bugün

bir şeyler anlatmaya çalışan yönetmen ama anlasak nolur anlamasak nolur..

zeki demirkubuz filmi gibi olmak: tr. vasat, ağır, dip, kıyı-köşe, manasız, zaman kaybı, başarısız iş.
kim ne derse desin ben seviyorum zeki demirkubuz'un tıkanık, kendini yeterince ifade edemeyen bunalımlı karakterlerini. nbc' da aynı keza. insan izlerken tuhaf bir şekilde kendini sorumlu hissediyor. karakterin o çetrefilli ruh haline çare olmak, onun iç sesi olmak istiyor adeta.

alaylı ya da mektepli, öyle ya da böyle filmleri içine alıyor insanı.
vasat, ağır, dip-köşe ve 'anlasak ne olur anlamasak ne olur' şeklinde filmlerinin betimlendiği yönetmen.
medya okur-yazarlığı bu yüzden zorunlu eğitime tabi olmalı işte.
hayatı plazalarda işe yeni girmiş kıdemsiz hanımkızımıza aşık olan patronların bu kızların peşinde koşturduğu ılık sahnelerden ibaret zannediyorlar.
demirkubuz birçok filmini kitaplardan uyarlamıştır. filmlerinde anlattığı hayatlar da, yaşanan olaylar da bu hayatın birer gerçeğidir.
sizin izlediğiniz filmlerde esas oğlan hanım kızımız için uçak bile kaldırırken, onun filminde gece nöbetçi eczaneden ilacı ancak kapalı demir kepengin arasından alırsınız. hayat böyledir çünkü.
siz istanbul bebek, ortaköy ve etiler hayatını, sikimsonik kurgularla elinizde cipsle izlerken zeki abi hem masumiyet'te hem de kader'de basmane'nin o batakhane hayatını hepimizin gözüne sokar.

sanat kesinlikle sanat için olmalı. sonra 'filmlerini anlasak ne anlamasak ne' gibi sığ yorumlar yapıyorlar.
hayatın içinden gerçek hikayeleri filme alan bunalımlı yönetmen.

şu masumiyet ve kader filmlerinde bekir bir kez olsun uğur'u sikebilseydi herifin hayatı hiç böyle kaymayacaktı. adam nasıl bir takıntı yaptıysa karıyı bir kez olsun sikemeden kendi hayatını kendi bitirdi. bir erkek için takıntı ne kadar aptalca bir şey işte gidin zeki demirkubuz filmlerini izleyin ve görün.

buradan bütün beyinsiz erkeklere sesleniyorum. hiç öyle aşk maşk, kara sevda saçmalıklarına kapılmayın. hiçbir kadını takıntı haline getirmeyin sakın. ne olursa olsun illa ki o özel kadına sahip olmalıyım der ve olamazsanız ömür boyu sürecek bir zindan cezasına mahkum edersiniz kendinizi.

çok eskiler kara sevdaya tutulan erkeğe hasta gözüyle bakarlarmış. böylesi adamlara mecnun derlermiş. yani sevda yüzünden kendini yitirmiş, çılgın, deli anlamlarına geliyor bu mecnun kelimesi.

leyla ile mecnun hikayesindeki mecnun'un gerçek adı kays'tır. ahalinin herife taktığı lakaptır mecnun.

siz siz olun mecnun olmayın. boş iştir. hayatınız sikilir. özel kadın, özel insan diye bir bok yoktur. aklınızı başınıza devşirin.
nuri'den daha iyi yönetmendir. nuri çok kafa sikiyor, karakterleri anlamsız şekilde uzun uzun destansı bir şekilde konuşturuyor. sinemada seyrederken adamı hafakanlar basıyor.
şu sıralar hayatım onun filmleri gibi. sıkışmışlık, umutsuzluk, karanlık bir haletiruhiye.
kendisi, ertem hocayı sever mi bilmem ama ertem eğilmez ile beraber, ülkemiz sinemacılığının zirvesindedir, benim gözümde.
baştan sona bir filmini dahi izlemedim. sanat filmleri çok da bana hitap etmiyor diye düşünürdüm. ama yeraltı filmindeki yemek sahnesine denk geldiğimde o kadar beğendim ki 3-4 kez aynı sahneyi izledim. ha yine de açıp da filmlerini izleyim demem.
malum soyadıyla saygıyı sonuna kadar hak eden, c blok gibi efsane bir filmi olan yönetmen/insan.
bu adamın hangi filmini izlesem filmden sonra 1 hafta kendime gelemiyorum.. 3 gün bekir gibi geziyorum 4 gün isa gibi
Ulan Bekir bende evlensem herhalde senin gibi olurum. O nerdeyse peşine giderim. Selam ve efes ile.
lümpen kesimin ilahlaştırdıği vasat yönetmendir.
yönetmenlik yapmasaydı kahvede feyk hikayeler anlatan bir amca olurdu.
Barda filminde de rol almıştır.
(Cezaevindeki mahkum)
görsel
hayat adında yeni bir film çekecekti ama ne oldu acaba ?
görsel

Cağnım zeki bey.

Edit: şey hep ayrı yazılır.
görsel

https://youtu.be/_iUhWZ3ZJao
Tanımadığım yönetmendir.
Spoylır içerir.

Olm bunun bir filmi vardı, Adını unuttum. böyle Köylü bir kadın tüm karakterleri birbirine kırdırıyordu. Kendisi de ev sahibinin zengin oğluna mı gidiyordu ne. Acayip bir filmdi. Kanım donmuştu amk.

neyse, işte güzel filmleri vardır. güzel olmayan filmleri de vardır. velhasılkelam bir sinemacıdır.
iyi bir yönetmen. yeraltı, yazgı ve kader filmleri tavsiye edilir. az buçuk edebiyatla ilgilenen herkes bu adamın filmlerini sevebilir.
bu eve kapanma dönemi kendisine epey yaramış. filmleri daha fazla insan tarafından izlenmiş, ilgi görmüş ve beğenilmemiş sanırım.
Yeraltı filmine kadar kompozisyona değil kurgu ve mekana önem veren, yeraltı filmiyle birlikte seçtiği mekanları ne kadar muhteşem kompozisyonlarla çekebildiğini ortaya koyabilmiş, sinematografi anlamında her geçen gün çıtayı yükselten bir yönetmen.

Benim için hala 1 numara Nuri Bilge Ceylan tabi ki.
Kader filmine, masumiyete, bekir’e rağmen.
Hep bir varoluş çabası içindeki yönetmen. Tamam bir çizginizin olması iyi de biraz da başka şeyler yap be zeki abi. Seni masumiyet ve kader'den hatırlamayalım. Arabesk gibi bişey onlar. Ha bir de kadın konusunda ilerleme lazım feministler kızıyor
bu adamın filmlerinde yarattığı gerçeklik katıksız gerçek. nbc'nin gerçekliği ise daha çok felsefi ve şiirsel yönü kuvvetli olan bir gerçeklik. en azından bana öyle geliyor. bu yüzden zeki demirkubuz filmlerini daha samimi buluyorum.
Birkaç mesajıma cevap veren yönetmen. Nuri bilge ceylanla aralarının neden bozulduğunu sordum, cevap bekliyorum. (bkz: swh)