bugün

çocukluk anılarımın mekanı,hayvanat bahçesiyle,ibişiyle,uçan balonuyla,maraş dondurmacısıyla, mustafa yolaşan'ın sunduğu konserleriyle unutulmaz park..şimdilerde akıbeti merak konusu..
(bkz: ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında)
yaklaşık 4 yıl evvel yeniden düzenlenerek gerçekten yeniden park haline getirilmiş, sakin nezih, tarihine yaraşır bir hal almıştır. açılışını ali müfit gürtuna ile dora bakoyanni yapmıştır.
istanbul da doğan cocukların ilk vahşi hayvan görme durumunu yaşadıkları yerdir. kafeslerdeki pis koku akıllardan silinecek gibi değildir.
atatürk heykelinin dikildiği ilk yerdir. sarayburnu'nda bulunur.
nazım ustayı görürüm ümidi ile her gittiğimde gözlerim ceviz ağacı aramaktadır.
ben bir ceviz ağacayım gülhane parkında
ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında...
dozerlerle yıkılarak yerine daha çok para getirecek bir mekanın yapılması gereken yer..
madem istanbul'da turistlerin en çok ugradıkları yerlerden biri sultanahmet-gulhane civarı..yık parkı,yap para basıcakbir mekan olsun bitsin..
tam anlamıyla eski görkeminden sonra kavak yelleri esen, farklı amaçlar için laçkalaştırılmış yer. ne yazık ki değerlere sahip çıkılamıyor.ordaki işte bu laçkalaştırılmaya komik bir örnek ;

iki sevgili gayet samimi(!) bir şekildeyken 70 yaşlarında bir amca o kadar boş bank varken onlara değil de sevgililerin tam ortasına oturmuştu. neye uğradıklarını şaşıran sevgililer dumur vaziyette yerlerinden kalkamadılar bir süre. yüzlerindeki ifade görülmeye değerdi.*
müslüm gürses konserleriyle ünlü, nazımın dediğinin aksine hiç bir ceviz ağacının olmadığı bir yer
kendine has bakır demlikte bir dost ile içilen çayın boğaz manzarasıyla verdiği keyiftir haftasonu gidilen.
bir ceviz ağacı dahi olmayan ve bu gercegin farkında olan polislerin gezindigi meshur park.
osmanlı imparatorluğu'ndaki ilk anayasacılık hareketi olarak adlandırılabilecek tanzimat fermanının okunduğu yer.. bu nedenle fermana gülhane-i hattı hümayun da denir..
içinde bulunan aşık veysel heykelinin üstünde yazan mail adresi bu parka malların da gelebildiğini kanıtlamıştır. Dikkatli olunuz efendim. Bir de bir dahaki sefere oraya gidecek olan sözlük yazarı ya da okuru yanına siyah tahta kalemi alıp da o heykelin üstündeki adresi karalarsa pis abaza amacına ulaşamamış olur.
Atatürk'ün yeni türk alfabesini tanıttığı park. Hatta karatahtanın başında harfleri tanıtırken çekilmiş herkesin bildiği fotoğraf burada çekilmiştir.
bir türlü açılamadığınız bir sevgiliniz varsa mutlaka birlikte gitmeniz gereken park.

parkın çingenelerini bilen bilir.. iki karşı cinsi bir arada gördüklerinde hemen yanaşıp demet demet gülleri uzatırlar;

"a be ne de yakışıyosunuz be!"

böylelike büyük bir yükü üzerinizden atmış olursunuz. muhabbet ilişkinizin durumuna kayar, söyleyeceklerinizi söylemek için vazgeçilmez bir fırsattır.

bu arada o gülleri babalarının hayrına vermezler.
insana huzur veren bir yapıya sahip istanbul'un en güzel yerlerinde biridir.
Yazın öğle sıcağında bile gülhane parkında yürümek, serinliğini hissetmek keyif verir insana.
gidip yürümek yaşamak lazım anlamak için tabii.
şu güzel günde en çok olmayı istediğim yer.
ne güzeldir şimdi rengarenk çiçeklerle donanmış gülhanede yürümek.
Adına şiirler yazılan park.
Başım köpük köpük bulut içim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Budak budak serham serham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril
Koparıver gözlerinin gülüm yaşını sil

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var
Yüz bin elle dokunurum sana istanbul'a
Yapraklarım gözlerimdir şaşarak bakarım
Yüz bin gözle seyrederim seni istanbul'u
Yüz bin yürek gibi çarpar çarpar yapraklarım
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
(bkz: nazım hikmet ran)
(bkz: gülhane hattı hümayunu)*
bir zamanlar ceviz ağaçlarının çok olduğu güzide bir yerdir.
ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkın'da ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında diye nazım hikmet'in dizelerine ait olan park.
ayrıca önünden tranvay geçer.
Eğlence ve dinlenme yeri , yazın halk konserleri yapılırdı giderdik , şimdi o eski sıcaklığı bulamıyorum .
Ey Oğul,

Heyhat... Ol parkın içinde, akvaryumların olduğun yamaçda, her tarafı camla kablı bir küçüçük yapı var idi. içerisi, doldurulmuş, kurudulmuş bilumum hayvanad ile dolu idi. Sincablar, admacalar, rengarenk kuşlar sankim canlu gibin gözükürdü. Bu fakir tıfıl iken, canlı hayvanlardan ziyade buradaki doldurulmuş mahlukadı merak ederdi. Parmak uclarında yükselib burnunu cama dayar hayred ile bakurdu içeri. Gelmez mi geri ol eyyam ya pir Moonlight sonata!

Vesselam
türbanlı bayanların ve cemaatçi erkeklerin öpüştüğü, revaçta olan mekandır.**
(bkz: Tanzimat fermanı)
(bkz: gülhane hatt-ı hümayunu)