otobüste yandaki koltuğa şişman birinin oturması

ölümlük bir durumdur. asla şişmanları aşağılamıyorum ama ezilir büzülür insan.
birde o şişman kişi uyuyorsa yandınız demektir. her virajda üstünüze abanır.

cevrede baska bos koltuk olmamasi durumunda yolculugun cetin gecmesi durumudur.

(bkz: 24 saat otobüs yolculuğu yapmak)

eğer yaptığınız şehirler arası bir yolculuksa bittiğinizin resmi olan hadise.
derhal saçma bir bahaneyle yerinizi değitşirmek istersinizdir.
bu koridor sevmiyorum deyip cama geçmek ya da koridorsuz yapamıyorum da denip bir yolunu bulmaktır kaçmanın..
dua edilmeli ki otobüs full olmasın ya da birileri hemen insin..
artı muavinin de size kıl olmaması lazım,yok abi, yasak,sigorta şirketi yasak koydu falan diyebilir.

Malum yolculuk süresince,eziyetin habercisidir.

beraberinde kolumdaki çantayı kucağıma alma sebebim.

ter kokan, ağzı kokan, osuran * insanlardan daha az zararlı olan yolcudur.

fazla kilolu kişinin ne kadar duyarlı olmasına baglı olarak değişen durum.
kimisi rahatsızlık vermemek için koltuğun kenarına oturur yayılmaz efendi gibi *
kimisi de kapaldığı alana bakmaz yayılır da oturur . *

günlük hayatta olağan bir olaydır. evet olağandır ama diğer kişiyi hayatından bezdirir. aslında bahse konu entryinin başlığı "serviste şişman birinin sizi kankanız ilan etmesi ve her gün yanınıza oturması" ( çok dertliyim lan) madem bu başlık var o halde konuyu bu başlık altında inceleyelim.

efendim malumunuz o'dur ki işletmeler çalışanları için servis tutar. bu servisler her sabah ve her akşam olmak üzere sizin evin kapısına kadar getirir götürür. işte olayda burda başlıyor.

her sabah "ulan bu saatte kalkılır mı" serzenişiyle kaltığınız sıcacık yatağınızdan paldur küldür hazırlanıp işe gelirsiniz. bu arada servis şöförünüz ibrahim tatlıses ve türevlerini dinlemiyorsa, adam aşmışsa olayı, bilumum cıstak cıstak parça söyleyen popçular arka fonda yankılanıyorsa klip çekmek kaçınılmazdır bilirsiniz.

hergün bindiğiniz arabada belli yeriniz olur. orası size ayrılır, (ASLINDA evde de böyledir bu olay, yemek masasında da belli yeriniz olur, evin bir koltuğu da kendinize ayırırsınız. Başka yere oturdunuz mu ters gelir. asılı kalırsınız.) o koltuk sizindir vs.

çalıştığınız yerde sizi kankanız seçen kişi yanınıza oturur ve şişkodur.

arabalarda cam kenarlarının altında keçe gibi halıfilex ya da her neyse o zımbırtı ile kaplanır bildin mi? işte o kişi yanınıza oturduğunuda nefes alamazsınız. sol bacağınız keçeye yapışır, sol omuz cam sineği gibi cama konar. kadının sol kolu sizin sag tarafı kaplar. darallar gelir, ayıp olmasın diye hareket etmezsiniz.edemezsiniz. kadının sol bacağı sizin sağ bacağınızı ezer. sağ bacak kadının terinden ıslanır, erir bir deri bir kemik kalır.

yazın da gelmesiyle, terden asit yağmuruna tutulmuş gibi incelen bacağınız bu olayı her sabah yaşar. doğal zayıflama yöntemidir.

Tanım: artık o iri arkadaş hangi bacağa, kola yapıştı mı tüm kaslar erir. sağ omuz cama yapışıktır artık. Arabada yankılanan her şarkıya Çektiğiniz kliplerinin teması; "cendere içinde acı çekmektir". Bu arkadaş arada, bacağınıza yapışan bacağını çeker gibi yapıp sizi sevinçlere gark eder. işte o sıra nefes aldın aldın yoksa cam sineği tadında yaşamaya devam edilir.

hele de bu, servise sizden önce falan bindiyse ( kaldi ki kadın servise binerken arkasında kimse durmuyor o derece sen anla) ayıp olmasın diye yanına oturursanız vay anam vay... yanından kasıt, vücudun sag kısmının bildiğin koridorda yolculuk etmesi lan.

(bkz: tost)
duruma göre;
(bkz: kaşarlı tost)

eğer siz de şişmansanız o yolculuk başlamadan biter.

"+pardon.. kalkmak istiyorum da duraga yaklaştık.
-...
+şey üzerime çıkmışsınız da." * diyaloğunun yaşandıgını gormenize sebebiyet verir.

olmaması için binlerce kez dua edilen durumdur.
ulan her seferinde de olur!

recep ivedik gibi cama yapışacağınızın resmidir.

dağıtılan meyva suyundan pipet* vasıtasıyla otlanacak olan şişmandır.

cam kenarında oturan sizseniz ve ondan önce inecekseniz, müsaade istediğinizde yerinden kalkmaz sadece bacaklarını koridora doğru çevirirse, yerinizden çıkabilmek için önce iki elinizde onun önündeki koltuğu kavrayacak, tek bacağı koridora atacak ve buna benzer birçok akrobatik hareket yapmak zorunda kalacaksınızdır.

mutlak suretle başıma gelen vahim durum. ne zaman yanımdaki koltuk boş olsa eyvah diyorum ve otobüs belli bir süre sonra duruyor, kapı açılıyor ve evet diyorum bu, ahanda geliyor şimdi yanıma ki o kadar boş koltuk var ne diye benim yanıma kesilir bileti. elinde bir dünya torbasıyla gelir, ne kendi sığar, ne torbaları sığdırır, kolu koluma, bacağı bacağıma, torbaları ayağıma değer. felç olarak yolculuğa devam.

bir de kucağında çocuğu olanlar dek geliyor arada. zaten ya öylesi ya böylesi. bebeği pişpişleyip durur, sevmek zorundaymışsınız gibi sizi gösterir çocuğa, bak ablaya...e abla naapsın mecbur "ah canıııım ne tattlııııııı" falan diyecek, iki dakika sonra o bebek zır zır ağlayacak. bir ara yolculuk yapmaya korkuyordum yeminle.

kolçak kavgasının başlamadan bittiği andır.

cam kenarındaysanız sıkışma tehlikesi, diğer tarafta iseniz düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmanızla sonuçlanan durum.

pamugumsu bir yolculuk yapmaniza neden olacak eylemdir.

Durum her iki taraf açısından da zordur, yanına oturulan kişi de şişmansa işte o zaman bu bir felaket haberidir.

seçim hakkı olsa tercih edilmeyecek durum. iyi tarafından bakılacak olunursa, şişman insanın sağa sola hareket edecek kadar alana sahip olmamasıdır.

koltuğunun yarısını onunla paylaşmak zorunda kalma durumudur.

çok vahim ve elim bir olaydır. Allah nasip etmesin kimseye.

yanına oturduğunda şıkışma acısını çekmemek, bir de bahtına kızmamak için(gele gele bu mu geldi)*kişiyi koridorda gördüğün an kalkacaksın. en temizi ayakta gitmek.