ıkınma17
- v a m p i r o v13
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek24
- fotokopiçi20
- zehra güneş'e rağmen allah'a inanmayan ateist8
- psikolojisi bozuk yazarlar39
- akp döneminde gelir düzeyi yükseldi mi10
- uludağ sözlük günlük rutini9
- bir kadına ütü yapmayı öğretmek8
- sözlükteki düzgün yazarlar13
- ilk buluşmada sanayi tostu yemeye gitmek13
- chatgbt9
- çam ağacı ile ilişkiye girmek11
- günlerden 13 mart 2025 rangers'ı patates edeceğiz8
- mhp'nin başına apo geçse olası mhp'li yorumları20
- araba alamıyorsanız sebebi akp dir12
- müzisyen biriyle sevgili olur musunuz9
- başka bir evde uyumak16
- kimseden nefret edemeyen insan15
- yeni evli arkadaşlara alınabilecek ev hediyesi23
- sevgiliniz şişmanlasa ayrılır mısınız23
- en sevdiğiniz tatlı nedir27
- çam kokusunun insanı azdırması13
- akp gidince irtica bitecek mi16
nil karaibrahimgil'in (bkz: resmen aşığım)şarkısının sonunda tekrarladığı, yıllardır acaba ne yapmış diye beni merak ettiren cümledir. ne yaptığını bilen varsa bana da söylesindir. acaba yaptığı şey ayıp birşey midir yoksa kek midir *
(bkz: sana kek yaptım)
(bkz: sana kek yaptım)
zall: iyi ki yapmışım lan şu sözlüğü! 9 ayda binlerce kişiye hitap eder hale geldik lan...
6.4.r.1.$.h: yaw aslında biraz daha sofistike fasiliteler mi default etsek!?
zall: nelerei ne etsek!?!?
6.4.r.1.$.h: sözlük diyorum çok güzel oldu hakikaten... havalarda ısındı.
zall: kafa mı buluyon lan sen benle? öyle şekilli geometrik konuşmalar yapma bana, uludağ sözlük şırnak şubesine sürdürürüm seni...
6.4.r.1.$.h: eheuheeh tamam sustum... * *
6.4.r.1.$.h: yaw aslında biraz daha sofistike fasiliteler mi default etsek!?
zall: nelerei ne etsek!?!?
6.4.r.1.$.h: sözlük diyorum çok güzel oldu hakikaten... havalarda ısındı.
zall: kafa mı buluyon lan sen benle? öyle şekilli geometrik konuşmalar yapma bana, uludağ sözlük şırnak şubesine sürdürürüm seni...
6.4.r.1.$.h: eheuheeh tamam sustum... * *
(bkz: allah razı olsun)
pişmanlık azaltmaya yönelik bir kendini tatmin cümlesi olma olasılığı vardır.
tek bir çocuğu olan annelerin genelde kullandıkları sözdür. ''iyi ki yapmışım oğluşumu, prensesimi'' gibi lafları çok duyarız bu annelerden. çocuksa spastik tavırlarından uzaklaşamayan, ne kadar büyürse büyüsün hala annesini tuvalette yanında isteyen bir maldır. o kadar büyütür ki anne çocuğu gözünde, çocuk kendini dünyaya gelmiş küresel ısınmayı engelleyecek tek kahraman olarak görür.
akabinde pişman değilim yine yaparım gelecek olan söz öbeğidir.
(bkz: aferin bana)
Metin Akpınar'ın hayatını anlatan ve Netflix'te yayında olan harika bir belgesel.
60'larda başlayan tiyatro macerasında, 3 kez ihtilal görmüş ve ülkenin yakın tarihine sahneden tanıklık etmiş yaşayan bir efsane olan Metin Akpınar'ın hayatını anlatan yapım bir akışı, bir senaryosu, bir hikayesi olduğundan seyircisini sıkmadan izlettiriyor kendisini.
Her biri adına ayrı belgesel yapılması anormal karşılanmayacak Perran Kutman, Nevra Serezli, Demet Akbağ, Ahmet Gülhan, Cihat Tamer ve rahmetli Ferhan Şensoy gibi ustaların Metin Akpınar'ı nasıl sevgiyle, saygıyla, hürmetle ve takdirle anlatmasını zevkle seyrediyorsunuz.
Metin Akpınar'ın çocukken eczanede çalıştığını, eşi Göksel Hanım'ı kaçırıp 20 yaşında evlendiğini öğreniyoruz.
Metin Akpınar Pertevniyal Lisesi'nde okurken tiyatroya gönül veriyor. 1965 yılında ise Zeki Alasya ile birlikte sahneye çıkıyorlar. Ulvi Uraz tiyatrosunda başlayan tiyatro serüveninde Hababam Sınıfı'nı tiyatro'da oynayarak büyük başarı yakalıyorlar. 1967 yılında Devekuşu Kabare tiyatrosunu kuruyorlar. Kabare tiyatrosu o dönem Türkiye'de çok da bilinmeyen bir tür olduğu için tiyatroyu pavyon ruhsatıyla açmak zorunda kalıyorlar. Kendilerine de konsomatris ruhsatı alıyorlar aynı sebepten.
Türkiye'nin tanımadığı bu türü sahneye koyarlarken ilk başta 7-8 kişi geliyor tiyatroya. Ama bir süre sonra tiyatroya hatta spor ve konser salonlarına sığmayan bir seyirci kitlesine ulaşıyorlar.
O dönemde istanbul'da bir gece 40 - 50 oyun sergilendiğini öğrenince içi sızlıyor insanın. Nereden nereye geldik diye.
12 eylül döneminde Turgut Özal'ın tiyatroya geldiğini ve kendisi ile ilgili yapılan bir şakaya kahkahalarla güldüğünü hatta Kenan Evren'in bile oyunlarına gelip oyundaki siyasi esprilere güldüğünü anlatıyor Metin Akpınar. 40 yıl önce tiyatroların tıka basa dolu olduğu, amma çok yasak var diye dertlenilen, siyasi hicivlerin havalarda uçuştuğu ve bilmeden özgürlüğün yaşandığı yıllar olduğunu dinliyoruz ustanın ağzından.
Benim şahsen aklımda kalan ve içimi kaldıran anısıysa şu: Metin Akpınar'ın bir oyun sırasında "Yağmur Yağıyor seller akıyor Arap kızı camdan bakıyor" tekerlemesini söylemesi gerekmekte. Ama sahneyle birlikte seyircisine de çok hakim olan ustanın gözüne ilk sıralarda oturan siyahi bir kadın vatandaşımız takılıyor ve tekerlemeyi başka şekle uydurup söylüyor ve "Arap Kızı" bölümünü tamamen kaldırıyor. Bir hafta sonra ise gelen mektubu gözyaşları içinde okuyorlar. Gelen mektupta "Sayın Metin Bey, oyununuzu 3. defa seyretmeye geldiğimde daha önce başka bir şekilde olan sahnedeki repliğinizi biliyorum ki beni gördüğünüz için değiştirdiğinize eminim. Bu hassasiyetiniz için size çok teşekkür ederim."
Ayrıca tiyatrodaki oyuncuların ve görevlilerin yakınlarına beleş bilet vermesini istemiyor. Çünkü oyun sürekli kapalı gişe oynadığından birçok insan seyredemeden dönüyor. Kontenjan bilet uygulamasını kaldırdıktan bir süre sonra eşi de oyunu izlemek isteyince bilet gişesine yollayıp bilet aldırıyor.
Tavsiye ederim. Yaşarken değerini bilelim.
(21.08.2021 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde Elif Aktuğ'un yazısından alıntılar yapılmıştır)
60'larda başlayan tiyatro macerasında, 3 kez ihtilal görmüş ve ülkenin yakın tarihine sahneden tanıklık etmiş yaşayan bir efsane olan Metin Akpınar'ın hayatını anlatan yapım bir akışı, bir senaryosu, bir hikayesi olduğundan seyircisini sıkmadan izlettiriyor kendisini.
Her biri adına ayrı belgesel yapılması anormal karşılanmayacak Perran Kutman, Nevra Serezli, Demet Akbağ, Ahmet Gülhan, Cihat Tamer ve rahmetli Ferhan Şensoy gibi ustaların Metin Akpınar'ı nasıl sevgiyle, saygıyla, hürmetle ve takdirle anlatmasını zevkle seyrediyorsunuz.
Metin Akpınar'ın çocukken eczanede çalıştığını, eşi Göksel Hanım'ı kaçırıp 20 yaşında evlendiğini öğreniyoruz.
Metin Akpınar Pertevniyal Lisesi'nde okurken tiyatroya gönül veriyor. 1965 yılında ise Zeki Alasya ile birlikte sahneye çıkıyorlar. Ulvi Uraz tiyatrosunda başlayan tiyatro serüveninde Hababam Sınıfı'nı tiyatro'da oynayarak büyük başarı yakalıyorlar. 1967 yılında Devekuşu Kabare tiyatrosunu kuruyorlar. Kabare tiyatrosu o dönem Türkiye'de çok da bilinmeyen bir tür olduğu için tiyatroyu pavyon ruhsatıyla açmak zorunda kalıyorlar. Kendilerine de konsomatris ruhsatı alıyorlar aynı sebepten.
Türkiye'nin tanımadığı bu türü sahneye koyarlarken ilk başta 7-8 kişi geliyor tiyatroya. Ama bir süre sonra tiyatroya hatta spor ve konser salonlarına sığmayan bir seyirci kitlesine ulaşıyorlar.
O dönemde istanbul'da bir gece 40 - 50 oyun sergilendiğini öğrenince içi sızlıyor insanın. Nereden nereye geldik diye.
12 eylül döneminde Turgut Özal'ın tiyatroya geldiğini ve kendisi ile ilgili yapılan bir şakaya kahkahalarla güldüğünü hatta Kenan Evren'in bile oyunlarına gelip oyundaki siyasi esprilere güldüğünü anlatıyor Metin Akpınar. 40 yıl önce tiyatroların tıka basa dolu olduğu, amma çok yasak var diye dertlenilen, siyasi hicivlerin havalarda uçuştuğu ve bilmeden özgürlüğün yaşandığı yıllar olduğunu dinliyoruz ustanın ağzından.
Benim şahsen aklımda kalan ve içimi kaldıran anısıysa şu: Metin Akpınar'ın bir oyun sırasında "Yağmur Yağıyor seller akıyor Arap kızı camdan bakıyor" tekerlemesini söylemesi gerekmekte. Ama sahneyle birlikte seyircisine de çok hakim olan ustanın gözüne ilk sıralarda oturan siyahi bir kadın vatandaşımız takılıyor ve tekerlemeyi başka şekle uydurup söylüyor ve "Arap Kızı" bölümünü tamamen kaldırıyor. Bir hafta sonra ise gelen mektubu gözyaşları içinde okuyorlar. Gelen mektupta "Sayın Metin Bey, oyununuzu 3. defa seyretmeye geldiğimde daha önce başka bir şekilde olan sahnedeki repliğinizi biliyorum ki beni gördüğünüz için değiştirdiğinize eminim. Bu hassasiyetiniz için size çok teşekkür ederim."
Ayrıca tiyatrodaki oyuncuların ve görevlilerin yakınlarına beleş bilet vermesini istemiyor. Çünkü oyun sürekli kapalı gişe oynadığından birçok insan seyredemeden dönüyor. Kontenjan bilet uygulamasını kaldırdıktan bir süre sonra eşi de oyunu izlemek isteyince bilet gişesine yollayıp bilet aldırıyor.
Tavsiye ederim. Yaşarken değerini bilelim.
(21.08.2021 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde Elif Aktuğ'un yazısından alıntılar yapılmıştır)
iyi ki bugün üsküdar'daki avm'ye gitmişim. iyi ki bugün 212 avm'ye gittik. iyi ki vapura yetişmek için koşmuşum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar