bugün

sinek ısırıklarının müellifi

barış bıçakçı'nın naif bir kitabıdır.

--spoiler--

dünyamızda alışılmışın dışındaki her şeyin açıklanması gerekir ve bu hiç de masum bir gereklilik değildir. açıklama yaparsınız, neden gösterirsiniz, makul gerekçeler sunarsınız, sonra bir de bakmışsınız tam da sizden açıklama bekleyenlerin dilini kullanıyorsunuz, kendi dilinizi değil. birilerine açıklama borçluysanız borcunuzu daima kendi dilinizi harcayarak ödersiniz.

--spoiler--

okuyunca aklıma alfred adler'in "Prensipler uğruna savaşmak, onlara uygun yaşamaktan daha kolaydır." sözü geliyor.

bir şeylere karşıyız, olmasını istemiyoruz. bizi kısıtlayanları kısıtlayarak özgür olmak istiyoruz. masum canların intikamı için insan öldürmekten çekinmiyoruz. faşizmi istemiyoruz ama elimizde olsa bizimle aynı düşünmeyen insanları yok ederiz. geldiğimiz nokta bu, nefret ettiğimiz şeye dönüşmeye başlıyoruz. bilerek ya da bilmeyerek.

"ne çok gülmüşümdür keskin pençeleri olmadığı için kendini iyi zanneden zayıflara."