bugün

2011 yapımı 122 dakikalık tomas alfredson filmi. 7.1 imdb puanına sahip, 3 oscar adaylığı ve 34 ödülü var görsel

Kadrosu ingiliz ağırlıklı, hikayenin güzelliğine yardımcı olmuş. Zira oldukça başarılı oyuncular yer alıyor filmde. gary oldman*, benedict cumberbatch, colin firth, tom hardy, john hurt, mark strong.

Alışageldiğimiz casus filmlerinden değil, bu film diğer tüm casusluk temalı kitapların atası sayılan john le carre'ın 1974 yılında yayınlanan casusluk romanından uyarlanmıştır. Gary oldman'ın fevkalade oyunculuğu insanı mest ediyor resmen, hele koltuktaki sahnesi yok mu! Tek başına En az 2 oscar gücündeydi, tabi akademinin götlüğü yüzünden sadece adaylıkla yetindi. Ayrıca son sahnesi mükemmeldi*

çekim açıları, kadrosu, oyunculuğu, mekanları, müzikleri vs her bişeyi on numara olmuştur. Anlamak için bir kez izlemek yetiyor, sadece biraz sabır ve dikkat gerekli.
kadrosunda gary oldman, colin firth, tom hardy, mark strong gibi çok değerli isimlerin bulunduğu yönetmenliğini kuzey'in yetenekli yönetmenlerinden tomas alfredson'ın yaptığı ve bir bölümü istanbul'da geçen film. aynı zamanda bir uyarlama film olacak. istanbulda geçiyor olması ve kadrosunun bu kadar kaliteli olması insanı heyecanlandırıyor.

fragmanını şuradan izleyebilirsiniz : http://www.imdb.com/video/imdb/vi495819801/

sinema öğrencisi bir yazar olarak şahsi kanaatim; istanbulda geçen filmler yani yabancıların istanbul'da yaptığı filmler çok başarılı yapıtlar olmuyor bunun bir sürü sebebi var en büyük sebebi istanbulu fazla doğulu görmeleri ve şehrin kimyasını anlayamamalarıdır. ancak bu bir uyarlama filmi olacak böyle bir sorun yaşanacağını düşünmüyorum. merakla çıkışını bekliyoruz.
en az 2 defa izlenmesi gereken çok le carre uyarlaması.

gary oldman yaşlı kurt rolüyle girmiştir bu sefer gönlümüze. ayrıca ne gereksiz aksiyon sahneleri ne de aman canım bu da olur mu denilebilecek bir sahne vardır.
büyük ihtimalle önümüzdeki oscar ödül töreninde en iyi oyuncu ve en iyi müzik ödüllerinde yarışacak olan uyarlama filmdir. gary oldman gibi bir üstadında artık bir heykelciği olmalıdır bu filmden sonra.
şimdiye kadar izlediğim en iyi casus filmi. istanbul sahnelerinde dönem görüntüsü çok güzel yakalanmış. izlerken mutlu olmamak elde değil zira çağan ırmak dışında dönem filmlerimizde duyguyu yakalayabilen nadirdir.
filmi başından sonuna dikkatle izlemek gerekiyor çünkü her şey birbiriyle ilgili ve konunun çözülmeye başladığı bir yer var orayı kaçırınca bi cacık anlamazsınız filmden.
dikkatli bir izleyiciyseniz 1 defada anlarsınız filmi. hollywood tarzı filmlere meraklıysanız biraz monoton gelebilir.

telefon sahnesinde keşke türkçe dublaj yapsaymışlar diye düşündürüyor. neticede adam ajan ve istanbul'da o aksanla kendisinin ajan olduğunu anlamayacak kimse olamaz herhalde.

tekrar düşününce istanbul sahneleri hakikaten çok güzeldi. her detay incelikle düşünülmüş ve gerçekten 70li yılların havası verilmişti. izlerken sanki eski bir film izliyormuşum gibi hissettim.
oscar alması kuvvetle muhtemel bir filmdir. casus filmlerini sevenler için kaçırılmaması gerekir. j. edgar filminden sonra izleyen kişi, bu casus dünyasında eşcinsellik çok mu yaygın nedir, diye sormadan geçemiyor. filmin en komik sahnesi; sonradan ikisinin de gay olduğunu öğrendiğimiz ajanlar peter ve jim'in "belinda" muhabbeti. ikisi de, güya yeni gelen sarışının muhabbetini yaparak, homo olduklarını birbirlerinden gizliyor.
adamı filmin ortasında uyutabilen filmlerden. beklentileri karşılayamıyor.
en iyi yardımcı erkek oyuncu ve özellikle en iyi müzik kategorilerinde 84. akademi oscar'larında aday olan yapım. adaylıklarını sonuna kadar hakeden bir yapım.

filme gelince; evet bu bir casusluk filmi. ancak filme bir hollywood filmi gözüyle bakanlar, filmle ilgili ciddi hayalkırıklığı yaşayacaklardır. zira bu bir aksiyon filmi değil, bir casusluk filmidir. yani, sessizliklerin, durağanlıkların ve dialogların anlam kazandırdığı bir hikayedir. diğer türlü bir beklenti içerisinde olanlar mission impossible ghost protocol için koltuklarına yerleşebilirler.
--spoiler--
+*hasaaaan?
-efendim?
+telefonu kullabilir miiiğ?
--spoiler--
Casus romanlarının "babası" ingiliz yazar John LeCarre'nin 1974'te yayınlanan romanıdır. George Smiley adlı ingilizlerin en "cool" casuslardan birini dünyaya tanıtan Karla Üçlemesinin ilk kitabıdır.

Casus romanları edebiyatında bir dönüm noktaksı olarak kabul edilmektedir.
çok iyi bir kadroya sahip olmakla beraber harika da bir fragmana sahip. heyecanla bekliyoruz efendim *
yaklaşık olarak %60'ını anlamadığım, durağan, vurdusuz kırdısız bir film. fakat ilgimi çekmedi değil. sanırım birçok kişinin yaptığı gibi 2 hatta belki de 3. kez izleyeceğim. kitabını okumayanlar için daha zormuş bu film.

gary oldman da olmasa napardım bilmem.

ek: istanbul sahnelerinde ise insan mutlu oluyor. filmi izleme şevkim tam kaçmıştı ki, imdadıma türk'ler yetişti.
1979 yapımı dizidir. şahanedir. yalnız anlamak için sabırla izlemek iyi takip etmek gerekir. çünkü bir sahnesi 20 dakika falan sürebilir.

yıllar önce trt'de yayınlandığında kimse bir şey anlamamış. hatta günaydın gazetesi, 'hiç bir şey anlamadık' diye başlık atmış.
efsane bir casusluk filmi olmuş. Das Leben der Anderen'le beraber izlediğim en iyi 'casusluk' konulu film.
vizyon tarihi yaklaştıkça daha büyük bir sabırsızlık sardı beni.setini almıştım londradan, alec guinnes'in oynadığını.

filmi daha güzel gibi görünüyor
güncel Önemli Başlıklar