bugün

johnny depp hayranlarının kendisini güzel bir oyunculukla izlemeye doyduğu ayrıca john turturro nun da tecrübesiyle eşlik ettiği bir stephen king romanının film uyarlaması. çok da germeyen bir gerilim, ancak kitaptakinden farklı bir sonla bittiği için izlenebilir
başrolünü johnny depp in oynadığı , yönetmenliğini david koepp in yaptığı, stephen king in kitabından sinemaya uyarlanan film.
johnny depp' e doymak için izlenesi filmdir, insanda cips yeme isteği uyandırır.
izledikten sonraki iki sene boyunca winston'u bırakıp pall mall içmemi sağlayan film.*
kişilik bölünmesi sahnesi ile kurtarmış film.
johnny depp'in acik ara en kötü filmi.
johnny depp'e açık ara aşık olduğumuz filmlerden biri.
izledikten sonra insanda çift kişilikli olma isteği doğuran psikolojik gerilim filmi. Jonny Deep abimiz yine karizmanın en kralını yapmıştır; yakışır abime.
-Hayrettin demli bi çay çek ordan Jonny abime.
uyarlandığı kitabın orijinal isminin secret window secret garden olduğu, johnny depp'e aşık olduğum film.
johnny depp'ten başkasının o role yakışmayacağını düşündüğüm film. psikopat bakışlı sert bir aktör mü? hayır. tam aksine; depp gibi sevimli çehreli bir insanın üzerinizde bıraktığı etki sayesinde fimin sonlarına doğru tam bir ironi yaşanıyor. "ben bunu evde beslerim." dediğiniz adam birden sokağa atılası uyuz it'e dönüşüveriyor.

bu psikolojik karmaşada gözü rahatsız eden ve izleyiciyi sıkabilecek herhangi birşeye rastlamadım. filmin yarısına doğru sonunu tahmin edebiliyorsunuz, ama bu ne zaman güzel bir film için eksi puan oldu onu hiçbir zaman anlayamadım. vurgulamak istediğim en önemli nokta şu; yönetmen depp'i sadece popülaritesi yüzünden para getireceği için seçmemiş kesinlikle. benimle aynı şeyleri düşündüğüne eminim. ironik bir karakter yaratma çabası..

kısacası izlediğim ilginç filmlerden biri olarak kaldı aklımda.
filmin sonunda aldatan sevgilisini mısır yapıp, yiyerek çok çılgın bir sona imza atmıştır johnny depp.
johnny depp' in oynadığı, türkçe' siyle 'gizli pencere' adlı filmdir.
Bu rolde johnny depp dışında kimsenin oynayamacağını düşündüren filmdir.
kadro gayet iyi ama biraz daha gerilim katılabilirmiş sanki.

johhny abiye tekrar hürmetlerimizi iletelim.
saygılar...
yönetmenliğini david koepp'in yaptığı, korku edebiyatının güçlü ismi stephen king'in romanından uyarlama 2004 yapımı gerilim filmi. başrolünde ise hollywoodun yakışıklı bünyesi johnny depp var. zaten iyiki de var. kanımca sıkılarak bile olsa filmi izlettiren tek şey depp'in iyi oyunculuğu, ha evet bir de yakışıklılığı.
zaten bir filmin kitap üzerinden uyarlanması oldukça güç ve riskli bir hadisedir. böyle bir başarıyı yakalayabilen yapımlar ise parmakla sayılacak kadar azdır. bu hususta elbette en iyi örnek tolkien'in romanından uyarlama olan yüzüklerin efendisi serisidir. belki de sinema tarihinde kitap üzerinden sinemaya aktarımda en iyi iş çıkarmış filmlerden biridir yüzüklerin efendisi.
bu açıdan bakıldığında secret window başarısız bir yapım olmuş. film boyunca türünün gerektirdiği gibi gerim gerim gerilmiyorsunuz. film bittiğinde benliğe iyiki izlemişim gibi bir duyguda hakim olmuyor malesef.
kısacası, bu filmi izlemekten başka yapabileceğiniz daha iyi şeyler varsa onları değerlendiriniz. yok ben illa izlemek istiyorum, malum jhonny depp görmek, gözlerimin pasını silmek istiyorum diyorsanız buyurunuz izleyiniz.
Bu akşam tekrar Cnbc-e'de 22.00 da oynayacak olan filmdir.
--spoiler--

johnny depp in şizofren bir katil olarak bile kendini sevdirebildiği film.

--spoiler--

ayrıca, çirkin bir şapka insana bu kadar yakışamaz be kardeşim!***
johnny deep'in tek kelimeyle one man show yaptığı filmdir.
Johnny film yapsın biz kilitlenelim karşısında.
severek izliyoruz efendim.
2004 yapımı filmde oyunculuğuyla göz dolduran johnny depp ön plana çıksa da, tüm oyuncuların eksiksiz performansıyla alkışı hak eden bir yapım "secret window"..

film, klasik stephen king senaryolarından birinin canlanmış hali biraz.. "klasik" dememin sebebi ise hemen hemen bütün kitaplarını okumamdan geliyor.. sonunu filmin ortasında tahmin ediyorsunuz ama nasıl o noktaya geleceğini merak ede ede izliyorsunuz.. en nihayetinde gene ilginç bir son bekliyor bizi; oldukça ucu açık olmasa da, devamı da yazılabilir tarzında..

film bir yazarın, shooter isimli bir adamla karşılaşmasıyla başlıyor.. shooter, yazarın öyküsü olan "secret window"u kendisinin yazdığını ve yazarın da bunu çalıp üstüne bir de sonunu değiştirdiğini iddia ediyor.. yazar ilk başta gülse de adamın ciddiyetiyle kendi kendisini sorgularken buluyor; ya çaldıysa?

kötü giden hayatıyla shooter'in ilginçlikleri birleşince yazar hepten paranoyaklaşıyor.. boşanmak üzere olduğu karısıyla yaşadığı tartışmalara bir de karısının sevgilisiyle olan çatışması binince, iyice asabileşen yazar; shooter'in çok sevdiği köpeğini öldürmesi üzerine dedektif tutmaya karar veriyor..

shooter'ın, yazarın karısının evini yakmasını da mevzu bahis öykünün yer aldığı derginin yokedilmesine yoran dedektif, sonradan shooter'ın da başka birisi tarafından tutulduğunu düşünüyor.. ılginç gelişmeler bununla da bitmiyor, yazar hepten delirecek oluyor; dedektif ve shooter'ın tek tanığı olan şehirlinin öldürülmesi herşeyin zıvanadan çıktığını gösteriyor..

bir öykünün iki önemli cümlesi vardır; birincisi başlangıç, ikincisi bitiş.. shooter'ın tek istediği ise kendi yazdığı sonuç cümlesine sadık kalınmasıdır.. ancak işler çığrından çıkıverir.. ısminin bilhassa yanlış söylenişi ve yazılışı da filmin finalinde taşların yerine oturtulması içindir..

yalnız genele baktığımızda klasik bir king öyküsüyle karşılaşıyoruz; bir banliyö şehri, hemen hemen ıssız sayılabilecek kadar sessiz, olaysız, insanlarının paranoyaklıkla asabilik arasında gidip geldiği bir şehir.. ve insan portreleri de buna uygun; çıldırmaya müsait asabi yazar, hiçbir şeyi umursamayan ama iş ciddileşince stres yapan dedektif, sanki tüm olayları dışarıdan izleyen şerif; ki çoğu stephen king öykülerinde de şerifler hiçbir haltı beceremeyen bir portre çizmektedir, hatta filmde ufacık bir rolü olan kargocu kız bile kasabanın insanlarını anlamamıza yetiyor..

sonu tahmin edilebilir, dediğim gibi, ancak yine de ilginç olan, stephen king'in sanki dört bir yana dağılmış gibi duran ancak filmin sonunda da herşeyin yerli yerinde olduğu senaryosuna hayran kalmak istiyorsanız; izlemeniz için şiddetle tavsiye edebileceğim bir film, secret window..
yönetmenliğini david koepp'in üstlendiği, 2004 yili amerikan yapimi sözüm ona gerilim - korku filmi.
film stephen king adindaki "çocuk masallari" yazan dünyaca ünlü yazar abimizin, four past midnight adli 4 hikayeden oluşan kitabindaki, bir hikayeden sinemaya uyarlanmiştir.
doğal olarak film, bir stephen king romanindan uyarlama olduğu için, diğer bütün stephen king romanlarindan uyarlamalar gibi kafadan bir kayipla başlamiş. ta filmin başinda johnny depp'in canlandirdiği başrol karakterinin haleti ruhiyesinden filmin tamami çözülmüştür. bu sebeple filmin son 95 dakikasi seyirci için bir buhrana dönüşmüştür. yine de tüm kurgu, yönetmen ve senaryoya rağmen johnny depp ve diğer oyuncularin, oyunculuklari göz doldurmaktadir.
(bkz: sonu başindan belli olan filmler)
Stephen King'in " secret window, secret garden " adlı romanından alınmıştır, Korku filmi değildir, aksiyon dolu gerilimdir sadece, Johnny Depp her zaman olduğu gibi burda da oyunculuğla gözleri büyüler, filmin sonunda mısır yemek isteği doğabilir.
jonny deep in muhteşem oyunculuğu olmasa,izlenilebilitesi olmayan film.
johnny depp' in muhteşem oyunculuğuna rağmen sonu getirelemeyen film.
johnny deepe rağmen zaman kaybı olan film.
makinist ile birlikte güzelim fight club filmini benim için kelimenin tam anlamıyla piç eden filmdir.*
--spoiler--
ben önce bu filmi sonra makinisti izledim ki arada bir de akıl oyunları var. bunlardan sonra bir de fight club izleyince 'ulan yine mi aynı olay be off yeter' dedim. keşke önce fight club' ı izleseydim.
--spoiler--
tek kelimeyle filmden öte adeta johnny depp şov diyebileceğimiz bir yapım. gerçi johnny depp bunu ilk kez yapmıyor...

(bkz: pirates of the caribbean)
(bkz: sweeney todd)
(bkz: finding neverland)
(bkz: blow)
(bkz: edward scissorhands)