bugün

Ben bir ilişki yaşadım. Benim bakış açım ile bana saygı duyup değer verecek, sevecek yuva kurabileceğimiz güzel çocuklarımızın olacağı, eğlenceli,mutlu ve birbirinlmizi tamamayabilecrğimiz bir kadın diye umdum. Lakin sadece yalan söyleyip kullanıldım o kadar. işte istediğin değil hayırlısı olması gerekirmiş. Gelecekte kazık yemektense yıllar sonra yedim. Daha acısı olabilirdi. Kısacası bir yuva umdum koca tekme buldum *
Kendimden mi.

Evet bıktım ya yemek bulunca kurt kesiliyorum tabağı sömürüyorum yedikçe yiyorum içtikçe kafama dikiyorum sonra bir daha içiyorum karnım şişene kadar yarım saat tuvalette beklemekte çabası burada oluyorum sonra 1 saate yatıyorum ölü gibi.
Götümü büyütüyorum evde.
Sonra kilo mu aldım lan ben diye bakıyorum.
Gerçekler bunlar artık...

Yarın gene bu kısır döngüye bağlarsamda artık.

Ama sorun o değil başka çok mutsuz memnuniyetizim daima hiç değişmiyor.
hayaller hep en mutlusunu umar.
Bazılarının kaderine yazılmış gerçek. Zaten bu ekonomide keyfini gerçekleştirmek de hayalini gerçekleştirmek de lüks haline geldi. Bu ülke beni yoruyor.
"ay bu muymuş yani? Bende bir şey sandım..." dedirten elim hadise...

Tabii neyi açıp baktığınıza ve ne umduğunuza göre de değişir azlında.
Umduğumu bulabildiğim bir konu yok.
Aşk konusunda umduğumu bulamadım.kimi sevsem o başkasıni derinden hatırladı.
Diğer bir deyişle Hayal kırıklığı. Günlük hayatta bir çok durum buna sebep olabilir: Aşk, iş, arkadaş, satın alınan ürün, akşam yemeği gidilen restoran... Ne demiş atalarımız: "Misafir umduğunu değil bulduğunu yer" o nedenle insan değiştiremediği şeyleri kabul etmelidir.
Genelde, ziyarete gelen misafirlerin yemek için yapması tavsiye edilen durumdur.