bugün

*

boğaziçi üniversitesi psikoloji mezunu psikolog ve yazar.

(bkz: tatlı rüyalar)
esasen hakkında söylenebilecek çok şey var. bir kere türkiyede fiktif roman konusunda çalışan nadir yazarlardan birisi. kurguladığı dünya ve onun içindeki karakterlerin kimisi hayal ürünü kimisi gerçek. misal tatlı rüyalar kitabındaki karakterlerden hamit alemdar kurgusaldır oysa hector berliöz ün gerçek hayatta bir karşılığı vardır.

hayalgücünü yetkin bir şekilde kullanabilen bir yazardır alper canıgüz. öyle olmasa iki romanıda bu kadar sürükleyici, insanı kadrajın içine çeken bir şekilde kurgulanamazdı. okuduğunuz her satırı sizi biraz daha esir eder.

nihayetinde alper canıgüz kendine has ironi kabiliyeti ile ilgiyi hakeden bir yazar. sabırla bekleyip tüm romanlarını okumak gibi bir amaç yüklüyor insanın sırtına yazdığı her roman ile...
kendi ağzından biyografisi:

1969´da istanbul´da doğdum. Çocukluğum Acıbadem´in çeşitli mahallelerinde, uydurduğum hikayeleri arkadaşlarıma anlatarak geçti. Kalan zamanlarımda da mahalle savaşlarına katılıyordum. Zannediyorum yalancı ve kötü huylu oluşum bundan ileri gelmektedir. 1980´de Dârüşşafaka´ya girdim. Orada, fazla konuşmak zayıf biri olduğunuzu düşündürebileceğinden hikayelerimi anlatmayı bırakıp yazmaya başladım. Bir ara Franz Kafka isimli şahsiyetin benim kadar iyi uydurabildiğini fark edip küçük bir hayal kırıklığı yaşadım. Ama çabuk toparlandım. Ne de olsa ben daha gençtim ve o ölmüştü. Boğaziçi Üniversitesi´ndeki Psikoloji eğitimim bana Japon bıldırcınlarından pek de akıllı sayılamayacağızı öğretti. Otuz yaşına geldiğimde, başladığım bir romanı nasıl olduysa bitirebildim: Tatlı Rüyalar, psiko-absürd romantik komedi. Bugünlerde 11 aylık kızım Ada´yla birlikte yeni romanım üzerinde çalışıyoruz. Jules Verne, Michel Zevaco, Dostoyevski, Calvino, Nabokov ve Fowles hayatımın farklı dönemlerinde beni etkilemiş, büyük uydurukçulardır.
Gizliajans'taki karakterlerin çoğunun, uzun yıllar çalıştığı Rafineri'deki gerçek kişilerle birebir uyuştuğu söylenmekte. Kedi dahil:)
murat menteş sayesinde kitaplarını okuma şerefine nail olduğum güzide insan.

genelde tatlı rüyalar adlı kitabı çok beğenilir, kitap tabi ki de çok güzeldir ama oğullar ve rencide ruhlar kanımca bu yazarın en iyi romanıdır. alper kamu adlı veletle tanıştırmıştır bizi zira.
yeni yeni romanlar bekliyoruz efendim kendisinden.
güzel ve ilginç anlatımların adamı, iyi ve basit yazan yazar.
(bkz: gizliajans)
"Sanem Hanım. Sanem. Evlen benimle Sanem. Kadınım ol benim. Yaşadığım tüm acıları, yaptığım bütün kötülükleri, pişmanlıklarımı, hatalarımı akla. Başına çiçekten taçlar yapayım, sana şiirler yazayım, seni her gece masallar anlatarak uyutayım. Bazı akşamlar DVD'de film seyredelim seninle. Birlikte hüzünlenelim, birlikte gülelim. Sanat galerileri gezelim. Sen benden daha çok anla modern sanatı. Gördüğümüz eserlerin ne anlama geldiğini açıkla bana, ben başımı sallayayım. Ah ben ne aptalmışım! Nasıl olup da varlığından kuşkuya düşmüşüm? Oysa hayat denen bu yaranın seni bulmak dışında ne anlamı olabilirdi ki? Bak şimdi her şey ne kadar açık görünüyor oysa. ilk görüşte aşka inanırsın değil mi Sanem? Evet, çok doğru. Ben de başka türlüsüne inanmam zaten biliyor musun Sanem, ben seni hep severim. Her gün daha çok severim. Bak mesela pencerenin önüne bir kuş konar ben seni severim, bir tren yolculuğunda pencereden dışarı bakarken derme çatma bir ev gözüme çarpar ben seni severim, burnuma eskilerden, hangi uzak hatıraya ait olduğunu bir türlü çıkaramadığım bir koku çarpar ben seni severim, kafama kuş sıçar ben yine severim... Anlıyor musun beni? Sonra ben bazen biraz fazla kıskanç olabilirim. Diyelim yazlık bir yere gitmişizdir de, bir akşam sen çok hoş bir tunik giymişsindir, oradaki bütün erkekler bayılır sana, hemen aşık olur. Ben mesela, tunik nedir onu bile bilmeden kıskançlıktan çatlayabilirim böyle bir durumda. Ama belli etmem. Ama sen yine de sezersin. Öyle bir laf edersin ki ben, benden başka hiç kimseye bakmayacağını anlarım. O kadar da incesindir. Bir de, bir iyilik rica edeceğim senden. Gözlerine o elem ifadesini yükleyen alçağın adını söyle bana. Söyle ki, ona hemen düello şahitlerimi göndereyim. Silah seçimini o yapsın. Evet. Utanarak kabul ediyorum ki, bunu bir yerde okudum. Ama ne fark eder? Bütün şiirler, romanlar senin için yazılmadı mı zaten? Şarkılar senin için söylenmedi mi? Masumların kanı senin için akmadı mı? Ruhum hep seni aradı benim Sanem. Hep seni arar. Milyonlarca yıl geçsin sistemler çöksün, güneşler patlasın benim ruhum seni arar. Ve biliyor musun Sanem, bulur da. Şimdi bulduğu gibi bulur. Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum."
murat menteş'in dublörün dilemması kitabının kapağında arz-ı endam etmişliği vardır.
resullahla benim aramdaki farklar şiirini cover etmiştir. çok da güzel olmuştur;

ah muhsin ünlü süper bir insandır, ben o kadar değilim
ah muhsin ünlü yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm’ derdi,
ben yolda ebubekir’i görsem korkudan altıma sıçarım.
ah muhsin ünlü asla yalan söylemez; ben annem beni döverken hiç ağlamadım.
ben annem beni döverken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.

ah muhsin ünlü, azrail’i yolda görse selam verirdi;
ben azrail’i babamın yanında görmüştüm, bir çift laf edebilseydim ona
derdim ki hayatta ben en çok babamı sevdim.

ah muhsin ünlü olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, ‘anam babam ben de isterim yüzümde güller açsın,
fakat şu koca yumru boğazımı düğümlüyor, bir şeyler yapamaz mıyız?’

ah muhsin ünlü orada olsaydı annemin elini tutardı ve derdi ki ‘kızım bu ne gayret!’
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’

ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben öldürürüm’;
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz.

ah muhsin ünlü o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm nefretten çıldıracaktım ama annem elini çekti.

ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının

anneler ölürken bile çocuklarının gururundan eser bırakmıyor ne tuhaf…

ah muhsin ünlü çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o kocaman bir adamdı;
benim annem öldüğünde ben küçücüktüm,
zaten şanslı birisi de değilimdir; kitaplara inanmam.

annem çoktan öldü bu ayşe kadını o pişirmiş olamaz!

olamaz dedim annem nefes alıp vermeye devam edince
verse de ben almam onu, içim ferahlamaz, siz de görseniz
annem tutsa elimden birlikte geçsek çölü
nasıl olsa annem de ölü ben de ölü.

(bkz: afilifilintalar)
tatlı rüyalar, oğullar ve rencide ruhlar romanlarıyla da olabilir, ama en çok en çok gizliajans adlı romanıyla, van gobbel edebiyat ödülüne aday gösterip, diğer adaylara "kusura bakmayın, ödül onundur" demek istediğim çetin bir metin yazarı. (van gobbel edebiyat ödülleri, edebiyatla uğraşan reklamcılara verilen bir ödül olup, isminden gayet de teşhir edildiği üzere, bu sene birincisi verilecektir. ödül heykelciği, Galatasaraylı eski büyük topçu ulrich van gobbel'in aşil tendonundan ilhamla yaratılan bir görsele sahip imiş. ayrıca adayların, ödül verici zümrenin neden böylesine absürt bir isimde; dahası neden sadece reklam yazarları arasında bir yarışma gerçekleştirdiğini sorgulamadan "ben ödülüme bakarım hacım" demeleri öngörülmektedir.)

Canıgüz'e özel piyes:
5 yıla yaklaşan reklam yazarlığı tecrübem yetmezmiş gibi 28 yıllık da insanlık tecrübem ile bir gün kıreyatif dayrektörlüğünüzde çalışmak istediğimi ayan beyan yazarım buraya. Zira şu yaşıma geldim, hayat bana 3 şey öğretti. ilki; Bir kızdan hoşlanmışsam çıkıp pat diye söylemeliymişim. ikincisi, herhangi bir işe talipsem tak diye söylemeliymişim. Üçüncüsü de pat ve tak arasındaki ince çizgi iyi kavramalıymışım. Ha bu arada, toplam tecrübemin 2 yıl olması 5 yıla yaklaştığı gerçeğini gölgeleyemez değil mi diojen? Neyse öyle işte. Aşırı zevzedim. Asıl maruzatım şu sevgili Canıgüz: reklamcılığı bıraktığınıza dair duyumlar mevcut. doğru ise isabet olmuştur. neden? Zira sizden daha kısa aralıklarla neşredilecek yepyeni romanlar, zihin açıcı filmler bekliyorum şahsım adına. sevgili saygılar.

Bir canıgüz röportajından alıntılanan, şahane bir sual-yanıt ile bitirelim o zaman:

-Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunusunuz. Psikoloji ile ilgili neler yapıyorsunuz?
+Bunalıma giriyorum!
hayranı oldugum sayılı yazarlardandır. özellikle tatlı rüyalar adlı bir kitabı var ki okunmaz sanki yenir. tadı vardır resmen.
onu okumak bir keyif.
tatlı rüyalar adlı romanını bir gecede bitirip ardından hemen oğullar ve rencide ruhlar kitabını okumuş hayranlığım bin kat artmıştır.
`Sen bir harikasın ve sivri zekana hastayıııımm Sn. Alper Canıgüz.
bam telime dokunan en ''afilli filinta''dan yazar.

benden kurtuluşu yok artık ,yeni yeni kitaplarını sabırsızlıkla bekleyeceğim.
kitaplarını severek okuduğum ve kendisini pek çok mecrada takip ettiğim yazar. lakin twitter'da mesajıma hala cevap vermemiş olması beni çok örseledi haberi olsun.
(http://www.afilifilintalar.com/) afillifilintalar grubunun 3 kurucusundan biridir.
bu gün ankara siyasalda söyleşisine katıldığım yazardır. en sevdiği kitabı oğullar ve rencide ruhlardır mükemmeliyetçiliğini de bukowski'nin pulp adlı eseri sayesinde yenmiş.
oğullar ve rencide ruhlar kitabı su gibi okunan kitaplardandır.
kalemi kırılmayasıca yazarlardan.
yediği hangi şey onu bu hale getirmiş merak ettiğim dil ağası.
oğullar ve rencide ruhlardan aşina olduğumuz Alper Kamu karakterinin* yeni macerasını yazmakta olan kişi. bir de küçük kesit sunmuş bizlere:
http://www.radikal.com.tr...06.2011&CategoryID=40
alper kamu nun yaratıcısı. onun harici gizli ajans güzel ve oğullar ve rencide ruhlar güzel kitaplarıdır. murat menteşin yakın arkadaşı. dört yılda bir kitap yazmaktadır. 2000 de tatlı rüyaları yazdı, 2004 oğullar ve rencide ruhları, 2008 gizli ajans, 2012 de yeni kitabını yazacak. keşke daha hızlı ve seri yazsa. yeni kitabında oğullar ve rencide ruhların kahramını alper kamu nun yeni maceraları yazacakmış. merak bekliyoruz. gülmek eğlenmek için kesinlikle okunması gereken yazar. boğaziçi psikoloji mezunudur.
onur çalışkan ile ilgili gizli bilgileri sadece bana anlatmış kişidir, onur abiyi arıyorum şimdi.

bir de şuraya bakıverin;
http://kepazeyim.blogspot...ben-okumuyorum-sanma.html
ilginç kitaplar yazan 15 sene sonrasının büyük yazarı. gizliajansta nicola tesla gerçeğini edebiyatlamıştır. helal olsundur.
"-hepsi yalandı yani öyle mi?
-benim sana söylediğim yalanların hiçbir önemi yok musa. kendine söylediklerinin yanında..
-aşka inanmıyor musun sanem?
-sadece aptallar aşka inanır.
-emin misin?
-tabi ki eminim.
-sadece aptallar emin olur." alper canıgüz - gizliajans kitabından alıntıdır.