bugün

boğazlarda ki çöp atıklarını ,çarpık kentleşmeyi,çevre kirliliğini gördükçe doğruluğu artan bi önermedir.
göt ister almak! Çağ kapatıp çağ açtık kolay değil...
Konstantinopolis mutlaka fetholunacaktır, onu fetheden ne güzel komutandır, onun askerleri ne güzel askerlerdir. Hz. Muhammed (s.a.v)
taksim e beyoğlu'nun ne hale geldiğini görünce haklılık payı olan söylem.
(bkz: aferin çok iyi düşünmüşsün)*

haydarpaşa yangınından sonra gelen edit: harbi haketmiyoruz lan.
istanbulun havası ne halde boğazlar hep çöp kaynıyor.
öyle düşünen gidebilir. kimseyi zorla tutmuyoruz istanbul'da!
mehmet ali birand'ın sözü...
kesinlikle doğru bir önermedir.türkler siktir olup gitmeli bu şehirden. fransız ve italyanlara kapımız her daim açık.
doğruluğuna yüzde yüz inandığım önermedir. şimdi şöyle düşünelim; istanbul'u istanbul yapan nedir ?

boğaz mı ? 3.köprü de olunca boğazın doğası ve dokusu yüksek miktarda zarar görecek, köprünün yapıldığı yer betonlaşacak. trafik sorunu da asla hallolmayacak, sadece beş, en fazla on seneliğine ertelenecek.

ayasofya mı ? ayasofyanın yeraltında bulunan pek çok kanalını lağım ve çöp suları bastığından dolayı, ve bu durum ayasofyanın temelleri için büyük bir tehdit oluşturmakta. ayrıntılı bilgi için national geographic mart 2010 sayısına bakabilirsiniz.

topkapı sarayı mı ? marmaray projesi kapsamında saray kompleksinin altından geçen tünel kazısı nedeniyle sarayın sur-u sultani olarak bilinen yapılarında büyük çatlaklar meydana geldi. gülhane parkı içerisinde yer alan islam bilim ve teknoloji tarihi müzesi, çok sayıda çatlak nedeniyle çökme tehlikesiyle karşı karşıya. müze her an kapatılabilir.

tarihi yarımadanın surları deseniz onlar zaten içler acısı. özellikle deniz surlarının üstüne kafe, restaurant dikmeyeni dövüyorlar.

şehirde günden güne artan suç oranını, boğazın kirliliğini, çarpık kentleşmeyi, kontrolsüz artan nüfus yoğunluğunu terör faaliyetlerini vs saymaya gerek yok.

''bütün bu bokları yedikten sonra, kusura bakmayın, bütün bunlar kazayla oldu diyemezsin... adamın gotunden kan alırlar kamil kan ''
hala manda ve himaye altında olmak isteyenlerin görüşüdür.amerikan emperyalizmini savunmayı kendine misyon edinmiş yazar düşüncesidir.türk değildir. beğenmiyorsan s.ktir git denilip susulur.
istanbulu kim hak ediyor o zaman? azerileri katleden ermeniler mi? yoksa afrikadaki zulümleriyle ün salan ingilizler ve fransızlar mı? belkide filistinde yaptıklarından dolayı istanbul yahudilere verilebilir. yada yahudileri katleden ispanyollara. amerikaya da verebiliriz. nede olsa onlar ta japonyaya gidip bomba sallıyorlar. asyaya gelip istanbula sahip çıkarlar bi zahmet. bunu da beğenmediyseniz türkistanda türkleri katleden çinliler var onlara da yakışır istanbul.
"o zaman gelsinler de alsınlar bakalım" şeklinde cevaplanabilecek öneri.

(bkz: yerse)
(bkz: bluevelve ile trolllük sanatı)
ben seni haketmiyorum istanbul. sen çok iyisin.
bunu ikimizin iyiliği için yapıyorum.

diye devam edecek cümle.
istanbul... hem çalıştığı, dibine kadar eğlendiği, koşturmacalı bir hayat süren her çeşit insanın yaşadığı şehir...
istanbulu hak etmiyor değil, bu il bu kadar insanı kaldıramıyor.
(bkz: bluevelve geldi kaçın)
istanbulun esas sahibi buzul çağı neandentel insanıdır. neandentelime dokanma, tağam mı?
ırkçı bünyenin acınası feryadı. türkler yine nereni skti?
Bir pygmenin hıçkırıkları kitabından sayfa:2.

(bkz: Kamill koşş fikir sıçmışlar)
demek ki rumlar hakediyor sonucuna vardıracak sikimtrak iddia. istanbul rum olsaydı tipik bir balkan şehri olurdu , bu haliyle tüm kültürlerin harmanıyla dünyanın en leziz şehridir. ha trafik mrafik ok ama dünyada trafikten çekmeyen metropol var mıdır ? paris londra LA NY vs. , hepsinde trafik delirtici boyuttadır (bkz: ben amerikadayken). beğenmeyen siktirsin gitsin. sike sike aldık , hala acıyorsa doktora gidin.
adamı ön yargılarınızdan kurtulup bir dinleseniz ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz. Kesinlikle katıldığım sav. Eğer ki şu istanbul Osmanlı'dan sonra bir avrupa ülkesi tarafından alınaydı, şerefsizim dünyanın en güzel şehri olurdu. Avrupalı bunu alır; bir tarafı gökdelenlerle bezer modernize ederdi, bir yandan mevcut olan tarihi dokuyu sağlamlaştırır gözü gibi bakardı, diğer yandan da o çarpık yerleşikliği en baştan önler, bu muhteşem şehrin tarihi dokusuna aykırı evler yapılmasına izin vermezdi vs. vs. Biz türkler ise olan tarihi yapıların bile örgüsünü bozmaktan anlayabiliyoruz sadece.
şahsen istanbullu olmadığım ve yalnızca medya üzerinden gördüklerimle yetinmeme rağmen sağlam olarak kalan tarihi yapıların, gerekli özenin gösterilmemesinden yada değer vermemezlikten kaybedilen tarihi yapılardan daha az oluşuna,
tüm türkiye tarafından bilinen ulaşım sorununa,
alt yapı ve kaçak yapı sorunlarına bakarak londra, paris vb. şehirlerle kıyaslandığında haklı bulunabilecek söylem. tabi istanbulun yirmi milyonun üzerinde ki nüfusunun da göz önünde bulundurulması gerek. bu kısmı istediğimiz kadar uzatabiliriz. zira istanbulda problem çok. bu konuyu derinlemesine tartışmak için türkiyenin dünya üzerinde sahip olduğu konum mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. türkiye gelişmiş bir ülke değil gelişmekte olan bir ülkedir ve istanbul türkiyenin şehridir avrupanın değil. kalite olarak avrupa tarzı eğitimden, bürokrasiden uzak kalmışlığımıza dayandırılabilecek bir durumdur bu.

şimdi her şey bir tarafa asıl dikkat çekilmek istenilen nokta -veya özellikle göze sokulmak istenilen şey- bunu türkler hak etmiyor, türklerden alıp avrupaya vermek şeklinde dile getirmek ve daha önemlisi doğuya tepeden bir gözle bakarak istanbulu ülkeden ayrı bir yerde tutmak. yanlıştır bu. hakkari, bitlis, ığdır, van, şırnak, şanlıurfa buralarda bu ülkenin topraklarıdır. aynı gelişimi bu şehirler içinde isteyemiyorsak bu şuursuzluktur. zira bu güne kadar hep bu şekilde düşünüldüğünden istanbul ve hakkari arasında yada diğer anılan yerler arasında medeni ve kültürel uçurumlar vardır. bu osmanlının son zamanlarında ki durumuna benzer. sarayda zenginlik içinde yaşayıp anadoluda da öyle yaşanıyor gibi sanmaktan başka bir şey değildir. türkü, kürdü, alevisi vs. daha niceleri yaşıyor istanbulda. istanbulda istanbullular yaşıyor. mevzunun fikir babası yaşıyor. hepsi bu memleketin insanı elbette kendi ülkelerini kendi kültürlerine göre inşa edecekler. bu insanların bir çoğu akşam karnını doyurabilmekten başka bir şey düşünmezken kalkıpta istanbulu avrupanının barcelonasının, atinasının seviyesine yükseltmek derdi ile uğraşmaz. ayrıca bu derece istanbul ve medeniyet düşkünü olup sırf bu aşk uğruna istanbulu kampanyayla avrupaya verelim diyebilecek zihniyettekilerin istanbula neler verebileceği de ayrı tartışılmalı. istanbula sıra gelene kadar belki de 50 şehir vardır böyle peşkeş çekilebilecek. ülkede irtica var irtica diye naralar atıp memleket elden gidiyor dedikten sonra istanbulu avrupaya kampanya ile verelim gibi bir söylemle karşımıza çıkan kişilerin aslında yılanın başı olduklarının farkına varmak,düşünce ve fikirlerine bunları nazara alarak yaklaşmak gerektiği kanaatindeyim.

edit: imla.
çok doğrudur. güzelim istanbulun içine edilmiştir. bir 29 mayıs ta neyini kutlar acaba kuş beyinliler.
olayı türkler onlar bunlar demeden yorumlamak çok daha akıllıca olur. istanbulda yaşayan mavcut halka bakınca 3/2 sinin hala kent yaşamının ahlakından uzak olduğunu görürüz. Bunun suçlusu tamamen onlar değildir tabii... Ancak bir kente geliyorsan oranın yaşam kurallarını da bileceksin.

Şu anda kentlerde yaşayan nüfusların yarısı köyde doğmuş insanlardır. Yanlış anlaşılmasın köy yaşantısını aşağı görür bir yanım yok. hatta saygı bile duymaktayım. Ancak köyde kentli gibi davranmak ne kadar yanlış ise tam tersi de o kadar yanlıştır.

Büyük bir metropol olmasına rağmen halkı, hala çöpü yerlere atıyor, yine yerlere tükürüyor ve en basit sosyal anlaşma olan otobüs durağında sıraya girmiyor. Bunun arasında sadece türkler değil istanbulda yaşamakta olan her ırktan insan var.

Bu yazı bir öz eleştiridir...
sen hak ettiğini aldıysan ki (uzun ve kalınca) inan almamışsın. o zaman böyle pönkürmezdin. kabul ediyoruz hata bizim türkler olarak.