bugün

mevlana nın ölüm yıldönümü olan 17 aralık ta konya da düzenlenen anma törenine verilen addır
düğün günü anlamına gelir. mevlana için ölüm, rabbine duyduğu aşktan dolayı sevgiliye kavuşmak demektir. bu yüzden kendisinin ölüm gününü, düğün günü yani şeb i arus olarak nitelendirmiştir. aynı zamanda bu yıl 733.sü kutlanan vuslat yıldönümleri de şeb i arus günü * * sona erer.
düğün gecesidir...

Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma...
Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusuf'u ne diye kuyuda feryad etsin?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.
Zîrâ senin Hayy u Hû'yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır.

(bkz: Mezar cennet topluluğunun perdesidir)
mevlana'nın ebedi aleme intikalinin yıldönümü.
mevlana için ölüm, derin bir aşkla hak'ka vuslatın doğumuydu. o halde ölüm günü, vuslat günü sevgilinin sevgiliye kavuşma günü, yani düğünü; gecesi de gerdek gecesiydi. kur'an-ı kerim'de "allah'a dönüş" olarak vasıflandırılan ölüm, mevlâna için yâre kavuşma, visal ve şeb-i ârus - gerdek gecesi dir.

eğer mezarımı ziyarete gelirsen, üstümdeki toprak yığınını rakseder görürsün.. ey kardeşim, meclisime defsiz gelme.. çünki, hudâ meclisi'nde gamlı olmak, yaraşmaz. çenem bağlanmış mezarda yatmakdayım amma, ağzım sevgilinin ebedi sarhoşluğunu durmadan emmededir. mevlana.

ve ölümüne yakın bir zamanda söylediği gazelinde;

öldüğüm gün, tabutumu omuzlar üzerinde gördüğün zaman,
bende bu cihanın derdi var sanma..
bana ağlama,"yazık yazık, vah vah deme.
şeytanın tuzağına düşersen, vah vah'ın sırası o zamandır,
yazık yazık o zaman denir..

cenazemi gördüğün zaman ayrılık ayrılık deme, benim,
buluşmam, görüşmem o zamandır.
beni mezara koydukları zaman "elveda elveda" deme..
mezar cennet kapısının perdesidir.

batmayı gördün ya, doğmayı da seyret.
güneşle aya batmadan ne ziyan gelir.
sana batma görünür ama, o aslında doğmaya hazırlıktır, yeniden doğmadır.
mezar ise hapishane gibi görünür ama, aslında can'ın hapisten kurtuluşudur.

yere hangi tohum atıldı da bitmedi.
neden insan tohumuna gelince bitmeyecek zannına düşüyorsun.
hangi kova kuyuya salındı da dolu olarak çıkmadı.
can yusufu kuyuya düşünce, niye ağlasın.

bu tarafta ağzını yumdun mu. o tarafta aç..
çünkü artık, hayhuydan uzak. mekânsızlık âlemindesin

diyerek, bu vuslat zevki içinde, ölüm gününü bir gam, bir üzüntü günü olarak değil, bir zevk ve neş'e günü olarak kabul etmiştir
bu senenin mevlana'nın 800. doğum yıldönümü olarak dünya çapında kutlanıyor olmasıyla, şeb-i arus da her seneden coşkulu geçmektedir.

öyle bir insan düşünün ki beşeri ölümü kendisine ve çevresindekilere bayram olmuş. bugün insanlar mutluluktan ve ilahi hasretten gözyaşı dökerler. bu gece sabaha kadar mevlana aşıkları ilahi bir neşe yaşarlar.

bu gece konyada, türbenin bitişiğindeki selimiye caminin merdivenlerine çıkmış aşıklar ellerinde bendirleriyle hz. pir'e ilahiler söyler raks ederler.

kimileri hemen türbenin karşısındaki otellerde kalmaya bile sabredemez, battaniyesini alan türbenin bahçesine atlar orda sabahlar...

orada farklı farklı ırklardan, cemiyetlerden, kültürlerden kadın-erkek, genç-yaşlı pek çok insanı görürsünüz, dilleri ayrı da olsa gayet iyi anlaşan.

sanki hepsi dergahtaki şu yazının canlı kanıtı olmuşlardır:

kabetü'l-uşşak başed in mekam
her ki nakıs amed inca şud tamam.

(aşıkların kabesi oldu bu makam, her kim ki noksan geldi oldu tamam.)
(tdk) Mevlana'nın ölüm yıl dönümü olan 17 Aralıkta Konya'da düzenlenen tören.

büyük düşünür mevlana'nın ölümünü bile bir düğün gecesi olarak kutluyorsak, bu büyük düşünürü bir kez daha saygı ile anmak gerektir.

bu sene büyük düşünce adamının 800. doğum yıldönümü ve şeb i arus, daha bir anlamlı. marduk'a 5 sene kalmışken! tarihimizde yer alan büyük insanları bir kez daha düşünmeli, bir kez daha kendimize dönüp, "ne yapıyorum lan ben" demeliyiz.

şeb i arus'u düşünürken, insan, "benim de ölümüm bir düğün geecsi mutluluğunda kutlansın" demeden edemiyor. bu bile mevlana'ya teşekkürlerimizi sunmak için yeterli.

ek bilgi : tamlamanın kökeni açısından bakıldığında, aruse gelin demek olup konu ie ilgisi yoktur.
Mevlânâ'nın ölüm gününün hatırası olarak yapılan merasim hakkında kullanılan bir tabir. ikindi vaktinden sonra Kur'an okumak ve Aynü'l-Cem' yapılmak sûretiyle icra edilen bu merasimin gecesine aynı zamanda "Leyletü'l-Arûs" da denilir. Şeb, Farsça; Leyle, Arapça "gece" demek olduğu için tabirlerin ikisi de aynı manâya delâlet etmektedir.

Mevlânâ Celaleddin ölüm gününü "Hakk'a vuslat", "Düğün günü" saymıştır (Hilmi Yücebaş, Edebiyatımızda Mevlânâ, (Konya il Yıllığı), Konya 1973, 30)

Bilindiği gibi, Mevlâna (hicrî 672) miladî 17 Aralık 1273'de Pazar günü akşam üstü güneş gözden kaybolup, Konya ufuklarını kızıla boyarken bu âlemden can ve bekâ âlemine göç etmiştir. Mevlânâ ölümünü gerdek gecesi "Şeb-i Arûs" "Sevgiliye kavuşma" günü olarak kabullenmişti. Şeb-i Arûs, fedakârlıkla başlar, ölüm boyunca devam eder, öbür âleme kavuşmakla tamamlanır.

Mevlânâ, Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde arama, arif kişilerin gönlündedir. Bizim mezarımız. Burada ölüm (olarak) tezahür ediyorsa da orada doğumdur" der. Yine Rabbine, "Ölmek şeker gibi tatlı bir şey, canı sen aldıktan sonra seninle olunca da tatlı candan da tatlıdır, ölüm" şeklinde seslenir. Böylelikle ölüme bir başka açı kazandırır (Alişan Özattila, Hak Aşığı Mevlânâ Celâleddin, 180-181).

Gerçekte iki türlü ölüm vardır. Birincisi, nefsi (egoyu) feda ederek oluşan "manevî ölüm". Yani Hz. Peygamber (s.a.s.)'in "Ölmeden evvel ölünüz emrince "Hak ta yok olmak" anlamındadır. Bu ölüme, "ilk vuslat" adını da verebiliriz. ikinci ölüm ise, "fizikî ölüm"dür. Bugüne kadar, Şeb-i Arûs olarak kabul ettiğimiz, canın beden kafesinden kurtularak aslına döndüğü, katrenin denize, can ummanına erdiği an. Ki bu an "vuslat gecesi" olarak isimlendiriliyor (Feyzi Halıcı, Mevlânâ Sevgisi, 20).

Mevlânâ'da Vuslat Anlayışı

Mevlânâ, "Herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan" der. Kendinin ölüm ve vuslat anlayışını, Kur'an-ı Kerim'in bir âyetinin ışığı altında tetkik edip anlamak mümkündür:

"Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra ancak bize döndürüleceksiniz" (el-Ankebût, 29/57).

Âyette geçen dönmek kelimesi, Allah'a kavuşulacağını, "vuslatı" açık bir ifadeyle "müjdelemekte"dir. Bu müjdeyi benimseyen, ona sımsıkı sarılan Mevlânâ, ölümü bir ayrılık değil, bir vuslat olarak kabul eder.

Mevlânâ'nın ölüm anlayışına gelince; "Bir devir sistemi içinde hayatın anlamı, ruhun ölümsüzlüğü ve Allah'a, vuslatın yolu ölümden geçmektedir" tarifiyle zemin kazanır ve Mevlânâ'da ölüm, "Mutlak ve ölümsüz Varlık'a veya diğer ifadeyle "asla" bir rücû hareketi ile" zirveye ulaşır.

Mevlânâ, ölümü kişinin aslına dönüşü veya menşein ilâhi bir cevher olması hasebiyle "Allah'a dönüş" olarak telâkki eder.

Bir başka ifadeyle ölüm, "Cismin ortadan kalkması değil, Allah'a doğru uçmasıdır."

Mevlânâ bu hususu şöyle ifade eder:

"Bizi Elest harabatından getirdiler. Coşmuş, dağılmış ve kendinden geçmiş olarak getirdiler. Yine harabat tarafına çekecekler. (Bizi) yoktan var ettikleri için" (Mevlânâ, Rubaiyyat, 672/1 14).

"Hele ölümden bir kurtulsun, kurtuluşa ulaşın; çünkü sevgiliyi görmek âb-ı hayattır." (Mevlânâ, Mesnevî, Terc., A. Gölpınarlı, III, Beyit 4607).

"Çünkü tiksinmek, kötü gelmek ortadan kalkarsa o ölüm, ölüm değildir ki. Görünüşte ölümdür, gerçekteyse göçüş" (Mevlânâ, Mesnevî Terc., A. Gölpınarlı, III, 4613).
bu yılki törenler hakkında bilgi almak için; http://sinestezi.wordpres...om/2009/12/17/seb-i-arus/
17 aralık haftasında törenleri yapılan, düğün gecesi manasına gelen, mevlananın ölüm günüdür.

Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma...
Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?

Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusufu ne diye kuyuda feryad etsin?

Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.
Zîrâ senin Hayy u Hûyun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır.

mevlana
(bkz: sevgililer günü)
bu sene gitmeyi arzuladığım tören.
okul gezisiyle gideceğim törendir. merakla bekliyorum. özellikle mevlana'nın soyundan birisi olarak benim için daha anlamlı... *
Bursa daki şeb i arus

19 Aralık 2010 Saat: 20:00 da
Atatürk Spor Salonunda Yapılacaktır. (Ücretsizdir.)
Ölüme ne güzel bir bakış doğum günü sanki düğün günü.
mercan dede'den;
http://www.mercandede.com...fle=Videolar&VidId=24
şeb farsça gece, arus ise düğün anlamına gelir.
her zaman 17 aralık tarihindedir.
bir hafta önceden kutlamalar başlar.
bugündür. kalbimizi mevlana ve şems gibi ilahi aşk ile doldurup, sarhoş olma gecesidir.
dünyada yıldönümü kutlanan ilk eşcinsel aşktır. (bkz: şems) (bkz: mevlana)
mevlanayı özlediğimizin bir göstergesidir.
an itibariyle kontv'de canlı yayınlanan tören.

internet üzerinden izlemek için:

http://www.semazen.net/live/live.php
(bkz: konyada olmak vardı şimdi)
siyasileştikçe suyu çıkmaya başlamıştır. sayın arınç'ı dinleyince iyice soğudum desem yalan olmaz.
Nasıl bilet alınır?
işte bilet almanın yollarını gösteren linkler:

http://www.konyakultur.gov.tr/
http://ebilet.konyakultur.gov.tr/

http://ebilet.konyakultur...r/UserInfo.aspx?T=YENIUYE

http://vuslat.konyakultur.gov.tr/

Konya il Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Aziziye Mahallesi Aslanlı Kışla Caddesi No:5 Karatay / KONYA

Tel :0332 353 40 20 - 353 40 21 - 353 40 22

Faks : 0332 353 40 23 - 350 64 61