bugün

yolun yarısı olayına bir sene öncesinden yaklaşmaktır. sorumluluk, sorumluluk ve yine sorumluluk. hiç bitmeyen bir sorumluluk mesaisi. bunun yanında yaşanamamışların verdiği bozuk ruh hali. 34 yaşında olmak böyle bir şey.
her yaşın ayrı güzelliği var diyenlerin üzerinde çokça çalışması gereken yaşta olmaktır. lise-üniversite arkadaşları çok geride, emeklilik hayalleri çok ileridedir.
30 yaşında güzel, alımlı bir kızın size abi demesidir. (bkz: (#14168940) *
erkeklerde

(bkz: bana amca dediler)

kadınlarda

(bkz: bana teyze dediler)

eşiğini çoktan aşmış olma durumudur.
derdini sikeyim yaaa adam üşenmemiş yıl yıl analiz yapmış vay mk.

al dinle belki iyi gelir http://www.youtube.com/watch?v=yf-QJNYJW1Y

olgun olmaktır, gençliğin dibidir.
inanılmaz bir yaşmış, nedir bunun büyüsü anlamadım. *
gün itibariyle içinde olduğum durum. 33 ten bir farkı var mı? yok lan. sadece azcık daha ölüme yaklaşıyorum gibi geliyor hepsi bu.
Aralık ayında aralarında bulunacağım topluluk.

açık konuşmak gerekirse yolun yarısına gelmiş olmanın verdiği olumsuz enerjiyi hissedebiliyorum.

bıraksam bu işleri(hangi işleri?), diğerlerine nazaran daha sade ve sessiz bir şehire yerleşsem, deniz manzaralı bir kulübe bulsam ve okunmak için ertelenmiş(biriktirilmiş) kitaplarımı alsam yanıma ne güzel olurdu. hemen akabinde bir sekte beliriyor kafamda?

ne yer ne içeriz olum?

beş kuruş paran yok!

hele biraz daha çalış, ve çalışırkende para biriktirmeyi ihmal etme.

işte bu kaygılar değil mi önümüze set kuran..
yazarlar arasında sadece gördüğüm entryler kadar yaygınsa niye bu sol frame diye düşündürendir *
hissiyat olarak da şöyle: futbol maçlarında eskiden oyuncunun ismiyle yaşı yazardı da, 29 ve üstünü bitik diye görürdüm. şimdiki yaşımda oynamaya devam eden futbolcu sayısı sınırlı ama hala o çıkıp futbol kariyeri yapabilirim hissi var üzerimde. ne bileyim, hala bir albüm çıkartıp patlama yapacak, bir fikrimi satıp trilyoner olacak gibi hissediyorum. eskisinden daha gerçekçiyim ama vücut olarak 34, zihin olarak en fazla 24 yaşında olmak demek bence. kendi açımdan da, karabulutlu ve depresif geçen günlerimin biraz daha normalleştiği, mutluluğun artmaya çalıştığı günler olarak görüyorum.

çünkü fark ediyorsun ki hedeflediğin ve yıllarca at gibi koşturduğun noktaya gelmek mutluluk değil. cebinde bakkaldan istediğini alabilecek paraya sahip olmak, kendine ait bir düzenin, bir araban olması da mutluluk değil. oturup saatlerce oyun oynayabilmek - film izlemek de mutluluk değil. galiba yaşayabilmek için, her gün uyanıp kalkmak için geçerli bir sebebin olduğunda mutlusun. sadece, bu mutluluklar eksik not aldığın bir sınav için, kabaran kredi kartı ekstreleri için, sana karşılık vermeyen platonik aşkın için bir kenara bırakılacak değerde değil. mutluluk;

sınav için aynı eve kapanıp arkadaşlarınla ders çalışırken gıcık olan karşı komşunun çağırdığı polisin evi basıp türk bayrağını gördüğünde attığı geri adımda,
ödeyemediğin kredi kartları için beklemediğin bir yerden gelen ekstra parayla borcu kapatmakla kalmayıp tatil harçlığı çıkarttığında,
aşk acısından gitarın dibine dibine vurup dört bir yanı arkadaşlarınla inletip, bazılarını hüngür hüngür ağlattığında, yarattığın dünyanın merkezine koyduğun kişinin boyunu fersah fersah aşmış olduğunu gördüğünde yaşanan his.

bunu gördüğünde arkada bırakmış olacağın yaştır. sadece, gelmeye yolu olanlar varsa, o yolun arka fonunda ne görmek istiyorlarsa onu yaşasınlar dediğimdir.

Not: 35 yaşındayım.
Keşkelerin git gide çoğaldığı yaşlardır 30'lu yaşlar. Genelleme yapmak ne derece doğru olur bilmiyorum ama bence bu keşkeler hep geriye doğru keşkelerden oluşur. Şöyle bir hesap kitap yapılır, ne bileyim bi geriye doğru bakılır. Alınan kararlar, alınmayan kararlar keşke şöyle yapsaydım, keşke bunu söylemeseydim yada seçmeseydim şöyleler böyleler vs... diye uzar gider.
3 yıl geçmesine rağmen benim keşke dediğim yaştır 34.
insan büyüdükce yalnızmı kalıyor ne diyen sunay akın'ın biraz daha haklı olduğu yaştır bence. Hafiften beyazlamış saçlar, ufak tefek kırışıklıklar...
Yapamadıklarınla dolu bir geçmişin pişmanlığına büründüğün yıllardır belki.
38-39 yada 40. Yaşımda neler düşüneceğim bilmiyorum. ama şu ana kadar geçen zaman için pek iç açıcı şeyler söyleyemeyeceğim kesin.

Birde Nefes alıyorsak hala umut vardır diyen arkadaş nerede bilen varmı ? Birşey söyleyeceğim ona !
10 senem var doğduğum yıldan daha yakın ne kadar moral bozucu birşey.
güzel güzel bi ayağımız girdi çukura .
Yaş 35 yolun yarısı eder diyip 50 yaşına yetişmeden ölen saririmizin çaresizliğinin yaşları.
10 yıl yaşanacak durumdur ölmezsek.

Belki de ölür yakışıklı bir ceset gömdürürüz.
yolun yarısına sadece bir adım kalması.demektir, kalan yarısı içinse yaşama garantisi yok; özellikle de türkiye'de yaşıyorsanız.
12 yıl sonra ölmezsek göreceğimiz yaş.
Daha değil 7 ay var.

Iyice kemikleşmiş karakterinizle yol almaya devam etmektir....
çocukken amca, teyze dediğimiz bu yaşın sahibi insanların yerine geçtiğimiz andır.
yukarılarda yazdığı gibi "keşke"lerin gitgide arttığı yıllar. ne kadar keşke desek de yaşanılanlar bize aittir.
34 üne daha zamanı olanlar bilsinler ki hayat hızla akıp gidiyor, ne kadar dolu yaşarsan, dönüp baktığında o kadar mutlu olursun.
allah herkese hayırlı ömürler versin efenim.
20 yıl daha yaşadıktan sonra delikanlılık çağı olarak düşüneceğin bir yaşta olmaktır.
10 sene sonra olacağım yaş.
2 sene sonra içerisinde olacağım yaştır .
çoğu sözlük yazarının görüldüğü üzere anca matematik hesabıyla yorum yapabildiği durumdur. "on sono sonro olocoğom yoştor" gibi. özündeyse kişiliğinizin tamamen oturduğu ve 18-28 yaş aralığındaki insanlara "şimdiki gençler de pek sığ" deme hakkınızın doğduğu yaşlardandır. güle güle kullanın.
gün itibariyle olduğumdur. 33 ten pek bi farkı yok. 3-5 ay sonra daha bi belli olur bakalım göreceğiz.
ooo daha 20 senem var *
2 sene önce geçtiğim yaş, pek güzeldi ama kısa sürdü.