bugün

(bkz: buyrun benim)
(bkz: sözlükteki ameleler)

gündüz şantiyede, dağda, bayırda. akşamları ise sözlükte yazan yorgun insanlardır.
şimdilik bir mühen* olarak bahdeniz.

*: mühendis; 8 harf. yani 4x2=8'den, her döneme bir harf düşüyor.
her turlu insaat, tadilat-tamirat, deprem guclendirme isleri itinayla yapilir efendim.
(bkz: evet buyrun ne vardı)

(bkz: darkranger)
bunlar mimarları sevmezler. genelleme yapmak gibi olmasın ama stajlarda karşılaşıldığında mimarlara siz elit takılın muhabbeti yaparlar. halbuki her iki şahsiyette şantiyededir staj için nedir bu olay anlamadım. eksik olmasınlar ama yapıların tasarımından anlamasalarda tasarımların ayakta durmasını sağlarlar. ama tasarım kısmına gerçekten karışmamalılar.
tasarım kısmına karışabililer çünkü eğitimini alırlar. ama mimarlardan daha kullanışlıdırlar çünki mimarlar yapıları ayakta tutma eğitimi almazlar. mimarlarla alıp veremedikleri de budur. mimarlar sadece planın binayı bitirdiğini sanmak gibi bir yanılgı içindedirler. bu yüzden mimarlara geçin şurda oynayın şeklinde ayar verirler.
ince işlerden anlayan mühendislerdir.

(bkz: ince işler mühendisi)
bu arkadaşlar bir yapıyı taşıtabilmek için odanın ortasına çekinmeden kocaman bir kolunu koyabilirler. mimarların bu konuda eğitim almadığı da tamamen yanlış bir bilgidir. çünkü üniversite hayatları boyunca mukavemet, statik, yapı fiziği, çelik yapılar, betonarmede statik hesapları gibi dersleri alırlar. inşaat mühendisliğinde çap yapmaya kalkıldığında derslerin yarısından muaf olmanızda bu yüzdendir. mühendislere ise bilindiği üzere böyle bir tasarım yetkisi devlet tarafından tanınmıyor. eğer yeterli olsalardı bu yetki kendilerine tanınırdı diye düşünüyorum. mimarların sekiz proje boyunca tasarım eğitimi almaları ile mühendislerin birinci sınıfta yarım dönemde aldıkları proje dersinin karşılaştırılabileceğini bile düşünmüyorum. tabiiki mimarların statik eğitimleri ile mühendislerin konstraktif eğitimleri de bir değil, bu da kabul edilen bir gerçekç ama kimsenin kimseye ayar verdiği yoktur. bunun için birkaç büroda veya şirkette takılıp gerçek hayatı görmek iyi bir cevaptır. ayrıca şöyle bir bakarsak zaha hadid bilinirken mühendisi kim acaba o yapıların diye de sorarım. ya da le corbusier bir üstadsa kaç mühendis vardır kendisiyle yarışabilecek? renzo piano, mies vander rohe, richard rogers, mimar sinan, mimar kemaleddin bey,venturi,coop himmelblau, beshnish, tadao ando, .. ve niceleri ya bunlar??
bu arkadaşlar kocaman bir kolonu çekinmeden bir binanın ortasına koyarlar çünkü gereklidir. mimarların bunu anlayamamasından anlaşmazlık doğar. ayrıca eski mimarların %80i şimdi mimarların alanına girmeyen inşaat mühendisliği alanında uygulamalar yapmıştır.
bir inşaat mühendisi, karmaşık mühendislik problemleri ile her gün uğraşmak zorundadır. kafaları o kadar yorulur ki keşke mimar olsaydımda bu kadar kendimi yormasaydım der. hatta inşaat mühendisleri, akşamları iş çıkışı, tıpkı mimarların yaptığı gibi, sosyalleşmek ve entel takılmak isterler. ancak, şu unutulmamalıdır ki bir mimar her zaman bir inşaat mühendisine ihtiyaç duyarken, bir inşaat mühendisi bazı zamanlar mimarlara hiç gereksinim duymaz. Çünkü, yaptıkları binalar ağır sanayi, köprü, yol ve baraj gibi mimarlık içermeyen yapılardır.
bu entryi 4 sene sonra buyrun benim olarak değiştirmek dileğiyle.***
(bkz: sozlukteki insaat muhendisleri)
(bkz: aramaya inanmak)
ayrıca,
(bkz: buyrun benim)
(bkz: darkranger)
ev lazım olursa irtibata geçebileceğiniz mühendislerdir. sözlük indirimi bile yapılabilir isteyene.
(bkz: dexter ward)
--spoiler--
işsiz olupta para kazanmak isteyenleri mesaj atsın...
--spoiler--
potansiyel işsizler ordusu.
buyrun...
-dünyanın en eski üç mühendislik dalından birini seçmiş mühendislerdir.
-civil engineer lardır çünkü dünyada askeri anlamda ayrılıp toplumsal sorunları çözmek için profosyonelleşmiş ilk mühendislerdir.
-inşaat mühendisi demek onlar için yavan kalır, bu yüzden profosyonelleştikleri alanlar için ünvanlar alırlar.
-bir binanın başından sonuna presnleridir.
-hiçbir yapı onlarsız olmaz.
-oturduğumuz tüm evlerde, kullandığımız yollarda, içtiğimiz kullandığımız suda, elektirikte, telefonda, internette hep bir inşaat mühendisinin emeği vardır.
-sağ el kuralını süper bilirler.
-hepsinin türk olduğu(muhtaç oldukları kudret zaten kanlarında var) varsayımı ve mühendislik güçleri ile pratik ve iş bitirici olduğu söylenebilir ve dünya onları arar, geriye kalanlar için simens ve mitsubishi...
-gelişmekte olan türkiye ekonomisinin lokomotifinin makinistidirler.(merak edenler türkiyenin en büyük sektörünin inşaat sahası olduğunu görecektir)

ha bi` de potansiyel işsizler ordusu diyen yarım akıllıllara bildikleri on kuraldan biri olarak "fuck"tor of safety derler.
(bkz: evet benim).
(bkz: kulağım çınladı)
kendilerine çok büyük sorumluluk ve görev düşmektedir.
dünyanın en eski üç mühendislik dalından birinin seçmişlerdir.
moment of inertia nız sağlam olsun!*
öğrencileri de sayılıyorsa içinde bulunduğum grup.
Gelecek sene benim.
Bin kere gelsem bin kere şantiyeci olurum. Ben böyle entrika böyle kaos böyle samimiyet böyle kahpeliğin başka bi işte olacağına inanamıyorum. Düşünsene türkiyenin her yerinden adamlar toplanıyor kardeş yaşında olanı baban yaşında olanı deden yaşında olanı hepsini idare etmeye çalışıyosun hepsinin birlikte çalışmasını sağlıyosun imkansız amk imkansız. Çok eğlenceli vesselam laftan anlamaz dayaktan anlamaz tipler. Her gün olay her gün arka sokaklar kanıma işledi artık. Başka işte yapamam.
boya kovasının üstünde; alçı izli, kahverengi kulplu çaydanlıktan içilen çayın tadı hiçbişeyde yok.
Şişman ve kel müteahhitler gibilerdir. Mühendis dediğin elektrikten olur.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar