bugün

cehennemde abi burayı ısıtmak ne zordur diyen birine sorulacak sorudur.
"müslümanlara hakaret var, çabuk falan siteyi kapattıralım"
"Anti-SOAD grubu kurdum, hadi protesto edelim"
"yıllardır tarihçilerin bir türlü karar veremediği şeyi çözdüm: soykırım yoktu, asıl ermeniler bize yaptı"
"falanca filimde terörist karakter türktü. türklüğünü göster filmi izleme"
"falan ülke soykırım vardır dedi, o ülkenin mallarını almayalım"

gibi düşünce özgürlüğüne allerjisi olduğunu açık açık belirten cümleler kuran, kendisi başka milletlerin/dinlerin mensuplarına hakaret ederken ölçüyü yüzlerce kez kaçırdığı halde, kendi milletine en ufak bir leke gelince hemen fonunda bayrak olan siteler açıp protesto eden, doyamazsa söz konusu siteyi derhal hackleyen, kendisi her konuda bas bas bağırınırken başkalarının düşünce özgürlüğüne külliyen karşı olan birine sorulması muhetemel sorudur.*
gururla evet denilir... ( (bkz: ne mutlu tukum dıyene))
(bkz: allahıma bin şükür)
"eğer ki türksün, göster de ürksün" diye devam edilecek soru cümlesi
yurtdışında sigarayı kulakarkası yapıp en işlek caddelerde gezebilen birine sorulacak sorudur.
yabancıların genellikle bel altına bakarak sordukları sorudur. kumas pantolondan beliren cıkıntı bu soruyu sorma gereksimini uyandırır bu kişilere.
türklerin kendilerini aşağılamak için kullandıkları bir cümle.
(bkz: ukte)
cem yılmazın belirlediği çeşitli hareketlerle toplumda kendini belli eden türke cok emin bir şekilde sorulabilinecek soru.
5 gündür kavga çıkmayan discoda cumartesi akşamı çıkan kavga sonrası elemana sorulan soru*
kaldırımdan yürümeyip yol ortasından yürüyene,
sokak ortasında yemyeşil bir balgamla itfaiyecilik oynayana,
çimlere basıp hatta üzerinde piknik yapana,
statlarda davul tokmağını el bombası zannedenlere,
bir kız görünce salyası akanlara,
bir erkek görünce şimdi kesin bu bana yavşar diyenlere,
kuralların kendisi için bir kez de olsa delineceğini zannedenlere,
okumakla adam olunmaz diyenlere,
15 yaşında hamile kalanlara..... uzaaar gider,
sorulacak anlamlı bir soru...
"aynı zamanda doğruyum" deninesi soru.
-türksün değil mi ?
-evet ulan bir şey mi diyecektin yoksa
-yok abi şey ne dicem
-heheeee adam ol
selçuk erdem in karikatürlerinde geçen bir söz
ilk selçuk erdem in bir karakatür ünde okuduğum komik soru.
*- tak tak tak *+ eyvah kocam! çabuk saklan bir yere.... *- neaa aysel??? sen ha?? kim bu yanında ki?? *= ben politikacı değilim, asker veya siyasetçi değilim. ben türküm. *- türksün di mi? *= evet türküm. *- salavat getir o zaman ibne...!
bu sorunun sorulduğu kişinin aslında ayıp, yanlış, utanılası bir iş yaptığı için soruya muhatap edildiği önyargısyla karşılanan soru.
ırkçılık ve faşist söylemler ne kadar saçmaysa, türklüğü utanılacak şeyler yapmak sebebi gören zihniyet de o kadar takıntılı, o kadar özgüven yoksunu..
Neden kimsenin aklına bu sorunun sorulduğu kişinin yaptığı mertçe bir davranış sonucu, soruya muhatap olabileceği gelmemiş?
-Türksün değil mi?
-evet
-anlamıştım... bu medeni (!) dünyada kimse kimseye karşılıksız iyilik yapmaz da sizden başka.
lincoln'un internet sitesine girince bu başlığın anlamı ortaya çıkıyor.

adamın kişisel sitesinde birbirine küfür edenleri mi ararsınız, galatasaray'ın başka transfer haberlerini mi ararsınız, yani ararsanız var.

en son okuduğum mesaj şu;

"arkadaşlar orkun uşak galatasaray'da"

ulan iyi güzel de lincon'e ne bundan güzel kardeşim? sen adamın internet sayfasını neden galatasaray taraftar forumuna çeviriyorsun?

aa unuttum. türksün di mi?
http://www.su.gge.st/1846

(bkz: türküm doğruyum çalışkanım)
soruyu ''türkçe'' soracağımız için karşı tarafın ''türkçe'' bildiğini ve bu ince espriyi anlayabileceği kapasitede türkçe bildiğini varsaymalıyız.

o halde türk insanına ''türksün di mi'' demek manasız ve aptalca olur.

karikatüristlere inanmamak fazla kaptırmamak lazım.

cehennem falan..
(bkz: sağa sinyal verip sola dönmek)
'' Sallama çayı sevemedin, fincanda içemedin, Türksün di mi ? '' diye, Ankaralı Namıka vereceğim bi şarkı sözünü şu an bestelemektir.
affınıza sığınarak bununla ilgili bir şey anlatmak istiyorum.

ne kadar doğru bilmiyorum, belki babamın beni güldürmek için yaptığı maymunluklardan biriydi*, belki de gerçekti. ama babam gerçekten yaptım dedi.

yer almanya;
annemle babam bir çin lokantasına giderler
babam; (menüden bakarak bilmeden etmeden) şundan getir der.
önüne kocaman bir kasede, içinde garip et böcek balık parçaları olan bir çorba getirmişler. yanındada çubuk vermişler.
babam hemen kaşık var mı diye sormuş
yok efendim demiş
peki kepçe var mı demiş
var demiş garson
babam getir o zaman demiş kepçeyle yemiş yemeği.
ordaki herkes sürekli babama bakarak gülmüş. sonra birisi gelmiş yanına türksün di mi`* demiş sırıtarak.
babam türkiyeliyim deyince belli oluyo zaten diye kahkahayı basmışlar.
disneyworld de splash denen alete binmek için sıra beklerken, on yaşındaki kızkardeşimin babamın yanına gidip "babaaa bak şu kızın boyunaaa. senden bile uzunn" dediğinde, genç kızın gülerek eğilip kızkardeşime "bilmiyorsun ama ben de türküm" demesi ve kardeşimin tam anlamıyla dumur olması. annemin ise uzun kıza dönüp, aa siz türk müsünüz demesi...
- kendi milletimin olumsuz yönlerine bok atıp eğleniyorum, böylelikle belki ortamlarda popüler olabilirim. türk olmaktan da utanç duyuyorum ben.*
- türksün di mi?
- evet.
- sen türk falan değilsin.

bilmem biliyormuyuz
zeki oldugu halde, imkanların kısıtlı olmasından dolayı kendi ülkesinde teknoloji gelistiremeyen insanlardir.
dunyada en çok doktora yapan kadina sahip olan insan topluluğudur.
dünyada en cok yüksek lisans yapan insanlardır.
ve hala gerizekalı, kıro, maço muamelesi gören ırktır türk ırkı, kendi toplumu tarafından da...*
(bkz: utanıyorum sözlük) şimdi (bkz: dağılın ulan)