bugün
- kıza iğne batıran türbanlı10
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu8
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi12
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali9
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- kendini bir görsel ile anlat19
- xdearm10
- jose mourinho34
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü12
- icardi190552
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal21
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri9
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
barış bıçakçı'nın en sevdiğim kitabı.
-her şey anlamını yitirdiğinde, tutarlılık adına, televizyonda yayımlanan la liga ve bundesliga maçları da anlamını yitiriyor. insanların ellerini hiç kullanmayıp sadece ayaklarını kullanmaları cemil’e çok saçma geliyor. dokuz numaranın saçına gösterdiği özen çok saçma geliyor. her pozisyondan sonra, oyuncuların teknik direktörlerin kameranın kendilerini gösterip göstermediğini anlamak için göz ucuyla stadyumdaki dev ekrana bakmaları çok saçma geliyor ve “yapma bunu! yapma bunu!” diye bağırıyor cemil çünkü anlamsızlık ile ancak cazgır bir maç anlatıcısı olarak mücadele edebilir, çivi çiviyi söker.
-cemil, genç cemil’in elinde silah olup olmadığına bakmıştı, çünkü yıllar önce okuduğu rene char’ın seçme şiirleri’nin önsözünde geçen şu cümleyi unutamıyordu:
“kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz.”
böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir.
silaha gerek yok.
-her şey anlamını yitirdiğinde, tutarlılık adına, televizyonda yayımlanan la liga ve bundesliga maçları da anlamını yitiriyor. insanların ellerini hiç kullanmayıp sadece ayaklarını kullanmaları cemil’e çok saçma geliyor. dokuz numaranın saçına gösterdiği özen çok saçma geliyor. her pozisyondan sonra, oyuncuların teknik direktörlerin kameranın kendilerini gösterip göstermediğini anlamak için göz ucuyla stadyumdaki dev ekrana bakmaları çok saçma geliyor ve “yapma bunu! yapma bunu!” diye bağırıyor cemil çünkü anlamsızlık ile ancak cazgır bir maç anlatıcısı olarak mücadele edebilir, çivi çiviyi söker.
-cemil, genç cemil’in elinde silah olup olmadığına bakmıştı, çünkü yıllar önce okuduğu rene char’ın seçme şiirleri’nin önsözünde geçen şu cümleyi unutamıyordu:
“kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz.”
böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir.
silaha gerek yok.
insanın o müellif kelimesinin o cümlede ne işi var validesini dansa kaldırdığım diyesi gelmiyor değil.
Sivrisineklerin çıkmaya başlamasıyla( !) hatıramdan serbest çağrışım suretiyle hortlayan barış bıçakçı kitabı. Aşağıdaki paragrafa hasbelkader rastlayınca kitaptan çok şey bekleyip umutlanmıştım sözlük. Anında sipariş edip geleceği günü sabırsızlıkla beklemiştim. Sigaralar, kahveler her şeyi önceden planlamıştım. Açıkçası kitap doyurmadı beni. Belki halet- i ruhiyemden kaynaklıdır bilmem ama sırf şu cümleleri için bile güzelliği yadsınamaz.
"editör hanım, otuz beş yaşında mühendisliği bıraktı ve kendini edebiyata verdi." cümlesinin biyografimde güzel duracağını düşündüğüm için işimden istifa ettim. küçük burjuvaların kayda değer lükslerinden biri de kendi biyografilerini hayal edebilmeleri ve bazı şeyleri sırf biyografilerinde yer alsın diye yapabilmeleridir. ''
"editör hanım, otuz beş yaşında mühendisliği bıraktı ve kendini edebiyata verdi." cümlesinin biyografimde güzel duracağını düşündüğüm için işimden istifa ettim. küçük burjuvaların kayda değer lükslerinden biri de kendi biyografilerini hayal edebilmeleri ve bazı şeyleri sırf biyografilerinde yer alsın diye yapabilmeleridir. ''
"Böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? Anlam ağırdır… Dibe çöker. Falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar."
"Şiirle uğraşırken, bir yandan da Nazlı'nın içinde kaybolacağı bir roman yazmayı hayal ediyordum çünkü ben de onu içime almak istiyordum. Erkekler de kadınları içlerine almak ister. Nazlı'nın başını ne zaman göğsüme bastırsam, saçını koklasam, isterim bunu.
Editör hanım, yazarak, hikayeler anlatarak bir kadını içinize alabilirsiniz ve başka biri olabilirsiniz. Saygılarımla."
Editör hanım, yazarak, hikayeler anlatarak bir kadını içinize alabilirsiniz ve başka biri olabilirsiniz. Saygılarımla."
Barış Bıçakçı'nın aforizma ve denemelerini, hikayesi olmayan karakterlere yamayarak bize aktardığı kitap. Kesinlikle bir roman değil.Tekniğini oldukça acemice buldum.
hayatının geri kalanında hayatını yaşamayı uman, yirmi yaşlarında kafasına silah dayamış ama kırkına gelmiş olmasına rağmen ölememiş bir adamın; yıllar boyunca kaçırdıklarını, yıllar sonra fark edip en azından bir yerden yakalamaya çalıştığı bir kitap.
yirmili yaşlarda kalbe sıkılan bir kurşunun, insanı aslında o gün öldürdüğünü anlatan bir kitap.
yirmili yaşlarda kalbe sıkılan bir kurşunun, insanı aslında o gün öldürdüğünü anlatan bir kitap.
"Fakat birader insan kendini burada matah bir şey sanıyor ya, bir filmin baş rol oyuncusu filan sanıyor. " hepimizin içinde olduğu durumu daha güzel nasıl anlatabilir ki bir yazar kelimelerle...
barış bıçakçı'nın naif bir kitabıdır.
--spoiler--
dünyamızda alışılmışın dışındaki her şeyin açıklanması gerekir ve bu hiç de masum bir gereklilik değildir. açıklama yaparsınız, neden gösterirsiniz, makul gerekçeler sunarsınız, sonra bir de bakmışsınız tam da sizden açıklama bekleyenlerin dilini kullanıyorsunuz, kendi dilinizi değil. birilerine açıklama borçluysanız borcunuzu daima kendi dilinizi harcayarak ödersiniz.
--spoiler--
okuyunca aklıma alfred adler'in "Prensipler uğruna savaşmak, onlara uygun yaşamaktan daha kolaydır." sözü geliyor.
bir şeylere karşıyız, olmasını istemiyoruz. bizi kısıtlayanları kısıtlayarak özgür olmak istiyoruz. masum canların intikamı için insan öldürmekten çekinmiyoruz. faşizmi istemiyoruz ama elimizde olsa bizimle aynı düşünmeyen insanları yok ederiz. geldiğimiz nokta bu, nefret ettiğimiz şeye dönüşmeye başlıyoruz. bilerek ya da bilmeyerek.
"ne çok gülmüşümdür keskin pençeleri olmadığı için kendini iyi zanneden zayıflara."
--spoiler--
dünyamızda alışılmışın dışındaki her şeyin açıklanması gerekir ve bu hiç de masum bir gereklilik değildir. açıklama yaparsınız, neden gösterirsiniz, makul gerekçeler sunarsınız, sonra bir de bakmışsınız tam da sizden açıklama bekleyenlerin dilini kullanıyorsunuz, kendi dilinizi değil. birilerine açıklama borçluysanız borcunuzu daima kendi dilinizi harcayarak ödersiniz.
--spoiler--
okuyunca aklıma alfred adler'in "Prensipler uğruna savaşmak, onlara uygun yaşamaktan daha kolaydır." sözü geliyor.
bir şeylere karşıyız, olmasını istemiyoruz. bizi kısıtlayanları kısıtlayarak özgür olmak istiyoruz. masum canların intikamı için insan öldürmekten çekinmiyoruz. faşizmi istemiyoruz ama elimizde olsa bizimle aynı düşünmeyen insanları yok ederiz. geldiğimiz nokta bu, nefret ettiğimiz şeye dönüşmeye başlıyoruz. bilerek ya da bilmeyerek.
"ne çok gülmüşümdür keskin pençeleri olmadığı için kendini iyi zanneden zayıflara."
Her şey bir şeyin etrafında hiç durmadan döner, insanın payına düşen sarhoşluktur.
okumaya henüz başladığım roman lakin dünyanın en kötü arka kapak tanıtım yazısına sahiptir.
Her şey çok anlamsız! Hayat, kendi kendilerini kopyalayan dev moleküllerden başka bir şey değil. Hayat dediğimiz şey sadece kimyadan ibaret. Periyodik tabloyu ezberlesek yeter. Evrendeki en bol iki elementin, hidrojen ve helyumun, aynı zamanda en hafif iki element olması her şeyi açıklıyor zaten. Böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? Anlam ağırdır
Dibe çöker. Falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar.
Hayatın bu manasız, bu sinir bozucu zenginliği ve vaatleri karşısında çıldırıp delirmemek için hayal kuruyorum, diye düşünüyor Cemil. O bulanık genişliği, o yankısız boşluğu, hayallerimin görsel yankılarıyla doldurmaya çalışıyorum. Sahip olduğum şeyleri küçümseyen, yaşadığım anı küçümseyen, bana durmadan daha yaşanacak çok şey olduğunu söyleyen haya ile başka türlü nasıl baş ederim? Ya böyle kendi kendini hayallerle avutan biri olacağım ya da gördüğüm her şeye saldıracağım. insan olmak ne zor şey!
Küçük burjuvaların kayda değer lükslerinden biri de kendi biyografilerini hayal edebilmeleri ve bazı şeyleri sırf biyografilerinde yer alsın diye yapabilmeleridir.
Hayatın bu manasız, bu sinir bozucu zenginliği ve vaatleri karşısında çıldırıp delirmemek için hayal kuruyorum, diye düşünüyor Cemil. O bulanık genişliği, o yankısız boşluğu, hayallerimin görsel yankılarıyla doldurmaya çalışıyorum. Sahip olduğum şeyleri küçümseyen, yaşadığım anı küçümseyen, bana durmadan daha yaşanacak çok şey olduğunu söyleyen haya ile başka türlü nasıl baş ederim? Ya böyle kendi kendini hayallerle avutan biri olacağım ya da gördüğüm her şeye saldıracağım. insan olmak ne zor şey!
Küçük burjuvaların kayda değer lükslerinden biri de kendi biyografilerini hayal edebilmeleri ve bazı şeyleri sırf biyografilerinde yer alsın diye yapabilmeleridir.
barış bıçakçı'dan okuduğum ilk kitap. sanırım diğerlerini de okuyacağım.
kitap nasıl mı?
çok benden, çok kişisel, çok tanıdık, çok yakın, az derin ama yüksek, naif ama sert, detaycı ama makro.
kitaptan buraya yazılacak çok şey var, umarım bi gün yazarım.
edebi yönü mü? umut verici...
kitap nasıl mı?
çok benden, çok kişisel, çok tanıdık, çok yakın, az derin ama yüksek, naif ama sert, detaycı ama makro.
kitaptan buraya yazılacak çok şey var, umarım bi gün yazarım.
edebi yönü mü? umut verici...
--spoiler--
Cemil, genç Cemilin elinde silah olup olmadığına bakmıştı, çünkü yıllar önce okuduğu René Charın Seçme Şiirlerinin önsözünde geçen şu cümleyi unutamıyordu: Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz.
Böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir.
Silaha gerek yok.
--spoiler--
Cemil, genç Cemilin elinde silah olup olmadığına bakmıştı, çünkü yıllar önce okuduğu René Charın Seçme Şiirlerinin önsözünde geçen şu cümleyi unutamıyordu: Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz.
Böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir.
Silaha gerek yok.
--spoiler--
yazının usul usul ruha yağması gibidir barış bıçakçı okumak.
yazar sinek ısırıklarının müellifinde hayatı büyük bir şehrin kıyısında, toplu konutlarda yaşayan, kitabının yayınlamasını beklerken hayaller kuran cemil'in çıkmazlarını, hayat karşısındaki naifliğini anlatıyor. aslında günümüz yazarlarının nasıl bir ortamda varolma çabası verdiklerini ince bir mizahla gözler önüne seriyor cemil'in bekleyişi. benim için ayrı bir önemi de eryaman'da yaşıyor olmam ve kitapta bahsedilen birçok şeye tanık olmam.(banyonun tavanının akıtması gibi) barış bıçakcı'nın buralarda bir yerlerde dolaştığını, yazdığını bilmenin mutluluğu da ayrı tabi. kelemin daim olsun üstad.
yazar sinek ısırıklarının müellifinde hayatı büyük bir şehrin kıyısında, toplu konutlarda yaşayan, kitabının yayınlamasını beklerken hayaller kuran cemil'in çıkmazlarını, hayat karşısındaki naifliğini anlatıyor. aslında günümüz yazarlarının nasıl bir ortamda varolma çabası verdiklerini ince bir mizahla gözler önüne seriyor cemil'in bekleyişi. benim için ayrı bir önemi de eryaman'da yaşıyor olmam ve kitapta bahsedilen birçok şeye tanık olmam.(banyonun tavanının akıtması gibi) barış bıçakcı'nın buralarda bir yerlerde dolaştığını, yazdığını bilmenin mutluluğu da ayrı tabi. kelemin daim olsun üstad.
şöyle bir şey de var:
http://www.ntvmsnbc.com/id/25309597
http://www.ntvmsnbc.com/id/25309597
meltem gürle'den geliyor:
http://www.birgun.net/wri...1&month=11&day=20
http://www.birgun.net/wri...1&month=11&day=20
barış bıçakçı'nın yeni kitabı...
"kadınlardan ne çok şey istiyoruz: bizi affetsinler, bize memelerini göstersinler ve ölümsüzlük versinler."
"gülmek çoğu zaman rüşvettir." gibi altı çizilecek birçok cümle vardır kitapta.
"kadınlardan ne çok şey istiyoruz: bizi affetsinler, bize memelerini göstersinler ve ölümsüzlük versinler."
"gülmek çoğu zaman rüşvettir." gibi altı çizilecek birçok cümle vardır kitapta.
bizim büyük çaresizliğimizden bildiğimiz barış bıçakçı adlı yetenekli genç kalemin yeni kitabı.
http://www.iletisim.com.t...n-m%c3%bcellifi-1768.aspx
http://www.iletisim.com.t...n-m%c3%bcellifi-1768.aspx
güncel Önemli Başlıklar