bugün

bundan bir süre önce istemsizce ve arzulayarak yaptığımı farkettiğim olay.
yalnız değilim.

''hangimiz terminatörün küçük kırmızı gözü söndüğünde gözyaşlarımıza engel olabildik ?''

(bkz: barney stinson)
kötü adamın sağa sola saldırmaması için yapılan eylemdir. gerekirse bağlanmalıdır bu kişi.*
kötü adamın dayanılmaz çekiciğinin sonucu bir durumdur. lakin kötüler hiç bir zaman kazanamaz.
kötü adam eğlencelidir, kötü adam filmi film yapan adamdır, kötü adamda işgüzarlık aranmaz çünkü zaten kötü olduğu bilinir ama iyi adam öyle mi? insanda şüphe bırakır, duygu sömürür.
kendine dürüst olabilen bünyeler için ziyadesiyle normaldir zira hali hazırda sinema sektörüne hakim holywood filmlerinin "iyi adam"ları * insan olamayacak kadar gerçek dışı çizilmektedir. o kadar iyidirlerki iyilik üstlerinden akar. tabi polyanna degillerdir ancak asla kötü niyetli olmazlar asla kimseye zarar vermek istemezler adeta cizıs kıraystın öbür yanagını çevirme politikasından şaşmazlar. ola ki bi yerde şeytan akıllarına girdiyse de hemen filmin çözüm sahnelerine kalmadan düzeltirler kendilerini. dolayısıyla insaniyetten uzaktırlar. kimse bir film iyi adamı kadar iyi degildir gerçek dünyada. dolayısıyla kötü karakter daha bi içselleştirilebilir daha bi benimsenebilir. ha tabi bunun için de ay ben süperim ultrayım en yakın arkadaşım zam alamasın bir ben alayım çünkü ben süper oldugumdan hakediyorumcu kör zihniyeti bırakıp insani kötü duygularla da yüzleşmek gerekiyor ki her babayiğidin harcı değildir.
şiddet insanın içinde tatmin etmesi gereken bir duygudur dahası. ve işbu duyguyu kötü adamlarla kendinizi özdeşleştirerek bir nebze bastırabilirsiniz.
ve üstelik "yoo dostum yoo kimse benden o yavşak kaypak kibirli roadrunner'ı jerry'i tutmamı beklemesin"dir.
ha tüm bunların dışında benim behzat ç'nin ercüsünü, face to face'in nicholas cage'ini, ne biliyim hereos'un sylar'ını delicesine sevmemin sebebini başka yerlerde aramak lazım.**
bir filmde kötü adam ne kadar iyi, kaliteli ve tehlikeliyse film o kadar iyi olur. seyircinin bile sempatisini kazanan veya sictiran bir kötü adam filmi efsanelestirir.

örnek:

the joker - the dark knight
t-1000 - terminator 2
norman stansfield - Léon the professional
ze pequeno - city of god
alex delarge - a clockwork orange

kötü karakter filmin kalitesini belirler, hikayeyi belirler, filmin gidisatini belirler. iyi adam ise kötü karakterin yazdigi senaryonun icinde bulur kendini. kimse dikkat etmez ama, filmlerde hikaye iyi adamdan cok kötü karakterler üzerine kurulmustur.
yabancı filmlerde kötü adamı tutuyorum, türk filminde hep iyiyin yanındaydım, bir kere erol taş'ı tutmadım. milliyetçiymişim ben ya.
inside man de clive owen
anti kahramanların daha çekici olmalarıyla açıklanabilecek durumdur.
neresinden tuttuğunuza dikkat etmeyi gerektirir. maazallah elinizde falan kalır.
(bkz: anakin skywalker)

daha doğrusu: (bkz: darth vader)
modern üsluba sahip yani iyinin salt iyi, kötünün salt kötü olduğu filmlerin aksine postmodern üsluba sahip bir çok filmde gözlemlenebilecek hededir. yani kötünün iyi yanlarını görürüz ve onun neden kötü olduğuna dair fikir ediniriz, bazen de onu haklı buluruz. yani aslında tutulan adam size göre kötü olmadığı için tutuyorsunuzdur.
Her daim kaybettigimizdenbu hayatta, filmde bari kotuler kazansin isteriz ama orda da maglup oluruz. Bu yuzdendir kotu adamlari tutusumuz, evet.
(bkz: sauron) kendine ait olan yüzüğü çalanlardan güzelce istiyor vermiyorlar, yüzüğü baltayla parçalamaya çalışıyorlar.

frodo adında ayakları kıllı bir eleman, pis boynunda taşıyor ve gün geçtikçe bağlanıyor yüzüğe. başkasının yüzüğüne bağlanmak ? senin anana bacına bağlansalar frodo !
tom ve jerry'de tom'u tutan çocuk . * *
güncel Önemli Başlıklar