bugün

orijinal ismi ''Serendipity '' olan 2001 yapımı bir filmdir.
Yönetmen:Peter Chelsom
Senaryo:Marc Klein
Yapımcı:Simon Fields, Peter Abrams, Robert L. Levy
Görüntü Yönetmeni:John De Borman Müzik:Alan Silvestri, John Mayer ' dir.
filmin özeti:
Noel'den hemen önce New York'tayız. Bloomingdale'de kalan son bir çift kaşmir eldiveni aynı anda satın almak isteyen Sara (Kate Beckinsale) ve Jonathan (John Cusak) bu vesileyle tanışırlar. Eldivenlerin kimin olacağına karar vermek için Serendipity ismindeki küçük kafeye giderler. Ardından Central Park'ta paten kayarlar. Gece yıldızları seyrederler. Kraliçe Takımyıldızı'nın, Sara'nın alnındaki çillerle aynı desene sahip olduğunu farkederler. Sara telefonunu bir kitabın içine yazarak yarın onu rastgele bir kitapçıya göndereceğini söyler. Jonathan ise kendi telefonunu beş dolarlık bir banknota yazdıktan sonra bir sokak satıcısına verir. Eğer kader tekrar karşılaşmalarını isterse, kitap Jonathan'ı, para da Sara'yı bulacaktır.

Birkaç yıl sonra yine New York'tayız. Jonathan, Hally (Bridget Moynahan) ile evlenmek üzeredir. Batı Yakası'nda ise Lars (John Corbett), Sara'ya evlenme teklif eder. Hem Sara hem de Jonathan'ın aklına, aynı anda, birlikte geçirdikleri olağanüstü gece gelir. Jonathan yanına bir arkadaşını alarak kitabı bulmak üzere harekete geçer. Sara da bir arkadaşıyla birlikte New York'a gelerek Jonathan'ı aramaya başlar.
alıntıdır:(bkz: http://www.beyazperde.com/film/967)
Materyalizmin kadere verdiği isim.
bunu geçenler şuraya uğruyor;
(bkz: tevafuk)
(bkz: yok böyle bir şey)
hayat senaryosunun beklenmeyen ya da akla uygun olmayan kısmı.
hesaplayamadığımız olaylara sözlediğimiz sözcük.
otobüste kulaklıkta radyo dinliyorum. spiker ergenekon kararnamesi'nde yeniden düğmeye basıldı cümlesini kurarken düğme dediği anda gözüme düğmeye basan biri takılıyor. bu olasılık yüzde kaçtır diye düşünüyorum. herhangi bir haber bülteninde düğme kelimesinin geçme ihtimalini o sırada benim düğme bulunan bir yerde bulunma ihtimalimle çarpmaya çalışıyorum. üstelik asıl şaşırtan bu kelimeyi duyuş anımla, düğmeye basma eylemini görüş anımın aynı olması. pekala bu bir rastlantı olabilir ama ya değilse. ilk kez olmuyor bu. olur olmadık yerde aklımdan geçen bir kelime televizyonda, radyoda ya da sokakta yanımdan geçen iki kişinin sohbetinde karşıma çıkıyor. bu kelime sık sık kullanılan bir kelimeyse kafamı kurcalamıyor ama örneğin sokakta yürürken kaçınızın aklından testere geçer. aklınızdan testere geçerken size doğru yürümekte olan tanımadığınız iki insanın testereden bahsetme olasılığı ne kadar yüksek olabilir? ya da bu ikisi aynı anda oluyorsa bu durumdan şüphe etmez misiniz?
2009 - 2010 bursaspor sampiyonlugu.
şüpheci ve zeki insanların sorguladıkları durum.

an itibari ile tesadüf olabilme olasılığını sorguladığım durum mevcut. bir değil, iki şey bu durumun tesedüfün ötesinde olduğunu göstermekte. düşündüğüm çıkarsa "hadi beee" derim. yeminle bak.
az önce rastladığım olay.

hiç bitmemesi istenen şeyler (31) *
kpss kopyacılarının ıs basvurularındakı referanslarının akp mılletvekıllerı olmasına 'tesaduf' denır.
inançsizların kadere verdiği isim.
kader sadece tesadüflerden ibaret olmadığı için eş anlamlısı kader olmayan kelimedir.
kainatta tesadüfe teavfuk edilmemiştir.
bursa fsm bulvarında bir cafedir.
tesadüf diye birşey olsaydı, bu hayatın sürekliliğinden bahsedilemezdi.
nitekim bahsedecek şahsiyetler de hayatta olmazdı.
hayat çok ince ayrıntılarla dolu, tesadüf olamayacak kadar çok ince hesaplarla...
şudur; dün adını ilk kez duyduğum Harry Houdini adlı bir illüzyonist adamın doğum tarihini google sayesinde öğrendim. böyle bir adamın yaşadığından da haberdar oldum.

yine dün 90'ların ve 2000'lerin başlarının popüler dizisi x-files'ın 2. sezonunun 20. bölümünü izlerken houdini'den bahsedildiğine şahit oluyorum. oha filan olmamak elde değil, herifin fotoğrafını da gördükten sonra daha bir ürküyor insan; görsel
aşkı gözünüzün önüne getirip bırakabilen olgu.
birbirinden bağımsız görünen ama aslında hiç de bağımsız olmayan nedenlerle iki veya daha fazla olgunun bir araya gelmesi...
çok tatlı bir romantik komedidir. (bkz: serendipity)
beklenmedik anlarda karşılaşılan olaylar dizisi.
(bkz: yok öyle bir şey)
(bkz: yok öyle birşey)
jehan barbur'un uyan albümünde yer alan hoş şarkısıdır.

tek tek sıralanmış her şey
doğmak için hayata
çok zor bulunurmuş elbet
tesadüfler bu dünyada

bakınmak yok aranmak yok
belki sensin sırada
karanlık çok aydınlık yok
el yordamı yaşamda

bil ki unutulur her şey
yazmayınca kağıda
yaz ki yenilensin senle
tarih olmak boşuna

bakınmak yok aranmak yok
belki sensin sırada
karanlık yok aydınlık çok
el yordamı yaşamda

hadi git
zamanın yoksa git
"senin için" deyip kalma git
sızlanıp boş yere ağlamadan
iyisi mi sen git

gitmek isterken
sıran gelir de bir tesadüf olmak için
beklemez misin?
yazılmış bu oyunda eğer bensem eşin
gitmek isterken

hadi git
zamanın yoksa git
"senin için" deyip kalma git
sızlanıp boş yere ağlamadan
iyisi mi sen git
zamanın yoksa git
"senin için" deyip kalma git
sızlanıp boş yere ağlamadan
iyisi mi sen kal..
tesadüf diye birşey yoktur. iyi ya da kötü herşeyin bir nedeni vardır.
(bkz: tevafuk)