bugün

bir ildeki en yüksek devlet yöneticisi. devletin ve hükümetin temsilcisi.
istanbul valisi sözde halkın güvenliği ve trafiğin sıkışmaması için aldığı 1 mayıs önlemleriyle istanbul'u felç eder, elazığ valisi "pkklı buldun mu keseceksin" deyip kasaplığa soyunur, başka bir yerin kaymakamı bir yazarın kitaplarını toplatıp yakar. bu adamları buraya getiren zihniyeti idrak etmek gerekiyor artık. türkiye'de onlarca eğitimli bürokrat varken sırf kendi adamı diye dinci/faşistleri koltuklara oturtan zihniyeti değiştirmek gerekir.
il özel idaresinin başı olan istisnai bir memurdur.. ilköğretimi bitirmiş olmak, tc vatandaşı olmak ve 65 yaşını doldurmamak vali seçilebilmek için yeterlidir.. valiler içişleri bakanının önerisi, bakanlar kurulu kararı ve cumhurbaşkanının onayı ile atanır..
iskandinav mitolojisinde;

Vidar'ın kardeşi(bazı kaynaklara göre Odin'in oğullarının en genci).Dev Rind'in oğludur ve Aesir kendi kanından birini öldüremeyeceği için ve Balder'in intikamını almak için özellikle doğurulmuştur.Bir gecelikken Hod'u öldürdü. Ragnarok'ta sağ kalacak 7 Aesir'den biridir.
olabilmek için saçlarını kaybetmiş kel kişilerin ulaşabileceği megolaidea
kocaman bir konakta beleşe yaşayan insan formudur.hükümet değiştikçe takındığı tavıra göre oradan oraya atanır.
köprü dizisinin sinema versiyonu olup, çekimlerinin bir bölümü denizli'de devam eden film. tahmini olarak ocak ayında gösterime girecek.
filmin yönetmeninin oyunculara, set yerini ve saatini sms olarak ulaştırdığı film ayrıca. 3-5 dakika da olsa, oyuncu olduk lan !
denizli lisesi'nin tarihi binasının vilayet olarak kullanıldığı sinema filmi.
erdal beşikçioğlu, uğur polat, ismail hacıoğlu gibi iyi oyuncuların yer alacağı film. bugün gösterime girecektir. köprü dizisini takip edenler için kaçırılmayacak bir filmdir. gidicez görücez, yorumumuzu da yazıcaz.
--spoiler--
özdemir sabancı suikastinin, daha filmin başında işlenmesiyle gaz giren, sonuyla hassas bünyeleri ağlatabilecek film.
--spoiler--
erdal beşikcioğluna hayran olmak için bir sebep daha.ayrıca recep yazıcıoğlu'nun sözde trafik kazası sonucu ölmesinin de aslında komplo olduğu üzerine işlenmiş güzel bir film.ismail hacıoğlu, uğur polat,şebnem dönmez başrollerde.film sizi şaşırtmıyor, olacaklar belli ama hüzünlenmemek,hayata küfretmemek, ve neden iyiler yaşamaz dememek imkansız.ama sabancı suikastının aynı filme konu olması ilginç geldi bana.. filmden aklımda kalan cümleyi kötü adam söylüyor: siz türklerin bir özelliği de çabuk unutmanız...
kovalamaca sahnelerinin birinde, kovalayan arabaların birini kullanarak, dış kapının hızlı mandalı rolüyle yer aldığım ilk sinema filmi.

lakin henüz izleyemedim kendimi !
kendi(ya da senaristtin) tabiriyle; iki çapulcudan korkmayan fakat o çapulcular yüzünden malesef şuan hayatta olmayan recep yazıcıoğlu'nun hayatını anlatan film, sadece onun hayatı değil gerçekleri anlatıyor.
şemsi inkaya'nın küçücük rolüyle döktürdüğü film.
bir ilin en büyük mülki idare amiri. valilik makamı 657 sayılı devlet memurları kanunu'nun kapsamı dısında tutulmus istisnai bir mamurluktur cumhurbaşkanı tarafından atandığı için bir daha alt kademelerde memuriyet yapamaz ancak merkeze alınır. kızağa çekilir. şekil olarak içişleri bakanlığına bağlıdır.
bugün izlediğim ve oldukça beğendiğim filmdir. film güzeldir. fakat düşük bütçeyle çekilmesinin verdiği dezavantajla bazı göze batan teknik hataları vardır. fakat filmin konusu ve oynayanların içtenlikle oynadıklarını seyirciye yansıtması bu dezavantajı önemsiz kılmaktadır. filmde konu itibariyle türkiyenin olumlu yöndeki ilerleyişinin önüne geçmek isteyenleri, türkiyenin olumlu ilerleyişine razı olmayan dış güçleri işlemiştir. ayrıca film beklentilerin aksine mutsuz sonla bitmektedir. * hollywood'un bile beğenilmez, izlenilmez kaygısıyla yani para kaygısıyla cesaret edemediği * türk sineması cesaret edip yapmıştır. bu da türk sinemasının ilerlemeye başladığını ve tabir-i caizse tabularını yıkmaya başladığının göstergesidir. filmde en ufak emeği geçmiş kimseleri bile tebrik etmek şarttır, nitekim tebrik ederiz zaten. tavsiye ederim, izleyin.

(bkz: alkış yok mu bu sözlükte) *
recep yazıcıoğlu markasını kullanarak gişe bekleyen, ve görünen o ki, gayet de beceren film.
ilk haftasonunda neredeyse 100.000 yaparak sinemalarda en çok seyredilen film olmuş bile. http://www.bakiniz.com/vali-gise-yarisinda-birinci/
eğer amaç sadece recep yazıcıoğlunun nasıl öldüğünü neden öldürüldüğünü anlatmak ise, türkiye üzerine dönen oyunları televizyon dizilerinden filmlerden öğrenen insanlar çoğunlukta olduğu için, topluma faydalı bir film olmuş. ancak amaç bir film çekmek ise yetersiz kalmış bir filmdir. olaylar çok yüzeysel, filmin başındaki suikasti kimin düzenlediğini 5. dakikada anlıyorsunuz zaten. hiçbir sahnede ters köşe yapma seyirciyi şaşırtma gibi bir düşünce içine girmemiş senaristler. herşey ilk görüldüğünde tahmin edilebilinecek şekilde gerçekleşti ve bitti. diğer konu ise ajitasyonun biraz abartılmış olması. özellikle ömer adlı mühendis öldükten sonra şemsi inkayanın o ağlama sahnesi sanki ' şemsi inkaya da biraz oynasın performansını göstersin' denilmiş ve de filme eklenmiş gibiydi.
sonuç olarak, türkiye gerçeklerini kurtlar vadisinden öğrenen ve okumayan araştırmayan bir toplum olduğumuz için ilgi görecek bir nevze de faydalı olacak filmdir. ama sanat açısından bakacak olursak vasat bir çalışma olmuştur.
sağlığında saygı duyduğum kazadan sonra evden dışarı adım atmadan 8 gün boyunca altyazıdan durumunu takip ettiğim " (bkz: beyin ölümü) gerçekleşmiştir." yazısından sonra 1 saat boyunca annemin sesine cevap veremediğim denizli'deki cenaze törenine katılmak isteyip katılamadığım ama televizyondan her dakikasını takip ettiğim sayın valim recep yazıcıoğlu'nu anlatan muhteşem bir filmdir. haa ajitasyonlar abartıydı seyirciyi ters köşeye yatırma çabasına girilmemesi dezavantajıydı ama yine de orda amerikalı adamın söylediği "siz türklerin en çok bir şeyi kolayca unutmanızı seviyorum." sözü kafamızı yaran bir taş atmıştır. başlarda da ki fragmanında da geçen valinin sözü de ayrı güzelliktedir: "bu ülkede eğer huzur istiyorsak namusluların da en az namussuzlar kadar cesur olması gerekir." gidip görülesi izlenesi bir filmdir.
seni saygıyla sevgiyle ve hasretle anıyorum sayın valim sayın recep yazıcıoğlu...
Oyuncuların performansını hiç mi hiç beğenmediğim filmdir.erdal beşikçioğlu vasatı aşamamıştır.
henüz izlemediğim ama izleyenler arasında ''beğenmedim'' diyeni duymuş olmadığım film.
iKiNCi YARISINDAN iTiBAREN KURGUSUNDAN BiR ŞEY ANLAMADIĞIM FiLM KESiLEN SAHNELERDEN YENi BiRLM YAPMA ÇABASI VAR SANKi. OYUNCULAR DEĞiL YÖNETMEN EKSiKLiĞi GÖZE ÇARPAN FiLM.
devlet içinde dönen bir takım karanlık ilişkileri üstü kapalı eleştiren, özellikle günümüz valilerinin izlemesi farz olan son zamanların en iyi türk filmelerinden.
kelimenin tam anlamıyla fiyasko olan bir filmdir. bir kişiyi ve dönemi anlatan filmlerin ve romanların dikkate alması gereken en önemli husus, hikayenin gerçekleri çarpıtmaması ve hazırlanan kurgunun izleyicide/okuyucuda yanlış kanaatler oluşmasına izin vermemektedir. vali filminin senaristleri çektikleri bu filmle, recep yazıcıoğlu gibi tarihi bir şahsiyeti hiç yaşanmamış bir olay örgüsü içinde göstererek yabancı düşmanlığına bezenmiş kendi 3. dünyalı ulusalcı ideolojilerine malzeme yapmışlardır. bu ayıptır, hem yazıcıoğluna hem de izleyiciye. hele rahmetlinin ölümü bile gerçekten saptırılarak anlatılmaktadır. ilk olarak kaza valinin makam aracıyla olmamış, ankaraya beraber gittikleri denizli ticaret odası başkanının makam aracında gerçekleşmiştir. ikincisi kaza makam şöförünün kusurundan kaynaklanmıştır. bu konuda adnan kahvecinin ölümünden sonra ortaya atılan komple teorilerinin % 10 u bile dile getirilmemiştir. ve en önemlisi valinin ankaraya gidiş sebebi, denizliye yaptırılacak bir okul ile alakalıdır. denizlide uranyum olduğu ve dış güçlerin buna çöreklenmeye çalıştığı absürdlüğüne değinmiyorum bile. bu bir filmdir yahu, başka birisi de çıkıp doğrusunu yazsın deyip geçebilirsiniz ama burada mete tunçayın kemal tahire söylediği gibi: sizin yazdığınız romandaki hatayı 30.000 kişi okuyor, benim yazdığım düzeltmeyi içeren makaleyi ise 300 kişi.
beğenmedim.

türk filmlerinin genelinde yaşanan saçmalıklar ne yazıkki bu filmimizde de bolca mevcut. en barizi bence valinin ankaraya gidişi. ulan koskoca valisin sen. hiç mi güvenlik önlemi yok koruma yok. adam ankaraya resmi ziyaret yapıyor ve yanında gelen tek kişi şoförü. polat alemdar kadar olamıyorsunuz amk. adam tuvalete bile 5 araba konvoyla gidiyor.

bunun yanında valinin şoförünü heralde ilçe köylerden falan buldular. büyük ihtimalle eskiden traktör şoförü falandı. hayır bir kac kez görmüşlüğümüz var devlet erkanının arabayla gidişini. adamlar hem yolu boşalttırıyorlar hem vuruyorlar pedalın dibine. sen napıyosun? ulan arkadan gelen alt tarafı bir volvo s40. 1600 motorlu bir araba. hadi transporter 3 teki gibi bir performans beklemiyoruz senden ama en azından gaza bas. zaten düz yolda gazı köklesen o adam sana yetişemez ki.

vel hasıl kelam vasat bir film bence.

edit: ha bu arada kazaya karışan mercedes imizin akşamları sayın valinin evinde bekliyor olması da gözümden kaçmadı. normalde valilikte bekletilir. ama kücük yerlerde öyle olabilir belki diyerekten üstünde fazla durmuyoruz.