bugün

Mensubu olduğum ve üniformasını gururla taşıdığım kuvvet. Dış güçler ve hain planların odağı olsa da asla gücünden bir nebze olsun kayıp vermemiş kuvvettir. Karada denizde ve havada her zaman ve her yerdeyiz!
mustafa kemal atatürk önderliğinde kurulan türkiye cumhuriyeti'nin mutlak koruyucusu olan askerî kuvvet. en büyük silahı "türk" insanıdır. tecrübelidir. 40 yıldır fiilen savaşan, ve gün geçtikçe de kendini geliştiren bir ordudur. meskun mahal operasyonlarda eline su dökecek başka bir ordu yok. zira her şey ortada. geçmişte, süper güçlerin şehir savaşlarında verdiği kayıpları biliyoruz. bu kayıpları uçaklarla tepeden füzeleri yağdırmalarına rağmen verdiler. sivil ayırt etmeksizin.. tekrar söylüyorum: tsk, şehir savaşlarında en tecrübeli ordu haline geldi. şehirlere senelerce tuzaklar kurulsa da, eyp'ler döşense de, değişen bir şey yok. silahlı kuvvetlerimizin cevabı her daim sert ve temiz oluyor.

zannetmiyorum ki, herhangi bir ordu onu karşısına almak istesin. bakmayın siz yunanistan'ın gün aşırı yaptığı taciz eylemlerine. trakya'daki çiftçileri ellerinde tırpanlarla salsan ödleri boklarına karışacak adamlar, tsk ile yaşayacakları olası bir savaşın tahlilinden bile ürperiyorlar. hem de, abilerine rağmen. inanın milliyetçilik goyguyu yapan, bu konularda gaza gelen bir yapım yok. ama ben şanlı türk ordusunun tecrübesini, gücünü görmemezlikten gelemem. gelmem! mevcut siyasi otoriteye ve cemaate rağmen yine de bileğinin bükülmeyeceğini tüm dünyaya gösteriyor. daim olsun. baki olsun. muzaffer olsun.

"bütün millete hiç tereddütsüz ve gönül rahatlığıyla arz edebilirim ki, cumhuriyet orduları; cumhuriyeti ve kutsal topraklarını güvenle koruma ve savunma kudretindedir ve hazırdır."

(1925, izmir) (atatürk'ün söylev ve demeçleri, c. ıı. ankara, 1952, s. 240
Türkiye Cumhuriyeti'nin en güvenlir kurumudur.Vatanı bölmek isteyenlere,ülkeyi geriye götürmek isteyenlere her zaman en iyi cevabı vermişitir.
Türk milletinin en samimi teveccühüne mazhar olmuş kurum.

Kars'ın çoğu teknolojik imkandan uzak Ermenistan sınırının tam dibinde bir köyünde bir zırhlı timi olarak bir grup jandarmayla beraber intikal ediyorduk. Sabah çok erken saatlerdi. Toprak damlı taş evlerin ufak camlarında belli belirsiz gözler bizi gözetlerken 7-8 yaşlarında bir çocuk koşa koşa geldi. 10 adım kala durdu. Bildiğin davar sayar gibi herkesi saymaya başladı.. yetti...sekgizzzz.... dokguzzzzz....

Jandarmalar kıllandı bu durumdan... heyyyy diye seslenseler de koşa koşa gitti çocuk... birkaç kişi ne olur ne olmaz diye tüfeklerini sırtından önüne aldı. Yeni evli bir uzman, muhafazakarlara mahsus gümüş yüzüğüyle G3'ün yenidoğan çocuk kakası rengindeki bakalit kundağına pıt pıt pıt diye vururken Kars ayazında fizik kuralları gereği soğukta gözle görülür şekilde küçülen, kısalan Demir ev kapısının kulakla işitilir gıcırtısı eşliğinde deminkinden daha büyük bir çocuk elinde Amerikan bezinden bir peynir torbasıyla koşa koşa geldi. Petin üstünde konserve kutularından ibaret kahvaltımızın yanına peynir torbasından bohçasısını açtı. Taze soğan, gövermiş çeçil, yufka, bir küçük kavanoz bal çıktı torbadan. Afiyet olsun dedi. Kimsenin birşey demesine fırsat bırakmadan koşa koşa tekrar toprak damlı taş eve gitti.

Sağol güzel çocuk. O gün o kahvaltıyı ahmet, mehmet olduğum için değil. Asker olduğum için verdiniz. Bin kere sağol.
kendilerine, vergisini ödeyen bir vatandaş olarak ve verdiğim vergiyle maaşlarını aldıklarını hatırlatarak gerekli yerden emir beklemeksizin;

terörü yok edin

demek istediğim ülkemin silahlı kuvvetleri.
kara gücü ve asker niteliği bakımından dünyanın en iyilerinden olsa da teknolojik olarak rakiplerinden geridedir, bunun sebebi çok gelişmiş büyük silah/prototip geliştirecek teknolojiye sahip olmamamızdandır, 90 larda ispanyolların kullandığı gemiyi şimdi ispanyollara yaptırtıyoruz,

milli tank diye k2 black panther tankınının zırhı ve parçalarıyla oynayıp adını altay koyuyoruz, bunların hiçbirinin motorunu üretecek teknolojimiz yok, motorları dışarıdan geliyor, hep dışarıya bağlıyız,

abd nin kullanmaya üşenip emekliye ayıracağı f16 larla güneydoğu ve suriyede operasyona çıkıp ölüm kalım savaşı veriyoruz,

adamlar ülkelerinde f 35 için bile acaba yetersiz mi diye tartışırken üstelik,

kendi savaş gemimizi ve uçağımızı yapmayı geçtim işid denen pezevenklerin kilise atılan roketlerini bile engelleyecek hava savunma sistemimiz yok,

soğuk savaş döneminde saddamın tehditleri yüzünden abd nin bize savunma sistemi diye itelediği çoğu nato ülkesinde piyasadan kaldırılmış ve baya eski kms stinger füzeleri var sözde hava savunma sistemi diye, çalışıp çalışmadığı bile muallakta,

şimdi hisar diye bir hava savunma sistemimiz var göt kadar alanı koruyabılıyor sadece, onu da istanbula yerleştirmişler, sadece istanbulun yarısını savunabiliyor, tsk nın vurucu gücü kara ordusudur, abd ve rusya gibi devletlerle olası bir hava savaşında direnme şansımız yok, bu devletleri doğrudan karşına alabilmen için yıkıcı silahlara sahip olman gerekir,

tarihçeye bakalım :

''ABD, 1952'de atom bombasından çok daha etkili ve yıkıcı bir silah olan hidrojen bombasını geliştirdi. ilk hidrojen bombası 1954 yılında Büyük Okyanus’taki Marshall Adaları’na atılarak ABD tarafından denenmiştir. Atılan bomba Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının yaklaşık 1.000 katı gücündedir.

Sovyetler 30 Ekim 1961 tarihinde, saatler Greenwich saati ile 8:30'u gösterirken Novaya Zemlya'da Tsar Bomba lakaplı 57 megatonluk bir hidrojen bombası denemesinde bulunmuştur. Bu bomba Hiroşima'ya atılan atom bombasından yaklaşık 3.800 kat daha güçlüdür. Oluşturduğu alev topu 965 km (599.624 mil) öteden gözlenebilmiştir.''

şunu söyleyecek olursak:

1. dünya savaşından sonra cephe kavramı baya değişti, artık gelişmiş hava araçları çok büyük önem kazandı,

bu devirde cesaret ve kabiliyet avantaj sayılmıyor, bitti o devirler.

yani o sağda solda, twitterlar da, youtube videolarında, forumlarda, orda burda adamlara götünüzü keseriz diye dayılanmaya benzemez bu işler,

dünya bundan 200 sene önceki teknolojik durumda olsa başım gözüm üstüne, ama şimdi olmaz,

karşımızdakiler hem katil hem zengin hemde acımasız,

örnek verecek olursak zamanında abd nin hiroshima ve nagazakiye atom bombası atıp bir anda 150.000 kişiyi eriterek yok ettiğini unutmayalım,

buradan teslimiyet anlamı çıkmasın ancak öyle göt keseriz ayar veririz falan geçeceksiniz bunları , adamlar bu yaptıklarımıza sadece gülüyorlardır emin olun,

tamam işgal edemezler belki, çünkü petrol yok,

bor gibi değerli bir madenımız var onuda adamlara uygun fiyatlara ihraç ettiğimiz için sıkıntı yok,

bunlar türkiyeyi doğrudan karşılarına almazlar ancak mecbur kalsalar daha önce yaptıklarını yapabilirler,

istisna belli, mecbur kalsalar..

daha önce yapmışlar yani, olsa yine yaparlar, dua edelim de petrol yok türkiye de, allahtan yok.
kara savaşında dünyanın en iyisi olarak nitelendirilen gözbebeğimiz olan ordumuzdur. en büyük operasyonu 1974 kıbrıs barış harekatıdır.
yani türk milleti. düzenli ordu olarak m.ö. 209. sikerun!
Disiplinin olmadığı bir yerde askerlik de kalmaz. Tiktok olayı beni de derinden yaraladı. Sen askersin hazır daima hazırsın tiktok çekmek ne oluyor. Yavaş yavaş lakayıtlık sarıyor çevrelerini.
avrupada yaklaşık 1.5 (birbuçuk) milyon asker vardır bunların yakşaşık 700 bini tsk bünyesindedir. avrupalı pilotların büyük bölümü tsk nın eğitiminden geçmektedir. sevsek de sevmesek de taşakları 3,5 kg gelen silahlı kuvvetlerdir. saldırı değil savunma mantalitesiyle haraket eder. mensuplarının büyük bölümü askerlik sanatının mantığını hakkaniyeti ile kavramış, kavratmıştır. ülkenin gelirinin büyük bölümünü kullandıkları doğrudur fakat coğrafi olarak bulunduğumuz nokta ve siyası oyunlar ne yazıkki bunu zorunlu hale getirir. fazla sesi çıkmayan çıksa bile kısa ve öz çıkan teşkilattır. fakat sesi çıktığı zaman tam çıkar.
bir seferberlik durumunda gardrobumda teğmen üniformamı halihazırda beklettiğim canım ordum. türkiye'nin doğru dürüst çalışan tek kurumu.
edit: kötüleyen arkadaşlara teşekkür ediyorum. bu kurum sayenizde var.
sosyalistlerin ordusu değildir, kürtlerin, ermenilerin, azınlıkların ordusu değildir, müslümanların ordusu değildir, türbanlıların ordusu değildir, komünistlerin ordusu değildir, eşcinsellerin ordusu değildir, barıştan yana olanların ordusu değildir, işçinin, emekçinin ordusu değildir. kimin ordusudur peki. bir kısım "laikçi", ulusalcı, milliyetçi elitist ile statükocu para babalarının ordusudur. halkı falan kucaklamaz. kendi dar kalıpları dışına çıkan "ötekini" düzenli aralıklarla kucağına oturtur sadece. bir ülkenin silahlı kuvveti, ordusu sadece "kendi işini" yapmalıdır. tsk ise kendi işi dışında herşeyi yapmaktadır. bu sebeple otuz senedir terör konusunda zerre yol alalamış olsa bile bunu kimse dillendirmez. utanmadan bilmemkaç bin şehit verdik derler, kimse dönüp meziyet hayatta tutmaktı demez. kimse çıkıp ülkenin milyar dolarları, yeni baştan bir ülke yaratacak kadar bol kaynakları, eğitimin, sağlığın onlarca katı bütçe ile neden elimizde binlerce cesetten başka bir şey yok diye sormaz. tsk halkı böler, dilediğince etiketler, tasnif eder ve kendine düşmanlar yaratır. asla vatandaşın yanında değildir. kendi bekaasını sağlamak adına koşulsuz şartsız şakşakçılığını yapan, kendini ancak bir postal, bir tank, bir apolet gölgesinde güvende hisseden, kendi gibi düşünmeyeni "hain" olarak nitelemekten kaçınmayan üç maymuncuların yanındadır. bu ülke insanı işkenceyi ordu ile görmüş ilk onunla test etmiştir, bu ülke insanı bir sabah evinden alınıp bir daha haber alınmayanları da ilk defa ordu ile görmüştür, bu ülke insanı sorgusuz sualsiz ev baskınlarını, yakılan kitapları, sönen hayatları, dağılan aileleri de ilk defa tsk ile görmüştür. buna rağmen ordu gözbebeğimizdir. ancak kendine bir düşman yarattığın sürece varolabilirsin. tsk kendine düşmanlar yaratmak konusunda tecrübelidir. düşmansız bir hiç olduğunun bilir, düşmansız maliyenin kapısına dayadıkları hortum kesilir bunu da iyi bilir. tsk üst mevkilerdeki elit bürokrat, resmi ideolojiye boğulmuş orta sınıf ve para sıçan zengin ağababalarının desteği ile tepemizde demokrasiyi katletmeye devam etmektedir. haydi memleketimin depolitize edilmiş, resmi tarih ile beynine tecavüz edilmiş, faşizmi içselleştirmiş gençliği zırhlarınızı kuşanın, ordunuzu kollayın.

"bilinçleninceye dek başkaldıramayacaklar, başkaldırmazlarsa da hiçbir zaman bilinçlenemeyecekler." *
Son zamanlarda yıpratılmak istenen kurum.Halkla karşı karşıya getirilmek istenmektedir.Son Şemdinli olayları tamaman bu kurumu yıpratmak için oluşturulan tezgahlardır.Ayrıca yapay gündem oluşturulurak mevcut hükümetle arasında bir problem varmış gibi gösterimek istenmekte ve hatta malum medya(?) tarafından provokatif yayınlar yapılmaktadır.
Ancak bu kurumu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.Bütün sorunlar demokrasiyle çözüm bulacaktır.
Dünyanın en şerefli ordusudur.Cumhuriyetin güvencesidir.isminin zikredilmesi bile bazı zihniyetlerin ödlerini koparmaya yeter.Varlığı ile gurur duymamız gerekmektedir.
gece yapılan duyurularına olan tepkinin açıklamasının su uyur düşman uyumaz olduğu anlaşılmış, atatürk türkiyesi'ni koruyan kurum.