bugün

film izlerken kötü adamı tutmak

kendine dürüst olabilen bünyeler için ziyadesiyle normaldir zira hali hazırda sinema sektörüne hakim holywood filmlerinin "iyi adam"ları * insan olamayacak kadar gerçek dışı çizilmektedir. o kadar iyidirlerki iyilik üstlerinden akar. tabi polyanna degillerdir ancak asla kötü niyetli olmazlar asla kimseye zarar vermek istemezler adeta cizıs kıraystın öbür yanagını çevirme politikasından şaşmazlar. ola ki bi yerde şeytan akıllarına girdiyse de hemen filmin çözüm sahnelerine kalmadan düzeltirler kendilerini. dolayısıyla insaniyetten uzaktırlar. kimse bir film iyi adamı kadar iyi degildir gerçek dünyada. dolayısıyla kötü karakter daha bi içselleştirilebilir daha bi benimsenebilir. ha tabi bunun için de ay ben süperim ultrayım en yakın arkadaşım zam alamasın bir ben alayım çünkü ben süper oldugumdan hakediyorumcu kör zihniyeti bırakıp insani kötü duygularla da yüzleşmek gerekiyor ki her babayiğidin harcı değildir.
şiddet insanın içinde tatmin etmesi gereken bir duygudur dahası. ve işbu duyguyu kötü adamlarla kendinizi özdeşleştirerek bir nebze bastırabilirsiniz.
ve üstelik "yoo dostum yoo kimse benden o yavşak kaypak kibirli roadrunner'ı jerry'i tutmamı beklemesin"dir.
ha tüm bunların dışında benim behzat ç'nin ercüsünü, face to face'in nicholas cage'ini, ne biliyim hereos'un sylar'ını delicesine sevmemin sebebini başka yerlerde aramak lazım.**