bugün

güzel ve dahi yarışmasındaki güzel kızlarımızdan birine zeki olan erkek partneri sorar;
-nazım hikmet'tanıyorsun değil mi?
kız biraz düşünür ve cevap gelir; hayır,hayır tanımıyorum.

bu kızların nazım hikmet'i tanımamasını, çoğu gencin de böyle olduğunu düşünen ailelerin olacağının göstergesidir. zaten gençlerin hiçbirşeyden anlamadığını, sadece boş işlerle uğraştığını, siyaseti, edebiyatı bilmediğini düşünen türkiye'deki insanları haklı çıkaran bir cümledir nazım hikmet'i tanımama.
popüler kültürün kültürsüzlüğü...
nazım hikmeti tanımanın bile yeterli kültüre sahip olmak anlamına geleceği bir hayata doğru bizi feci bir hızla sürükleyen acınası durum.
mezarinin turkiye'de olmamasindan daha az aci verici bir olaydir.
şaşırtmayan durumdur. zira milano da pariste neyin moda olduğunu gayet iyi bilen yaratıktır, yaşadığı ülkenin sorunlarından habersiz hangi partide ne içsin ne giysin gibi düşüncelerle zaten küçük olan beynini doldurmuştur dolayısıyla yer kalmamıştır..
ne yazıkki masaya çıkıp kıçını salladığında bir çokları tarafından affedilebilen bir hatadır. yanlış anlaşılmasın hata olan nazım hikmet i tanımamak değildir, hata olan onu tanımayan kişinin kendisidir.
nazım hikmet'i tanımaktan olumlu bir yargıya, tanımamaktan da olumsuz bir sonuca varılabilmesinin mümkün olduğu gizli iddiasındaki tanım. nazım hikmet'i tanımak sadece ismen bilmek kastı ise tanınmaması acayip. tanımaktan kasıt edebi tarzına vakıf olmayı, yanında bir de bonus 3 şiir başlığı ve en az bir şiirini ezbere bilmeyi gerektiriyorsa hepiniz sıçtınız. nazım hikmet'i tanımak siyah beyaz fotoğraflarından genotipine aşinalık, ya da her solcunun dillendirdiği nazım hikmet ismini duymuş olmaksa, bulmacalarda çıkan nazım hikmet'in soyadı yukarından aşağıya üç harf hanesini doldurmaksa; ödülü hakettiniz.

nazım hikmet'i gerçekten tanıyan bir adam tanıyorum ben: mehmet gül. çok ironiktir ki kendisi bir ülkücü. üni.de tez konusu nazım hikmet ran olması hasebiyle de çoğu solcunun bu konuda eline vermiş biridir. nazım hikmet'le ilgili bir kitap yazma hazırlığında olduğunu duyanlar "amanin booooo...abariiiii!" şeklinde bir efektle mukabelede bulunmuşlardı vakti zamanında. kitabı alıp okudum mu: hayır. neden: banane. bananenin sebebi: sanane.
asgari genel kültür seviyesinin tesbiti için sorulmuş soruya cevapsız kalınması durumudur.
şairdir, rusya da ölmüştür gibisinden bir yanıt yeterlidir, program formatına göre.

ha yoksa nazım hikmet' i tanımanın genelgeçer kriterlerini tespit etmek, veya mehmet gül' ün şiir uzmanlığı ve ele verme potansiyeli hakkında izahatlar vermek başka bir iddianın konusu olsa gerektir.
acı verici ama şaşırtıcı olmayan hadisedir. mustafa kemal atatürk'ün ölüm yıldönümünü yada cumhuriyetin kuruluş tarihini bilmeyen gençlerin var olduğunu da bilirsiniz çünkü.
"ismen bilmek tanımaktır" anlamının çıkarılabildiği aşağılama. mavi gözlü devi hiç gördün mü? neyi bildirir sayılar? soruları üzerinden büyük bir yüzde genel kültürsüzdür kanısına varılabilir. bahsi geçen de budur. sadece ismen bildiği üzerinden ismi dahi bilmeyeni kılıflandırmak. sana göre öyle de, yukarıdaki soruların cevabını bilene göre de sen seviyece düşüksün. böyle gollerle geçiyor hayat. sorsan adını 10 sn düşünecek hatırlayamayacak bir embesil blondeden nasıl bir kanıya varmak ve eleştiride sınır tanımamak normal karşılanabiliyorsa-ki bu çok garip-, diğer bir nazarla da sen aynı mevkidesin. bitmez ki bu.
yaşar büyükanıt'a oy vermeyeceğini söyleyen, onun genelkurmay başkanı olduğundan bi haber, türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanının adını bilmeyen insanların yoğun olduğu bir toplumda nazım''ı tanımayan insanı garipsemeyen insanlar olmamız kadar garip bir durumdur.

nazım'ı tanımayanlar için (bkz: öküz)
MAVi GÖZLÜ DEV, MiNNACIK KADIN
VE HANIMELLERi

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz :
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
ÜÇ SELVi

Kapımın önünde üç selvi vardı.
Üç selvi.
Selviler rüzgârda sallanırlardı.
Üç selvi.
Kökleri yerde, başları yıldızlarda
üç selvi.
Selviler sallanırlardı rüzgârda.
Üç selvi.
Bir gece düşman bastı evi .
Üç selvi.
Yatağımda öldürüldüm ben.
Üç selvi.
Kesildi selviler köklerinden.
Üç selvi.
Artık ne kökleri yerde, başları yıldızlarda
üç selvi.
Selviler sallanmıyorlar rüzgârda.
Üç selvi.
Mermer bir ocakta parçalanmış yatıyor
üç selvi.
Kanlı bir baltayı aydınlatıyor
üç selvi.
Nazım Hikmet tam adıyla Nazım Hikmet Ran (d. 15 Ocak 1902, Selanik - ö. 3 Haziran 1963, Moskova) Türk şair ve oyun yazarı. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin öncüsü. Uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20. yüzyıl'ın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmıştır.Eserleri birçok yabancı dile çevrilmiştir. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olup ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır.

Eserleri birçok ödül almıştır. Ancak Türkiye'deki yaşamının çoğunu hapiste geçirmiş daha sonra Moskova'ya gitmiş ve Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır.

1938'de şairin cezaevine girmesiyle yasaklanıp ortadan kaldırılmış olan Nâzım Hikmet şiiri, Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te yeniden ortaya çıkmıştır.
birkaç eseri dışında hatırlanabilecek bir şey üretmemiş kişi demektir kendisi için,

mehmet gül' ü nazım hikmet uzmanı ilan etmektir,

sen bi tek adını biliyon ama bak ben hem filmini hem şiirlerini biliyom, ahada sana gol demektir.

unesco nun 2002 yi nazım hikmet yılı ilan etmesini, kendisi olsa kabul etmezdi, çünkü antiemperyalistti, diyerek öznel değeri veya karşıt öznel değeri somut gerçeği
çürütmekte kullanmaya çalışmak demektir.
bir tv dizisinin çekimleri sonrasında figüranlara "deniz gezmiş'i tanıyor musunuz?" diye sorduklarında gençlerin çoğu hayır cevabını vermişti... şimdi de nazım hikmet'i tanımayanlar var...

aslında tanınmayan ama ülke tarihine adını kazımış onlarca insan var... mesela adnan menderes çogu insan sonunu bilmez bu adamın... tıpkı yukarıdakileri bilmedikleri gibi...

peki bunun suçlusu kim?

yani kim neden bunların bilinmesi istemiyor?

neden bilinmemesinin bilenler tarafından yadırgandığı kişiler bunlar?

savundukları şeylerin en tepesindeki insanlar bunlar ve en iyi şekilde bilinmesi gerekirken tanıtılmamaları, öğretilmemeleri neden?

sanırım suç 3 ayrı kişinin; kendini geliştirememiş bireyin, milli eğitimin ders proğramlarının ve ülke'yi otuz yıl geriye götürmüş olan o darbe sahibi kişinin...

iletişimin ve bilgiye en hizlı şekilde ulaşmanın en mükemmel olduğu bir dönemde geçmişini bilmeyen insanları görmek de oldukça komik ve acı...
ne o cok mu şaşırdınız?

hangi lise hocanız size nazım dan bahsetti? iyi şairliğinden bahsetmesini de geçtim. kötü bi adam-ki asla öyle bişey demedim götünüzden polemik uydurmayın- olduğunu da anlatmadılar, vatan haini olduğunu da anlatmadılar. adamı gömdüler resmen. adından bahsetmeyi yasakladılar bize.

bu koşullarda o kızın nazım ı bilmemesinden daha doğal ne olabilir ki? ne verdik ki, ne istiyoruz?
Nazım Hikmeti tanımak nedir? sorusuyla ucundan kenarından alakalı olan durumdur.

level 1: nazım hikmeti tanıyorum. işte adı Nazım.

level 2: aaa tanımam mı yanee. Mavi gözlü dev şiiri harikadır. Sevdiğim çocuk bana okumuştu.

level 3: evet nazım hikmet ran toplumcu bir şairdir ve şiirleri genelde resmi ideoloji tarafından el üstünde değil hasır altı edilmeye çalışılmıştır.Yoldaşımızdır. imza atarsan sen de mezarının türkiyeye gelmesi için destek olmuş olursun ve vs..

level 4: nazım hikmetin şiirleri genelde serbest ölçüyle yazılmıştır. Hece ölçüsüyle yazmayı belli bir dönem sonra bırakmıştır. Şiir methodolojisinde içeriği biçimden önde tutmuştur ve vs..

Evet nazım hikmeti tanımak nedir? sorusundan sonra anlaşılabilir olan tanımamak durumudur.
(bkz: #920806)... görüleceği gibi tanımak farketmektir...
-"ben ve güzel ve dahi değil güzel ve salak yarışmasına katılacaktım pardon yanlış gelmişim."
diyerek kendini haklı çıkarabilir.
eğer bu ülkede cumhurbaşkanının ismini bilmeyen insanlar varsa -ki var- son derece normal bir eylemdir.ha utanılacak bir durum mudur değil midir tartışılır.keza bahsi geçen zat cumhurbaşkanından değerli değildir.
mezarinin turkiye'de olmamasindan cok cok fazla aci veren olaydir.
onemli olan mezar baslarinda fatiha okumak degildir. olen insan, zaten olmustur. dunyanin en guzel yerinde yatsa ne farkeder.
aslolan nazim'in dusuncelerini bilmek ve vakif olmak, edebiyatini tatmis olmak ve tanimaktir.
esas olum unutulmaktir cunku.

nazim hikmet de unutulacak bir sair degildir. aksine okunarak feyz alinmasi gerekendir, yasanilmasi gerekendir.

bizim ilerleyememe sebebimiz de bu tuhaf maneviyatcilik. bu adam ne yazmis onu bilin demek yerine vataninda yatmiyor demek.
yahu nazim'in omru surgunde gecmis kardesim. adami yasarken uzak tutmussun, oluyken getirsen ne farkeder.
süregelen eskiciliğin üstüne bir sünger çekmektir.dünyada halen sanat alanında rönesans ve etkileri,picasso ve da vinci konuşulurken postmodernizm nasıl varlığını yineleyebilir ki? edebiyat alanında sheakspear,fuzuli,dostoyevski ve eserleri hala tartışılırken yeni yazarlarımız onların etkisinde nasıl kalmayabilir ki? artık sanat ve edebiyat kitaplarında yeni nesil sanatçılar ve yazarlar tanıyabilmek ne kadar suç olabilir ki?
git eşek ol anır daha iyi dediğim, vaka-i cibiliyetsizlik durumu.
güzel insandan
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

http://onamola.com/lists/...-in-unutulmaz-30-sozu/144