bugün

bir dilekçeyle hayatım değişti. (mi?)
hemoroidim var. nasil uzuyor, nasil koyuyor bilemezsin. yillarca hayvan gibi ic, hic bir sik yeme, deli gibi ic. sigaranin vb. mina koy. cignemeden daha cabuk icmeye gidecem diye hizli hizli ye. rakiyla sebze gitmiyor diye sebze yeme, deli gibi et'e, tavuga, baliga aban anca salataya ye. sonra yok niye hemoroidim var diye uzul. olmuyor tabi, uzulemiyorsun, biliyorsun hatalarini, daha cok koyuyor. fena. aman diyim beyler, unlu peygamberimiz ne demis; konu got olunca gerisi teferruattir.
doğum günüm olduğunu gelen facebooktaki alakasız bir arkadaşımın doğum günümü kutlamasıyla farkettim. mütemadiyen mutluyum.
(bkz: ılık suyla yıkanırken birden soğuk suyu açmak)
uyumadan önce dinlediğim her şarkıya klip çekiyorum kafamda sözlük. ama böyle 4-5 zencinin toto salladıklarından değil, hikayesi olanlardan. şarkı bitince unutuyorum ama. "başında ne olmuştu lan" diye düşünüyorum bazen.
internetten indirdiğim filmler bazen italyanca dublajlı çıkıyor. çok sinir oluyorum. italyanca ne alaka ki? "bir daha film indirmicem, topsunuz olm!" diyesim geliyor. ama yine indiriyorum.
yeni keşfettiğim güzel bir müzik dinlerken, daha keşfedemediklerim için deliriyorum. daha güzelleri kesinlikle var ve ben dinleyemedikçe, sanki başka derdim yokmuş gibi, çocuk gibi üzülüyorum. ama bu sadece müzikte böyle. özel bir tutkun mu var, oo çok mu enstrüman çalıyosun diye sorarsanız. hayır hiçbirini de çalamam.
hep bir ablam olsun istemişimdir sözlük. her şeyi onunla beraber yapmak. ama olsaydı hep kavga ederdik belli bir yaşa kadar onu da biliyorum. bazen çekilmez biri olurum çünkü.
küçükken burnunu karıştıran bir arkadaşım akabinde onu ağzına atıp hapur hupur yedi diye, küçüklüğün yegane zevki burun karıştırma olayını doyasıya yaşayamadım. tiksindim ve tahminen 5 yaşında bıraktım. geçen gün arkadaşım sordu da * "karıştırıp karıştırıp oraya buraya sürer miydin?" diye. yapamadım ben onu lan!
hep merak etmişimdir buraya ciddi ciddi yazmanın nası bir şey olduğunu. sonunda ben de yazdım ya, mutluyum be sözlük! *
itiraf ediyorum itiraf etmek için yazdığım 10 cümlenin 9'unu siliyorum.
keklenmekten korkuyorum.
yine birine tutulmaya, onu hakikaten sevmeye uğraştım sözlük. ve yine, yine, yine hüsrana uğradım...

geceler uzun, geceler uykusuz...
kendisini hiç tanımadan uzaktan gördüğüm kadarıyla sevmediğim ama tanıştıktan sonra kendimi ona bakarken yakaladığım gözümü alamadığım birine ilgi duyuyorum sanırım...of ne saçma bir duygu bu ya.
travianda birinin hesabını aldım. çocuklar gibi şenim.

biraz önce bacağımda tırmanış yapmakta olan böceği görünce çığlık attım ve ağladım. salak gibi mal gibi. kocamandı amk.

fırtına çıktı bugün. kafamı aşağıya sarkıtıp camdan, yağmuur yağıyooor seller akıyooor diye şarkı söyledim.

yiğenim 2 yaşında. bazen benden daha olgun davranıyor. annesi işe giderken el sallıyor, haber kanalı açıldığında sakince oturup hın hın oynuyor. ben olsam dünyayı yıkardım.

sevgilim. hmm. en yakın kız arkadaşımın sevgilime hoşlandığını söylediğini öğrendim. sanırım safım.

bir haftadır en yakın arkadaşım, kardeşim ve sevgilim arasında soğuk savaş varmış. hepsi de beni oraya buraya savurup durmuş. 'aman kuğu üzülmesin' diye saklamışlar. en sonunda hala o kız için üzüldüğümü farkedince patladılar. şerefsizin teki o dediler. ama ben hala üzülüyorum.

evet hala o kızla konuşuyorum. ama tanıyorum onu.o bunu yapabilir. bile bile lades.

ben safım. biri bana saldırdığı zaman bir süre donup kalıyorum 'neden bu insan beni üzmek istesin ki' diye düşünüyorum. inanamıyorum. bu dünya için fazla iyi belki.
yarın matematik finalim var.uyuyamıyorum ve facebooktan aldığım son haberlere göre hoşlandığım ama bi türlü tanışamadığım kız matematiği bırakmış.
mantar soslu tavuk yaparak tavladığım tüm dilberlerden özür diliyorum. sosu hep hazır alıyordum. evet tembelim. ama sempatiğim
bu bir haftanın hiç bir gecesini kafam yerinde geçirmicem. kusana kadar, sızana kadar, ertesi gün pişman olacak düzeyde saçmalayana kadar, başım ağrıdan çatlayana kadar, bastığım yeri bilmeyecek kadar, son 2 yılın ruhuma, bedenime, psikolojime bıraktığı her türlü s.kimsonik etkiyi silene kadar mümkün olan her yoldan uyuşmak adına ne gerekiyorsa yapacağım. sonsuz dürüstlük ve sonsuz yalancılık arasında dolaşıcam ve bundan en ufak bir pişmanlık duymayacağım. rebound alkolü de, gece sarhoş denize girmeyi de, yüksek bir yere yatıp yıldızlara bakarak ağlamayı da, sevdiklerime ulaşıp, nefret ettiklerimden uzaklaşmayı da çok keskin sınırlarda uygulıcam. kısacası canım ne istiyorsa onu yapıp, ne istemiyorsa hiç birini yapmıcam.
nickini beğendiğim yazarlara ''ahahah, çok güldüm şu entry'ne '' tarzı mesajlar atıyorum.
zihnimdeki kozmik derinlik azalıyormuş gibi görsede sürekli artıyor. azalan sanırım benim mücadelem.
dışarda bir yerde otururken -cafe, bar, v.s.- tuvalete girdiğimde, yan kabinden osurma sesi gelirse ki sıklıkla olmakta, mutlaka eser sahibine bakmak için bekliyorum. elimi uzuuun uzun yıkıyorum, siliyorum falan. sanatçımız tuvaletten çıktığındaysa yüzüne baka baka sırıtıyorum. bi gün dayak yeme ihtimalimin yüksekliğini düşünürsek, o adrenalin hissi var ya... paha biçilemez.
bir itiraf nasil eksilenir, neden eksilenir anlayamiyorum! hani bunu okurken, "al mina koduum, boyle bi tusla eksiliyon iste" diyerek, sinsi guluslerle beni eksileyebileceginizin farkindayim ancak, bir itirafta, itirafini yazan yazar, olabildiginin en durustudur, bunu nasil eksilersin ya. nasil yani ? durustluk eksilenemez ki, adam istedigini yazmis icinden geleni dokmus. cok sacma bence, boyle seyler hayatta olmamali. herkesin itirafi bidir kimse kimsenin itirafina karisamaz, itiraf.com rabbim tarafindan kodlanmis olabilir ancak lakin ki oyle degildir diyerek bu sacma entry'me son veriyorum.
aşırı izmir sevgisi olan biriyim.

şu anda sıcaktan dolayı fena haldeyim ama duş almaya üşeniyorum.

vs. vs.
kekelemekten korkuyorum. yanlış okuduğum kelimelerle dalga geçmeyi sizler kadar seviyorum. canlarım benim.
bir tarihte; o zamanlar öyle laylay çalıyor olduğum heavy metal icra ettiğimiz outcry isimli grubumuzun diğer gitaristi ile provadan çıkıp elimizde gitar hardcaseleri ile yürümeye başladık deniz kenarında. denize girenlere bakına bakına giderken, kumsal ile yolu birbirinden ayıran bel hizasındaki duvara yasalanmış 3 kız gördük ve yolun tam karşısında aynı zamanda kızların hizasında bulunan çiçekliklerin üzerine oturup sigara içip bakınmaya arada da kızlara bakmaya devam ettik. bu arada kızlardan bir tanesi işaret etti, gelsene gibi ama tam net değil. yine de kalkıp gittim. yanına çok uzak olmayacak ama pek yakın da olmayacak şekilde oturdum. sonra da eee dedim.

kız da bana kafası aşağıda kalacak şekilde hafif dönerek "bana arkadan verir misin" dedi. hemen "olur tabi neden olmasın" dedim. kız da bu sefer "tamam ver hadi" dedi. bir an çözemeyerek dönüp "nasıl yani burada mı istiyorsun" dedim. yanıt bu sefer "e ne sandın hemen istiyorum" oldu.

sağa sola bakındım. bunu içinde olduğum durumu düşünebilmek için yaptım. kız güzeldi. götü de güzeldi. ama nasıl yani diye düşünürken, açıkça sordum "burada mı sevişmek istiyorsun" diye.

kız bana döndü, garip bir şekilde baktı. ne dediğimi sanırım anlamamıştı. arkasından da, "gerizekalı, annemler kumsaldalar ben senden ateş istiyorum onlar görmeden ver diyorum" dedi.

sanırım hiç kimse içinde gitar olan bir hardcase ile o kadar hızlı koşamazdı. böyle bir itirafım bu sözlük. yılalrdır içimde kaldı. affet beni. set me free babe.
Bilim adamıyım diyorum ama, anlayamadığım şeyler var.

1- Ölümlere verilen hükümet tepkisi beni hayli şaşırtıyor. 30 tane Türk genci madende siktiriboktan şartlar altında çalışırken, para gitmesin diye alınmayan cihazlar yüzünden pisipisine öldüğünde. Sıradan ölüm oluyor. Kimi kader diyor, kimi güzel öldüler diyor.

2-Gencecik mehmetlerimiz henüz hayatın başındayken, daha bir kızı dahi öpmemişken şehit ediliyorlar. Hem de 30 yıldır, binlercesi... Sıradan ölüm oluyor. Kelle deniliyor arkalarından. Oranın yan gelip yatma yeri olmadığı vurgulanıyor asker kaçaklarının babaları tarafından.

3-Pek çok kişinin haritada yerini bilmediği bir devlet var. Adı Filistin. Bu devletin Gazze isimli sorunlu bir bölgesi var. Ben size yerini tarif edeyim. Mısır'ın dibi. Evet Mısır denilen arap ve müslüman devletin dibi. Mısır, Filistin ile komşu olmasına rağmen sınırları kapalı. Neyse konumuz o değil. Konumuz gemilerin Türk bandıralı olmaması da değil. Konumuz israil li kendini bilmez askerlerin uluslararası sularda gemiyi durdurmaları da değil. Konumuz israil li askerlere tekme tokat girişip gemiden atmak da değil. Konumuz tüm bu yanlışları yapanların ölmesi durumunda ki, Allah tan rahmet diliyorum, yine hükümetimizin verdiği tepkidir. Filistin nedir de bu kadar değerlidir? Filistin kuzey kıbrıs türk cumhuriyetini tanımamış bir devlettir. Tıpkı azerbaycan ve bosna hersek gibi vatandaşları müslümandır. Peki bu ayırım neden? Neden BM ile değil de, ihh isimli bir uydurma yardım kuruluşu aracılığıyla yardım götürülmüştür. Neden hiç bir müslüman ve arap devleti sallamaken türkiye için milli dava haline gelmiştir? Filistin hükümeti ile Türkiye hükümeti bir midir? Filistin de ölen Filistinliler kaderin bir cilvesi olarak ölen kelleler değil midir? Belki bazıları da güzel ölmüştür. O zaman sevinmemiz gerekir mi?

israil kınansın. Yaptıkları hangi kışkırtma altında olurlarsa olsunlar yanlış. Fakat anam babam, o zaman Sayın öcalan ın terör örgütüne de, madeni işletmekle görevli özel sektör, denetlemekle görevli kamuya da aynı şekilde neden karşılık verilmez?

Ben genelde çok mantıklıyımdır. Fakat bu örnekleri ölüm denkleminde yerine koyduğumda farklı sonuçlar ortaya çıkıyor.
Türk öldüğünde sıradan. Filistin e giden türk öldüğünde vay anam babam...
kafam karışık gönlüm bulanık sözlük.
durgun sular bir süre sonra bataklığa dönüşebilir. bu durumda benden hiç bir zaman bataklık olmaz. bir çağlayanım sanki. oysa ben sakin akan bir dere olmayı özledim.
insanlar beni yakından tanıdıkça uzaklaşıyorlar, sevmiyorlar. onun için kimseyle samimi olmuyorum.
en yakın arkadaşım sevgilisinden ayrıldı. ona üzüldüğüme dair uzun bir konuşma yaptım kapıyı kapattıktan hemen sonra da bu yaz bize kaldığı için dans ettim. tabi ben birini seversem aralarını yaparım o ayrı.
ben çay sevmem.
ben kahve sevmem.
ben çerez sevmem.