bugün

(ingilizce özgün adı:The Merchant of Venice) ingiliz oyun yazarı ve ozan William Shakespeare tarafından yazılmış tiyatro oyunu. Shakespeare'in bilinen oyunlarından birisidir.

Oyun, bir komedi olmakla birlikte ciddi bölümler de içerir. Bazı edebiyat tarihçilerine göre Venedik Taciri Shakespeare'in tragedyaya en çok yaklaşan oyunudur.
**
--spoiler--
Oyundaki kötü adam, Yahudi tefeci Shylock'tur. Bütün gemileri açık denizlerde dolaşan ve nakit sıkıntısında olan Antonio, Venedik'teki itibarını kullanarak, arkadaşı Bassanio'yu sevgilisi Portia'ya gönderebilmek için bir vakitler hakaretler yağdırdığı Yahudi tefeci Shylock'tan üç bin düka borç alır. Shylock ise Antonio'nun borcu ödeyememesi halinde, vücudunun neresinden isterse oradan, bir pound (yaklaşık 450 gr) eti keseceğini senedin sonuna şart olarak ekletir.

Zamanla, Antonio'nun gemilerinin teker teker battıkları haberleri ulaşmaya başlar. Soylu tüccar borcunu ödeyemez ve Shylock kızının kaçmasının da gerginliğiyle Hristiyanlara olan nefretini Antonio'ya kusar. Venedik'te "Hakkımı isterim, senette ne yazıyorsa onu isterim!" diye bağırmaya, yeminler savurmaya başlar.

Duruşma sırasında Shylock, dramatik yapının "sevilmeyen adam" rolünü zedeleyici sözler sarfeder fakat haklı olduğunu elbette ispatlayamaz. Shylock'un açgözlülükle bıçağını bilediği gerilimli bir duruşmadan sonra Antonio kendisini savunan genç bir avukatın zekâsı sayesinde kurtulur. Avukat ise, kılık değiştirerek mahkemeye katılan Bassanio'nun sevgilisi ve miras sahibi bir genç kız olan Portia'dır. Senette sadece et yazıldığını, kan yazılmadığını savunur. O halde Shylock, tek damla kan akıtmadan senete göre hakkı sayılan eti almalıdır. Eğer kan akarsa, bir Hristiyan'ın kanını akıttığı için Shylock'un tüm mal ve mülkü müsadere edilecektir, kanun böyledir.

Sonuç olarak Shylock, senete dayanan hakkından vazgeçer. Fakat bu sefer de bir Hrıstiyanın canına dolaylı yoldan kasdetmekten mallarına el konur, hayatı ise Antonio'nun merhametine bırakılır. Antonio ise Shylock'u Hristiyan olması şartıyla bağışlar.
--spoiler--
*
Ortacagda hristiyanlarinin yahudi nefretini gösteren bir shakespear oyunudur.
yarası olup gocunanları bir güzel kalaylamış shakespeare efsanesidir.

edit: proteinsiz beslenen çomarlar, ikiyüzlü toplumsal ahlaka kara mizah yoluyla yapılan eleştirileri anlamayıp gece gece sinirden kendilerini beceriyorlar.

ben buna gülüyorum işte.

edit2: başlık açmak ile up'lamak arasındaki farkı bilmiyor bir tanesi de.

edit3: "küfrettim" ve "ayı" kelimeleri aynı cümlede...

(bkz: oksimoron)

edit4: aynı entry içinde olunca oksimoron olmuyor herhalde.

(bkz: eğitim şart)
özetle gavat...........başlıkları açan bir yazarımsı.
Her şey ama her şey ele geçtiğinde değil, kovalanırken tatlı gelir insana.
“ruhunda müzik olmayan, ahenkli bir müzikle duygulanmayan bir adam ancak ihanet, içten pazarlık ve tecavüz için vardır. ruhunun halleri gece gibi ölümcül bir sessizlik ve hisleri cehennemlerin efendisi erebus gibidir. kollayın kendinizi böyle bir adamdan! müzik dinleyelim."

venedik taciri sahne 20.
"Yalvarıyorum, düşün 'yahudiyle uzlaşmaya çalışıyorsun: Bunun deniz kıyısına gidip suyun çekileceğine inanmaktan farkı yok. Bir kurtla daha iyi anlaşırsın...Neden kuzu postuna büründüğünü sorabilirsin. Ona bu yaptığının doğru olmadığını anlatıp ikna edebilirsin. Ama bir yahudinin yüreğini yumuşatamazsın." Venedik Taciri filminden...