bugün

türkiye nin carı acığını kapatmakta büyük rol oynayan, son yıllarda 10 milyon civarında yabancı turist ağırlayan devasa sektör.

büyüklüğü 30 milyar usd civarında olup, 20 milyar usd ye yakın döviz girdisi sağlamaktadır.
Bünyesinde barındırdığı emekçilerinin hayvan yerine konulduğu sektör. Herkes bu sektörü öve öve bitiremez, bacasız sanayi, doğal güzellikler, döviz girdisi, çiçekler, böcekler, deniz kum sahil. Ancak kişinin gördüğü bu muhtevi güzellik bir emekçi kitlenin ve onların maruz kaldığı pislikler üzerine kuruludur. insanlar gelir, hayat güzeldir, her şey yolundadır, kahkah kuhkuh, güneş,deniz,mojito,kumsal mutlu bir şekilde tatillerini yaparlar. Emekçiler ise bu pis sektörün esnek çalışma saati özelliğini çekmek zorundadır. Yasal olarak günlük 7.5 saat olan çalışma süresi bu sektörde 18 saati bile bulur. Çalıştığın tesiste konaklarsın bundan mıdır bilmem ama sana ırgat muamelesi yaparlar. Ezerler,ezerler,ezerler. Aşağılarlar,küfrederler. Sebebi ise performansını daha yükseğe çıkarmaktır, sömürdüğü kadarı yetmiyormuş gibi senden daha da fazlasını ister. Günlük cirosu 2.500 tl olan restaurantta 3 kişi çalıştığımızı bilirim ki bu da toplamda 75 lira gibi bir yevmiye yapıyordu. Düşünün 75 lira alıyoruz 2500 lira kazandırıyoruz. Bazen dönüp bakıyorum da çalıştığım arkadaşlarıma bundan şikayet eden tek kişi benim diğerleri kafasını eğip çalışmaya devam ediyor, seviyesizlikler yapıyor. Platon 'insan farkında olmadığı şeyden rahatsız olmazmış.'der. Sahi aslında bizden kaynaklı bu. Sen ırgat olursan adam da sana ırgat muamelesi yapar. Dönüp durdum, dönüp durdum, dönüp durdum. Düşündüm de, o halda iddia ediyorum, bu sistemi kökünden kazıyacak olan şey materyal koşulların dahilindeki iktisadi dönüşümler değil. Bilinç, bilinç bilinç.
neresinde durduğunuza göre çok değişir tadı.

mesela 35 derece sıcağın altında allah'ın pakistanlısına tur satmaya calismak da turizm sektöründe olmaktır, front desk'te siki taşağına denk takılmak da...

günde 1000 tane yaprak sarmak da turizm sektöründe olmaktır duruma göre, f&b manager olup alemin kralı gibi takılmak da...

ingilizce, iyi görünüm, iyi iletişim, dinlemek, anlamak... hepsi kafadan çok önemli.

bunları hakkıyla yapın, eğitimi kimse fazla sallamaz.

yalnız askerlik kritik tabi. burası türkiye.
ben emek derim, toprak derim, yoldas derim. onlar türk der, kürt der, mümin der, kafir der.
senin ecdadın sadece yörümüş, islam'da her bokun anlamını bulup kafayı yormamış, ilerlememiş olduğu için ecdadı ilerlemiş bir takım insanın para değerini de ilerletmesi sonucu seninkinden belki daha iğrenç işler yaparak bir ayda seninkinin üç katı maaş kazanması sonucu sana hizmet ettirebildiği sektör.

ve senin eğlenmekten başka şansın kalmaz. o noktada zaten kalan birkaç gram haysiyetini de kaybedersin... düşünen biriysen zaten, bu sektöre hiç bulaşmaman gerekir.
buram buram pislik kokan sektördür. çok çok uzun şeyler yazıp aslında akılda kalanları söylemek lazım.

bu sektörde çalışan insanların hemen hemen çoğu pisliktir. doğuludur ve aslında insan iletişimi zayıftır. iki kelimeyi bir araya getiremez. ama iletişimin en yüksek olduğu meslek olan turizmde bulunur utanmadan. bunun örnekleri o kadar fazladır ki saymakla bitmez.

çalışma saatlerinin o kadar esnek olması ki lastik gibi kopacak olması,
resepsiyonun hiç bir hakkı yokmuş gibi gece çalıştırılması (işe başlanırken farklı konuşulması)
evli olan bireyin gece çalışmaya zorlanması ve "bu mesleğinfıtratında var denmesi",
mevcut personelden adam çekilmesi ya da adam ayırımı yapılması, sabit saatlerin kişiye göre verilmesi,
bazı işletmelerde tüm çalışma saatlerinin değişik olması ve sizden kendi programınızı yapmanıza engel olması,

sultanahmet meydanında turistlere ellerinde broşürle yol kesip dinner cruise, prince islands tour, sightseeing tour vs stan ayılar.
ingilizce bilmeyen resepsiyonlar,
müşteriye sarkan resepsiyonlar,
zorla bahşiş isteyen bellboy,
kahvaltı masasında sorun çıkaran personel,

otellerin köhne yerlerde olması ve bir yanı denize bakıp öteki yanı insan pisliğine ve toptancıların olması (beyazıt, laleli, aksaray)

aksaray'daki otellerde akşamları dışarı çıkıp gezmenin sorun olabilecek olması, turistin kaldığı yerden şüphe etmesi,

içki yasasının yürürlükte olması ve turistin bunu yapamayacaksam neden geldim soruları??

sultanahmet'te ki butik otellerin aynı zamanda restaurant olması ve turistlerin önünü kesip menü göstermeleri, aynı zamanda kendi aralarında müşteri kapma kavgası yapmaları,

otel sahiplerinin neredeyse hemen hemen hepsinin geçmişinin karanlık olması,
hiç bir otel sahibinin bu işe sıfırdan başlamamış olması. yani adam bu işe nasıl başlamış diye sorulduğunda daha önce başka işten bu işe girmiş olması. (kara para aklaması açıkçası)

abd'li müşterilerin neredeyse hepsinin hilton'u tercih etmesi (memnuniyetsizlikten dolayı)

avrupa'lı müşterilerin kendilerini çok uzak hissedip bir daha gelmek istememesi.
arapların neredeyse hepsinin hem diğer müşterilerinin hem de ülkenin huzurunu kaçıracak şekilde davranmaları ve bundan hiç rahatsızlık duymamaları. aynı zamanda otel işletmecilerinin onları uyarmaması.

arapların hepsinin ülkede kokainden tutun her türlü uyuşturucuyu ya da içkiyi kullanıp, akşam olunca secde var mı diye sorması, cuma namazına gitmemeleri ya da inanılmaz şekilde şikayetçi olmaları,

arapların elleri ile pilav yemesi,
arapların diğer tüm gördükleri kadınlara sarkması,
arapların yüzsüz olmaları
arapların 5 yıldızlı otelde otel konaklaması ve ücreti için pazarlık yapması, kendilerini yerin dibine sokup aynı zamanda da işletmeyi yormaları,

türkiye'nin güneyindeki tatil beldelerindeki otellerin fiyatlarının yabancılara daha ucuza gelmesi ama türk müşterilerinin daha pahalıya kalmaları,
güneydeki otellerde bir tostun fiyatının 50tl ye çıkabilmesi ve işletmenin bunun normal olduğunu söylemesi,*
güneydeki otellerin broşürde ve sitelerinde farklı resimler ve videolar kullanmaları, ama otele gidince alakasız manzara görülmesi
güneydeki otellerde her şey dahil denilen menü ve konaklama şartlarının yerine getirilmemesi, başta türkler olmak üzere insanların kandırılması,

güneydeki otellerde vasıfsız kürtlerin işe alınması ve neredeyse dişi eşşeğe kadar sarkmaları ve bunun hiç bir sorumluluğu olmaması (tv de ve gazetelerde çıkan haberleri görebilirsiniz)
güneyde ve istanbul'da çalışan personellerin çoğunun aslında işinin adamı olmaması ve bu durumdan dolayı asıl bu işi yapan ve eğitimini alan insanların bu sebepten meslekten iğrenmeleri,

cem yılmaz'ın da anlattığı gibi, ""bir çok turistik yerde, senden benden biraz daha sarışın diye insanlara nasıl sarkıyorlar"" sözündeki doğruluğun ne kadar doğru olduğuna şahit olmak ve bunun için hiç bir şeyin yapılmaması.

gibi bir sürü olayı içinde barındıran iğrenç bir sektördür. o kadar şey söylenebilir ki, bu işi bilen düşünebilen herkes buradan ve bu meslekten uzak durmalıdır.
turizm emekçileri herkes tatil yapar onlar çalışır.
adam akıllı para kazanmak için su katılmamış orospu çocuğu olmanız gereken sektör. şerefsiz adinin teki olmalısınız, insan duygularına önem vermemelisiniz bu sektörde güzel para kazanabilmek için. işleri yolunda giden bir turizmci bulursanız bilin ki bu nitelikleri taşıyordur.
kafa dengi adamların çalıştığı eğlenceli bir iş sektörüdür. iki yıl önce dilimi geliştireyim diye kapadokyada küçük butik bir otelde işe başladım.
ilk başta patronla iyi anlaşıyorduk akşam oldun mu onun ofise geçip biralarımızı alıp çerezimizi alıp müzik dinleyip efkarlanıyorduk
bir gün böyle beş gün böyle derken her gün böyle olmaya başladı. gecenin sonunda da nedense gökhan saki maçı izleyip dağılıyorduk.
tamam gece yarılarına kadar içiyorduk güzel eğleniyorduk ama o patrondu sabah erken gelme gibi bir derdi yoktu bense 7 de kalkmak zorundaydım.
patronun arkadaşları da gelirdi bazı günler onlarla rakı sofrası kurardık. patron beni de oturturdu masaya beraber demlenirdik.
saat 11 ne olunca ben kalkayım sabah erken kalkacam dediğim de ayıp ediyon ortamı bozuyon bak diyordu.
otele o dönem aksi gibi hep latin amerikadan müşteri geldi. uruguaylı bayan bir müşteriyi bir gün çıplak gördüm tesadüfen.
ben şimdi naneyi yedik derken kadın no problem dedi.
sonra brezilyalı bir çift geldi. kadın kocasıyla hiç vakit geçirmiyor öyle benle konuşuyordu.
ben de ister istemez kadın evli olduğu için kocasından gelecek tepki için konuşmuyordum daha doğrusu tepki gelecek diye düşünüyordum.
adam hiç oralı değildi. patron kadının bana ilgisini görünce balon sattırmak için asıl la götür kadını ne demeye başladı.
olur mu öyle şey patron müşteri şey yapılır mı ne diyorum ben adam tüh yazıklar olsun senin erkekliğine diyor.
36 gün çalıştım çok az bir katkısı oldu dilme oda işime yaramadı.
dil geliştirecem diye gittim sadece farklı ırktan kadınlarla cinsel münasebetten başka bir kazanımı olmadı...
Şu anda sürünmektedir; yılın ilk beş ayında 30 otel sudan ucuza fiyatlara el değiştirmiş; yoğun sezon denen peak season öncesinde hep eleman alınırken bu sefer yüzlerce işçi çıkarılmıştır. Özellikle Ruslar'ın savaş ve ekonomik kriz nedeniyle peş peşe gelen rezervasyon iptalleri nedeniyle Antalya bölgesi çok kötü durumdadır. Yılsonuna kadar iflas eden otel sayısının ikiye katlanması beklenmektedir.

Onyıllardır altın yumurtlayan bir sektörü Akp döneminde batırmayı yine başardık.
su veren itfaiyenin hortumunu.. soyguncu köpekler.

bence okulları komple kapattirin. zaten bi bok öğrettikleri yok..
putin in aciklamalariyla birlikte ege ve akdeniz bölgelerinde büyük bir yıkım yaşayan sektördür.

turizm gelirlerinin dusmemesi icin 2016 yaz tatilini 7 aya çıkaralım bence..
inim inim inleyen sektördür. Önümüzdeki yaz, navigasyonlarını sıçtımın vizyon ayıları " ege de bir tatili hakettik canım hehe " deyip bu sektöre para kazandırmazsa, olumlu anlamda cok buyuk değişim gecirecektir.

Tatili hakettiysen siktir git yurtdışına iki ulke gör amk.
Okulu bitirdiğimde yüksek ihtimalle atılacağım sektör. Hadi bakalım bekliyoruz.
“Bu kriz 2020'den önce bitmez, fon yaratılmazsa sektör batar”
http://www.cumhuriyet.com...lmazsa_sektor_batar_.html
Bu sene 2016'yı mumla aratacakmış.

Bir ara yandaş medyaya gözüm takılmıştı onlara göre Türkiye 2017'de Paris'i. New York'u, Maldivler'i geride bırakacak düzeyde turist akınına uğrayacaktı; öyle bir ballandırdılar, öyle bir pembe tablo çizdiler ki sanırsınız diğer ülkelerin tur operatörleri de işlerini bırakıp türkiye'ye turist olarak akın edecekler. Siz deyin 30 ben diyeyim 50 milyon insan Türkiye'ye akacak.

Bugün Turizm Gazetesi editörü gerçekleri olan çıplaklığıyla anlattı. Durum Akdeniz ve Ege denizleri için sıçtın mavisi görünümünde. Yaptığımız külhanbeyliklerinin karşılığını alıyoruz: Bu sene Avrupa'dan gelen turist sayısında 5 milyon düşüş olacak. Kasımdaki erken rezervasyonlar iptal. Tabi bizim bu salaklığımızı ispanya, italya, Yunanistan hatta kıçı kırık Arnavutluk bile iyi değerlendirmiş. Adamların tesisleri ekime kadar dolu.

Son dakika turisti diye bir şey varmış (benim gibi iki ayağını bir pabuca sokmayı başaranlardan bahsediyor galiba) onları da kaçırmışız; zira yine ah o yunanistan yok mu o yunanistan ile ispanya ve hatta hatta ve portekiz erken davranıp her şeyi kapmışlar.

Bizler ise bize türlü naz yapan, domates ithalatındaki yasağı hala kaldırmayan, hala Türk vatandaşına vize uygulayan, ucuzcu beleşçi kavgacı ruslara bel bağlamışız. Geçen sene 700 bin rus gelmiş, bu sene rakam 2.5 milyon gibi bekleniyor, Avrupalı turist kaybının yarısı bile değil. Zengin Ruslar da maldivlere miamiye gidiyorlar; bize ise lada samara sahibi marangozlar, ilkokul öğretmenleri kalıyor.

AKPye oy yağdıran Antalya halkına selamlar bu arada.
Benim gireceğim meslek bakalım neler olacak. Şans dileğin bana arkadaşlar.
(bkz: yarra yering).
görsel
Ülkeye döviz sokan sektör... Bu yaz gelen turist olmaz. Oteller, restoranlar, kafeler kapalı kalırsa işten çıkarmalarda olur. Devlette para istemeye devam eder bu işsizlere yardım için ama ulaşacak mı bakalım onlara o para!? Ne kadar süre milletten para isteyebilir devlet göreceğiz. Zor bir gelecek var önümüzde.
Bu yaz insanlara burun deliklerinden bakan otel müdürlerinin ve kibirli patronlarının taşşaklara geleceği yaz olacaktır..
Aşı bulunmadan bu sezonu nasıl açmayı planlıyorlar garip. Otel’e gelen herkes’i test yapsalar dahi yeni bulaşan birinde hemen pozitif sonuç çıkarıyor mu? Bu yıl yarı yarıya müşteri azaltarak açmayı düşünmek garip.
Bin türlü yalanın, hilenin hurdanın döndüğü, neredeyse her sektördeki vasıfsızlık sorununun burada da devam ettiği sektör.
kan ağlarken bile yerli turiste indirim yapmayı reddeden sektör. beter olsunlar.
mesela bodrum gibi yerlerde her yıl yüz tane devredilen veya kapatılan mekan görürsünüz. çünkü her yıl cebinde parası olan en az 100 tane öküz gelir... ortama bakar... karı kız görür... iyi lan der ben de açayım bir yer. en az yüz bin küsür kira verir.

sezon dediğin kabaca 90 gündür.
her yıl bir 15 gün bir bok çıkar... esnaf kendini öyle avutur. yok okullar geç kapandı, yok dünya kupası var o bitsin turist gelir vs derken geriye genelde 60 ile 75 gün gibi bir süre kalır.

lan adam çanta satıyor çanta... 40 liradan! lan bunun başı götü kar olsa müşteri yağsa işportacı gibi günde 100 tane satsan (100 diyom bak bi de) günde 400 ayda 12 bin eder. eline geçecek para için çarp işte ikiyle bilemedin üçle.

şu hesapları yapamayan ne kadar mal varsa gider değişik formatlarda iş yeri açar.

batar.

neyse sıkıntı yok... her sene bir o kadar daha öküz gelir... devamı için yazıyı baştan okuyun yeterli.