bugün
- adolf hitler8
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge35
- anın görüntüsü10
- ben bu davanın savcısıyım8
- memesi küçük olmak13
- düşün ki o bunu okuyor10
- ideal duş alma sıklığı10
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı14
- sözlük erkeğinden damat olmaz19
- sözlük kızından gelin olmaz23
- fatih terim'in yuhalanması11
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar11
- vatandaşlık farkı alan otel25
- nazar değdi sözlük12
- çabuk vazgeçen insan8
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190528
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır22
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat14
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı12
Tanrı bir gün güzelliğini görmek istemiş. aynaya baktığında da tüm kainatı görmüş. işte bu sebeple tüm kainat tanrı'nın güzelliğini bir parçası olarak görülür. Tasavvufun mertebeleri vardır. en son mertebe fenafillahtır. burada âşık(seven yani kul) mâşukla (Sevilenle yani tantı'yla) bütünleşir yok olur. işte bu sebepler bu mertebeye varlıkta yok olma, yokluk alemi denmiştir. tasavvuf felsefesi ilk kez ahmet yesevi tarafından oraya konulmuştur. Onu hikmetleri (anadolu'da ilahi adını alır.) tasavvuf felsefesinin temelini oluşturur. Yesevi'nin divan-ı hikmet adlı eseri de bu hikmetlerinin toplandığı eserdir ve tasavvuf alanındaki ilk eserdir.
Tasavvufa göre insan tanrının güzelliğini bir yansımasıysa her insan (ya da her varlık) allah'ın bir parçasıdır ve sevilmeye, hoşgörüye değerdir. bunu da yunus emre'nin "yaratılanı hoşgördük, yaratandan ötürü" deyişiyle anlıyoruz. aslında bu görüş hallac-ı mansur'un ene'l-hakk (ben allah'ım) deyişiyle özetlenmiştir.
Mevlana'nın mesnevi'sinde de belirttiği gibi insan bir ney gibi sürekli ağlar. gerçek varlıktan, vahdet-i vücut'tan asıl vatanından, bütünden ayrı olduğu için. çünkü asıl vatan öteki dünyadır, bütün allah'tır. bu dünya ise gurbettir. parça ise kul. işte bu sebepten mevlana'nın ölüm gününe şeb-i arus (düğün gecesi) denir. çünkü mutasavvıf (burada mevlana olarak ele aldığımızda) öldüğü zaman gerçek varlığa ulaşacaktır, asıl vatan gidecektir. bu da onun için bir düğündür. bir damla su nasıl okyanusa ulaşmak isterse mutasavvıflar da allah'a öyle ulaşmak isterler (burada damla insan, okyanus ise allah'tır)
ahmet yesevi'nin okuldan okuyan öğrencileri anadolu'ya gelir. bu öğrenciler yunus emre, mevlana, hallac-ı mansur, hacı bektasi veli, gülşehri, pir sultan abdal gibi mutasavvıflardır. bu mutasavııflarımız anadolu'ya gelerek tasavvuf yoluyla islamiyet'i yaymaya çalışmışlardır. bunu da tekkelerinde yapmışlardır. bu sebeple de tekke edebiyatı (12.-13. yüzyıllar) oluşmuştur. işte bizlerin divan edebiyatı olarak bildiğimiz edebiyatın temelleri de böylece atılmış oldu. kimi şairler halk arasından şiirlerini söyledi halk edebiyatını oluşturdu kimileri ise sarayda divan edebiyatını oluşturdu.
Not:Bunca bilgiyi kötü oylayan yazarı kınıyorum. gelsin daha güzelini yazsın. hodri meydan.
Tasavvufa göre insan tanrının güzelliğini bir yansımasıysa her insan (ya da her varlık) allah'ın bir parçasıdır ve sevilmeye, hoşgörüye değerdir. bunu da yunus emre'nin "yaratılanı hoşgördük, yaratandan ötürü" deyişiyle anlıyoruz. aslında bu görüş hallac-ı mansur'un ene'l-hakk (ben allah'ım) deyişiyle özetlenmiştir.
Mevlana'nın mesnevi'sinde de belirttiği gibi insan bir ney gibi sürekli ağlar. gerçek varlıktan, vahdet-i vücut'tan asıl vatanından, bütünden ayrı olduğu için. çünkü asıl vatan öteki dünyadır, bütün allah'tır. bu dünya ise gurbettir. parça ise kul. işte bu sebepten mevlana'nın ölüm gününe şeb-i arus (düğün gecesi) denir. çünkü mutasavvıf (burada mevlana olarak ele aldığımızda) öldüğü zaman gerçek varlığa ulaşacaktır, asıl vatan gidecektir. bu da onun için bir düğündür. bir damla su nasıl okyanusa ulaşmak isterse mutasavvıflar da allah'a öyle ulaşmak isterler (burada damla insan, okyanus ise allah'tır)
ahmet yesevi'nin okuldan okuyan öğrencileri anadolu'ya gelir. bu öğrenciler yunus emre, mevlana, hallac-ı mansur, hacı bektasi veli, gülşehri, pir sultan abdal gibi mutasavvıflardır. bu mutasavııflarımız anadolu'ya gelerek tasavvuf yoluyla islamiyet'i yaymaya çalışmışlardır. bunu da tekkelerinde yapmışlardır. bu sebeple de tekke edebiyatı (12.-13. yüzyıllar) oluşmuştur. işte bizlerin divan edebiyatı olarak bildiğimiz edebiyatın temelleri de böylece atılmış oldu. kimi şairler halk arasından şiirlerini söyledi halk edebiyatını oluşturdu kimileri ise sarayda divan edebiyatını oluşturdu.
Not:Bunca bilgiyi kötü oylayan yazarı kınıyorum. gelsin daha güzelini yazsın. hodri meydan.
güncel Önemli Başlıklar