bugün

Paha biçilmez değeri olan şehidine on kuruş değer vermeyen devletin, benzini daha değerli görmesidir.
kazandığı parayla zenginine teşvik , ımfsine destek(5 milyar dolar) mısırına yardım(2 milyar dolar) verecek olan ve tüm küresel para sisteminin dönmesi için, ve tahammül edilir kıtlığı yaratmayı amaçlamasından dolayı halkı fakirleştirecek herşeyi yapan hükümettir.
"işte bunlar hep nasip."

- iblis naim şahin -
şimdi "ülkemizde petrol çıkmıyor, petrolü ithal ediyoruz, az tüketilmesi için de bundan vergi almalıyız" ise bahane yanlış yapılıyor. çünkü ithalatı ve ihracatı birbirlerine eşitleyecek olan en etkin mekanizma vergi değil kur mekanizmasıdır. eğer sıkı para ve yurtdışına görece yüksek faiz politikalarından vazgeçilip de doların yükselmesine izin verilse(ki mevcut durumun sonsuza kadar devam ettirilemeyeceği sır değil), bugün fakir bir ülke olarak gereksiz yere ithal ettiğimiz lüks otomobilinden cep telefonuna kadar hepsinde bir fiyat artışı meydana geleceğinden, insanlar bunların tüketimlerini azaltıp petrol için gelir ayırabilecekler. ama sen -öyle olduğundan değil sadece misal veriyorum- döviz kurunu olması gerekenden yüzde 50 daha düşük tutarsan, petrolün fiyatını yüzde 400 daha yukarıda tutmak zorunda kalabilirsin dış ticaret dengesi açısından. tabi dış ticaret dengesi buna rağmen de sağlanamıyor, petrol ve diğer lüks malları ithal etmek için borç alıyoruz. ayrıca yakıt maliyeti, malların üretiminde taşınmasına kadar birçok aşamada ürünlerin maliyetine katılıyor. bu da uluslararası piyasada rekabet gücünü olumsuz etkileyip ihracatı azaltıyor ve yabancı malları içeridekilerden daha ucuz hale getirip ithalatı arttıyor, dış ticaret dengesini daha da bozabiliyor. ayrıca büyümeyi de olumsuz etkiliyor. bunlar düşünüldüğünde yakıt fiyatlarından normal bir vergi alınıp kurun dış ticaret dengesini sağlayıncaya kadar yükselmesine müsade edilmesi, hem döviz sorunu için daha iyi bir çözümdür hem de milli gelire yapacağı destekle vergi gelirlerinde zannedildiği kadar büyük bir kayba neden de olmayabilir. ayrıca devletin kaynak sorununa çözümü asıl nerede araması gerektiğini görmek için: (bkz: devletin kendi parasını bankalardan borçlanması)

ama yine de özel araç kullanımına hem ekonomi, hem çevre, hem de trafik açısından sınırlama getirilmesi lazım. belirli saatlerde içinde tek kişi taşıyan özel otomobillerin ancak belirli bir para karşılığında yolları kullanmasına müsade edilmeli, buradan elde edilecek gelir kadar, öğrenciler ve çalışanlar için (yani belirli bir saatte belirli bir yerde olması gerekenler için) belediye otobüsü, metro ve tren indirimli ve hatta bedava hale getirilmeli. lüks kullanım sorununa böyle bir çözüm daha uygun olur, hem de trafik otomobil sahipleri de dahil herkes için rahatlatılmış olur. tabi trafikten boşaltılacak özel araçların yerlerine yeteri kadar çok toplu taşıma aracı konulmalı ki insanlar şimdi oldukları gibi üst üste gitmesinler. burada mesela her 5 araç için 1 otobüs konulduğunu düşünürsek ve hızlanan trafikte aynı miktar aracın aynı sürede daha fazla kişi taşıyacağını da göz önüne alırsak sorun çıkmayacaktır. bu arada otobüslerin taşıma kapasitesinden daha fazla yolcu almalarının durakta bekleme sürelerini arttırıp hızlarını azaltarak aynı süre içinde daha az devir yapmalarına sebep olduğunu, bunun da otobüslerin yetersizliğinin ve trafik sıkışıklığının sebeplerinden biri olduğunu birilerine hatırlatalım. şu yazıda ülkenin bütün sorunlarını çözdüm ama şimdi kahvaltıda beyaz peynir ve zeytin yiyeceğim malesef. uşak almayı unuttuğundan hellim bitmiş market de kapalı diyor bu saatte.
yurt dışına 1,60 tl den satan devlettir.
(bkz: bütçe açığını götten alınan kanla kapatmak)
akaryakıtta bu kadar vergi varken, bu devlet asla batmaz ekonomik yönden.
pakistan da olabilir.
suriyeli mültecilerin evlerinin yemek masraflarının üniversite harçlıklarının benzinden çıkması. üstüne üstlük halk sadece uyur.
(bkz: ibne dersin kızar götünden sikersin bir şey demez)
yetmezmiş gibi birde sanki devlet açığını biz açıyoruz biz yapıyoruz da açığı kapatmak için zam ötv yi artırıyorsunuz yuh artık.
Kendi vatandaşının sırtına basarak yürüyen, kendi vatandaşından başka herkesi/her şeyi sevenlerin yönettiği devlettir.

Anamızı ağlattınız lan!
devlet petrol konusunda vatandaşları ergenlik çağında olarak görüyor heral de, "bunlar sırf tüketir bir şey düşünmezler".
Büyük hırsız.
Devlet bahceli degildir. adam duz yolda yuz ustu dustu. biz de
deponun litresi 4 liranın üzerindedir bu ülkede insanlar arabaya binmekten hiç korkmazlar aslında hiçte itiraz etmezler bu duruma ilginç.
hırsızların devletidir.
zenginden doğru düzgün vergi alamayınca en kestirme ve kolay yöntemle benzine ve mazota zam yapan devlettir. tam aksini yapıp benzin ve mazottan aldığı vergiyi azaltsa tüketim artışı nedeniyle yine aynı vergiyi alacak ve vatandaşı mutlu olacaktır. ama nerde bunları düşünebilecek hassas yöneticiler?
kendi üretip dışarıya satsa bu kadar gelir edemeyecek devlettir. umarım kaçak mazotun faturasınıda millete kesmezler.
vergi toplanması gereken kodamandan 5 kuruş bile vergi tahsil edemeyince her zaman olduğu gibi çözümü oylarını aldığı halkın tepesine binmek suretiyle çözen devlet.
%50 gibi büyük bir oyla başa getiren halkına ödül veren devlettir.

(bkz: öyle göte böyle yarak)
az bile yapmaktadır. eşek bol olunca semer vuran da bol olur.
açığı kapatmak için ötv yi artıran ama suriye den kaçanlara sığınak, erzak, hatta sınavsız üniversite imkanı bile sağlayan veya bu tür insanlara milyarlarca yardım eden devlettir. yardım edin tamam insanlıktır ama biz de türk vatandaşıyız anamızı ağlatmayın artık yeter lan gerçekten.
köprüden geçişi paralı yapmaya devam eden devlettir. benzin ucuz olsa milletvekillerinin bodrumda villa alamayacağını düşünen zihniyettir.
http://www.mytravelcost.com/petrol-prices/
rosava'nın ekonomisini övdüğü devlettir.
Halk seçer, seçilen ise siker.