bugün
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı17
- karıya kıza doymuş erkek23
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi16
- gulmekicinyaratilmis8
- bik bik'in cinsiyeti11
- travestilerin genelde kürt olması14
- anın görüntüsü23
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- alex de souza8
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz11
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- çok üzgünüm sözlük8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190517
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- maca sekiz11
- nervio8
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri31
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
sevdiği entry'ler
Sana sempati duymadığı için benim sempatimi kazanmış yazar.
Çok yaşasın.
Çok yaşasın.
feci saygı duyduğum ama bana karşı sempati duymadığını düşündüğüm değerli yazar. ne olursa olsun sözlük adına iyi niyetli ve örnek biridir, okurum. saygılarımı sunarım.
- gardaş bi bakıcan mı, memlekete döneceğiz de, sen bize bir harçlık yapsan.. yanlış anlama, delikanlı adamız...
öğrencilik-gençlik yıllarında, bir sorumluluk ve geçim derdi yanında gelecek kaygısı olmadan yaşanılan yıllarda rastlanılan durum.
hep genç olacağız sanarak...
anne-baba da dahil olarak bizden önceki nesilleri beğenmeyerek, onlar gibi olmayacağım iddiasıyla kendimizi sorumsuzluğun getirdiği böbürlenme çukurunda bulduğumuz yıllarda olacak arkadaşlıklar.
bizde yaşadık böyle arkadaşlıkları...
ülkeyi toplumu değiştireceğiz diyorduk ama zamanla değişen tek şey bizdik.
evet, değiştik ve eleştirdiğimiz şeylere benzedik eleştirdiğimiz ortamlardan daha da kötü durumdayız.
şu an 30 yaşında olan ve evlenen-çocuk sahibi olan ya da evlenecek-çocuk sahibi olacak insanın torunu öyle bir ülkede yaşayacak ki...
şu an 30 yaşında olan insanın torunu "dedemin yaşadığı dönem cennetmiş" diyerek şu an yaşadığımız dönemi övecek.
torunlarımıza nasıl bir ülke bırakacağımızı, torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağı senaryolarını bilseniz gülmeyi unutmayı mutluluğu bırakın, kendinizden nefret edersiniz.
ülkenin sadece yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, şirketlerini, sermayesini, trilyonlarca dolar parasını kaybetmedik-yok etmedik.
bakınız sokaklara, ekranlara, çevreye, ülkenin insan kaynağını insan zenginliğini de kaybettik.
bunun için artık ülke toplum olarak geri dönüş çizgisini geçtiğimiz için okyanus üzerinde 500km'lik yakıtı kalan uçağın en yakın kara parçasına 1.000km uzaklıkta olması durumundayız.
hep genç olacağız sanarak...
anne-baba da dahil olarak bizden önceki nesilleri beğenmeyerek, onlar gibi olmayacağım iddiasıyla kendimizi sorumsuzluğun getirdiği böbürlenme çukurunda bulduğumuz yıllarda olacak arkadaşlıklar.
bizde yaşadık böyle arkadaşlıkları...
ülkeyi toplumu değiştireceğiz diyorduk ama zamanla değişen tek şey bizdik.
evet, değiştik ve eleştirdiğimiz şeylere benzedik eleştirdiğimiz ortamlardan daha da kötü durumdayız.
şu an 30 yaşında olan ve evlenen-çocuk sahibi olan ya da evlenecek-çocuk sahibi olacak insanın torunu öyle bir ülkede yaşayacak ki...
şu an 30 yaşında olan insanın torunu "dedemin yaşadığı dönem cennetmiş" diyerek şu an yaşadığımız dönemi övecek.
torunlarımıza nasıl bir ülke bırakacağımızı, torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağı senaryolarını bilseniz gülmeyi unutmayı mutluluğu bırakın, kendinizden nefret edersiniz.
ülkenin sadece yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, şirketlerini, sermayesini, trilyonlarca dolar parasını kaybetmedik-yok etmedik.
bakınız sokaklara, ekranlara, çevreye, ülkenin insan kaynağını insan zenginliğini de kaybettik.
bunun için artık ülke toplum olarak geri dönüş çizgisini geçtiğimiz için okyanus üzerinde 500km'lik yakıtı kalan uçağın en yakın kara parçasına 1.000km uzaklıkta olması durumundayız.
hadi, biraz dürüst olalım ve zeki insan rolü yapalım...
din insanlar için bir gerekliliktir, en azından insanların bir araya gelerek göstermiş olduğu sosyal mutabakatın ortaya çıkardığı devlet denen yapı için (ve bu devleti idare edenler için) en kullanışlı ve ucuz araç dindir.
bunun için din üzerinde devletin etkisi yadırganmamalı. aynı şekilde dinin devlet ve toplum üzerine etkisi bu yüzden tolere edilir. adeta bir al gülüm ver gülüm şeklinde bir kazan/kazan durumu yaşanır.
tabi bu durum tutkulardan arınmış mantık çerçevesinde oluşmuş bir hukuka sahip olan ve sosyal sorumluluğu, aynı şekilde yurttaşlık-vatandaşlık bilinci gelişmiş en az orta seviyede bir eğitime sahip etik ve ahlak değerleri somut biçimde oluşmuş toplumlarda geçerlidir.
yukarıda satırbaşları şeklinde belirtilmiş kriterlere haiz olmayan toplumlarda din kurumu her zaman kanayan bir yara olmuştur.
bu kriterlere erişemeyen devlet veya toplum yapısında din ve din kurumları insanlara cennete vadeden ama cehennemi yaşatan bir yapıya dönüşür.
gelelim türkiye özeline...
ne kadar diyaneti eleştirsek de, dinin bir inanç sistemi olmaktan çıkıp meslek iş kazanç gelir geçim aracı oy makam mevki politika siyaset rant aracı haline dönüştüğü eleştirisi yapsak da...
din temsilciliğinin, din kurumunun, din adamı-ruhban sınıfının, din üzerinden makam mevki maaş olmayacağını söylesek de, bu durumun anca hristiyan veya yahudilik gibi başka inançlarda olduğunu söylesek de...
diyanet denen kurumun israfı, vakıflar aracılığı ile denetlenemeyen muazzam israf harcamalarını eleştirsek de...
din işinin artık kur'an-allah'ın kelamına göre değil de tarikat cemaatlerin, bu tarikat cemaatlerin mezheplerin başındaki insanların dediğine göre şekillenip yaşandığını eleştirsek de...
şu an hadi kaldıralım desek ve diyaneti bugün kapatsak inandığı dinin kitabını okumamış, bu kitabın ne dediğini neden indiğini bilmeyen insanları kimin kucağına atacağız?
yetersiz çapsız insanlar mantığı "bir zorluk veya problem mi var? yasakla kapat kurtul" çözümü sunuyor.
sen başın ağrıdığında kafanı mı kesiyorsun angut?
edibüdü: angut demek hakaret amaçlı kullanılmamıştır. Angut kelimesi, Türkçede yaygın olarak kullanılan bir kelimedir.
Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre, angut kelimesinin anlamları şu şekildedir: Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu (Casarca ferruginea) Ayrıca, angut kelimesi "budala" veya "aptal" anlamında da kullanılır ama burada Kelime, genellikle espri yaparken veya birine takılma amacıyla kullanılmıştır.
malum, Angut kuşu hikayesi; angut kuşlarının eşlerine nasıl bu kadar bağlanıp öldükleriyle ilgili bir hikayedir.
Angutlar, eşlerinin öldüğü andan itibaren tüm yaşamları boyunca yas tutarlar. Bu kuşlar ölü eşinin yanına bir yırtıcı hayvan veya insan gelse bile gözlerini ölü bedenlerinden bir dakika bile ayırmadan eşlerinin başucunda beklerler.
bu açıdan kullanılan angut tanımı bağnazlık, tutuculuk, sonucunu hesap edememe, zarar-kar analizi yapamama, vizyonsuzluk, sonrasını hesap edememe vb durumları için de kullanılır.
kusura bakmayınız, lafın tamamını anlatmak zorunda kaldık.
din insanlar için bir gerekliliktir, en azından insanların bir araya gelerek göstermiş olduğu sosyal mutabakatın ortaya çıkardığı devlet denen yapı için (ve bu devleti idare edenler için) en kullanışlı ve ucuz araç dindir.
bunun için din üzerinde devletin etkisi yadırganmamalı. aynı şekilde dinin devlet ve toplum üzerine etkisi bu yüzden tolere edilir. adeta bir al gülüm ver gülüm şeklinde bir kazan/kazan durumu yaşanır.
tabi bu durum tutkulardan arınmış mantık çerçevesinde oluşmuş bir hukuka sahip olan ve sosyal sorumluluğu, aynı şekilde yurttaşlık-vatandaşlık bilinci gelişmiş en az orta seviyede bir eğitime sahip etik ve ahlak değerleri somut biçimde oluşmuş toplumlarda geçerlidir.
yukarıda satırbaşları şeklinde belirtilmiş kriterlere haiz olmayan toplumlarda din kurumu her zaman kanayan bir yara olmuştur.
bu kriterlere erişemeyen devlet veya toplum yapısında din ve din kurumları insanlara cennete vadeden ama cehennemi yaşatan bir yapıya dönüşür.
gelelim türkiye özeline...
ne kadar diyaneti eleştirsek de, dinin bir inanç sistemi olmaktan çıkıp meslek iş kazanç gelir geçim aracı oy makam mevki politika siyaset rant aracı haline dönüştüğü eleştirisi yapsak da...
din temsilciliğinin, din kurumunun, din adamı-ruhban sınıfının, din üzerinden makam mevki maaş olmayacağını söylesek de, bu durumun anca hristiyan veya yahudilik gibi başka inançlarda olduğunu söylesek de...
diyanet denen kurumun israfı, vakıflar aracılığı ile denetlenemeyen muazzam israf harcamalarını eleştirsek de...
din işinin artık kur'an-allah'ın kelamına göre değil de tarikat cemaatlerin, bu tarikat cemaatlerin mezheplerin başındaki insanların dediğine göre şekillenip yaşandığını eleştirsek de...
şu an hadi kaldıralım desek ve diyaneti bugün kapatsak inandığı dinin kitabını okumamış, bu kitabın ne dediğini neden indiğini bilmeyen insanları kimin kucağına atacağız?
yetersiz çapsız insanlar mantığı "bir zorluk veya problem mi var? yasakla kapat kurtul" çözümü sunuyor.
sen başın ağrıdığında kafanı mı kesiyorsun angut?
edibüdü: angut demek hakaret amaçlı kullanılmamıştır. Angut kelimesi, Türkçede yaygın olarak kullanılan bir kelimedir.
Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre, angut kelimesinin anlamları şu şekildedir: Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu (Casarca ferruginea) Ayrıca, angut kelimesi "budala" veya "aptal" anlamında da kullanılır ama burada Kelime, genellikle espri yaparken veya birine takılma amacıyla kullanılmıştır.
malum, Angut kuşu hikayesi; angut kuşlarının eşlerine nasıl bu kadar bağlanıp öldükleriyle ilgili bir hikayedir.
Angutlar, eşlerinin öldüğü andan itibaren tüm yaşamları boyunca yas tutarlar. Bu kuşlar ölü eşinin yanına bir yırtıcı hayvan veya insan gelse bile gözlerini ölü bedenlerinden bir dakika bile ayırmadan eşlerinin başucunda beklerler.
bu açıdan kullanılan angut tanımı bağnazlık, tutuculuk, sonucunu hesap edememe, zarar-kar analizi yapamama, vizyonsuzluk, sonrasını hesap edememe vb durumları için de kullanılır.
kusura bakmayınız, lafın tamamını anlatmak zorunda kaldık.
Çok güzel bi soru da, türkler türkçe konuşabiliyo mu, önce onu tartışsak daha iyi olacak.
Kartoncunun bi tık altıymış.
Tam 24 saattir nickaltımda hakaret ve küfür duruyor.
Kendileri pek siteye uğramıyor olsa gerek.
Hadi dert değil bir yavşak küfür etmiş umrumda olmaz.
Fakat şu sitede mutlu, huzur içinde takılan anne olan üyeler var. Onlara bir saldırı olsa ne hisseder düşünüyor musunuz?
Şu iti köpeği temizleseniz online sayınız da belki 300 olacak ama bunu bile göremiyorsunuz.
Kendileri pek siteye uğramıyor olsa gerek.
Hadi dert değil bir yavşak küfür etmiş umrumda olmaz.
Fakat şu sitede mutlu, huzur içinde takılan anne olan üyeler var. Onlara bir saldırı olsa ne hisseder düşünüyor musunuz?
Şu iti köpeği temizleseniz online sayınız da belki 300 olacak ama bunu bile göremiyorsunuz.
Keşke ülkemizin muhafazakar kitlesi merfulu gibi olsa.
Saygılar.
Saygılar.
aga beni egonomi bakani yap.
türkiye bütçesinin tamamıyla amerigan borsasına girip 4 senede 50 kat yapıp ülkeye köşeyi döndüreyim.
türkiye bütçesinin tamamıyla amerigan borsasına girip 4 senede 50 kat yapıp ülkeye köşeyi döndüreyim.
iftiralar sayesinde ahiretine çok iyi azık biriktiren yazar. gibson da olmasa cenneti göreceğimiz yok.
Kravatlı yobaz kızları beğenmemiş kızlar da çok üzülmüştür.
Fenerlilerle girdiği çatışmada sen çok güçlüsün olmaz böyle diyerek çaylak yapılmış yıvzır.
Ehehe geri döndüm ama şimdi fenerliler düşünsün.
Ehehe geri döndüm ama şimdi fenerliler düşünsün.
dizlerim ve bacaklarım ağrımaya devam ettiği ve ideal erkek özelliklerini taşımadığım için tek adım bile atmayacağım yazarlardır. mutlu olsunlar, o ayrı. ne de olsa ben yalnız öleceğim muhtemelen.
Yoklama almak için kalem istedik gelenlere bakın.
görsel
görsel
Evet, öğrenmenin yaşı yok...ilk defa tramwayda duydum...kadın yanındaki arkadaşına "başım çatlayacak gibi, gene föhn esiyo galiba!!" dedi...
E biz tramvaydayız...burda fön falan yok. Bu kadın neden bahsediyo acaba, diye ister istemez soruyosun kendine...
Sonradan öğrendim ki, aslen föhn rüzgarın adıymış!! Fön makinesinden önce föhn rüzgarı varmış ...zaten"hava püskürten" o alete de bu ünlü rüzgardan esinlenerek "fön" aleti demişler...ben de bilmiyordum. Ama öğrendik işte uygulamalı olarak.
E biz tramvaydayız...burda fön falan yok. Bu kadın neden bahsediyo acaba, diye ister istemez soruyosun kendine...
Sonradan öğrendim ki, aslen föhn rüzgarın adıymış!! Fön makinesinden önce föhn rüzgarı varmış ...zaten"hava püskürten" o alete de bu ünlü rüzgardan esinlenerek "fön" aleti demişler...ben de bilmiyordum. Ama öğrendik işte uygulamalı olarak.
Bilimadamları beynin en önemli fonksiyonlarından birinin unutmak, ve unuturken de negatif şeyleri elemek olduğunu söylerler. Büyük nörologlardır bunlar...
Moralsuz, mutsuz insan yatar uyur, hiçbi şey bekleyemezsin ondan. Morali yüksek ve umutlu adamdır, ya bi kahve yapiim, sözlüğe adam gibi bi entry giriim, bi icat yapiim, diyenler...
Beethoven 9. Senfoniyi yazarken ve bu çevrece duyulmuşken, bütün viyana "beethoven olmayacak işlerle uğraşıyo!!" demişlerdi!! Çok insan ,bi de hatırı sayılır saray kappelmeister'leri falan tıpkı bu sözlükteki gibi " hayallerde yaşıyo bazı ibneler!!" demişlerdi.
N'oldu sonra?!
Beyin olumsuzu sevmez, olumluyu sever, aynı olumluyu bugün de yap diye...beyin, en asli görevinin "seni motive etmek" olduğunu bilir...allah, onu öyle kodlamış...
Moralsuz, mutsuz insan yatar uyur, hiçbi şey bekleyemezsin ondan. Morali yüksek ve umutlu adamdır, ya bi kahve yapiim, sözlüğe adam gibi bi entry giriim, bi icat yapiim, diyenler...
Beethoven 9. Senfoniyi yazarken ve bu çevrece duyulmuşken, bütün viyana "beethoven olmayacak işlerle uğraşıyo!!" demişlerdi!! Çok insan ,bi de hatırı sayılır saray kappelmeister'leri falan tıpkı bu sözlükteki gibi " hayallerde yaşıyo bazı ibneler!!" demişlerdi.
N'oldu sonra?!
Beyin olumsuzu sevmez, olumluyu sever, aynı olumluyu bugün de yap diye...beyin, en asli görevinin "seni motive etmek" olduğunu bilir...allah, onu öyle kodlamış...
Yok öyle bir şey arkadaşlar.
Var mı bilen acaba?