bugün

sevgili moderasyon diye başlayıp bir soru sormak istiyorum....

bu msn denen allahın belası programın içinde çok sevdiğim birisi ile konuşuyorum, ama o benim yazdıklarıma geç cevap veriyor, bende eşşek değilim anlıyorum tabi bir başkası ile konuştuğunu, soruyorum kiminle konuşuyorsun diye, ya benim bi kız arkadaşım varda sevgilisinden ayrılmış, onu teselli ediyorum diyor, al konferansa beraber koonuşalım madem dertli diyorum, yok olmaz diyor, şimdi, formata baktım gözüme çarpmadı, birinin yalan söylediğini adın gibi biliyorsun ama açıkca 'sen yalan söylüyorsun' yazınca silik oluyorsun, ima edince çaylak oluyorsun, pekala yalan söyleyene neden bir şey olmuyor?

şimdi ben bir yalan uyduruyorum bak...

hepiniz işinizi dört dörtlük yapıyorsunuz!
(bkz: yazi anlayana yazilir)
(bkz: laf anlayana anlatilir)

el sonuc;

selam verdim rüsvet diye almadilar

über sonuc;

üsenmeden cevaplar için okuyunuz

neler yapmadik bu vatan için

hiper über sonucun sonucu;

fazla kelam etmeye ne hacet,

cene yormaktan baska ise yaramaz bu alet

böyle gelmiş böyle gider

biri iner biri biner

değişen bir sey olmaz

eglen cos

işte karsinda kibos

ac bir bira

bak keyfine

gerisini düsünme

sözün özü;

bundan önce 1316 adet entry girildi o kadar elestiri edildi, hangisi kulak ardi edilmedi? tik sayisi artsin mantalitesinden ne vakit vazgecildi?
bazen ciddi şekilde saçmalayabilme potansiyelleri artan moderasyondur.

insanların hafif sebeplerle çaylak yapılabildikleri bir platform oldu çıktı. tamam kabul ediyorum, moderasyonun otoritesi sarsılmaması gerekir ama otorite kuracam derken sana hesap soran adamı çaylak yapmak veya mevcut çaylaklık süresini uzatmak ne kadar doğru?

geçtiğimiz günlerde bir kampanyaya katıldı bu platform. adının üstüne siyah çizgi çekti falan. ne için? sansüre karşıymışız. neyin sansürü? size karşı biraz sert çıkmak bazen bir modun o anki ruh haline göre çaylaklık olabiliyor, en başta size karşı söylenen yerine göre argo kelimeler içeren sert yazıları veya özel mesajların cezası çaylaklık olmasa? yani size söylenenlere sansür uygulamasanız? başkasına yazılanlar için sansür uygulamasını protesto edip, kendiniz için katı olmanız çelişki değil midir?
anlık bile olsa küfürün serbest olduğunu bilmeyen moderasyon.

artık gülmekten yazacak bir şey bulamıyorum. önce bir entry giriyorsun, küfürün serbest bırakılmasıyla ilgili "yok öyle bi şey" diyerek entryi siliyorlar, daha sonra ben bir şey yapmadan entryi tekrar canlandırıyorlar. artık ne yaptıklarını kendileri de bilmiyor. içlerinden birinin üstüne o kadar çok gidilmesi üzerine, belli başlı kurallardan biri değiştiriliyor. başları, yani zall, onlar için kuralları değiştirip cebelleşirken, onların bundan bile haberi yok.

tabi bu münferit bir olay diyip yazmamamız da gerekebilirdi ama öyle bir çaylaklık sebebi uyguladılar ki, 5 gün çaylak yapıp ertesi gün kaldırdılar. ne diyem mahmut mu diyem diyecem ama öyle diyince de (bkz: selam ben mahmut) diye mesaj alıyoruz.

hani her açışımda sağ köşeye bakıyorum. bugün çaylak mıyım? yoksa silik mi oldum? diye. eh biraz da kendinde suçu aramalıdır insan değil mi? arıyorum arıyorum, son günlerde suçun bize pek uğradığı yok.

kimse mükemmel değildir. herkes hata yapabilir. ama bugünden sonra bu arkadaşların işi oldukça zorlaştı.

küfürün serbest bırakılmasından sonra, küfür var uyarısı gammazlık bölümünden kaldırılmalı. küfür yüzünden entry silinmeyecek ama hakaret büyük risk. mesala entry içerisinde, "ben bu işin amına koyim" dersenk, işe mi yoksa o işi gerçekleştirene mi serzeniyorum? ben bile çelişkideyim hani.

şimdi suların durulacağı yok, belli oldu bu. artık bir kişinin çıkıp doğru düzgün bir şekilde(küfür de içerebilir) açıklama yapması gerekiyor. zaten belli şahıs açıklama yaparsa küfür içerecektir, buna kimse şaşırmaz. ama konuşun be arkadaş, biriniz çıksın bir açıklama yapsın. son çaylak yapılanlar? son silik olanlar? kaç aydır beraber yazdığımız adamların çoğu çaylak, silik yada gitmiş. sözlüğün popüleritesi arttı diye bu siklememezlik de ne demek oluyor? illa buraya hergün 10-15 kişi entry girmeye devam mı etsin? illa sözlük yazarlarının sinirlerini gerip çaylak olmalarını sigara yakıp izlemeye devam mı edeceksiniz? hani hakemler hakkında yorum yapılırken "yanlış karar verdi ama art niyet aramıyoruz" diye bir zırva vardır. evet biz de art niyet aramıyoruz ama aramamız için bu kadar kasmayın be arkadaş. hergün art niyetli olduğunuzu ima ettirmeyin burada. neden 10 gün öncesine kadar bu başlığa 1 bilemedin 2 mesaj yazılıyordu bir düşünün. maçın başında bir hata yaptığı için onun etkisinde kalan hakemler gibi davranmayı bırakın.

edit: küfürün serbestliği sadece 2 saat sürmüştür.
40 yıllık muhafazakarı deniz baykal postuna büründüren idari heyet.
ilginç moderasyon. kızların götleriyle açılan başlığı polemik oluşturmayacağını düşünürken başlığı açan yazar hakkında bir entry yazınca silen, ikincisinde de çaylak yaparız diye uyarıda bulunan moderasyon. bir de: asdfhklj
yeni gelen üyeleriyle farklı işler yapmaya başlamışlardır. dikkatle ve her şey güzel olur umuduyla izliyoruz.
yapılan eleştirilere katılmakla beraber hakkının fazlasıyla yenildiğini düşündüğüm yönetici topluluğu. farklı hava yollarında uçurulma isteği anında gerçekleştirildiği halde uludağda biraz gecikmelidir. rahatlık pratikte iyidir hoştur emme, kişiden kişiye göre değişir be yusufum.
biraz despot bir moderasyon olması ihtimal...
onu bunu bilmem ama bir sözlükte en çok yazı yazılan başlıkların içinde bu başlığın olması tek taraflı moderasyon sorunu olamaz. öyle ise kolay olurdu bu moderasyonu at başkasını getir sorun çözülsün. fakat öyle değil. yazarlar eleştirilmeyi, ceza almayı kısaca olgunlaşmayı öğrenmeliler kanaatindeyim zira şu tablo çok utanç verici.
bazen kınadığım, bazen sevdiğim moderasyondur. arada küfür de ederim ama bilmezsiniz.
üyeliğimden bu yana beni 4 5 kez çaylak etmiş moderasyon bu. şunu söylemek istiyorumki asla kimseye ne özel mesaj olarak ne de sözlükte küfür ya da hakaret etmedim. son çaylak olduğumda çaylaklık sebebim şuydu:

dünyanın en büyük derbileri başlığı altına pendikspor - fenerbahçe yazmak.

şimdi bana birisi bu komedi silsilesini çıksın da anlatsın bakıyım bu ne demek oluyor? anladık güzel kardeşim fenerbahçeli olabilirsin ama ortaya yazılmış eğlenceli bir entry icin bu ne saçmalıktır böyle? hemde 10 gün çaylaklık ayıptır.. bazı şeylere bugüne kadar ses çıkarmadım diye bizimi ezmeye çalışıyorsunuz? burda kimse tövbe haşa birbirinden üstün değil. moderatör olarak yazarlardan üstün olabilirsiniz ama kurallara aykırı davranan sizsiniz zaten. imam osurursa cemaat ne yapmaz peki? kill for you adlı yazar arkadaş beşiktaş'a demediğini bırakmıyor, galatasaray'a kafasına göre küfür ediyor ona gelince hiçbir şey yok? bunun dışında dini konularmış, türban konularıymış vs oradaki yaptığınız hataları hiç hesaba katmıyorum bile gerek yok çünkü siz bu entry'i silip beni gene çaylak edersiniz onlarıda yazarsam.
adamına göre muamele yapıyorlar. adamına göreden kastettiğim olayın boyutları çok farklı ama. bana inanmayan her hangi bir moderatör ya da yazar özele gelsin de kime ne zaman ve nasıl adamına göre muamele yaptıklarını tek tek ıspat edeyim. bu kadar ısrarla iddaa ettiğim şeyde samimiyim.
yazarlığı öğrenemeden moderatör olanlar var olduğu sürece okunabilir bir yer olmayacak sözlüğün yönetim kuruludur. nasıl yazılması gerektiğini bilmeyen bir bünye nasıl yazar seçecektir sözlüğe? tabii ki seçemez. şaibeler sarmış dört bir yanımı baktığım her yerde riya kokuyor şarkısını mırıldanır oldum sözlüğe girerken..
adamına göre muamele yapmıyorlar... götü kaşınana demir çubuk veriyorlar... sonra sen götünü kaşırken kanatınca suçu onlara atıyorsun...

bir ay öncesinden daha iyi bir oluşum içindedirler... otlamayı bilmeyen koyuna yem yediren çoban gibiler... yazık tabi hepsine... ama biri var verdiği sözü hala tutmuyor kişilik olarak zedeleyici tabii ki bu... *
aşağı yukarı 7-8 aydır uludağ sözlük'te yazıyorum, okuyorum. çok fazla zaman ayırmıyorum lakin ayırmaya çalışıyorum, takip etmeye çalışıyorum. bugün, yeni moderatör olan bi' yazar sözlüğün okunmadığı gerçeğinden bahsetmiş, haklı. ama sadece okunmadığı gerçeğinde haklı. sonuçta bu, bi' yerde moderasyonun suçu. zira bu teoremin alt metninde, anladığım kadarıyla yazarların çapsızlığından dem vurmuş, kaliteli yazar olmadığını söylemiş. falan filan.

uludağ sözlükte bi' çok "dedirten" kalıbı kullanılan entry, bi' önceki entriye alenen cevap, soru başlığa cevap entry var. hemen hemen her başlıkta görülebilir bunlar. yazarlar, bu şekilde yazma serbestisine sahip oldukları müddetçe adam gibi entrilere pek tabi yönelmeyeceklerdir, zira kendilerini zorlayacakları, adam gibi dertlerini anlatmalarını gerekecek entrileri tek satırla, formatın dışına çıkarak zaten yapıyorlar. zira yazarlık, tecrübe gerektiriyor. ne kadar iyi hatip olsanız dahi düşündüklerinizi yazıya dökmeniz alışana kadar zorluyor, sıkıyor..

kaldı ki; uludağ sözlük'te yazarların tolere edilebilirliği ile 3. sınıf bi' klonun yazarlarına gösterdiği tolerasyon arasında dahi dağlar kadar fark var. kuralları baştan sıkılaştırmak gerekiyordu. siz 2 sene boyunca yaptıklarınızın hatalı olduğunu gördüyseniz, bunu bi' takım yaptırımlarla düzeltmeye çalışmanız sözlüğün selamati açısından hayırlı olan değil ne yazık ki. zira ne yaparsanız yapın, eskiden kalan entriler nedeniyle bi' şekilde sürekli hedefe oturtulacaksınız, eleştirileceksiniz.

ya belli bir standart yakalayın, sözlüğü "elitist" bi' oluşum haline getiricez biz kardeşim, herkes ayağını denk alsın deyin, uygun görülmeyenleri uçurun, ya da eleştirildikten sonra mızmızlanmayın. yoksa sadece büyümek adına kaliteden taviz vermekle olmuyor bu işler ne yazık ki.

bi' de biri şu 10bin karakter sınırını açıklasın bi' zahmet. ne alaka?
fazla sesli söylenmeycek iddia. doğruluğunu merak denler test etsin bence.
sozlugun ihtiyarlaridir kendileri.
bal damlayan entry: bizleri cok seven, kendilerinin ego tatmini icin zerre bir sey yapmayip, surekli bizi dusunen, vefakar, adaletli, sozlukte birinci nesilden birini secmeyen, ona dokunulmazlik vermeyen, o kisinin dediklerini asla yapmayan, asla kukla olmayan princ patlakli cikolatalar.
''avrupanın yeni prensi'' isimli başlığa ''avrupanın yeni çokoprensi'' yazdığım içim 10 gün çaylak yapabilecek kadar taraflı ve aciz bir moderasyondur. bazıları burayı antu zannediyor galiba...
bu kutsal ve pek anlamlı görevlerine,

seçim değilde, atama ile geliyorlar

sanırsam.

bir tür oligark gibiler.
tecavüzcü joshkun başlığını da silen moderasyon. var ya türkiye bu mantıkta ki insanlar yüzünden ileri gidemiyor değilse fatih ürek ile aynı masada rakı içeyim.

arkadaşım bu başlığın ne kötülüğü var, uludag sözlükten bir halt olmaz böyle gittiği sürece. ha atılana kadar yazacağız gerçekleri o başka.
yaptığın aptallık cümlesini ağır hakaret sayan oluşum, aslında yanlış düşünüyorlar, sadece aptallar, aptallık yapmazlar.

ulan şimdi alayınız aptalsınız desem bir türlü, hiç bir aptallığınızı görmedim desem başka türlü?

en iyisimi ben formatı bir daha okuyum, ne de olsa otuz gün vaktim var.

bu satırları sadece 6 kişinin okuyacak olması ne acı!
seoviye bir çare bulamamış moderasyondur. adam otomatiğe bağladı ecdadımı eksiliyor. sizin haberiniz yok.
ışık hızına sahip moderasyon kendimden utandım. * ben okumadan başlığımı onlar okumuş.