bugün

sözlük yazarlarının itirafları

çok garip bir intro olacak, ama bence pür dikkat dinle beni sevgili yazar kardeşim. hani belki olur da benden ibret alıp, ileride benim önceden aldığım kararların doğrusunu sen alırsın. kızlarla da aranda yaşanmasını beklediğin/istediğin aşk ilişkilerinde sıçmamış olur, adam akıllı ilişkini yaşarsın.

_-_-_-_-_-_-_

fetret devri gibi bir aşk hayatım var sözlük. elde olmayan ve ne olduğunu hala daha anlayamadığım nedenlerden ötürü hayatımdaki şu sevgili boşluğunu bir türlü dolduramadım. şimdi büyük ihtimal "bu muydu lan anlatacağın hikaye, senin ben amına koyayım piç. hayatımdan çaldığın o 8 saniyeyi geri istiyorum.." gibi triplere giriyorsundur, ama dur bekle. daha anlatmaya başlamadım. ilginç kısma yavaş ama etkili bir şekilde geleceğim..

ben hep uzun ilişkiler kovalayan bir adam oldum sözlük. bu da beni hep bir "ideal hatun bulmaca" olayına itti. yani ben, bana en uygun kızı bulmayı hedefleyerek hareket ettim hep. tabii bunun biraz uğraştıracağını biliyordum ama öbür türlüsü de hiç içime sinmiyordu lan. bi' aralar sinerdi biraz ama ben ne zaman şu uzun ilişki olayını tattım, o zamandan beri hep tercihimi uzun süreli ilişkiden yana kullanırım. bu dakikadan sonra da kararımın pek değişeceğini sanmıyorum ama şu son olay öyle bir ebemi sikti ki artık ne olacağımı tahmin bile edemiyorum amına koyim. ted mosby sıtayla takılmak bana yaramadı. gerçi o ibne de bunun bi' hayrını göremedi ya, neyse. herif 7 sezondur karısı olacak hatunu kovalamakla meşgul..

ebemi siken olaya geleyim..

mayıs ayında bir kızla tanışmıştım sözlük. kız eskiden bizim okuldaydı. o zamanlar tanışıklığım falan yoktu ama iyi bir kız olduğunu hatırlıyorum. her neyse, ben bu kızla daha sonra (yaklaşık 2-3 yıl sonra) facebook üzerinden tanıştım. sanırım bir paylaşımıma yorum yazmıştı, saatlerce o paylaştığım şey altında taşak muhabbeti yapmıştık. facebook'taki muhabbetten anladığım kadarıyla muhabbeti gayet güzel olan, eğlenceli birisiydi. özellikle böyle bir kız arayan birisi olarak ben, buna doğal olarak çok sevinmiştim.

1-2 hafta daha böyle geçmişti ama sonra ne olduysa benle bir anda bütün iletişimini kesti. beni takmamaya, iplememeye falan başladı. hani onu kızdıracak veya buna sebebiyet verecek bir şey de yapmamıştım ama nereden estiyse nedensiz yere böyle davranmaya başlamıştı. ben de ilk 1 hafta dikkatini çekmeye çalışıp kendimi rezil etmeyi bitirdikten sonra işi oluruna bıraktım ve ben de onu sallamamaya başladım.

bu süreçten sonra bayaa bir ara verdik konuşmaya. ben aslında bir daha asla konuşmayız diye düşünüyordum. zaten araya da yaz tatili falan girmişti.. kız iyice aklımdan çıkmış, kızı tamamen unutmuşum. kız ağustos sonunda tekrar bir paylaşımıma yorum yaptı. bu sefer cevap vermeyip direk "inbox"tan sordum, dedim "sen benle konuşur muydun?". kızdan yine cevap yok. tam isyan edecektim ki aklıma daha yaratıcı bir şey geldi. hem ortalığı karıştırmayacaktım, hem de esprili ve sarkastik (bu kelimeye de bitiyorum hea) bir şekilde isyanımı dile getirecektim.

gittim, kıza "bana cevap vereni ıslak meşe odunu ile dövüyorlarmış" yazdım. anında gülümsedi ve konuşmaya başladı. "ilk defa birisinin bu tabiri kullandığını duyuyorum" dedi. o da bunu hep kullanırmış ama kimse anlamazmış, anlayan ve kullanan birisi çıkınca sevindi. ben de bana ısınmasına sevindim doğal olarak. her neyse..

bundan sonraki dönem daha hızlı geçti. artık sabah akşam sohbet ediyorduk.. muhabbetler de daha önce hiç bir kızla olmadığı kadar kaliteli ve eğlenceli geçiyordu. hatta tatil bitmeden önce kanyon'da buluşup birlikte zaman geçirdik. genelde bu tür buluşmalarda awkward moment'ın dibine vuran bi' eleman olmama rağmen kızla geçirdiğim o 5-6 saatlik dilimde acayip rahattım ve gayet de eğlenceli bir gün geçirmekteydim. yine dediğim gibi; kızın muhabbeti cidden manyaktı hocam. yani klişe türk kızı profiline siksen uymayacak cinsten yaratıcı, kafası politika tarzı şeylere basan, farklı, güzel ve özel bir kızdı.

uykusuz, küfürbaz haydo, internet yasakları, akp, illuminati, masonluk, michael jackson, müzik, dans, spor, 9gag, yabancı diziler, internet meme'leri, teknoloji vs.. her konuda bir bilgisi vardı arkadaş. ilgilendiğim çoğu konudan haberdardı, hatta benden daha da bilgiliydi amına koyim. cahil insan yuvası türkiye'de böyle bir kıza denk gelmiş olmak, üstelik o kızın yaşıtım olması ve aynı çevrede yetişmiş olmamız, bir çok ortak arkadaşımızın olması gibi şeyler beni çok mutlu etmişti. bulunmaz nimet..

dış görünüş desen 10 üzerinden çok rahat 7-8 alırdı. bir manken güzelliğinde olmasa da tatlıydı, sevimliydi. karakteriyle birleşince de doğal olarak insanı büyülüyordu, hoştu. "ileride sevgilim olacak kız bu" diye düşünüp heyecan yaptıkça daha çok bağlanıyordum. tek sorunum kızın benle, benim onunla ilgilendiğim gibi ilgilenip ilgilenmediğiydi. bunun için de ne yapacağımı bilmiyordum ama "madem kızla bu kadar benzeşip bu kadar iyi anlaşıyoruz, madem bu kadar harika birisi, zamana bırakırsam olur bence.." diye düşünerek işi oluruna bıraktım ve beklemeye koyuldum. (bekleme aşamasında da iletişimi kesmedim tabii..)

bekledim, bekledim de o bekleme aşaması bir türlü bitmek bilmedi arkadaş; ağustos'uydu, eylül'üydü, ekim'e geçişti derken 9 ekim sabahı (yani dün) facebook'tan acı haberi aldım:

[x went from being "single" to "in a relationship"]

kız başkasıyla çıkmaya başlamıştı.

şimdi tamam, kız belki beni arkadaş olarak görmüş olabilir. başından beri de kendine erkek bir kanka aramış ve ona göre davranmış olabilir. burada onu suçlamıyorum zaten, ama kafama takılan şu: insan bir sevgiliden ne ister arkadaş? siz bi' sevgiliden ne istersiniz mesela? iyi anlaşabilmek, ona güvenebilmek, onu sevebilmek değil mi? peki ben bu kızla bunların hangisine sahip değildim? hepsine de sahiptim gayet. belki istediğim şekilde değildi ama sahiptim. peki erkek arkadaşı olacak olan o ibnenin benden nesi fazlaydı? işte bu sorudur benim ebemi siken.. benden nesi iyi de onu seçti bu kız lan? bu bir değil, iki değil. daha önce de başıma geldi bu olay. kızla konuşuyorum, bu kızla olduğu kadar olmasa da iyi anlaşıyoruz, kimyamız uyuyor falan. 1-2 hafta sonra bam! kız başkasıyla yeni bir ilişkiye atılmış. ulan tipim de yamuk değil, yani dış görünüş olarak bir dezavantajım da yok. çok fazla olmasa da yakışıklı sayılabilecek bir durumdayım. ama nasıl oluyorsa bu harika kızlar hep başkalarına gidiyor. sonra "ege neden bu kadar üzgün?", "ege neden bu kadar kızgın?" oluyor. lan yarrak kafalı, aynı duruma iki senedir sen de maruz kalsan senin halin de aynı olacaktı. sen de bu sitede yazar olsan sen de aynı bunun gibi bir yazı yazma ihtiyacı hissedecektin. yalansam gel götümü sik. valla siksen şu dakikadan sonra itiraz etmem hocam. çünkü öyle bir duruma geldim ki artık, tek çıkışım ibnelik falan gibi gözüküyor yani. olmaya da hiç niyetim yok. ya duygusal ergen mode-on olup kafama falan sıkacağım, ya da ibne olacağım. (fuck yeah..)

sonuç olarak ben bıktım arkadaş bu kızlarla uğraşmaktan, ibnelik falan şaka tabii ama bu bıkkınlık öyle bir bıkkınlık ki her an akıl sağlığımı yitirip dibimi dövdürmeye başlayabilirim diye korkuyorum, o derece.

siz siz olun, asla ama asla böyle bir sorununuz varken nedenini bulmak için beklemeyin/bulmaktan çekinmeyin.. sorunun üstüne gidip bu cenabetliğe sebebiyet veren etkenlerin üstüne gidin. atıyorum burnunuzun yamukluğundan dolayı tipiniz mi kayık, gidin olun estetik ameliyatınızı. yemin ediyorum bu sinire, bu üzüntüye değmez lan o ameliyatın masrafı. yeterli bilgi birikiminiz mi yok, kültürsüz müsünüz? gidin biraz kitap okuyun, politikayı takip edin, konuşacak bir şeyiniz olsun. kaliteniz artsın. böylece konuşabileceğiniz ve tanışabileceğiniz insan sayısı bi' hayli artar. yeni insanlar tanırsınız, daha çok insan tanıdığınızdan kendinize uygun birisini bulabilme olanağınız da artar.

dediğim gibi, sorunu çözmek için elinizden geleni yapın. yeter ki benim gibi olmayın. umarım hepiniz hoşlandığınız/sevdiğiniz ve iyi anlaştığınız insanlarla hayat boyu bir arada olursunuz. arrivederci..