bugün

uzun,kesici metal çubuklara verilen isim.cezaevlerinde genellikle ranzaların ayaklarından yapılır.mangalda kullanilabilir,işe yarar.
trafiği felç eden,deniz kenarındaysanız izlemesi mükemmel olan doğa olayı.
sistem gibi kısa bir sözcüğü daha da kısaltmaya kasanların internet alan adlarında kullandıkları kısaltma olur kendileri
içinde küçük su damlacıklarının bulunduğu,yere yakın bulutlar.
bir stephen king kitabıdır.
şiş: bedensel rahatsızlıklar sonucu oluşan şişkinlik ve kabarıklık durumu.
örgü örmek için kullanılan, kalınlı, inceli, uzun örgü sopası.
msi anakartların ekran ve ses kartını oluşturan chipset markası.
zülfü livaneli'nin yönettiği, siyasi içerikli bir film.
yanlış hatırlamıyorsam bir tevfik fikret şiiri.
...

BiLGiLERiMiZ SiS.....KAYBOLUR BATAN GÜNEŞ GiBi.
AKıL iNZiVAYA ÇEKiLiR,BiRGÜN TERKEDiP GiDER BiZi.
SEVGi TUTUKLU BiR KRAL,ESARETTEN BEZMiŞ MEĞER.
AŞK BiR MÜLTECi ,GÖÇÜP GiDER ,BiLMEZ DEĞER.

(bkz: sagopa kajmer)
bir tevfik fikret şiiri.

Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
ağırlığının altında herşey silinmiş gibi,
bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü;
tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar
onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar!
Ama bu derin karanlık örtü sana çok lâyık;
lâyık bu örtünüş sana, ey zulümlér sâhası!
Ey zulümler sâhası... Evet, ey parlak alan,
ey fâcialarla donanan ışıklı ve ihtişamlı sâha!
Ey parlaklığın ve ihtişâmın beşiği ve mezarı olan,
Doğunun öteden beri imrenilen eski kıralıçesi!
Ey kanlı sevişmeleri titremeden, tiksinmeden
sefahate susamış bağrında yaşatan.
Ey Marmara'nın mavi kucaklayışı içinde
sanki ölmüş gibi dalgın uyuyan canlı yığın.
Ey köhne Bizans, ey koca büyüleyici bunak,
ey bin kocadan artakalan dul kız;
güzelliğindeki tâzelik büyüsü henüz besbelli,
sana bakan gözler hâlâ üstüne titriyor.
Dışarıdan, uzaktan açılan gözlere, süzgün
iki lâcivert gözünle nekadar canayakın görünüyorsun!
Canayakın, hem de en kirli kadınlar gibi;
içerinde coşan ağıtların hiç birine aldırış etmeden.
Sanki bir hâin el, daha sen şehir olarak kuruluyorken,
lânetin zehirli suyunu yapına katmış gibi!
Zerrelerinde hep riyakârlığın pislikleri dalgalanır,
içerinde temiz bir zerre aslâ bulamazsın.
Hep riyânın çirkefi; hasedin, kârgüdmenin çirkeflikleri;
Yalnız işte bu... Ve sanki hep bunlarla yükselinecek.
Milyonla barındırdığın insan kılıklarından
Parlak ve temiz alınlı kaç adam çıkar?

Örtün, evet ey felâket sahnesi... Örtün artık ey şehir;
örtün, ve sonsuz uyu, ey dünyanın koca kahbesi!
Ey debdebeler, tantanalar, şanlar, alaylar;
Kaatil kuleler, kal'ali ve zindanlı saraylar.
Ey hâtıraların kurşun kaplı kümbetlerini andıran, câmîler;
ey bağlanmış birer dev gibi duran mağrur sütunlar ki,
geçmişleri geleceklere anlatmıya memurdur;
ey dişleri düşmüş, sırıtan sur kafilesi.
Ey kubbeler, ey şanlı dilek evleri;
ey doğruluğun sözlerini taşıyan minâreler.
Ey basık tavanlı medreseler, mahkemecikler;
ey servilerin kara gölgelerinde birer yer
edinen nice bin sabırlı dilenci gürûhu;
"Geçmişlere Rahmet!" diye yazılı kabir taşları.
Ey türbeler, ey herbiri velvele koparan bir hâtıra
canlandırdığı halde sessiz ve sadâsız yatan dedeler!
Ey tozla çamurun çarpıştığı eski sokaklar;
ey her açılan gediği bir vak'a sayıklıyan
vîrâneler, ey azılıların uykuya girdikleri yer.
Ey kapkara damlariyle ayağa kalkmış birer mâtemi
sembole eden harap ve sessiz evler;
ey herbiri bir leyleğe yahut bir çaylağa yuva olan
kederli ocaklar ki, bütün acılıklariyle somutmuş,
ve yıllardır tütmek ne... çoktan unutulmuş!
Ey mîdelerin zorlaması zehirinden ötürü
her aşâlığı yiyip yutan köhne ağızlar!
Ey tabiatin gürlükleri ve nimetleriyle dolu
bir hayata sâhip iken, aç, işsiz ve verimsiz kalıp
her nâmeti, bütün gürlükleri, hep kurtuluş sebeplerini
gökten dilenen tevekkül zilleti ki.. sahtadir!
Ey köpek havlamaları, ey konuşma şerefiyle yükselmiş
olan insanda şu nankörlüğe lânet yağdıran feryât!
Ey faydasız ağlayışlar, ey zehirli gülüşler;
ey eksinlik ve kaderin açık ifadesi, nefretli bakışlar!
Ey ancak masalların tanıdığı bir hâtıra: Nâmus;
ey adamı ikbâl kıblesine götüren yol: Ayak öpme yolu.
Ey silahlı korku ki, öksüz ve dulların ağzındaki
her tâlih şikayeti yapageldiğin yıkımlardan ötürüdür!
Ey bir adamı korumak ve hürriyete kavuşturmak için
yalnız teneffüs hakkı veren kanun masalı!
Ey tutulmıyan vaitler, ey sonsuz muhakkak yalan,
ey mahkemelerden biteviye kovulan "hak"!
Ey en şiddetlikuşkularla duygusu körleşerek
vicdanlara uzatılan gizli kulaklar;
ey işitilmek korkusuyle kilitlenmiş ağızlar.
Ey nefret edilen, hakîr görülen millî gayret!
Ey kılıç ve kalem, ey iki siyasî mahkûm;
ey fazilet ve nezâketin payı, ey çoktan unutulan bu çehre!
Ey korku ağırlığından iki büklüm gemeye alışmış
zengin, fakir herkes, meşhur koca bir millet!
Ey eğilmiş esir baş, ki ak-pak, fakat iğrenç;
ey tâze kadın, ey onu tâkîbe koşan genç!
Ey hicran üzgünü ana, ey küskün karı-koca;
ey kimsesiz; âvâre çocuklar... Hele sizler,
hele sizler...

Örtün, evet, ey felâket sahnesi... Örtün artık ey şehir;
Örtün, ve sonsuz uyu, ey dünyanın koca kahpesi!
2005 ABD yapımı, Rupert Wainwright'ın yönettiği film.
(bkz: sis ve gece)
.sis uzantısı Symbian OStan uygulamadır.
1988 tarihli zülfü livaneli filmi. filmde rol alan oyunculardan bazıları: rutkay aziz, uğur polat, aslı altan, sevtap parman, menderes samancılar, elia kazan...
ispanyol yazar miguel de unamuno'a ait roman.* Sokakta gördüğü bir kadın karartısına aşık olan ve onun peşinden giden bir ispanyol asilinin öyküsünü anlatıyor; aşkı, aşık olmayı, terketmeyi, terkedilmeyi sorguluyor.
gecen sene gosterime giren ve korku filmi ile alakası olmayan lanet bir filmdir.
tevfik fikret'in sis şiiri ile ilk defa istanbul'a bakış karamsar ve melankolik bir hava ile verilmiştir. bunun esas nedeni; tevfik fikret'in "servet-i fünun" dergisinin kapatılması sonucunda karamsarlığa düşmesi ve yönetime kızmasıdır.
m. de unamuno'nun mükemmel romanı. camus ayarında bir başkaldırının romanı. hayatımda okuğum en iyi romanlardan biri.
yakın zamanda gösterime giren, finaline kadar insanı oflayıp puflatan, finalinde izleyiciyi bir nebze de olsa şaşırtan film.
klostrofobiak.
an itibari ile kızıltoprak,feneryolu mevkiinde etkili olan hava olayı.
şuan kadıköy de gözü görmez kılan bulutumsu şey.
aylardan ocak.. garip bir 2007 ocağının garip bir günü..istanbulda sise meydan okurcasına bir hareketlilik..Gözün gözü görmediği Beşiktasta tezatlar var bugun...Taksim-kozyatağı otobüsü,otobüse binemeyen kaygılı insanların bakışlarıyla trafiği yararcasına ilerliyor bugun..vapurlar sessizce duruyor iskelede..Böylesine bir günü istanbulda geçirmemiş biri olarak korkuyorum bu korkunc günden..